DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2538 E. , 2021/3208 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2538
Karar No : 2021/3208
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, Avukatlık Mesleğinden Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığına Geçiş Sınavı kapsamında 08/09/2017 tarihinde yapılan mülakat sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 9/A. maddesinin mülakata ilişkin hükümlerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla;
Davacının, Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmediğinden işin esasına geçilerek;
2802 sayılı Kanun'un 9/A maddesine uygun olarak oluşturulan mülakat komisyonu üyelerinin, Kanun'da yer verilen usul kurallarına uygun olarak davacıya ayrı ayrı puanlar verdikleri ve bu puanların ortalamasının 70 puanın altında kalması nedeniyle davacının mülakatta başarısız sayılması yönünde tesis olunan dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ...sayılı kararıyla; her ne kadar, davacı tarafından 16/07/2018 tarihinde Danıştaya üye seçilen hakimin katılımıyla 17/07/2018 tarihinde verilen kararın yoklukla malul olduğu ileri sürülmekte ise de UYAP kayıtlarının üzerinde yapılan incelemede davacının istemi üzerine anılan hakimin katılımıyla 09/07/2018 tarihinde duruşma yapıldığı ve 17/07/2018 tarihinde saat 14:13 de dosyanın karara bağlandığı, aynı gün 16:06:53 de ise Mahkemeden ilişiğini kestiği belirlendiği, hakimin ilişik kesmediği müddetçe o mahkemede yetkisinin bulunması ve aksine de düzenleme bulunmaması karşısında bu iddiaya itibar edilmediği, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 24/09/2019 tarih ve E:2019/631, K:2019/4905 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet olduğu,
Anayasanın 37. maddesinde düzenlenmiş olan doğal hâkim güvencesinin, Anayasa'nın 36. maddesinde ifade edilen adil yargılanma hakkının en önemli öğesi olan “kanuni, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde yargılanma” hakkının temelini oluşturduğu,
Dolayısıyla doğal hâkim ilkesinin, hukuk devletinin temel yapı taşları arasında yer alan, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkeleriyle sıkı sıkıya irtibat içerisinde bulunan bir ilke konumunda olduğu, (Schilken, s. 196; Schmidt – Bleibtreu / Klein, s. 788; Kissel / Mayer, s. 381; Tanrıver, Adil Yargılanma, s. 215, 216; Centel / Zafer, s. 551; Çalışır, s. 261). Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde yer alan “yasanın öngördüğü mahkeme” kavramının da doğal/yasal yargıç güvencesine işaret ettiği, (Engel ve diğerleri/Hollanda, 08/06/1976, A.22; Sramek/Avusturya, 22/10/1984, A.84; Bulut/Avusturya, 22/02/1996; Gözübüyük-Gölcüklü, s.280). Doğal hakim ilkesinin çiğnenmesi durumunda yargıcın bağımsızlık ve tarafsızlığından söz edilemeyeceği (Demircioğlu, s.70). Bu nedenle mahkemenin yasayla kurulmuş olmasının yeterli olmadığı, mahkemede görev alan yargıçların da yasada belirtilen kurallara uygun olarak çalışması gerektiği (İnceoğlu, s.161),
Dosyanın incelenmesinden; ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararında Başkan olarak imzası bulunan ... 'nın 16/07/2018 tarihinde Danıştay üyesi olarak seçildiği, ancak anılan dosyanın karara bağlandığı 17/07/2018 tarihli heyette yer aldığı,
Yukarıda yer verilen düzenleme ve değerlendirmeler ışığında temyize konu İdare Mahkemesi kararı incelendiğinde; doğal hakim ilkesi gereğince, ...'nın Danıştay üyesi olarak seçildiği gün olan 16/07/2018 tarihinden itibaren anılan Mahkemede dosyaların karara bağlandığı müzakerelerde bulunmaması gerekirken, 17/07/2018 tarihinde dava dosyasının karara bağlandığı heyette yer aldığı görüldüğünden, İdare Mahkemesi kararında bu yönden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ... , K: ... sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, karar tarihinden önce Danıştaya üye seçilen hakimin iştiraki ile verilen İdare Mahkemesi kararının, tabii hakim ilkesine, hukuka, Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu; İdare Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi kararlarının gerekçesiz olduğu, dava konusu mülakatın denetime elverişli olmadığı, davalı idarenin mülakatta başarılı sayılanların neden başarılı, başarısız sayılanların ise neden başarısız sayıldığını somut olarak ortaya koymadığı, mahkemece bu hususlar hiç irdelenmeden karar verildiği; mahkemenin tarafsız ve objektif değerlendirme yapmadığı, 680 sayılı KHK ile Anayasa'ya aykırı olarak yazılı sınavdan 70 puan almak şartının kaldırıldığı, mesleğe girmeyi hakeden adayların elendiği, 54 puan alan adayların hakim ve savcı adayı yapıldığı, dava konusu işlem ile AİHS'nin 14. maddesinde ifade edilen ayrımcılık yasağına ilişkin maddenin ihlal edildiği, Kamu Denetçiliği Kurumunca mülakat sınavının nesnellik, tarafsızlık, şeffaflık, hesap verilebilirlik, kararların gerekçeli olması ilkelerine uygun olarak yapılmadığının tespit edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, Avukatlık Mesleğinden Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığına Geçiş Sınavı kapsamında 08/09/2017 tarihinde yapılan mülakat sınavında başarısız sayılmıştır.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 36. maddesinde, 'Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir...' hükmü; 37. maddesinde ise, “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz...”hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin 1. fıkrasında da, 'Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir...' kuralı bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi (izleyeceği yargılama usulü) belirlenmiş olan mahkemenin hakimine, tabiî hakim; bunu öngören ilkeye de, tabiî hakim ilkesi denir (Özbudun, E.: Türk Anayasa Hukuku, Gözden Geçirilmiş 13. B., Ankara 2012, s.133).
