1. Hukuk Dairesi 2022/895 E. , 2022/5021 K.
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: ÇATALCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istekli dava sonunda Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/06/2019 tarihli ve 2016/942 Esas - 2019/382 Karar sayılı kararıyla davanın reddine dair verilen kararın davacılar ve temlik alan ... vekili ile bir kısım davalı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 02/06/2021 tarihli 2019/1840 Esas 2021/834 Karar sayılı kararıyla HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacılar ve temlik alan ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacılar ve temlik alan ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 21/06/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat ... ..., davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davacı ..., temyiz edilen davalı ... vekili ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilhare dosya incelenerek gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar, dava konusu 641 parsel sayılı taşınmazın ... ve ... oğlu ...’ın mirasçıları olarak kendilerine ait olması gerekirken, Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/329 Esas - 2012/498 Karar sayılı 27/04/2012 tarihli veraset ilamına göre, ... ve ... oğlu ...’ın mirasçıları olan davalılar adına tescil edildiğini, bilahare taşınmazın satış suretiyle el değiştirdiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazdaki mülkiyet hakkının iptali ile adlarına tesciline, olmazsa tazminine, Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi kararıyla yapılan intikalden sonra taşınmazı edinen son kayıt malikinin mülkiyet hakkının iptali ile adlarına tesciline, olmazsa tazminine, ... oğlu ... ve ... oğlu ... adına alınan veraset ilamında dayanak belgelerin getirtilerek hangisinin olduğuna dair veraset ilamının alınması için taraflarına yetki verilmesine karar verilmesini istemişler; davacılar vekili aşamada, dava konusu taşınmazı dava tarihinden önce edinen son kayıt maliki ...’ın davaya dahil edilmesini istemiş; 20/12/2017 ve 20/02/2018 tarihli temliknameler ile davacılar, davadaki hak ve alacaklarını ...’e temlik etmişler; temlik alan ..., davanın kabulünü istemiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalı, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; mirasbırakanın terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olup, mirasbırakana teban yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak 3. kişiye karşı pay oranında iptal tescil, olmazsa tazminat istekli açılan davanın dinlenilebilir olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve temlik alan ... vekili ile bir kısım davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacılar ve temlik alan ... vekili istinaf itirazlarında
Verasetin iptaline ilişkin devam etmekte olan Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/545 Esas sayılı dosyasının beklenilmediğini, eldeki davada çelişik veraset ilamları olduğunu, tüm tapu kayıtları ve dayanaklarının getirtilmediğini, veraset ilamları arasında çelişki var ise bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, usuli eksikliklerin giderilmediğini, dahili davalı ... dışındaki davalıların esasen Mahkemenin 2016/940 Esas sayılı dosyasında davalı yapılması gerekirken sehven eldeki davada davalı olarak gösterildiklerini, dava dışı 610 parselle ilgili olarak eldeki davada cevap veren davalıların aslında 2016/940 Esas sayılı davada davalı olarak kabul edilmelerini istedikleri halde bu talebin karşılıksız kaldığını, murisi evvellerin doğum ve ölüm tarihlerinin araştırılması gerektiğini, veraset ilamları arasında çelişki olduğu için yeni veraset ilamı alınması konusunda yetki istenilmesinde hukuki yarar bulunduğunu belirterek dava konusu 641 parsel sayılı taşınmazın ... ve ... oğlu ...:mirasçılarının olması gerekirken ... ve ... oğlu ...:varisleri üzerine Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı ile temlik ve tescili yapılmış olduğundan bu kişilerin mülkiyet haklarının iptaline, davacılar adlarına tesciline, olmazsa tazminine, son kayıt malikinin mülkiyet hakkının iptaline ve davacılar adına tesciline, olmazsa tazminine karar verilmesi, ... oğlu ...: ile ... oğlu ...:Asım adına alınan veraset ilamında dayanak belgelerin getirtilerek hangisinin olduğuna dair veraset ilamı alınması konusunda taraflarına yetki verilmesi için kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.2. Bir kısım davalı vekili istinaf itirazlarında;
Vekaletname sunulmuş olmasına rağmen gerekçeli kararda davalılar ..., ..., ..., ..., ...’in vekili olarak yer verilmediğini belirterek, bu hususun düzeltilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; dava konusu taşınmazın mirasbırakanlarına ait olması gerektiği iddiasıyla bir kısım mirasçı tarafından yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak 3. kişiye karşı pay oranında iptal tescil, olmazsa tazminat isteğiyle açılan davanın dinlenilebilir olmadığı, dava konusu taşınmazı dava tarihinden önce edinen son kayıt maliki ...’ın sonradan davaya dahil edilmesi suretiyle adı geçene davalı sıfatı verilemeyeceği, mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan davada davacıların haklarını ...’e temlikname ile temlik etmelerinin de geçerli olmadığı, davacıların mirasbırakanlarına ilişkin olarak yeni veraset ilamı alma hakları bulunduğundan bu yönde yetki istemekte hukuki yararları bulunmadığı, bir kısım davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ismini belirttiği davalıların vekili olarak istinaf karar başlığında kendisine yer verildiği gerekçesiyle HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca davacılar ve temlik alan ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve temlik alan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren kayıtlarının getirtilmediğini, intikale dayanak veraset ilamının ne olduğunun görülemediğini, veraset ilamları arasındaki çelişki giderilmeden davanın pay oranında açılamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, “taşınmazı dava tarihinden önce edinen son kayıt malikinin davaya dahil edilmesi suretiyle davalı sıfatını kazanmayacağı, temliknamelerin geçerli olmadığı” şeklindeki gerekçenin yerinde olmadığını, temliknameye konu edilenin tazminat olduğunu, yeni veraset ilamı alınması konusunda yetki talepleri reddedilince Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/545 Esas sayılı dosyası üzerinden veraset ilamının iptali davası açtıklarını ancak anılan davanın reddine karar verilmiş olup istinaf aşamasında olduğunu, anılan davanın sonucu beklenmeden eldeki davada karar verilmesinin hatalı olduğunu, murisi evvellerin doğum ve ölüm tarihlerinin araştırılması gerektiğini, yeni kayıt malikinin iyiniyetinden söz edilemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1.b.2. maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
3.3. Temyiz Nedenlerinin Değerlendirilmesi
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1974/312 Esas 1974/421 Karar sayılı 05.06.1974 tarihli veraset ilamına göre, mirasbırakan ...’nın (... ve ... oğlu) dul ve çocuksuz ölümü ile mirasının kardeşi ...’e kaldığı, Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1171 Esas - 2012/2128 Karar sayılı 20.12.2012 tarihli veraset ilamına göre ise, ...’in 1980 yılında ölümü ile davacıların ve dava dışı ...’nin mirasçı kaldıkları, davacıların, dava konusu 641 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak mirasbırakana teban, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı pay oranında, ... ve ... oğlu ...’ın mirasçılarına karşı iptal tescil, olmazsa tazminat isteğiyle eldeki davayı açtıkları, davacıların yargılama sırasında 20.12.2017 ve 20.02.2018 tarihli temliknameler ile eldeki davada doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklarını ...’e temlik ettikleri anlaşılmaktadır.
