3. Ceza Dairesi 2021/7926 E. , 2021/10826 K.
I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.06.2021 tarih ve 2021/7926 sayılı yazısı ile; Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan şüpheliler ... ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02/06/2020 tarihli ve 2016/5091-(33) soruşturma, 2020/6630 esas, 2020/4962 sayılı iddianamenin iadesine dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2020 tarihli ve 2020/262 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/06/2020 tarihli ve 2020/290 değişik iş sayılı kararını müteakip, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden düzenlenen 30/09/2020 tarihli ve 2020/33902-(33) soruşturma, 2020/13379 esas, 2020/9938 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174. maddesine uygun bulunmadığından bahisle iadesine dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/10/2020 tarihli ve 2020/524 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli ve 2020/299 değişik iş sayılı kararı üzerine, bu defa ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden düzenlenen 28/10/2020 tarihli ve 2020/61342-(33) soruşturma, 2020/16254 esas, 2020/2074 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174. maddesine uygun bulunmadığından bahisle iadesine dair ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/11/2020 tarihli ve 2020/166 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/11/2020 tarihli ve 2020/606 değişik iş sayılı kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Kanun’un 282/1. maddesinde yer alan “Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.' şeklindeki,
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 11. maddesinde yer alan, 'Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır' ve aynı Kanunun 12. maddesinde yer alan, 'Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç) ve 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir.' şeklindeki,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 9. maddesinde yer alan 'Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir.' şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu bakımından görevli mahkemenin asliye ceza mahkemeleri olduğu ancak bağlantılı suçların farklı mahkemelerin görevine girmesi durumunda birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabileceği nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2020 tarihli kararıyla şüpheliler hakkında ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasından yargılama yapıldığı, bu nedenle suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun bu dosya ile bağlantılı olduğu, bu dosyanın sonucunun beklenilmesi ve anılan kararın kesinleşmesi gerektiğinden bahisle iddianamenin iadesine karar verilmesini müteakip, yeniden düzenlenen 30/09/2020 tarihli iddianamenin, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/10/2020 tarihli kararıyla mahkemece aynı konuda 11/06/2020 tarihinde iddianamenin iadesine karar verildiği ve itiraz üzerine ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/06/2020 tarihli ve 2020/290 değişik iş sayılı kararıyla bu kararın kesinleştiği ve bu kararda da suça konu dosyanın açılması için ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasında bir karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği gerekçesiyle iddianamenin yeniden iadesi karar verilmesi üzerine, bu defa ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden düzenlenen 28/10/2020 tarihli iddianamenin önceki iade kararları doğrultusunda ... 6. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/11/2020 tarihli kararıyla, şüphelilere atılı suçun 5237 sayılı Kanun’un 282/1. maddesinde yer alan suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama olduğu, cezanın üst sınırının 7 yıl olarak düzenlendiği, dolayısıyla yargılama yapma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174/1-a maddesi gözetilerek, anılan Kanunun 170. maddesinde belirtilen görevli mahkemeye dava açılması gerektiği gerekçesiyle iade edildiği anlaşılmakla,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, kaldı ki ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2020 ve 05/10/2020 tarihli kararlarında ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasının iddianame düzenlenen dosyayla bağlantılı olduğunun açıkça belirtildiği gibi ilgili dosyada verilen kararın kesinleşmesinin mahkemesince bekletici sorun yapılabileceği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 25/05/2021 gün ve 94660652-105-01-19351-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak, 23.06.2021 tarih ve 31520 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.07.2021 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararının II/1-a maddesi gereğince Yargıtay 16. Ceza Dairesi numarasının 3. Ceza Dairesi olarak değiştirilmesine müteakip devralınmıştır.
II-OLAY;
..., Aydın, ..., ..., ..., İstanbul, ...,..., ..., ... illerinde (49) şahsı dolandırıp haksız kazanç elde ettikleri, (60) şahsı ise dolandırmak üzere iken engellendikleri ayrıca bir kısım olaylarda suç üstü yakalamaların yapıldığı, müdafii eşliğinde ifadesinde olayları gerçekleştirdiklerini kabul ettiği belirtilen şüpheli ... liderliğinde oluşturuşturulduğu, yönetici ve üyeleri ile yardım edilenlerin tespit edildiği, eylemlerini ..., ..., Gaziantep, İstanbul, ..., ..., ... illeri ile... ilçesinden gerçekleştirdikleri, 3'üncü şahıslar adına bilgileri dışında açılmış açık hatlardan cep telefonu ile arayıp kendilerini polis, savcı, asker olarak tanıtarak, adlarının terör örgütü soruşturmalarına karıştığı vs... gibi hileli, korkutucu sözlerle kandırdıkları kişilerden, temin ettikleri hesaplara havale yaptırmak ya da altın ve para gibi değerli eşyalarını poşet içerisinde kendi alabilecekleri park, bahçe, cadde ve sokak gibi yerlere bıraktırmak sureti ile terör örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak baskı ve tehdit oluşturarak, yağma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri, takip sürecinde (49) müştekiden, 882.800.00-TL, 73.687 Dolar ve 7.641 Euro nakit para, 400.000-TL değerinde altın ayrıca 29 adet bilezik, 9 adet tam altın, 7 adet cumhuriyet altını, 60 adet yarım altın, 28 adet çeyrek, 2 metrelik altın zincir ve seti, 1 adet takı seti, 1 adet yüzük, 4 çift küpe, 55 adet kolye, 1 adet kolye seti, 5 adet bileklik, 1 adet pırlanta set, 5 adet Ata altını, 2 adet muhtelif küçük takı setini dolandırıp haksız kazanç elde ettikleri; (50) ayrı şahıstan ise 7.452.250,00-TL, 2.820 Dolar, 1.210 Euro, 210 Riyal para, 26 adet bilezik, 1 adet bileklik bilezik, 3 adet inci kolye, 3 adet Vakıfbank hatıra altını, 5 adet kolye ucu, 1 adet antika köstekli saat, 8 adet Reşat altını, 3 yarım altın, 1 adet tam Abdulhamit altın, 1 adet yarım Abdulhamit altın, 2 adet çeyrek altın, 2 çift küpeyi dolandırarak almaya çalıştıkları belirtilen çıkar amaçlı suç örgütü mensuplarına yönelik olarak, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, örgüt menfaatleri doğrultusunda suç işlemek, örgütle birlikte hareket etmek ve yardım etmek, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak, nitelikli dolandırıcılık, bilişim sistemleri ve bankaları aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık ve var olan terör örgütlerinin gücünden faydalanarak yağma' suçlarından başlatılan 2013/48709 sayılı soruşturma kapsamında alınan ifadeler ve yapılan takip ve dinlemelerden elde ettikleri suçtan kaynaklı gelirleri paylaştıkları değerlendirilen ve (49) olayda tespitleri yapılan (93) şüpheli hakkında düzenlenen, 07.03.2014 tarihli fezlekenin gönderilmesi sonrasında, İl Emniyet Müdürlüğünün 21.01.2016 tarih 2016/1 sayılı yazısı ile fezlekenin tanzimine kadar yapılan çalışmalarda suçtan elde ettikleri geliri kaynağından uzaklaştırarak dönüştürdükleri ve aklamaya çalıştıkları belirtilen şüpheli sahıslarla, akrabaları ve araştırma sırasında tespit edilebilecek diğer kişiler haklarında, malvarlığı araştırılmasının yapılması ve konuyla alakadar şahısların ifadelerinin alınabilmesi için gerekli iznin verilmesi talebi üzerine, şüpheliler hakkında, 2016/5091 soruşturma sayısına kayden, TCK'nın 282/1 maddesinden, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır.
Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.01.2016 tarihli yazısı ile kolluğa, belirtilen şüpheliler ve akrabaları ile araştırma sırasında tespit edilecek diğer kişiler hakkında suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama suçundan elde edilen gelirin, yasal sisteme sokulup sokulmadığının tespiti için MASAK ile koordineli çalışma yapılarak, araştırma yapılması talimatı verilmiştir.
Bu kapsamda, aklamaya çalıştıkları anlaşıldığından elde edilemeyen suç gelirinin de araştırılmasına yönelik hazırlanan 08.09.2016 tarihli raporda özetle, toplam (927) şahısla ilgili yapılan araştırma neticesinde temin edilen bilgi ve belgelerden, tape kayıtlarından, bilgilerine başvurulan Binnaz Koldaş ve Hasan Gülmez'in beyanlarından, öncü suç tarihlerinden sonra şahısların temin edilen banka hesaplarının para hareketlerinde herhangi bir şüpheli işlemin tespit edilemediği fakat örgüt lideri olduğu belirtilen şüpheli ... ile bacanağı ... ve annesi ... ile ilgili olarak, yasal gelirleri ile edindikleri araçlar ve gayrimenkuller arasında orantısızlık olduğu, hayatın olağan akışı içerisinde, gelirleri ile hane halkı geçim standardı ve zorunlu giderler hesaplandığında, tespiti yapılan araçlara ve gayrimenkullere mevcut gelirleri ile sahip olamayacaklarının, işlemlerinin şüpheli olduğunun değerlendirildiği belirtilmiştir.
İl Emniyet Müdürlüğünün 08.09.2016 tarihli yazısı ile örgüt lideri ...’ün tespit edilen görüşmesinden, suçtan elde etmiş olduğu gelir ile ev yaptırdığı, tır ve servis minibüsü aldığı, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesince satılamaz şerhinin bulunan tırı bacanağı Mesul Akbayram'ın adına tescil ettirdiği, yapılan tahkikatta şüpheli şahısların suçla elde ettikleri geliri kaynağından uzaklaştırarak dönüştürdüklerinin ve de aklamaya çalıştıklarının anlaşılması nedeni ile elde edilemeyen suç gelirinin araştırılması gereği duyulması sebebi ile sistemlerden kimlik tespitleri yapılan (927) şahıs hakkında, öncül suç tarihi olan 15.08.2013 tarihi sonrasına yönelik mal varlığı araştırması yapıldığı, araştırması yapılan şahıslardan Ahmet ve Fatih isimli şahısların yasal gelirleri, suç tarihinden sonra mal edinimleri ile banka hesap hareketleri arasında orantısızlık olduğunun tespit edildiğinden, adı geçen şahısların, suçtan elde edilen gelirle edinildiği değerlendirilen mal varlıklarına el konulabilmesi için gerekli MASAK raporunun aldırılması talep edilmiştir.
... Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.06.2016 tarih, 2016/5091 soruşturma numaralı yazısı ile Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığından, TCK'nın 282 maddesinde belirtilen suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama ve 5549 sayılı Kanun hükümleri uyarınca mal varlıklarına el konulması amacıyla başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan tahkikat evrakları ve rapor ile dosya gönderilerek, (93) şüpheli hakkında suçtan elde edilen gelir ile edinildiği değerlendirilen mal varlıklarına el konulabilmesi amacıyla rapor düzenlenmesi istenmiştir.
MASAK raporunun beklendiği süreçte; İl Emniyet Müdürlüğünün 23.05.2017 tarihli yazısı ile şüphelilerin suç işlemeye devam ettiklerinin, 27.02.2017 tarihinde Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliğince 2016/82315 soruşturma numarası ile işlem yapıldığının, bu kapsamda hazırlanan 18.05.2017 tarihli rapora istinaden, şüphelilerin suçtan elde ettikleri değerlendirilen taşınır ve taşınmazlarına 668 sayılı KHK'nın 3/1-ı maddesince, iyi niyetli 3. kişilere satacakları düşünüldüğünden tedbir konulması istenilmiştir. 18.05.2017 tarihli raporda özetle, şüpheli ...'un Barut Çınar, Mustafa Avşar, Mehmet Avşar, adlı şahıslardan aldığı taşınmazlar ile aracının yine adına olan çekici ve römorkun, ... adına kayıtlı iki taşınmazın, ... adına kayıtlı minibüsün, ... adına çekici ve römorkun, suçtan elde edilen gelir ile elde edilerek aklanmaya çalışıldığının değerlendirildiği belirtilmiştir. Yapılan isteme binaen, şüpheliler ..., ..., ... ve ...'un suç işlemek amacı ile örgüt kurmak ve yönetmekten suçlarından belirtilen mal varlıklarına, ... 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 24.05.2017 tarih, 2017/2328 değişik iş sayılı kararı ile tedbir konulmuştur. Fakat, Cumhuriyet savcısınca dosyadaki suçun nitelikli dolandırıcılık suçu olması nedeni ile suç işlemek amacı ile örgüt kurmak ve yönetmekten suçlarından tedbir konulduğundan, kararın düzeltilmesine dair yapılan 29.05.2017 tarihli itirazı üzerine, ... 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 29.05.2017 tarih, 2017/2328 değişik iş sayılı kararı ile karar düzeltilmiştir. Bu kapsamda süreçte, şüphelilerin ayrıca bazılarına yönelik vekaletname ibraz eden müdafileri tarafından sunulan dilekçeler ya da CİMER başvuruları ile konulan tedbirlerin kaldırılmasına dair istem veya itirazlarda bulundukları, yapılan istemlerin veya itirazlarının gerek Hakimlik, gerekse merci kararları ile reddedildiği görülmüştür.
05.09.2016 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğünün, savcılık talimatı konulu yazısı ile Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığından; İl Emniyet Müdürlüğünden alınan yazıda yürütülmekte olan 206/32410, 2016/34201, 2016/32049 sayılı soruşturmalarla ilgili olarak verilen talimatlar kapsamında (35) şahsa yönelik TCK'nın 54 ve 55 ile CMK'nın 128 maddelerine göre yapılacak işlemlere esas tespitlerin yapılmasının istenildiğine dair evrak görülmüştür.
CMK’nin 6526 sayılı Kanun ile değişik 128 inci maddesi uyarınca düzenlenen 24.04.2018 tarihli ve 2018/SVT-XVHI-04/09 sayılı “Suçtan Elde Edilen Değere İlişkin MASAK raporunda özetle; tahkikat evraklarına ve fezlekeye konu '3, 4, 6, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 20, 22, 25, 26, 28, 31, 32, 33, 34, 36, 38, 39, 40, 42, 44 ve 45' nolu olaylarda, kolluk kuvvetlerince suçun gerçekleşmesinin önüne geçildiğinden mağduriyetin yaşanmadığı, '1, 2, 5, 7, 8, 10, 18, 19, 21, 23, 24, 27, 29, 30, 35, 37, 41, 43, 46, 47, 48, 49' nolu olaylar kapsamında, (93) şüphelinin kayıtları incelenerek, ayrıca olay bazlı öncü suç tarihlerinin belirtilmesi sureti ile '10 günlük makul süre sonrasında' kayıtlarının incelenmesinin yapıldığı fakat raporun genel tespitlerine dair kısımlarında ise 'öncül suç tarihi 15.08.2013' olarak belirtilmek sureti ile kayıtlarının incelendiği, araçların, taşınmazların tescil edildiği ve para transferi yapılan dönemde SGK tescil ve meslek bilgileri, gelir vergisi beyanları, kamuda çalışıp çalışmadıkları, adli ve cezai işlemlere dair UYAP kayıtları, mal varlıklarına dair kayıtlar ile banka hesaplarının ve işlemlerinin belirtilerek, bir kısım olaylarda ilgili bölümlerde, verilerde net bir tespitte bulunamamakla birlikte, müştekilerce teslim edildiğinin soruşturma dosyasında belirtilmesinin nazara alındığı da belirtilerek, 1, 2, 5, 7, 8, 10,18, 19, 21, 23, 24, 27, 29, 30, 35, 37, 41, 43, 46, 47, 48, 49 nolu olaylar kapsamında belirtilen tutarların suçtan elde edilen gelir olarak değerlendirilebileceği belirtilmiştir.