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Anayasanın 37. maddesinde düzenlenmiş olan doğal (tabiî) hâkim güvencesi, Anayasa'nın 36. maddesinde ifade edilen adil yargılanma hakkının en önemli öğesi olan “kanuni, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde yargılanma” hakkının temelini oluşturmaktadır.
Dolayısıyla doğal hâkim ilkesi, hukuk devletinin temel yapı taşları arasında yer alan, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkeleriyle sıkı sıkıya irtibat içerisinde bulunan bir ilke konumundadır (Schilken, s. 196; Schmidt – Bleibtreu / Klein, s. 788; Kissel / Mayer, s. 381; Tanrıver, Adil Yargılanma, s. 215, 216; Centel / Zafer, s. 551; Çalışır, s. 261). Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde yer alan “yasanın öngördüğü mahkeme” kavramı da doğal/yasal yargıç güvencesine işaret etmektedir(Engel ve diğerleri/Hollanda, 08/06/1976, A.22; Sramek/Avusturya, 22/10/1984, A.84; Bulut/Avusturya, 22/02/1996; Gözübüyük-Gölcüklü, s.280).
Doğal hakim ilkesinin çiğnenmesi durumunda yargıcın bağımsızlık ve tarafsızlığından söz edilemez (Demircioğlu, s.70). Bu nedenle mahkemenin yasayla kurulmuş olması yetmez, mahkemede görev alan yargıçların da yasada belirtilen kurallara uygun olarak çalışması gerekir (İnceoğlu, s.161).
Uyuşmazlıkta, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ... , K: ... sayılı kararında Başkan olarak imzası bulunan ...'nın 16/07/2018 tarihinde Danıştay üyesi olarak seçildiği, ancak anılan dosyanın karara bağlandığı 17/07/2018 tarihli heyette yer aldığı anlaşılmaktadır.
Anılan İdare Mahkemesi kararında Mahkeme Başkanı olarak yer alan ...'nın, Danıştay üyesi olarak seçildiği ve seçime ilişkin kararın 16/07/2018 tarihinde Hakimler ve Savcılar Kurulunun internet sitesinde, 17/07/2018 tarihinde ise 30481 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak ilan edildiği; Danıştay üyesi olarak seçilme kararının ilan edilmesi ile (henüz görev yaptığı mahkemeden ilişiğini kesmemiş olsa bile) İdare Mahkemesi hakimliği görevinin sona erdiği ve Danıştay üyeliği görevinin başladığının kamuoyuna duyurulduğu göz önüne alındığında, doğal hakim ilkesi çerçevesinde 16/07/2018 tarihinden itibaren, söz konusu mahkemede dosyaların karara bağlandığı müzakerelerde bulunmaması gerekirken, 17/07/2018 tarihinde dava dosyasının karara bağlandığı heyette yer aldığı görüldüğünden, İdare Mahkemesi kararında bu yönden hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 24. maddesinin (e) fıkrasında, kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesinin belirtileceği hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından temyiz incelemesi yapılabilmesi için idare mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin ısrar kararlarından, Danıştay bozma kararlarına neden ısrar edildiğinin açıkça anlaşılması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince davacının istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, bu kararı temyizen inceleyen Danıştay Beşinci Dairesince de, doğal hakim ilkesine aykırı olarak, kararın verildiği tarih itibarıyla Danıştay üyesi seçilmiş olan İdare Mahkemesi Başkanı hakimin katılımıyla verilen kararda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun reddi yolundaki istinaf kararının bozulduğu; ancak, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince, bozma gerekçesi konusunda bir değerlendirme yapılmadan, herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin ısrar kararı verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Danıştay Beşinci Dairesince, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararı bozulmuş olmasına rağmen, bozma gerekçesi ile ilgili konuda bir değerlendirme yapılmadan ve bu hususa ilişkin bir gerekçeye yer verilmeden istinaf başvurusunun reddi yönünde verilen ' hiç bir gerekçe taşımamasına rağmen' ısrar olarak nitelendirilen kararda bu yönden de hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 20/12/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.