3.3.2. İlk Derece Mahkemesince, temlik alan ...’e davacı sıfatı verilmiş, pay oranında açılan davanın dinlenilebilir olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; pay oranında açılan davanın dinlenilebilir olmadığına, temlikin geçersiz olup, temlik alanın eldeki davada taraf sıfatı bulunmadığına, dava tarihinden sonra taşınmazı edinen son kayıt maliki ...’ın davaya dahil edilmesi suretiyle adı geçene davalı sıfatı verilemeyeceğine, davacıların mirasbırakanlarına ait yeni veraset ilamı alma hakları bulunduğundan bu yönde yetki istemekte hukuki yararları bulunmadığına işaret edilerek İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde değişikliğe gidilmiş olup, HMK’nın 353/1-b-2. maddesindeki düzenleme uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin değiştirilmesi halinde bölge adliye mahkemesince yeniden karar verilmesi gerekirken, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uygulanmak suretiyle istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
VI. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar ve temlik alan ... vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2., 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.
-MUHALEFET ŞERHİ-
Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayanılarak açılmış tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Yargılama sırasında bir kısım davacılar, HMK'nın 125/2.maddesi gereğince dava konusuna ilişkin hakkını Leyla’ya temlik etmiş, yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de davacıların pay oranında eldeki davayı açamayacakları, temlik alanın da sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan ihtilaf; davacının yargılama sırasında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin dava konusunu devredip edemeyeceğine ilişkindir. Dosya kapsamı ile sair hususlarda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 125.maddesi dava konusunun devrini düzenlemiş, 2. fıkra ile de davacının dava konusunu devri hüküm altına alınmıştır. Bu maddenin başlığı “Dava konusunun devri” olup, 2.fıkra ile “ Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. Bu takdirde dava davacı aleyhine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava konusunun ne olduğuna gelince; en basit tanımı ile davacı tarafından davaya konu yapılarak mahkemeden hüküm altına alınması istenen hak veya alacaktır. Bu tariften de anlaşılacağı üzere dava konusu sadece alacak olarak sınırlandırılmamıştır. Eğer öyle olsaydı yasa koyucu HMK 125. maddeyi düzenlerken sadece alacağın temlikini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu 183 v.d ını göz önüne alarak sadece “dava konusu alacağın devrinden” bahseder,” dava konusu” ibaresini kullanmazdı.
Gayrimenkulün devrinin nasıl yapılacağını düzenleyen Türk Medeni Kanunu 706, Türk Borçlar Kanunu 237 ve Tapu Kanunu 26. maddeler nazara alındığında, taşınmazların devrine ilişkin temliklerin tapu memuru huzurunda yapılması şart ise de, taşınmaz devir borcu doğuran sözleşmelerin noterde veya mahkeme huzurunda yapılması yeterli olup, somut davada davacılar temliknameleri mahkemeye ibraz ederek temlikte bulunmuşlar ve buna itiraz edilmeyerek temlikler mahkeme huzurunda yapılmış olmakla bu sözleşmelerin geçerli olduğu hususunda şüphe bulunmamaktadır. Noterde yapılan sözleşmeyi kabul edip, mahkeme huzurunda yapılan sözleşmenin kabul edilmemesi mümkün değildir. Aksinin kabulü halinde noterde yapılan gayrımenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı olarak açılan cebri tescil davalarının görülmesi de mümkün olmayacaktır. Diğer yandan davacıların dayandığı sözleşme mülkiyeti nakletmeyip, TMK 706 gereğince mülkiyetin devir borcunu doğurmakta, mülkiyetin nakli mahkeme kararı ile gerçekleşmektedir.
Sonuç itibariyle, HMK’nın 125. Maddesi ile dava konusunun davacı tarafından da devri düzenlenip, dava konusu sadece alacak hakkından ibaret olmayıp, gayrimenkuller açısından bir istisna getirilmediğine, temlikin mahkeme huzurunda yapılması karşısında söz konusu temlike değer verilerek davacı ...’nın davasının sıfat yokluğundan değil diğer davacılar gibi, payı oranında bu davanın açılması mümkün bulunmadığından esastan reddedilmesi gerektiği düşüncesiyle gerekçe bakımından sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyorum.