1. Hukuk Dairesi 2021/6739 E. , 2022/1358 K.
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın ve davalı ... vekilinin tashih talebinin kabulüne ilişkin ek kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar ve temyiz başvurusunun reddine ilişkin verilen ek karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili, Mersin ili, Erdemli ilçesi, Kumkuyu mahallesi’nde bulunan 186 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalıların murisi adına tespit edildiğini, ancak taşınmazın taşlık ve kayalık olup kazandırıcı zamanaşımı ile edinilebilecek yerlerden olmadığını, kadastro memurlarınca yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığını, bu hususun Mahkemenin 1995/17 D.İş sayılı delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporları ile tespit edildiğini ileri sürerek tespit dosyası doğrultusunda davanın kabulünü talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davaya süresi içerisinde cevap vermemiş, davalı ... ... duruşmadaki beyanında taşınmazın taşlık olduğunu ve taşınmaz üzerindeki hakkından feragat ettiğini belirtmiş, diğer davalılardan ..., ... ve ... duruşmada davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29/09/1999 tarihli ve 1996/3 E. 1999/424 K. sayılı kararıyla; Hazine tarafından tespit maliki aleyhine açılan 1995/732 E. sayılı dava dosyasında yapılan keşif üzerine alınan rapora göre taşınmazın taşlar, kayalar ve kendiliğinden yetişen yabani ağaçlar ile kaplı olduğu ve tarım arazisi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş; kararın temyiz edilmeksizin 14/06/2006 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi tanzim edilmiştir.
Davalı ... vekili 29/11/2018 tarihli dilekçe ile yargılama sırasında davalı ... ... mirasçılarının soyadının hatalı olarak ... olarak belirtildiğini, bu nedenle usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadığını, gerekçeli kararın ... ... mirasçılarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, davanın husumetten reddinin gerektiğini ileri sürerek müvekkilinin kimlik bilgilerinin düzeltilerek kararın yeniden tebliğe çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiş; Mahkemece 04/12/2018 tarihli ek karar ile talep konusunun Maddi Hatanın Düzeltilmesi veya Tavzih ile mümkün olmadığı, kesinleşmiş Mahkeme İlamının yeniden ele alınarak yargılama yapılamayacağı, davalı/talep eden vekilinin talebinin usul ve Yasaya uygun olmadığı, HMK'da da taleple ilgili herhangi bir açık hüküm bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, talep dilekçesindeki hususları tekrarlamış, ayrıca yargılama sırasında dava değerinin belirlenmediğini, bu nedenle verilen nispi vekalet ücretinin hukuka aykırı olduğunu, esas yönünden verilen kararın da hatalı olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, savunma hakkının kısıtlandığını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olmayıp kendi zilyetliklerinde bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 29.01.2019 tarihli ve 2019/197 E., 2019/381 K. sayılı ilamıyla ek karar tarihi itibariyle kanun yolunun istinaf olduğu belirtilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmek üzere tetkiksiz olarak mahalli Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2019/682 E. 2019/467 K. sayılı kararıyla; talep dilekçesinin HMK’nın 304. maddesi uyarınca davacı Hazineye tebliğ edilmesi, davalıların soyisimlerinin ... olduğunun tespit edilmesi halinde gerekçeli kararın anılan kanun maddesi uyarınca düzeltilmesi ve gerekçeli kararın davalı ... ... mirasçılarına usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebligatların usulsüz olduğunun anlaşılması halinde kesinleşme şerhi kaldırılarak davalılara yeniden tebligat yapılması ve sonucuna göre davanın ve kararın esasına dokunulmaksızın yeniden kesinleştirme işlemlerinin yapılması gereğine değinilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ek kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
4. İlk Derece Mahkemesince Yeniden Yapılan Yargılama Sonucunda Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/334 E. 2019/484 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile Mahkemenin 1996/3 E., 1999/424 K. sayılı dosyasında davalı ... ...’ın, ... ... mirasçıları olarak tavzihine, ... ... mirasçıları yönünden kesinleştirme işleminin kaldırılarak 1993/3 E., 1994/424 K. sayılı gerekçeli kararın ... ... mirasçılarına tebliğine karar verilmiştir.
5. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
6. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15/01/2021 tarihli ve 2020/1246 E. 2021/13 K. sayılı kararıyla; Mahkemece 1996/3 Esas - 1999/424 Karar sayılı kararının ... ... mirasçılarına usulüne uygun yeniden tebliğ edilmesi, karara karşı temyiz yoluna gidilmemesi durumunda kararın kesinleştirme işlemlerinin yapılması gereğine değinilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesi’nce kararın 15/01/2021 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi tanzim edilmiş, davalı vekilinin temyiz dilekçesi istinaf mahkemesinin 21/04/2021 tarihli ek kararı ile HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, her ne kadar talepleri istinaf mahkemesince tavzih talebi olarak nitelendirilmiş ise de husumetin yanlış yönlendirilmesi ve tebligatların usulüne aykırı yapılmasının tavzih talebine konu olamayacağını, istinaf mahkemesi kararının kesin olmadığını, istinaf mahkemesince taraflara tebligat çıkartılarak temyiz yoluna gidilmemesi halinde kesinleştirme işlemlerinin yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen kendilerine gerekçeli kararın tebliğ edilmediğini, mahkemece usuli hatalar yapıldığını, keşif yapılmaksızın karar verildiğini, dava değerinin belirlenmediğini, bu nedenle yargılama giderlerinin hatalı olduğunu, istinaf kararının gerekçesiz olduğunu ve açıklamaya uygun karar verilmediğini, taraf teşkilinin sağlanmadığını ve savunma hakkının kısıtlandığını, davanın esası yönünden de hatalı karar verildiğini, taşınmazın müvekkillerinin tasarrufunda bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiasıyla kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. HMK’nın 304. maddesi uyarınca; hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.
6.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun; Geçici 3/2. maddesi; 'Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454'üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.' hükmünü içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosyanın incelenmesinden; Hazine tarafından aynı iddiaya dayalı olarak ölü tespit maliki ... ... aleyhine açılan Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1995/732 E. sayılı davasında yapılan inceleme esas alınarak keşif yapılmaksızın karar verildiği, dava değerinin keşifte dinlenen mahalli bilirkişi beyanına dayalı olarak yaklaşık olarak belirlendiği, dava açıldıktan sonra öldüğü tespit edilen davalı ... ...’ın mirasçılarını davaya dahil etmek üzere davacı vekiline süre verildiği, davacı vekili tarafından davaya dahil edilen kişilerin soyadlarının “...” yerine “...” olarak yazıldığı ve yerel mahkemece tebligatların da hatalı soyisim yazılmak suretiyle çıkartıldığı, bu kişilerin soyisimlerinin karar başlığında da hatalı gösterildiği, yapılan tebligatların ... ... tarafından alındığı, ... ... dışındaki diğer davalılara da PTT aracılığıyla veya basın ilan yoluyla tebligatlar yapılarak kararın kesinleştirildiği, davalı ... vekilinin talep dilekçesi ekinde tebligat yapılan adreste ikametinin bulunmadığına ilişkin muhtarlık belgesini sunduğu tespit edilmiştir.
6.3.2. Mahkemece verilen 1996/3 E., 1999/424 K. sayılı kararın kesinleştirilmesinden sonra davalı ... vekilinin kimlik bilgilerinin düzeltilerek kararın yeniden tebliğe çıkarılmasını talep ettiği, mahkemece verilen 04/12/2018 tarihli ek kararla talebin reddine karar verildiği, esas hakkında verilen hüküm karar tarihi itibarıyla 1086 sayılı HUMK’a tabi ise de ek kararın bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden sonra verildiği, bu nedenle ek kararın temyizi üzerine istinaf kanun yoluna tabi kararın istinaf mahkemesince incelenmek üzere mahkemesine gönderildiği, Adana Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2019/682 E., 2019/467 K. sayılı kararı ile davalının talebinin HMK’nın 304. maddesi kapsamında değerlendirilmesi, iddiaların yerinde bulunması halinde kesinleştirme işlemi kaldırılarak ilgili davalılara yeniden tebligat çıkarılması ve verilen kararın esasına dokunulmaksızın yeniden kesinleştirme işlemlerinin yapılması gereğine değinilerek ek kararın kaldırılmasına karar verildiği, Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davalının talebinin kabulüne, ... ...’ın ... ... mirasçıları olarak tavzihine, ... ... mirasçıları yönünden kesinleştirme işleminin kaldırılarak esas hakkındaki gerekçeli kararın bu mirasçılara tebliğine karar verildiği anlaşılmıştır.
6.3.3. İlk Derece Mahkemesi’nin 07/11/2019 tarihli ve 2019/334 E., 2019/484 K. sayılı ek kararı ile davalı vekilinin talebi doğrultusunda davalı soyisimlerinin tavzihine ve esasa ilişkin 20/09/1999 tarihli ve 1993/3 E, 1999/424 K sayılı kararın taraflara tebliğine karar verildiğine göre; davalı vekilinin tavzih kararının gereğinin yapılmadığı, mahkemece bir kısım usul hükümlerinin ihlal edildiği ve esas hakkında verilen 20/09/1999 tarihli kararın isabetsiz olduğundan bahisle istinaf talebinde bulunulmuş ise de; ek karara ilişkin talebin kabulünden sonra yapılan bu itirazların esas hakkındaki hükmün incelenmesini gerektirdiği, esas hakkındaki 1993/3 E, 1999/424 K sayılı kararın ise 20/09/1999 tarihinde verilmiş olması nedeniyle temyiz yoluna tabi olduğu anlaşılmaktadır.
6.3.4. Hal böyle olunca, 20/09/1999 tarihinde verilen ve 1993/3 E, 1999/424 K sayılı karara ilişkin olarak dava değerine bakılmaksızın temyiz yolunun açık olduğu (değer yönünden temyiz sınırının bulunmadığı) gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
6.3.5. Aleyhine temyiz yoluna başvurulan 1996/3 E., 1999/424 K. sayılı karara ilişkin olarak yapılan incelemede, ... ... mirasçılarına usulüne uygun olarak dava yöneltilmediği, mahkemece yapılan tebligatların hatalı isme çıkarılması nedeniyle usulsüz olduğu, kaldı ki şahısların adreslerinin de yanlış olduğunun iddia edildiği, bu kişilerin yargılamaya katılmadıkları, öte yandan istinaf mahkemesince kaldırma kararının gerekçesinde yer verilmiş olmasına rağmen esas hakkında verilen hükmü ve gerekçesini içeren 20/09/1999 tarihli ve 1996/3 E., 1999/424 K. sayılı kararın anılan davalılara günümüze kadar tebliğ edilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, İlk Derece Mahkemesince farklı bir dosyada dinlenen mahalli bilirkişinin uzmanlık ve teknik bilgiye dayanmayan tahmini beyanı üzerine taşınmaz değeri yaklaşık olarak belirlenerek yargılama giderlerine hükmedildiği, dava değerinin keşfen belirlenmediği anlaşılmaktadır.
6.3.6. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Mahkemece öncelikle davalı ... ... mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalı, mahallinde dava değerini de belirleyecek şekilde keşif yapılmalı, toplanan ve toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 15/01/2021 tarihli ve 2020/1246 E., 2021/13 K. sayılı kararının ve aynı esas ve karar numaralı 21/04/2021 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi’nin 20/09/1999 tarihli ve 1996/3 E., 1999/424 K. kararının yukarıda yazılı nedenlerden BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 21/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.