T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2001
KARAR NO: 2021/1735
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/02/2019
NUMARASI: 2016/293 Esas 2019/224 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ...'ın sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araçla davacı ...'e çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazanın oluşumunda davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunu, davalı hakkında Bakırköy 38.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/462 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, diğer davalı ...'nun aracın maliki olup aracın davalı ... Sigorta'nın ZMMS poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin aylarca hayati tehlike altında yaşam mücadelesi verdiğini, vücudunda birçok kırık ve yara oluştuğunu, bu nedenle uzun süre tedavi gördüğünü belirterek toplam 20.000,00 TL maddi tazminat ile ... için 20.000,00 TL, ... için 100.000.00 TL, baba ... için 30.000,00 TL, anne ... için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 180.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan aracın müvekkili tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalanmış olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olduğunu, tedavi giderlerinden müvekkili sorumlu olmayıp SGK'nın sorumlu olduğunu, davacılar tarafından davadan önce müvekkiline başvuru yapılmamış olması nedeniyle müvekkilinin temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin araç ile seyir halindeyken park halindeki araçların arasından topun peşinden aniden yola fırlayan ...'e çarptığını, müvekkilinin hızının düşük olduğunu, müvekkilinin park halindeki araçların arasından aniden çıkan davacıyı fark edip durmasının mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkilinin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunun, ayrıca manevi tazminat koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, '1-Tüm davalılar aleyhine açılmış olan maddi tazminat istemine ilişkin davanın feragat nedeniyle Reddine, 2-Davalılar ... ve ... aleyhine açılmış olan manevi tazminat istemine ilişkin davanın Kısmen Kabulüne, 3-Davacı ... için 25.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL ve davacı ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13/07/2015 tarihinden itibaren davalılar ... ve ...'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,' karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvurusunda özetle; Mahkemece verilen manevi tazminat tutarı çok düşük olduğunu, kararın manevi tazminat yönünden reddedilen kısımlar açısından bozulması gerektiğini, dava sürmekte iken davalılardan ... Sigorta A.Ş. ile maddi tazminat açısından anlaşarak karşılıklı olarak birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri almayacaklarına dair anlaşıp mahkemeye dilekçe vermiş olduklarını maddi tazminat yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda özetle; Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olmalıyken, Asliye Ticaret Mahkemesine dava açılmış olduğunu, mahkemenin itirazları konusunda olumlu veya olumsuz bir karar vermeden davayı bitirmiş olduğunu, taksirle işlenen ve mağdurun 3 kat fazla kusurlu olduğu bir yaralanma olayında hükmolunan manevi tazminat miktarının çok fazla olduğunu, müvekkil ... için de hükmolunan manevi tazminat miktarının çok fazla olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 13.07.2015 tarihinde davalı ... adına kayıtlı, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı ... sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın yaya olan davacı ...’e çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacı ...'ın yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle davacı ...'ın maddi ve manevi, yakınları olan diğer davacıların ise manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Açılan davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki zorunlu trafik sigorta poliçesinden dolayı oluşacak ihtilafın çözümünde Türk Ticaret Kanunu'nda hükümler uygulanacağından başka bir ifadeyle ihtilafın TTK'da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle mutlak ticari bir dava söz konusu olup görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesi görevli olacağından davanın esasına girilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Göreve ilişkin istinaf talebi yerinde değildir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/03/2017 tarih, 2014/19001 E. ve 2017/3223K. sayılı, 30/03/2017 tarih, 2015/5763E. ve 2017/3414 K. sayılı,21/03/2017 tarih, 2014/20096E. ve 2017/3049 K. sayılı kararları). Karayolları Trafik Kanunu'nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK'da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK'nın 'manevi tazminat' başlıklı 56/1.maddesinde, 'Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ', yine 56/2.maddesinde ise 'Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.' şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı ...'in yaralanmasının mahiyeti ve iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile manevi tazminatın belirlenmesinde hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK'nın 56/1. maddesi kapsamında davacı ... lehine verilen manevi tazminat miktarının; yaralanmanın ağır bedensel zarar mahiyetinde olmasına göre TBK'nın 56/2. maddesi kapsamında davacı ...'in anne, babası ve kardeşi olan diğer davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Davacılar vekili yargılama sırasında, vermiş olduğu 26.07.2017 tarihli feragat dilekçesi ile sigorta şirketi ile karşılıklı sulh olduklarını, bu nedenle davalı sigorta şirketi bakımından maddi tazminattan feragat ettiklerini bildirmiş mahkemece tüm davalılar aleyhine açılmış olan maddi tazminat istemine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, bu davalarda davadan feragatte hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar ... ve ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından davacılar vekilinin bu yöne değinen istinaf talebinin kabulüne ve hükmün bu maddesinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Bu nedenle; davalılar ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalılar ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine, Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Tüm davalılar aleyhine açılmış olan maddi tazminat istemine ilişkin davanın feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Davalılar ... ve ... aleyhine açılmış olan manevi tazminat istemine ilişkin davanın KISMEN KABULÜNE, 3-Davacı ... için 25.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL ve davacı ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13/07/2015 tarihinden itibaren davalılar ... ve ...ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 4-Fazlaya ilişkin istemin reddine, 5-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.781,70 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.098,60 TL harcın davalılar ... ve ...ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 6-Davacı tarafça sarf edilen 683,10 TL peşin harç, 814,50 TL Adli Tıp ücreti, 418,90 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.916,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 670,77 TL yargılama giderinin davalılar ... ve ...ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Reddedilen maddi tazminat istemi yönünden davalılar ... ve ... lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına; Davalı ... Sigorta vekilinin beyanı doğrultusunda vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 8-Kabul edilen manevi tazminat yönünden davacılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince takdiren 8.050,00 TL vekalet ücretinin davalılar ... ve ...ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 9-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar ... ve ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince takdiren 8.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ve ...'na verilmesine, 10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a.Harçlar Yasası'na göre alınması gereken 4.781,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.195,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.586,25 TL harcın davalılar ... ve ...'ndan tahsili ile Hazineye irat kaydına, b.Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-a.İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 88,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılar ... ve ...'ndan tahsili ile davacılara verilmesine, b.İstinaf aşamasında davalılar ... ve ... tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2021