Dosya kapsamında,... Belediyesinin 26.04.2016 tarihli yazısı ile ... adına kayıtlı taşınmazın 22.04.2016 tarihinde resen kayıt altına alındığı ve 09.10.2012 tarihli emlak bildiriminin ...'ün imzası ile yapıldığının bildirildiği; taşınmaz satımlarına yönelik Binnaz Koldaş ile Hasan Gülmez'in 18.08.2016 tarihinde kollukta bilgilerine başvurulduğu; şüpheli sıfatı ile ifadelerinin alınması istenen ..., ..., ..., ... ve ...'ün ikametlerinin sorumluluk alanı dışında olması, ... 'ün ise tutuklu olması nedeni ile alınamadığına dair 30.05.2018 tarihli tutanağın tanzim edildiği; ayrıca şüpheli Sema müdafiinin sunduğu, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 23.05.2017 tarih 2016/82315-60 soruşturma nolu, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan şüpheli hakkında dava açmaya yeter şüphe oluşturacak delil olmadığından kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar verildiği; tedbir kararı verilen ... ve müdafiinin yine ...'ün, Cihan Demir'in tedbirlerin kaldırılmasına yönelik taleplerini içerir dilekçe ve başvurularının bulunduğu görülmüştür.
26.06.2018 tarihinde ... ile ...'nün; 27.07.2018 tarihinde ...'ün, 01.08.2018 tarihinde ...'ın, 18.04.2019 tarihinde ...'ın, 29.03.2019 tarihinde ...'nun, 15.04.2019 tarihinde ...'ın kollukta; 06.04.2018 tarihinde ise SEGBİS sistemi aracılığı ile hazır edilen ...'ün Cumhuriyet Başsavcılığında, şüpheli sıfatı ile ifadeleri alınmıştır.
... Cumhuriyet Başsavcılığının 26.03.2020 tarih, 2016/5091-33 soruşturma nolu, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile şüpheli İbrahim Dülger hakkında atılı suçtan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Kararda 2013/48709 soruşturma sayılı evrak kapsamında şüpheliler hakkında 2014/1205 iddianame numarası ile ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esasına kamu davasının açıldığının, şüpheli hakkında atılı suçtan yürütülen bu soruşturma evrakında ise kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği belirtilmiştir.
Uyuşmazlık kapsamında birden fazla iade kararı verilmesi nedeni ile başlıklar halinde belirtilmesinde fayda görülmekle;
1-)İlk iade kararına konu iddianamenin tanzim edildiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/5091-33 soruşturması kapsamında;
... Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.06.2020 tarih, 2016/5091-33 soruşturma, 2020/6630 esas ve 2020/4962 iddianame numaralı, görevli ve yetkili ... Asliye Ceza Mahkemesine hitaben tanzim olunan ve 03.06.2020 tarihinde hakim tarafından havalesi yapılan, 2013- 2015 suç tarihlerinde, ...'da gerçekleştiği belirtilen, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan, açık kimlik ve ikamet bilgileri belirtilen şüpheliler; ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında, ... 6 Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 Esas sayılı dosyası delil gösterilerek tanzim olunan iddianamede özetle; cep telefonundan vatandaşların aranarak, savcı, polis denilerek dolandırılmaları olaylarının aydınlatılması kapsamında yapılan istihbari çalışma neticesinde, ..., Mehmet Halil Ergün, ..., Tarık Ergün ve ... yöneticiliğinde, İbrahim Düğer, Ramazan Coşkun ile birlikte açık kimliği tespit edilemeyen diğer bazı şahıslar organizesinde bir örgütün ... ilinde faaliyet gösterdiğine dair bilgiler edinildiği, şüphelilerin hiçbir işleri ve gelirleri olmadığı halde iki ayrı otoyu kullandıklarının, Mehmet Halit Ergün'ün 30.07.2013 tarihinde Kamil Sarıyıldız'ı bu yöntemle dolandırdığı, suçüstü yakalanarak İstanbul'da işlem yapıldığının tespit edildiği, durumun Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi üzerine 2013/48709 sayılı soruşturmanın başlatıldığı ve şüpheliler hakkında 2014/1205 iddianame ile ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esasına kayden kamu davasının açıldığı, daha sonrasında TCK'nın 282. maddesinde belirtilen suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama ve 5549 sayılı Kanun hükümleri gereğince mal varlığına el konulması amacıyla şüpheliler hakkında 2016/5091 sayılı soruşturmanın başlatıldığı, Asayiş Sube Müdürlüğü raporunda ... ve ...'ın yasal gelirleri suç tarihinden sonra mal edinimleri ile banka hesap hareketleri arasında orantısızlık olduğunun tespit edildiği, MASAK raporunda ise olay tarihleri ve makul bir süre olan 10 gün sonrasına yönelik soruşturma dosyası ile veritabanı içerisinde yer alan bilgi ve belgeler doğrultusunda;
Olay 8 'de; müşteki ...'dan dolandırılarak, 07.10.2013 tarihinde alınan 22.115-TL nakit paranın alınmasına dair olay kapsamında, şüpheli ...'nin aldığı parayı ...'e verdiği, onun da annesi ... isimli şahsa elden ulaştırdığı ve ... adına 11.03.2017 tescil tarihli arsanın örgüt lideri ...'e ait tape kayıtlarından hareketle bahse konu taşınmazın suçtan elde edilen değer kapsamında değerlendirilebileceği,
Olay 18'de; tutara ilişkin verilerde net bir tespitte bulunamamakla birlikte, müşteki...'ten dolandırılarak 06.11.2013 tarihinde alınan 4.000-TL nakit paranın Mehmet Boru tarafından alınarak elden ...'e vermek üzere Urfa iline gittiği, ... 'ün bacanağı ... adına 12.11.2013 tarihinde tescili yapılan servis minibüsünün satın alımında bu paranın kullanılmış olduğunun soruşturma evrakı içerisinde yer alan ...'e ait tape kayıtlarından anlaşıldığı, aracın suçtan elde edilen değer kapsamında değerlendirilebileceği,
Olay 19'da; tutara ilişkin verilerde net bir tespitte bulunamamakla, 01.11.2013 tarihinde müşteki Perihan Seyman'ın dolandırılarak alınan 4.000-TL nakit parasını şüpheli ... isimli şahsa, 11.11.2013 tarihinde 50.000-TL değerinde ziynet eşyasını teslim etmiş olduğu soruşturma evrakında belirtildiğinden, ... isimli şahsa 12.11.2013 tarihinde tescil edildiği ifade edilen servis minibüsünün satın alımında kullanılmış olduğunun ...'e ait tape kayıtlarından anlaşıldığı, olay günü ... tarafından ...'nün PTT hesabına gönderilen 4.500-TL'nin, ... tarafından örgüt yöneticisi ... isimli şahsın talimatı üzerine Ömer Yılmaz isimli şahsın banka hesabına gönderilen 14.427-TL'nin ve örgüt yöneticisi ... tarafından kardeşi ...'ın hesabına 13.11.2013-15.11.2013 tarihleri arasında yatırılan 13.472-TL tutarındaki paranın da suçlan elde edilen gelir kapsamında değerlendirilebileceği,
