4. Ceza Dairesi 2019/959 E. , 2019/4731 K.
Tehdit suçundan sanık ...'un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle ve 43/2. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Konya (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/05/2011 tarihli ve 2010/839 esas, 2011/810 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/12/2015 tarihli ve 2013/28064 esas, 2015/39350 karar sayılı ilâmı ile düzeltilerek onanması sonucu kesinleşmesini müteakip, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının, anılan kararın infazını müteakip, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesine yönelik talebinin, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasını infaz ettiğinden bahisle reddine ilişkin Konya (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli ve 2010/839 esas, 2011//810 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2018 tarihli ve 2018/512 Değişik İş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 21/01/2019 gün ve 94660652-105-42-14580-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2019 gün ve 2019/8259 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2018 tarihli ve 2018/512 değişik iş sayılı kararı ile hükümlünün hakkında hükmolunan cezaları infaz ettiğinden bahisle itirazın reddine karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, sanığın tehdit ve hakaret suçlarından hükmedilen hapis cezalarını, 21/03/207 tarihli yerine getirme fişinden de anlaşılacağı üzere 14/03/2017 tarihinde infaz ettiği, sanığın üzerine atılı tehdit suçunun, 'infaz tarihinden önce' 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince uzlaşma kapsamına alındığı, bu kapsamda sanığın cezasının infaz edilmesinden önce uzlaştırmaya ilişkin düzenlemenin yürürlüğe girdiği, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanığın cezasının infazından önce hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesine ilişkin talebinin olmaması hususunun sanığın aleyhine bir durum oluşturmayacağı anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usûllere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ...'un, TCK'nın 106/1-1. cümle ve 43/2. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Konya (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/05/2011 tarihli ve 2010/839 esas, 2011/810 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/12/2015 tarihli ve 2013/28064 esas, 2015/39350 karar sayılı ilâmı ile düzeltilerek onanması sonucu kesinleşmesini müteakip, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının, anılan kararın infazını müteakip, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesine yönelik talebinin, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasını infaz ettiğinden bahisle reddine ilişkin Konya (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli ve 2010/839 esas, 2011//810 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2018 tarihli ve 2018/512 Değişik İş sayılı kararının, sanığın tehdit ve hakaret suçlarından hükmedilen hapis cezalarını, 21/03/207 tarihli yerine getirme fişinden de anlaşılacağı üzere 14/03/2017 tarihinde infaz ettiği, sanığın üzerine atılı tehdit suçunun, 'infaz tarihinden önce' 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince uzlaşma kapsamına alındığı, bu kapsamda sanığın cezasının infaz edilmesinden önce uzlaştırmaya ilişkin düzenlemenin yürürlüğe girdiği, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanığın cezasının infazından önce hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesine ilişkin talebinin olmaması hususunun sanığın aleyhine bir durum oluşturmayacağı anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usûllere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık ...'a yükletilen ve hükümden sonra uzlaştırma kapsamına alınan, TCK'nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçuna ilişkin cezanın infaz edilmesi durumunda, uzlaştırma yapılmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Genel Kurulu'nun 29/05/2018 tarihli ve 2017/15-496 esas, 2018/246 sayılı kararında belirtildiği üzere; uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, 'Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir' hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'un ikinci maddesiyle, 5237 sayılı TCK'nın 73. maddesinin başlığında yer alan “uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK'nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir. CMK'nın 5560 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değiştirilen 253. maddesinin üçüncü fıkrası; '(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez.' biçimdeyken 09/07/2009 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanun'un sekizinci maddesiyle anılan fıkraya 'Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz' cümlesi eklenmiştir. 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı 'Uzlaştırma' olarak değiştirilmiş ve 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK'nın 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun'un 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir. Uzlaştırma kurumu, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecek, bu uygulama sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacak, 5237 sayılı Kanun'un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir.
