Hukuk Genel Kurulu 2020/230 E. , 2022/593 K.
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.09.2000 tarihinden iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği 20.08.2013 tarihine kadar çalıştığını, 11.04.2013 tarihinde müşteri şantiyeleri ile şirket tesisi arasındaki mesafelerde müvekkilinin tespitine nazaran davalı şirket aleyhine farklılıklar bulunduğu gerekçesiyle savunmasının istendiğini, 15.04.2013 tarihinde savunmasını verdiğini, altı iş günlük süreden çok sonra iş sözleşmesinin feshedildiğini, davalı aleyhine açılan feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasında yapılan yargılama sonucunda fesih nedeninin “geçerli bir sebep sayılabileceği” gerekçesine yer verildiğini, temyiz isteminin reddine karar verilmesi sonucunda kararın kesinleştiğini, buna göre kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi gerektiğini, fazla çalışma ve ulusal bayram tatili ücreti alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek belirtilen işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının görevini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle defalarca uyarıldığını, buna rağmen müvekkilini zarara uğratacak eylemlerine devam ettiğini ve iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, işyerinde davacının iddia ettiği şekilde fazla çalışma yapılmadığı gibi fazla çalışma yapılması, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılması durumunda karşılığının bordrolara yansıtıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. ... İş Mahkemesinin 10.12.2015 tarihli ve 2014/1342 E., 2015/1324 K. sayılı kararı ile; feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade talebi ile açılan ... İş Mahkemesinin 2013/599 Esas sayılı dosyası içerisinde bulunan ve ayrıntılı verilerle düzenlenen zarar tespit çizelgesinde davacının davalı işverene 35.248,80TL zarar verdiği, bu zararın davacının 30 günlük ücretinden fazla olduğu, davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay tarafından onandığı, iş sözleşmesi davalı işverence haklı nedenle feshedildiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamadığı, tanık beyanlarına göre fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 13.03.2019 tarihli 2016/7677 E., 2019/5891 K. sayılı kararı ile; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…2-Davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacı iş akdinin haksız feshedildiğini beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı, davacının iş sözleşmesinin 20.08.2013 tarihinde '...Şirketimizde görevli bulunduğunuz sırada daha önce yapmış olduğunuz şifahi uyarılarımız ile almış olduğunuz yazılı ihtarlara rağmen görev ve sorumluluk alanınızda bulunan müşteri şantiyeleri ile Şaşmaz tesisimiz arasında km mesafelerinin sistemde tanımlanmış mesafeleri ile fiili ölçümler sonucu elde edilen değerler arasında şirket aleyhine oluşan farklılıkların devam etmesi ve bu nedenle şirketin maddi kayba uğraması nedeniyle 4857 sayılı yasanın 25.Maddesi h ve ı fıkrası gereğince feshedilmiştir.' şeklindeki fesih bildirimiyle haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucunda Mahkeme gerekçesinde, ... İş Mahkemesi’nin 2013/599 esas sayılı dosyası içerisinde bulunan zarar tespit çizelgesinde, davacının davalı işverene 35.248,80 TL zarar verdiği, bu zararın davacının 30 günlük maaşından fazla olduğu, zarara davacının sebep olduğu, ... İş Mahkemesi’nin 29/05/2014 tarih 2013/599 esas 2014/407 karar sayılı dosyasında “... mesafeler uzadıkça şirketçe ödenen fiyat arttığı için bu durumun davalı şirketi maddi zarara soktuğunun kabulü gerektiği bu durum itibariyle de işveren tarafından yapılan feshin geçerli bir sebep sayılabileceği anlaşılmış olmakla subut bulmayan davasının reddine karar verilmesi uygun bulunmuştur” şeklinde karar verildiği, İş Mahkemesi’nce verilen iş bu kararın Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 15/09/2014 tarih 2014/18558 esas 2014/23809 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının sözleşmesinin 30 günlük maaşından fazla zarar vermesi sebebiyle işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatının reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından işe iade istemiyle açılan ... İş Mahkemesi’nin 29/05/2014 tarih 2013/599 esas 2014/407 karar sayılı dosyasının incelenmesinde, Mahkemece, “ ... alınan 07/04/2014 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre de davacının davalı işyerinde yer tespit memuru olarak görev yapmakta iken davalı şirketin hazır beton tesislerinden satış yapılan tesislere olan mesafe ölçümlerini sisteme işlerken bazı tesislerde 2012 ve 2013 yıllarında toplam 22 mesafede şirket aleyhine 1-4 km. farklılıklar oluştuğunun tespit edildiği, her ne kadar bilirkişi raporuyla davacının kasıtlı ve bilinçli olarak mesafeyi fazla göstermediği belirtilmiş ise de, mesafeler uzadıkça şirketçe ödenen fiyat arttığı için bu durumun davalı şirketi maddi zarara soktuğunun kabulü gerektiği, bu durum itibariyle de işveren tarafından yapılan feshin geçerli bir sebep sayılabileceği anlaşılmış olmakla, sübut bulmayan davasının reddine” karar verildiği verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/18558 esas, 2014/23809 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
... İş Mahkemesi’nin 29/05/2014 tarih 2013/599 esas 2014/407 karar sayılı işe iade istemiyle açılan davada davacı işçinin iş akdinin geçerli sebeple feshedildiğinin değerlendirildiği ve verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla, Mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. ... İş Mahkemesinin 12.12.2019 tarihli ve 2019/308 E., 2019/750 K. sayılı kararı ile; somut olayda davalı işveren tarafından yapılan feshin geçerli bir fesih olduğu noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacının hatalı ölçüm yapmasının ardından yazılı olarak uyarılmasına rağmen davalı işverenin yönetim hakkı kapsamında verilen talimatlara uymadığı, yapmakla ödevli bulunduğu görevleri hatırlatıldığı hâlde yapmamakta ısrar ettiği, davalı işvereni otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğrattığı, mesleğinde davacının kıdemindeki bir işçinin böyle bir hatayı yapmasının işini savsamasından kaynaklandığı, davranışının haklı fesih nedeni oluşturacak ağırlıkta olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacı işçi tarafından davalı aleyhine açılan feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasında feshin geçerli nedene dayandığına dair kararın Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleştiği dikkate alındığında, işçilik alacaklarının talep edildiği eldeki davada mahkemenin iş sözleşmesinin davalı işverence haklı nedenle feshedildiğine dair kabulünün yerinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır
III. GEREKÇE
12. Fesih, iş sözleşmesini sona erdiren en önemli sebeplerden biri olup sürekli (belirli ya da belirsiz süreli) bir iş sözleşmesini derhâl veya belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gerekli bozucu yenilik doğuran bir haktır. Bu özelliği nedeniyle fesih karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuran, karşı tarafın kabulünü gerektirmeyen bir irade açıklamasıdır (Senyen Kaplan, E. Tuncay: Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Haksız Feshinin Hüküm ve Sonuçları, Sicil İş Hukuku Dergisi, Yıl 2016, Sayı:36, s. 23).
13. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun/İş Kanunu) 18. maddesinin 1. fıkrasında belirsiz süreli iş sözleşmesinin süreli feshinde işverenin geçerli bir nedene dayanması gerektiği öngörülmüş ve bu nedenlerin neler olduğu açıklanmıştır. Anılan düzenlemeye göre işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
14. Diğer taraftan, iş sözleşmesi işçi ile işveren arasında kurulan ve her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup işçi ile işveren arasında karşılıklı güvene dayanan kişisel ve sürekli bir ilişki yaratması nedeniyle sözleşmenin taraflarından birinin davranışları ile bu güveni sarsması hâlinde güveni sarsılan tarafın objektif iyi niyet kurallarına göre artık bu ilişkiyi sürdürmesinin kendisinden beklenemeyeceği durumlarda iş sözleşmesi ile bağlı kalamayacağı gerçeğinden hareket eden kanun koyucu yaptığı düzenleme ile taraflara iş sözleşmesini haklı nedenle tazminatsız fesih hakkı tanımıştır.