Olay 23'te; tutara ilişkin net bir tespitte bulunamamakla, soruşturma dosyasında müşteki ...k'un 190.000-TL'yi şüpheli ... isimli şahsa iki parça halinde 03 ve 04.12.2013 tarihlerinde teslim etmiş olduğu belirtildiğinden söz konusu tutarın suçtan elde edilen gelir kapsamında değerlendirilebileceği, ... isimli şüphelinin 04.12.2013 tarihinde üzerine tescil ettirdiği aracın satın alma bedelinin bu tutardan karşılanmış olabileceği, ayrıca parayı elden teslim alan Ramazan'ın tutarın bir kısmını ...'e elden teslim ettiğinin değerlendirildiği, ...'e ait tape kayıtlarının incelenmesi neticesinde de bacanağı ... isimli şahsa 09.12.2013 tarihinde tescil edildiği ifade edilen tırın satın alımında tutarın kullanılmış olduğunun anlaşıldığı, bahse konu aracın da suçtan elde edilen değer kapsamında değerlendirilebileceği,
Olay 24' te; tutara ilişkin net bir tespitte bulunamamakla, 04.12.2013 tarihinde müşteki Mahmut Yazgan'dan dolandırılarak alınan 363.185-TL'nin, şüpheli ... isimli şahsa teslim etmiş olduğu belirtildiğinden söz konusu tutarın suçtan elde edilen gelir kapsamında değerlendirilebileceği, ... isimli şüphelinin annesi ... üzerine 10.12.2013 tarihinde taşınmaz, 18.11.2015 tarihinde araç tescillerine rastlandığı, taşınmaz ve araç edinimlerinin suçtan elde edilen değer kapsamında değerlendirilebileceği,
Olay 27'de, erişim sağlanan mevcut veriler kapsamında, 10.12.2013 tarihinde müşteki ...k'ten dolandırılarak alınan 950-TL'nin, şüpheli ...'in temin ettiği... tarafından alınıp, bir kısmına kendisine kalanı ise ...'e, ...'inde ...'e gönderdiği, 736-TL tutarındaki paranın suçtan elde edilen gelir kapsamında değerlendirilebileceği,
Olay 35'te; erişim sağlanan mevcut veriler kapsamında, 24.12.2013 tarihinde, müşteki...'dan dolandırılarak alınan 35.000-TL değerindeki ziynet eşyasının, şüpheli ... isimli şahsın yönlendirdiği, şüpheli Ahmet Toktan'ın görevlendirdiği kimliği tespi edilemeyen bir şahsa elden teslim ettiği, değerin suçtan elde edilen gelir kapsamında değerlendirilebileceği, Ahmet Toktan'ın; 25.12.2013 tarihinde ... isimli şahsa 1.500- TL tutarında, 27.12.2013 tarihinde yine banka kanalı ile Hüseyin Yeloglu isimli şahsa 750-TL tutarında, 30.12.2013 tarihinde ise şüpheli ...'e 2.970-TL olmak üzere göndermiş olduğu toplam 5.250-TL tutarındaki paranın ve Ahmet Toktan'ın olaydan 3 gün sonra hesabında meydana gelen yaklaşık 6.000-TL'lik artışın suçtan elde edilen gelirle sağlanmış olabileceği düşünüldüğünün belirtildiği,
2013/48709 numaralı soruşturmada şüpheli olan ... ile gayrıresmi birlikte yaşayan şüpheli ... adına kayıtlı, çekici, römork ve otomobilin ayrıca...'da bir ve...'de iki adet taşınmazın suçtan elde edilen gelirle sağlandığının değerlendirildiği,
Suç işlemek suretiyle veya dolayısıyla elde edilen ekonomik değerlerin, meşruiyet görüntüsü kazandırılarak ekonomik sisteme sokulmasının aynı zamanda suç delillerinin değiştirilmesi, gizlenmesi ve dolayısıyla suçlunun kayrılmasının TCK'nın 282.maddesi kapsamında kaldığı,
MASAK raporunda belirtilen olayların birçoğunun kazanç müsaderesinin konusu olduğu ve bu olaylara iddianamede değinilmediği, sadece TCK'nın 282. madde kapsamında kalan olayların iddianame konusu edildiği,
2013/48709 sayılı soruşturma dosyasında elde edilen suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini gizlemek veya meşru yolla elde edildiği kanaati uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutan şüphelilerin, TCK'nın 282/1, 55/1, 53 ve adli sicil kaydı olanlar hakkında 58/6 maddeleri gereğince cezalandırılmaları, ...'nün...'da bulunan iki adet taşınmazının, ...'ın adına kayıtlı minübüsünün, ...'ın adına kayıtlı çekici ve römorkun, ...'un adına kayıtlı çekici, römork ve otomobilin ayrıca...'da bir,...'de iki adet taşınmazının, ... adına kayıtlı taşınmazın TCK'nın 55/1 maddesince müsaderesine karar verilmesi istenilmiştir. İddianamede ayrıca İbrahim Düger hakkında suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği belirtilmiştir.
03.06.2020 tarihinde havalesi yapılan iddianame, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.06.2020 tarih, 2020/262 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile özetle;
'a-Şüphelilerden ..., ... ve ...'in savunmalarının alınmadığı, ...'in adresinin tespit edildiği, şahıslar arasındaki akrabalıkta nazara alındığında bu yolla diğer şüphelilere, yapılacak olan bir araştırma ile ulaşılıp savunmalarının alınabileceği, iddianame kapsamı ve müsadere istemi nedeni ile savunmalarının alınmasının zaruri olduğu, dosyada ...'in tedbir kararına yönelik itiraz dilekçelerinin de mevcut olduğu, ulaşılamaması gibi bir durumun söz konusu olamayacağı, savunma haklarının kısıtlanmaması gerektiği,
b-Suçun iddianame anlatımında, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasında devam etmekte olan suç işlemek için örgüt kurma, nitelikli dolandırıcılık, nitelikli yağma suçları ile bağlantılı olarak işlendiğinin iddia olunması ve suçun oluşması için öncül suçun sübuta etmesi gerektiğinden ayrıca şüpheliler ..., ..., ..., ... ve ...'inde ... 6. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında yargılandıklarından fakat iddianame de ismi geçen örgüt yöneticisi ve üyesi oldukları iddia olunan ..., Mehmet Halit Ergün, Tarık Ergün, İbrahim Düğer, Ramazan Coşkun, ... gibi kişilerin de dosyada taraf olmadıkları ve isimlerinden sıkça bahsedilmesi, müşteki olarak ismi geçen şahıslarında Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada müşteki olarak yer almaları, dolayısıyla bu davanın sonuçlanmasının, iddianameye konu suç açısından önem arz ettiğinden, her iki dosyanın bağlantılı olduğu ve sonuçlanmasının beklenilmesi gerektiği,
c-İddianamede, suçun sübutuna mutlak etki edecek delillerden olan, her bir şüpheli açısından suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin gayri meşru kaynağının gizlemek amacıyla ne şekilde işlemlere tabii tutulduğunun, ne şekilde meşru bir yolla elde edildiğinin gösterilmediği,
d-Adlarına taşınmaz veya araç tescili yapılan, para gönderilen kişilerin bunları niçin kabul ettiklerinin, ne şekilde aldıklarının, suça ne şekilde iştirak ettikleri hususlarının açıklanmadığı' nedenleri ile 'suçun sübutuna mutlak etki edecek deliller toplanmadan ve tartışılmadan eksik soruşturmayla iddianame düzenlendiği' gerekçesi ile CMK'nın 174/1-a,b maddeleri uyarınca iddianamenin iadesine karar verilmiştir.