Dairemizin 08/03/2018 tarihli ve 2018/1162 esas, 2018/4745 sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı üzere, yerine getirilen hükümler yönünden uzlaştırma, sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
Uzlaştırma CMK'nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde '(1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.' denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık ...'un 11/03/2010 tarihinde katılanları telefonla arayarak sinkaflı şekilde sövüp 'Canınıza mı susadınız, sonunu kendin düşün, aileni kaldırırım' şeklinde sözlerle tehdit ve hakaret ettiğinden bahisle yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde Konya (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/05/2011 tarihli ve 2010/839 esas, 2011/810 sayılı kararıyla sanığın, TCK'nın 106/1-1.cümle, 43/2, 125/1 ve 43/2. maddeleri uyarınca sırasıyla 6 ay 7 gün ve 3 ay 22 gün hapis cezalarıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükümlerin sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 07/12/2015 tarihli ve 2013/28064 esas, 2015/39350 karar sayılı ilâmı ile '...Sanığın, yağma suçuna ilişkin 23.06.2000 tarih ve 252/190 sayılı eski mahkumiyet kararı bulunduğu, yüklenen suçun da anılan ilamdaki cezanın koşullu salıverme ile hak ederek salıverme tarihleri arasında işlediği anlaşılmakla, mahallinde, 765 sayılı Kanunun 17, 5275 sayılı Kanunun 107/12. maddesi gereğince. koşullu salıverme kararının geri alınması hususunun değerlendirilmesi için mahkemesine ihbarda bulunulmasının mümkün olduğu...' biçimindeki eleştiriyle düzeltilerek onanmasına karar verildiği, hükümlerde tayin olunan cezaların 14/03/2017'de yerine getirildiği, Cumhuriyet savcısı tarafından 27/04/2018 tarihinde, sanığın incelemeye konu suçları Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1998/252 esas ve 2000/190 sayılı kararıyla hükmolunan 12 yıl 6 ay hapis cezasından dolayı şartla tahliye olduktan sonra bihakkın tahliye tarihi olan 29/11/2012'den önce işlemesi nedeniyle 6763 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişiklik çerçevesinde ek karar talebinde bulunulduğu, Konya (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli ve 2010/839 esas, 2011/810 sayılı ek kararıyla cezaların infaz edildiği gerekçesiyle talebin reddedildiği, bu ek karara Cumhuriyet savcısı tarafından 07/05/2018 tarihinde itiraz edildiği, mercii Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2018 tarihli ve 2018/512 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla itirazın reddedildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Ayrıntıları yukarıda hukuksal değerlendirme kısmında açıklandığı üzere; uzlaştırma kurumu, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle, 5237 sayılı Kanun'un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir. Yerine getirilen hükümler yönünden ise, uzlaştırma sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
Sanığın incelemeye konu tehdit ve hakaret suçlarını, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1998/252 esas ve 2000/190 sayılı kararıyla hükmolunan 12 yıl 6 ay hapis cezasından dolayı şartla tahliye olduktan sonra bihakkın tahliye tarihi olan 29/11/2012'den önce işlemesi nedeniyle Cumhuriyet savcısı tarafından 27/04/2018 tarihinde 6763 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişiklik çerçevesinde bu suçlar yönünden ek karar talebinde bulunulmuştur.
6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde sanık ...'a yükletilen TCK'nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçu uzlaştırma kapsamına alınmış, sanığa yükletilen hakaret suçu ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehditle beraber işlenmesi nedeniyle uzlaştırma kapsamında bulunmamakla birlikte yeni düzenlemeyle tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması sebebiyle bu suçun da uzlaştırma kapsamına girdiği ve her iki suç yönünden uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.Sanık ...'un incelemeye konu olan ve hükümden sonra uzlaştırma kapsamına alınan tehdit ve hakaret suçlarını, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1998/252 esas ve 2000/190 sayılı kararıyla hükmolunan 12 yıl 6 ay hapis cezasından dolayı şartla tahliye olduktan sonra bihakkın tahliye tarihi olan 29/11/2012'den önce işlediği görülmektedir. Eğer incelemeye konu hakaret ve tehdit suçları yönünden uzlaştırma işlemleri olumlu sonuçlanırsa CMK'nın 254/2. maddesi gereğince, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde ise, sanık hakkında, CMK'nın 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilecektir. Her iki durumda da, sanığın koşullu salıverme ile hak ederek salıverme tarihleri arasında suç işlediğinden bahsedilemeyecek, şartları varsa sanığın başkaca hükümlülükleri koşullu salıverilme kararının geri alınmasına esas teşkil edebilecektir. Bu açıklamalar karşısında; tehdit ve hakaret suçları yönünden TCK'nın 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanmasında sanığın hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, Cumhuriyet savcısının talebinin kabulü gerekirken cezaların yerine getirilmiş olması sebebiyle talebin reddine ilişkin Konya (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli ve 2010/839 esas, 2011//810 sayılı ek kararında ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2018 tarihli ve 2018/512 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2018 tarihli ve 2018/512 Değişik İş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 20/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.