10. Ceza Dairesi 2020/20617 E. , 2021/704 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/02/2017 tarihli ve 2016/512 esas, 2017/64 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 02/11/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli Emre Şahin hakkında, 25/07/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 05/10/2016 tarihli, 2016/9254 soruşturma, 2016/2691 esas ve 2016/2237 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede şüpheli hakkında daha önceden kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, yükümlülüklerini ihlalde ısrar etmesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak 11/07/2016 tarihli ve 2016/2034 sayılı iddianame ile Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, bu nedenle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi uyarınca yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
2-Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 28/02/2017 tarihli ve 2016/512 esas, 2017/64 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, 2 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın 23/03/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
3-Dairemizin 14/10/2020 tarihli ve 2020/7292 esas, 2020/5552 sayılı kararının incelenmesinde;
a)Şüpheli hakkında, 27/02/2016 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” eylemi nedeni ile Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda 11/04/2016 tarihli ve 2015/14509 soruşturma, 2016/145 sayılı karar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, kesin olarak karar verildiği,
b)Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, şüphelinin yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kaydın kapatılmasına karar verilerek dosyanın Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
c)Şüpheli hakkında 16/03/2016 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” eylemi nedeni ile Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda 15/04/2016 tarihli ve 2016/3585 soruşturma, 2016/156 sayılı karar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, kesin olarak karar verildiği,
d)Düzce Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, şüphelinin yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kaydın kapatılmasına karar verilerek dosyanın Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
e)Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararları kaldırılarak her iki soruşturma dosyasının birleştirilmesine karar verildiği ve şüphelinin 27/02/2016 ve 16/03/2016 tarihli eylemleri nedeniyle, 11/07/2016 tarihli, 2015/14509 soruşturma, 2016/2446 esas ve 2016/2034 sayılı iddianame ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca iki kez cezalandırılması istemi ile Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
f)Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/444 esas, 2017/ 268 sayılı kararı ile; sanığın 27/02/2016 tarihli eylemi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın 16/03/2016 tarihli eylemi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verildiği, kararın 21/11/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
g)Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin işbu kararına karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine; Dairemizin 14/10/2020 tarihli ve 2020/7292 esas, 2020/5552 sayılı kararı ile, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedavi/denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişikin kararların, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğinin sağlanması için mahkemece kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 223/8-2. cümlesi uyarınca şartın gerçekleşmesini beklemek üzere kamu davasının durmasına ve şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/444 esas, 2017/268 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince değişik gerekçe ile kanun yararına bozulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/02/2017 tarihli ve 2016/512 esas, 2017/64 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, daha önce sanığın 27/02/2016 tarihinde işlemiş olduğu uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan yapılan soruşturma evresi sonunda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/04/2016 tarihli ve 2015/14509 soruşturma, 2016/145 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararı müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11/07/2016 tarihli ve 2015/14509 soruşturma, 2016/2446 esas, 2016/2034 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın atılı suçtan mahkumiyetine ilişkin Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/444 esas, 2017/268 sayılı kararını kapsayan dosyanın Genel Müdürlüğümüzün 22/07/2019 tarihli ve 94660652-105-81-8422-2019-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve halen Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2020/7292 esas sayılı dosyası üzerinden inceleme sırası beklediği gözetilerek yapılarak incelemede,
Somut olayda, Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/512 esas, 2017/64 sayılı kararına konu olan ve 25/07/2016 tarihinde işlenen atıla suça ilişkin olarak, daha önce aynı suçla ilgili olarak yukarıda belirtilen 11/04/2016 tarihli kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı verilmesini takiben, sanığın erteleme süresi içinde yükümlülüklerine uymadığından bahisle yine yukarıda zikredilen 11/07/2016 tarihli ve 2015/14509 soruşturma sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı cihetle, 25/07/2016 tarihli eylemine ilişkin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemeyeceği gerekçesiyle inceleme konusu kamu davasının açıldığı nazara alındığında,
Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 09/12/2019 tarihli ve 2019/2360 esas, 2019/7718 karar sayılı ve Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 26/05/2016 tarihli ve 2016/1582 esas, 2016/3201 karar sayılı ilâmları ile benzer diğer ilamlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, şüpheli hakkında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/04/2016 tarihli ve 2015/14509 soruşturma, 2016/145 kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesin olarak verildiği, sanığa anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/02/2017 tarihli ve 2016/512 esas, 2017/64 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ...’in daha önce 27/02/2016 tarihinde işlemiş olduğu uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/04/2016 tarihli ve 2015/14509 soruşturma, 2016/145 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararı takiben, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11/07/2016 tarihli ve 2015/14509 soruşturma, 2016/2446 esas, 2016/2034 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/444 esas, 2017/268 sayılı sanığın atılı suçtan mahkumiyetine ilişkin kararın Dairemizin 14/10/2020 tarihli ve 2020/7292 esas, 2020/5552 sayılı kararı ile kanun yararına bozulmasına karar verildiği gözetilerek yapılan incelemede,
Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/512 esas, 2017/64 sayılı kararına konu olan ve 25/07/2016 tarihinde işlenen atılı suça ilişkin olarak, daha önce aynı suçla ilgili olarak yukarıda belirtilen 11/04/2016 tarihli kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı verilmesini takiben, sanığın erteleme süresi içinde yükümlülüklerine uymadığından bahisle 11/07/2016 tarihli ve 2015/14509 soruşturma sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı cihetle, şüphelinin 25/07/2016 tarihli eylemine ilişkin yeniden kamu davasının açılmasının
./..
ertelenmesi kararı verilemeyeceği gerekçesiyle inceleme konusu kamu davasının açıldığı dikkate alındığında;
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan 'Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.' şeklindeki düzenleme gereği, 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmesinin gerektiği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, şüpheli hakkında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/04/2016 tarihli ve 2015/14509 soruşturma, 2016/145 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesin olarak verildiği, sanığa anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle yapılan tebligatların hukuki sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından, kamu davasının açılma koşulunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Dolayısıyla, bu usulsüzlüğü ortadan kaldırmak için, şüpheliye “kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi gerektiğinden mahkemece kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D)Karar:
Açıklanan nedenlere göre; kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/02/2017 tarihli ve 2016/512 esas, 2017/64 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 20/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.