15. Hukukumuzda 'olağanüstü fesih', 'bildirimsiz fesih', 'süresiz fesih', 'önelsiz fesih', 'derhal fesih', 'muhik sebeple fesih' gibi terimlerle ifade edilen haklı nedenle fesih, Türk Borçlar Kanunu’nun 435., 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. ve 25., 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 14., 16.; 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 11. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
16. Bir tarafın, kanunla tanınan haklı nedenle fesih sebeplerine dayanarak, karşı tarafa yöneltilmesi gereken irade beyanıyla iş sözleşmesine, geçmişe etkili olmaksızın derhal son vermesi, haklı nedenle fesih olarak tanımlanmaktadır (Mollamahmutoğlu, Hamdi/Astarlı, Muhittin /Baysal, Ulaş:İş Hukuku, 7. Baskı, ... 2022, s. 799).
17. İş sözleşmesinin işveren tarafından tazminatsız feshedilebilmesi için feshe konu eylemin İş Kanunu’nun 25. maddesinin 2. fıkrasında tadadî olarak sayılan ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller ve benzerleri içerisinde yer almış olması gerekmektedir.
18. 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Fesih bildirimine itiraz ve usulü” başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesinin 25.10.2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki dava tarihinde yürürlükte olan metninde; “İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir.” hükmü yer almaktadır.
19. Belirtmek gerekir ki, işçi tarafından İş Kanunu’nun 20. maddesine dayanılarak açılan davanın konusu işverence yapılmış olan feshin geçersizliğinin tespitidir. Uygulamada bu davalar “işe iade davası” olarak adlandırılmaktaysa da davanın konusu işverence yapılan feshin yasaya uygun bulunup bulunmadığının tespitidir (Süzek, Süzek:İş Hukuku, 19. Baskı, İstanbul 2020, s. 617).
20. Feshin geçersizliğinin tespiti davasında işverenin haklı neden savunmasına rağmen yapılan yargılama sonucunda feshin geçerli nedene dayandığı kesin olarak saptanmışsa, işçi açısından kıdem ve ihbar tazminatları yönünden önemli bir ispat sorunu aşılmış olacaktır. İşçi tarafından açılacak kıdem ve ihbar tazminatlarının talep edildiği davada, feshin geçersizliğinin tespiti davasında feshin geçerli nedene dayandığı yönünde verilen karar, her iki davada taraflar aynı olsa dahi dava türünün farklılığı sebebiyle kesin hüküm teşkil etmese de unsur etkisi nedeni ile kuvvetli delil olarak kabul edilmeli ve bu yönü ile de kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulü yönünde bağlayıcı olduğu değerlendirilmelidir.
21. Somut olayda, davalı işverence iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (h) ve (ı) alt bentleri uyarınca feshedilmesi üzerine davacı işçi tarafından feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade talebiyle açılan davada yapılan yargılama sonucunda ... İş Mahkemesinin 29.05.2014 tarihli ve 2013/599 E., 2014/407 K. sayılı kararında işveren tarafından yapılan feshin geçerli bir sebep sayılabileceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince 15.09.2014 tarihli ve 2014/18558 E., 2014/23809 K. sayılı kararı ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
22. Eldeki davada davacı vekili, feshin geçerli nedene dayandığının kesinleştiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığını belirterek anılan alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmekte; davalı işveren ise feshin haklı nedene dayandığını ileri sürerek davanın reddini savunmaktadır.
23. Belirtmek gerekir ki, feshin geçersizliğinin tespiti davasında işverence gerçekleştirilen feshin geçerli veya haklı bir nedene dayanıp dayanmadığının belirlenmesi durumunda, kesinleşmiş bu tespit artık unsur etkisi (kuvvetli delil) nedeniyle bağlayıcı hâle gelir. Bir başka ifadeyle bu tespit daha sonra kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsili istemine ilişkin açılacak davada mahkemeyi bağlayacaktır.
24. Bu itibarla, somut olayda feshin geçerli nedene dayandığı ve iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmediği kesinleştiğinden davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı açıktır.
25. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2020 tarihli ve 2016/(7)9-1200 E., 2020/931 K. sayılı kararında da aynı sonuca varılmıştır.
26. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
27. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.