Cumhuriyet savcısı 15.06.2020 tarihli yazısı ile karara itirazda bulunmuştur. İtiraz gerekçeleri ise özetle;
a-CMK'nın 174. maddesine göre şüphelinin ifadesinin alınmamasının iade nedeni yapılamayacağı,
b-Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyanın neticesinin beklenmesinin atılı suçların zamanaşımına uğramasına neden olabileceği, bağlantı görüldüğü takdirde mahkemece bu hususun beklenmesi gerektiği,
c-İddianame de ismi geçen örgüt yöneticisi ve üyesi oldukları iddia olunan ..., Mehmet Halit Ergün, Tarık Ergün, İbrahim Düğer, Ramazan Coşkun, ... gibi kişilerin dosyada taraf olmadıkları ancak kimlere dava açılıp kimlere dava açılmayacağı yetkisinin Cumhuriyet Savcılarında olduğu ve karışılamayacağı,
d-İddianamede ve MASAK raporunda, şüphelilerin suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini gayrımenkul satın alarak, araç satın alarak, para transferi yaparak malların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tuttuklarının belirtildiği,
f-Adlarına gayri menkul veya araç tescili yapılan para gönderilen kişilerin gönderilen paraların, menkul ve gayri menkulleri niçin kabul ettikleri, bunların ne şekilde aldıkları, suça ne şekilde iştirak ettikleri hususlarının da açıklanmadığının belirttiği fakat CMK'nın 147. ve 148. maddelerine göre şüphelilerin özgür iradelerine göre ifadelerinin alındığı, adlarına gayri menkul veya araç tescili yapılan para gönderilen kişilerin gönderilen paraların, menkul ve gayri menkulleri niçin kabul ettiklerinin zorla açıklatılması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, şüphelilerin araç, taşınmaz tescil edildiği ve para transferi yapılan dönemde yasal bir gelirlerinin ve meslek kayıtlarının bulunup bulunmadığının, işsiz olup olmadıklarının, herhangi bir kredi çekme kaydı bulunup bulunmadığının, akrabalık durumları ve tape kayıtları dikkate alınarak mal varlıklarının suçtan elde edilen değer kapsamında değerlendirildiğinin iddianamede belirtildiği, hususlarına yöneliktir.
İtiraz nedenleri yerinde görülmediğinden, mahkemenin 15.06.2020 tarihli kararı ile dosya itiraz incelemesi yapılmak üzere itiraz mercii olan '... 6. Ağır Ceza Mahkemesine' gönderilmiştir.
... 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 24.06.2020 tarih, 2020/290 değişik iş sayılı kararı ile belirtildiği şekilde;
'...TCK 67/1-e maddesine göre ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 Esas sayılı dosyasının sonuçlanmasının suça konu dosyasının açılması için gerekli olduğu ve mahkememizin dosyasının kesinleşmesine kadar dava zaman aşımının duracağı anlaşılmakla itiraz edilen iddianamenin iadesine dair kararda, belirtilen gerekçelerin yerinde olduğu, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla... itirazın reddine'
Kesin olarak oy birliği ile karar verilmiştir. Kararı veren heyette mahkeme Başkanı Uğur Özenir (41096) ve üye hakimler Büşra Yavuz (194266), ... (215926) 'in imzaları bulunmaktadır.
Dosya iade kararın kesinleşmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/33902-33 numarasına kaydolunmuştur.
2-İade kararı üzerine soruşturma evrakının kaydedildiği ve ikinci iadeye konu Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/33902-33 sayılı soruşturması kapsamında;
02.07.2020 tarihinde şüpheli sıfatı ile ...'in Cumhuriyet Başsavcılığında, şüpheli sıfatı ile ...'in ve şüpheli sıfatı ile ...'in kollukta talimatla ifadeleri alınmıştır.
Şüpheliler hakkında karar takip formlarının tanzim edildiği ve adli sicil kayıtlarının çıkartılarak dosya içeriğine konulduğu görülmekle adli sicil kayıtlarında yer alan bilgilerin kontrolünde ...'in Kırıkhan Ağır Ceza Mahkemesi ve Artvin Ağır Ceza Mahkemesinde, ...'ın Gaziantep 5. Asliye Ceza Mahkemesinde, ...'in ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinde ve ...'ün adli sicil kayıtlarında, mahkumiyet veya HAGB kararlarının bulunduğu görülmüş, UYAP sisteminden yapılan incelemede, dolandırıcılık suçlarına konu eylemlerin benzer nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
... Cumhuriyet Başsavcılığının, 30.09.2020 tarih, 2020/33902-33 soruşturma, 2020/13379 esas ve 2020/9938 iddianame numaralı, görevli ve yetkili ... 2. Asliye Ceza Mahkemesine hitaben tanzim olunan ve 01.10.2020 tarihinde hakim havalesi yapılan, 2013- 2015 suç tarihlerinde, ...'da gerçekleştiği belirtilen, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan, açık kimlik ve ikamet bilgileri belirtilen şüpheliler; ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 Esas sayılı dosyası da delil gösterilerek daha önce iade edilen ve yukarıda özetle anlatımı belirtilen iddianamede yapılan olay anlatımıyla ve fakat iade sebebi olarak gösterilen şüpheliler ..., ... ve ...'inde ifadelerinin alındığı belirtilmek sureti ile şüphelilerin, TCK'nın 282/1, 55/1, 53 adli sicil kaydı olanlar hakkında 58/6 maddelerince cezalandırılmaları, ...'nün...'da bulunan iki adet taşınmazının, ...'ın adına kayıtlı minübüsünün, ...'ın adına kayıtlı çekici ve römorkun, ...'un adına kayıtlı çekici, römork ve otomobilin ayrıca...'da bir,...'de iki adet taşınmazının, ... adına kayıtlı taşınmazın TCK'nın 55/1. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi istenilmiştir. İddianamede ayrıca İbrahim Düger hakkında atılı suçtan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği belirtilmiştir.
05.10.2020 tarih ve 2020/524 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi ikinci kez iddianameyi iade etmiştir. İade nedenlerinin özetle;
- İddianameye konu suçun ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasında devam etmekte olan suç işlemek için örgüt kurma, nitelikli dolandırıcılık, nitelikli yağma suçları ile bağlantılı olarak işlendiğinin iddia olunduğu, Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve devam etmekte olan kamu davasına konu suçun iddianameye konu suç açısından öncül suç niteliğinde olduğu, suçun unsurlarının oluşabilmesi için Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasında sanıklara atılı suçların sübuta ermesinin gerektiği ayrıca dosya şüphelileri olan ..., ..., ..., ... ve ...'in Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasında yargılanmakta oldukları ancak iddianame de ismi geçen örgüt yöneticisi ve üyesi oldukları iddia olunan ..., Mehmet Halit Ergün, Tarık Ergün, İbrahim Düğer, Ramazan Coşkun, ... gibi kişilerin dosyada taraf olmadıkları fakat iddianamede sıkça bahsedildikleri, müşteki olarak ismi geçen şahıslarında Ağır Ceza Mahkemesinde müşteki olarak yer aldıkları dolayısıyla bu mahkemenin sonuçlanması iddianameye konu suç açısından önem arz ettiği, her iki dosyanın bağlantılı olduğu ve sonuçlanmasının beklenilmesinin gerektiği,
- Şüphelilerin suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin gayri meşru kaynağının gizlemek amacıyla ne şekilde işlemlere tabii tuttuklarının, ne şekilde meşru bir yolla elde edildiği hususunun suçun sübutuna mutlak etki edecek delillerden olmasına rağmen iddianamede gösterilmediği,
- Adlarına gayri menkul veya araç tescili yapılan para gönderilen kişilerin gönderilen paraların, menkul ve gayri menkulleri niçin kabul ettikleri, bunların ne şekilde aldıkları, suça ne şekilde iştirak ettikleri hususlarının da açıklanmadığı,
- Aynı nedenlerle daha önce de iddianamenin iadesine karar verildiği ve ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla da iade kararın kesinleştiği ve kararda ayrıca suça konu dosyanın açılması için Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında bir karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğinin yine iade kararındaki gerekçelerin yerinde görüldüğünün belirtildiği, kararın kesin nitelikte olması nedeni ile uyulmasının zorunlu olduğu...' belirtilerek, suçun sübutuna mutlak etki edecek deliller yeterince toplanmadan ve tartışılmadan eksik soruşturmayla iddianame düzenlendiğinden CMK'nın 174/1-a,b maddeleri uyarınca iddianamenin iadesine karar verilmiştir.
Cumhuriyet savcısı, 09.10.2020 tarih ve 2020/33902-33 sayılı dilekçesi ile karara itirazda bulunmuştur. Bu kapsamda itiraz nedeni belirtildiği şekli ile özetle;
'... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasının beklenmesinin şüphelilere atılı suçların zamanaşımına uğramasına neden olabileceği, mahkemece her iki dosyada bağlantı görüldüğü takdirde ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasının kendisinin beklemesi gerektiği, ... ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin... dosyasında bir karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesinin beklenmesi şüphelilere atılı suçların zamanaşımına uğraması tehlikesi nedeniyle beklemesinin mümkün olmadığı, Cumhuriyet Başsavcılığımızda herhangi bir işlem yapılmadan soruşturma dosyasının yıllarca bekleyemeyeceği...' hususundadır.
... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2020 tarihli kararı ile itiraz yerinde görülmediğinden dosya incelenmek üzere itiraz merciine gönderilmiştir.
... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.10.2020 tarih ve 2020/299 değişik iş sayılı kararı ile özetle '...incelenen dosya içeriğine, sanığın üzerine atılı suçun niteliğine ve iddianamede olayın anlatılış biçimine, mahkemece verilen iddianamenin iadesi gerekçesine göre ... Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine...' kesin olarak oybirliği ile karar vermiştir.
Soruşturma dosyası 2020/61342-33 sayılı soruşturma evrakına kaydedilmiştir.
3- Bu kez Ağır Ceza Mahkemesine hitaben düzenlenen ve iade kararı verilen, kanun yararına bozmaya konu karara esas teşkil eden 2020/61342-33 sayılı soruşturma kapsamında;
... Cumhuriyet Başsavcılığının 09.10.2020 tarih, 2020/61342-33 soruşturma ve 2020/2074 iddianame numaralı, görevli ve yetkili '... 6. Ağır Ceza Mahkemesine' hitaben, 'birleştirme talepli' tanzim olunan ve 04.11.2020 tarihinde hakimlikçe havalesi yapılan, 2013- 2015 suç tarihlerinde, ...'da gerçekleştiği belirtilen, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan, açık kimlik ve ikamet bilgileri belirtilen şüpheliler; ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında, deliller arasında ... 6 Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 Esas sayılı dosyası da gösterilerek, safahatta ayrıntıları özetle belirtilen iade edilen iddianameler kapsamındaki olay anlatımı yapılarak ve ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ... 2. Asliye Ceza Mahkemesine şüpheliler hakkında dava açıldığı, düzenlenen iddianamenin ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından iade edildiği, iadesi sebeplerinde şüpheliler ..., ... ve ...'in savunmalarının alınmadığı ve ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 Esas sayılı dosyasında bir karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğinin belirtildiği, iade edilen iddianameye 15.06.2020 tarihinde itiraz edildiği, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesi 24.06.2020 tarih ve 2020/290 D.iş sayılı kararı ile yapılan itirazın reddedildiği, bunun üzerine şüpheliler ..., ... ve ...'in ifadelerinin alındığı, tekrar ... 2. Asliye Ceza Mahkemesine şüpheliler hakkında dava açıldığı, bu iddianamenin de ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/290 Değişik iş sayılı kararına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilmek sureti ile iade edildiği, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasında bir karar verilmesinin ve bu kararın kesinleşmesinin, şüphelilere atılı suçların zamanaşımına uğraması tehlikesi nedeniyle beklemesinin mümkün olmadığı, ayrıca bir işlem yapılmadan dosyanın yıllarca Cumhuriyet savcılığında bekleyemeyeceği, şüphelilerin malvarlığı üzerinde tedbir bulunduğu, bu nedenle şüphelilerin ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasına diğer şüphelilerle birlikte yargılamalarının gerektiği belirtilerek, şüphelilerin, TCK'nın 282/1, 55/1, 53 maddelerince cezalandırılmaları, ...'nün...'da bulunan iki adet taşınmazının, ...'ın adına kayıtlı minübüsünün, ...'ın adına kayıtlı çekici ve römorkun, ...'un adına kayıtlı çekici, römork ve otomobilin ayrıca...'da bir,...'de iki adet taşınmazının, ... adına kayıtlı taşınmazın TCK'nın 55/1.maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi istenilmiştir. İddianamede ayrıca İbrahim Düger hakkında suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği belirtilmiştir.
... 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 10.11.2020 tarih, 2020/166 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile özetle belirtildiği şekli ile;
'1-Şüphelilerin üzerilerine atılı suçun TCK 282/1 maddesinde kaldığından bahisle açılan kamu davasında, bu maddenin düzenlemesinde cezasının üst sınırının 7 yıl olarak düzenlendiği dolayısıyla yargılama yapma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu, CMK 174/1-a maddesi gözetilerek CMK 170 maddesinde belirtilen CMK 170/3'e göre görevli mahkemeye dava açılması gerekirken ... iddianame düzenlenmesi nedeniyle CMK 174 maddesine aykırı hareket edildiği,
2-Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun oluşabilmesi için elde edilen malvarlığının kaynağı niteliğindeki mahkememizin 2014/368 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin gerekli olduğu, bu dosyamızın ise dosyanın kapsamlı oluşu nedeniyle hala derdest olduğu, mahkememizin iş bu dosyası kesinleşmeden dava açılmasının mümkün olmadığı, zira beraatle sonuçlandığı düşünüldüğünde açılan iddianamenin hukuksuz olacağı, dolayısıyla mahkememizin 2014/368 dosyasının, açılan iddianamenin delili olacağı, bu delil sonucu beklenmeksizin açılan iddianamenin CMK'nun 174. maddesine aykırı olacağı,
3-Her bir şüpheli açısından suçun sübutu için gerekli olan malvarlığının gayrımeşru kaynağının gizlenmesi amacıyla ne şekilde meşru yola dönüştürüldüğü adlarına gayrimenkul, araç, para verilen kişilerin niçin bunları kabul ettikleri, ne şekilde aldıkları, suça ne şekilde iştirak ettikleri hususlarının açıklığa kavuşturulmayarak ve bu yöndeki suçun sübutuna etki edecek delillerin toplanmaksızın CMK'nun 174. maddesine aykırı hareket edilmesi,
4-Kaldı ki dosyanın incelenmesinde iki kez asliye ceza mahkemesine dava açıldığı, iki kez iade edilmesine rağmen, iade nedenleri, kesinleşen iade kararlarına göre giderilmediği, zamanaşımı ileri sürülerek bu kez bağlantılı olduğu iddiasıyla mahkememize dava açılmasının kanunu dolanmak amacı güttüğü iması doğurduğu, eğer Cumhuriyet Savcılığı itiraz üzerine verilen kesin kararların hukuksuz olduğunu düşünüyorsa kanun yararına bozma yoluna gidebileceği, ayrıca Cumhuriyet Savcılığınca TCK 67 maddesinde düzenlenen zamanaşımı durması ve kesilmesine yönelik düzenlemeyi de eğer bu konuda hassasiyet varsa gözetilebileceği, düşünüldüğünde; kestirmeden zamanaşımı yakın, dosyanızla irtibatlı denerek görevli olmayan mahkememize dava açılması açıkça CMK 170-174 maddelerine aykırı yersiz olduğu anlaşılmakla açılan iddianamenin CMK 174/1-a,b maddesi gereğince...'
İadesine, oy birliği ile itiraz kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Bahse konu kararda daha önce merci sıfatı ile verilen 24.06.2020 tarih, 2020/290 değişik iş sayılı kararda imzaları bulunan, mahkeme Başkanı Uğur Özenir (41096) ve üye hakim ... (215926) 'in imzaları bulunmaktadır.
Cumhuriyet savcısı 12.11.2020 tarihli yazısı ile bahse konu iade kararına itirazda bulunmuştur. İtiraz nedenleri ise özetle;
'1-Yargıtay 16. Ceza Dairesinin...karar sayılı kararında belirtildiği üzere Cumhuriyet Başsavcılığının bekletici mesele yapma kararı verme yetkisinin olmadığı ve bekletici mesele kararı verilse dahi hukuken geçerli bir karar olmadığından TCK'nın 67. maddesi kapsamında zamanaşımını durdurmayacağı, ayrıca ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin iki iddianameyi de iade ettiği, yapılan itirazların birisinin ... 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiği,
2-Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararında belirtildiği üzere ceza soruşturmasında başka bir ceza mahkemesinde görülmekte olan davanın bekletici sorun yapılamayacağı, dolayısıyla 2014/368 esas sayılı dosyanın kesinleşmesinin beklenmesinin mümkün olmadığı, CMK'nın 170/2. maddesi uyarınca yeterli şüphe oluştuğundan dava açılmasının zorunlu olduğu ve somut olayda dava açılması için yeterli şüphelere ilişkin delilin bulunduğu,
3-Şüphelilerin işlemlerinin iddianamede ve MASAK raporunda belirtildiği, ifade ve sorgu usulünün CMK'nın 147 ve 148 maddelerinde düzenlendiği, şüphelilerin bu maddelere göre özgür iradelerine göre ifadelerinin alındığı, zorla açıklatma gibi bir durumun söz konusu olmadığı, ifadelerinin Cumhuriyet Başsavcılığınca değerlendirildiği, ifadeleri haricinde araçların, taşınmaz tescil edildiği ve para transferi yapılan dönemde yasal bir gelirlerinin ve meslek kayıtlarının bulunup bulunmadığı, işsiz olup olmadıkları, herhangi bir kredi çekme kaydı bulunup bulunmadığı, akrabalık durumları ve tape kayıtları dikkate alınmak sureti ile değerlendirme yapıldığı ve bunlarında iddianamede belirtildiği, ayrıca iade kararında suçun sübutuna etki edecek delillerin ne olduğunun da belirtmediği,
4-İki kez Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı ve iade kararlarının kesinleştiği, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesine açılan iddianamenin iadesine Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz hakkının bulunduğu, iade kararları kapsamında şüphelilerin ifadelerinin alındığı, ne şekilde suçu işledikleri hususunun da iddianamede mevcut olduğu, MASAK raporunun alındığı, şüphelilerle ilgili banka hesap hareketleri, araç tescil bilgileri, gayrımenkul tescil bilgilerinin dosyada mevcut olduğu ve iddianamede belirtildiği, dosya kapsamında var olan şeylerin yokmuş gibi iddianame iade gerekçesinde gösterilmesinin hukuksuz olduğu, somut olayda dava açılması için yeterli şüphelere ilişkin delillerin bulunduğu, tekrarla MASAK raporu ve şüphelilerin ifadelerinin, ilgili banka hesap hareketleri, araç tescil bilgileri, gayrı menkul tescil bilgilerinin alınmasının anlamsız olacağı, her iki mahkemenin iade gerekçelerinde belirttiği hususların iddianamede belirtildiği, CMK'nın 309 maddesi uyarınca kesinleşen kararlara karşı kanun yararına bozmaya gidilebileceği, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli iade kararının henüz kesinleşmediği, itirazın reddedilmesi durumunda kanun yararına bozma yoluna gidileceği,' hususlarına yöneliktir.
Mahkemenin 13.11.2020 tarihli kararı ile dosya, itiraz kapsamında kararda değişiklik yapmayı gerektirir neden bulunmadığından, incelenmek üzere itiraz merciine gönderilmiştir.
... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.11.2020 tarih ve 2020/606 değişik iş sayılı kararı ile yapılan itiraz, oy birliği ile kesin olarak reddedilmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir;
'.. şüphelilerin üzerine atılı suçun TCK'nun 282/1 maddesinde düzenlenen suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu olduğu ve bu suça ilişkin cezanın üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası olarak düzenlendiği, bu haliyle bu suça ilişkin yargılamanın Asliye Ceza Mahkemesinin yetkisine girdiği, dosya kapsamında iki kez Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı ve Asliye Ceza Mahkemesince iddianamelerin iadesine ilişkin karar verildiği, iade kararlarına karşı yapılan itirazlarında kesin olarak reddine karar verildiği, bu haliyle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kesin mahiyette verilen iddianamenin iadesine itirazın reddine dair kararlara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği, CMK 174/1-a maddesi nazara alınarak CMK 170 maddesinde belirtilen CMK 170/3 maddesine göre davanın görevli ve yetkili Asliye Ceza Mahkemesine açılması gerekirken Ağır Ceza Mahkemesine açılmasının CMK 174 maddesine aykırılık oluşturduğundan, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen iddianamenin iadesine ilişkin karar ve gerekçesinin usul ve Yasa'ya uygun olduğu anlaşılmış, itirazın reddine... karar verilmiştir. '
... Cumhuriyet Başsavcılığı 02.12.2020 tarihli yazısı ile Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden, süreçte merci sıfatı ile verilen ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.06.2020 tarih ve 2020/290 D. iş, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.10.2020 tarih ve 2020/299 d.iş ve ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.11.2020 tarih ve 2020/606 d.iş sayılı kararların kanun yararına bozulması hususunda ihbarda bulunulmuştur. İleri sürülen bozma nedenleri ise özetle her bir karar yönünden ileri sürülen itiraz nedenleri ile aynıdır.
... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/368 esas sayılı dosyasının UYAP sisteminde yapılan sorgulamada, durumun açık olarak göründüğü, 2013/48709 (28) soruşturma, 2014/1205 iddianame numaralı davaya konu iddianamede, kimlik bilgileri belirtilen (51) müşteki içerisinde, iadeye konu iddianamelerde ve MASAK raporlarında mağdur edildikleri belirtilen ...,......, ...k, ... ...k,...'ında adlarının bulunduğu, (73) şüpheli arasında ise iadeye konu iddianamelerde şüpheli olarak adları belirtilenlerden ..., ..., ..., ..., ..., ...'in adlarının geçtiği, yine MASAK raporu ve iddianame anlatımı kapsamında adları geçen ..., ... ... ..., ..., ..., ..., ..., ......, ... ...'in adlarının bulunduğu görülmüştür.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamak suçundan, öncü suçların yargılamasının yapıldığı Ağır Ceza Mahkemesine birleştirme talepli olarak düzenlenen iddianamenin iadesine dair karara vaki itiraz üzerine verilen merci kararında hukuki isabet bulunup bulunmadığına yöneliktir.
IV- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;
Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
1-) 5271 sayılı CMK'nın:
Görev
Madde 3 – (1) Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.
(2) (Ek: 26.6.2009 – 5918/6 md.; Mülga: 2.7.2018-KHK/700/159 md.)
Bağlantı kavramı
Madde 8 – (1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.
Davaların birleştirilerek açılması
Madde 9 – (1) Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir.
Kamu davasını açma görevi
Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a)Şüphelinin kimliği,
b)Müdafii,
c)Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d)Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e)Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f)Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g)Şikâyetin yapıldığı tarih,
h)Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i)Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j)Suçun delilleri,
k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin iadesi;
Madde 174 – (Değişik: 25.5.2005 - 5353/27 md.)
(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Suçun sübûtuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Önödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d) (Ek:17.10.2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
Ceza mahkemelerinin ek yetkisi
Madde 218 – (1) Yüklenen suçun ispatı, ceza mahkemelerinden başka bir mahkemenin görev alanına giren bir sorunun çözümüne bağlı ise; ceza mahkemesi bu sorunla ilgili olarak da bu Kanun hükümlerine göre karar verebilir. Ancak, bu sorunla ilgili olarak görevli mahkemede dava açılması veya açılmış davanın sonuçlanması ile ilgili olarak bekletici sorun kararı verebilir.
...
2-) 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun:
Asliye ceza mahkemesinin görevi
Madde 11- Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır.
Ağır ceza mahkemesinin görevi
Madde 12- (Değişik: 21.2.2014 – 6526/2 md.)
Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç) ve 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler, askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler ile çocuklara özgü kovuşturma hükümleri saklıdır.'
Belirtilen hukuki düzenlemelere nazaran:
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hal” ifadesinden anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (Veli Özbek, Nihat M. Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, ..., 2011, sayfa 186 ve devamı).
Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun; 170/3. maddesinde, iddianamede nelerin gösterileceği, 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtilmiştir.
Savcının değerlendirmesine tabi hususlar iade gerekçesi olamaz. Bu nedenle mahkeme, savcının nitelendirmesine katılmadığını belirterek bir hususu iade konusu yapamaz. Ancak iddianamede bulunması gereken hususlarda bir eksiklik veya yanlışlığa dayanarak iade yoluna gidilebilir.
CMK'nın 9. maddesine göre bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir. CMK'nın 8. maddesinde suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılacağı belirtilmiştir.
İddianamenin iadesi üzerine yapılan itiraz kapsamında merciinin kararı kesin olduğundan, Cumhuriyet savcısını da mahkemeyi de bağlayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Kendilerini hakim, savcı, polis veya asker olarak tanıtarak, açık hatlarla yaptıkları telefon görüşmeleriyle müştekileri dolandırarak kazanç sağlamak amacı ile örgüt kurdukları, yönettikleri, örgüte üye oldukları veya yardım ettikleri iddiası ile birlikte öncül suçlardan aralarında şüphelilerin bir kısmının da adının geçtiği kamu davasının açılmasından sonra, alınan istihbari bilgiler kapsamında yapılan araştırmada, şüphelilerin gelirleri ile uyumsuz mal varlıkları olduğunun, dolandırıcılık suçu kapsamında suç üstü bir yakalamanın yapıldığının tespiti üzerine suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama ve 5549 sayılı Kanun hükümleri gereğince mal varlıklarına el konulması amacıyla başlatılan soruşturma sonunda, suçunu kabul ettiğine dair fezlekede anlatım bulunan şüphelinin tape çözümlerinde belirtilen konuşmalarına, bilgisine başvurulan şahısların beyanlarına, kollukça yapılan araştırma ve MASAK raporuna istinaden, öncül suça dair yargılamanın yapıldığı Ağır Ceza Mahkemesi dosyası delil gösterilerek, suç işlemek suretiyle veya dolayısıyla elde edilmiş olan ekonomik değerlerin meşruiyet görüntüsü kazandırılarak ekonomik sisteme sokulmasının aynı zamanda suç delillerinin değiştirilmesi, gizlenmesi, dolayısıyla suçlunun kayrılmasının da atılı suç kapsamında kaldığı ve kazanç müsaderesinin konusu teşkil eden olaylara dair dava açılmadığı belirtilerek görevli Asliye Ceza Mahkemesine hazırlanan iddianamelerin iadesi ile özellikle ilk iade kararına dair itirazın öncül suçtan yargılamayı yapan, aynı zamanda kararında açılan davanın sübuta ermesi gerektiğine dair iade nedeni kapsamında yapılan itirazı 2014/368 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesine kadar dava zaman aşımının duracağı belirtilerek reddeden ... 6. Ağır Ceza Mahkemesine hitaben tanzim olunan ve de süreçte kesinleşen kararlar kapsamında iade kararlarının gereğini yerine getirdiğini belirten Cumhuriyet savcısınca, bu kez birleştirme istemli olarak hazırlanan iddianamenin iade edildiği ve iş bu iade kararına vaki itirazın reddine karar verildiği anlaşılan olayda;
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunu düzenleyen 5237 sayılı Kanunun 282/1. maddesinde, “Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda
kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.' denilmiş olmasına göre, bu suçtan mahkumiyet kararı verebilmek için, yurt dışına çıkarılan veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutalan, gayrımeşru/gayrıhukuki malvarlığı değerinin kaynağını oluşturan ve alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan (öncü suçtan) verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi gerekmekte ise de, gerek suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan gerekse öncü suçtan yasal gerekliliklere uygun olarak açılan davaların kovuşturmalarının sürdürülmesinde usul hukuku açısından bir engel yoktur. Hatta aralarında CMK'nın 9 ve 8/2 maddeleri kapsamında zorunlu bağlantı nedeniyle birlikte görülmeleri, delillerin sağlıklı değerlendirilmesi, çelişkili kararların önüne geçilmesi ve usul ekonomisi açısından usule daha uygundur. Yeter ki, öncü suçtan verilen mahkumiyet hükmü en geç TCK'nın 282/1. maddesinde düzenlenen suçla aynı anda kesinleşmiş olsun.
Diğer taraftan incelemeye konu ve onun müstenidatı mahkeme kararının gerekçesinde ileri sürülen, 'öncü suç ile ilgili açılan davanın bekletici mesele yapılması' hususunda usul yasasının Cumhuriyet savcısına açık yetki verdiği veya sorumluluk yüklediği bir hüküm bulunmadığı gibi, CMK'nın 218/1. maddesindeki düzenlemenin doğrudan Ceza Mahkemesini işaret etmesi birlikte değerlendirildiğinde, özellikle yargılamanın makul sürede sonuçlandırılması bakımından, etkin bir soruşturma sonunda yasal gerekliliklere uyularak düzenlenen bir iddianamenin bekletici mesele yapılması gerekçesiyle iadesine dair kararda ve iş bu karara vaki itiraz üzerine verilen merci kararında hukuki isabet bulunmadığının kabulü gerekir.
V-SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.11.2020 tarihli ve 2020/606 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın gereği için mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.