11. Hukuk Dairesi 2021/2282 E. , 2022/5104 K.
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 31.10.2017 tarih ve 2012/293 E- 2017/846 K. sayılı kararın asıl davada davalı - birleşen davada davacı Elinta Elektrik İnşaat Taahhüt ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2019/1992 E- 2020/1214 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı, birleşen davada davacı Elinta Elektrik İnşaat Taahhüt ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 21.06.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı - birleşen davada davalı vekili Av. ... ile birleşen davada davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin ciro yoluyla hamili olduğu zamanaşımına uğrayan senede dayanarak davalı şirket tarafından keşide edilen diğer davalıların da aval veren sıfatıyla yer aldıkları 22.05.2008 tanzim, 22.05.2008 vade tarihli, 750.000,00 TL tutarlı bonoya dayanarak ilâmsız icra yoluyla takip yapıldığını, davalıların itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptali ile %40'dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada, davalılar vekili, takip konusu bononun zamanaşımına uğradığını ve adi senet mahiyetinde bulunduğunu; müvekkillerinin, senedi ciro eden 'Ercihan İnş. Tic. Ltd. Şti.'ne borcunun bulunmadığını; temerrüt olgusunun gerçekleşmediğini ve faiz istenemeyeceğini bildirerek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada, davacı vekili, müvekkili şirketin, davalılardan 'Ercihan İnşaat Ticaret Ltd. Şti'ne 22.05.2008 tanzim tarihli, 22.05.2008 ödeme tarihli, 750.000,00 TL bedelli senet verdiğini; senedin, adı geçen şirketin cirosundan sonra şirket yetkilisi davalı ...'ın cirosu ile davalı ... tarafından icra takibine konu edildiğini; müvekkili şirketin, satacağı mal bedelini, davalı 'Ercihan İnşaat Ticaret Ltd. Şti'ten avans olarak istediğini ve davalı şirketin ise, ertesi gün nakit vereceğini söyleyerek müvekkilinden bono vermesini istediğini, müvekkili şirketin bu nedenle dava konusu bonoyu verdiğini; davalı şirketin ise ertesi gün 23.05.2008 tarihinde toplam tutarı 750.000.-TL olan iki ayrı havale yaptığını; müvekkilinin, malları teslim edip 6 ayrı fatura kestiğini, fakat senedin iade edilmediğini ve bu nedenle bedelsiz kaldığını; ileri sürerek icra takibine konu bononun iptaline, müvekkilinin senetten ve icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, davalılardan ... vekili, müvekkilinin iyiniyetli ciro yoluyla hamil olduğunu davaya konu senedin icra takibine konu edildiğini, davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığını davacı tarafından menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, davacı tarafından usulüne uygun delillerle senedin bedelsizliği ve müvekkilinin iyiniyetli hamil olmadığını kanıtlaması gerektiğini bildirerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davalı şirket ve davalı ... cevap sunmamıştır.
İlk derece mahkemesince, senedin tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mülga TTK m.644 uyarınca bonolarda zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu, davacının, itirazın iptaline konu yaptığı bononun 22/05/2008 tanzim tarihli ve 22/05/2008 vade tarihini taşıması ve bu bono için vadeden itibaren 3 yılın geçmesi üzerine zamanaşımına uğradığı; davacının, bonoyu, lehtar 'Ercihan İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin beyaza cirosuyla yetkili hamil durumuna geldiği; bono üzerinde lehtar 'Ercihan İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin beyaza cirosunda tarih bulunmadığı, davacının bonoyu zamanaşımına uğramadığı dönemde yetkili hamil olduğunun kabulünün gerektiği; kaldı ki, TTK'nun 644. maddesi uyarınca hamilin keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak bononun zamanaşımı süresi (22.05.2011) dolduktan sonra bir yıl içerisinde (22.05.2012) talep ve dava hakkının bulunduğu, icra takibinin ise 02.05.2012 olduğu gözetildiğinde, sürenin dolmadığı, belirgin bulunduğu, ayrıca, dava konusu bononun tanzim eden davalı şirket tarafından ticari defterlerine kaydedilmediği; ancak, davalı şirketin bono bedeli kadar dava dışı 'Ercihan İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'ni ödeme yaptığı; dava dışı şirkete yapılan bu ödemenin bono lehtarıyla bağlantısının sağlanamadığı ve davalı şirket tarafından TMK.'nun 6. maddesi kapsamında lehtar adına dava dışı 3. kişiye ödeme yapıldığının ispat edilemediği; davalı şirketin, dava konusu bono bedelini aralarındaki temel ilişki kapsamında dava dışı lehtar 'Ercihan İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'ne ödediğini ve temel ilişki kapsamındaki alacak borç ilişkisinin sonlandığını TMK.'nun 6. maddesi ve HMK m. 200. uyarınca usulen yazılı belgeyle ispat edemediği; bu nedenle, davacının, yetkili bono hamili olarak bono keşidecisi davalı şirkete karşı TTK.'nun 644. maddesindeki sebepsiz zenginleşme hükümlerine uyarınca bononun zamanaşımı süresi dolduktan sonra 1 yıllık süre içinde davalı tanzim eden şirkete karşı takip ve dava hakkının bulunduğu, dolayısıyla davacının işbu davayı açmakta haklı ve hukukî yararı olup diğer yandan talebin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak niteliğinde bulunması nedeniyle takip öncesi dönem için temerrüt faizi talep edilmesinin ancak borçlunun temerrüde düşürülmesi halinde söz konusu olacağı, davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği için işlemiş faiz talebinde bulunulamayacağı, bu nedenle davalı şirket hakkında açılan davanın 750.000,00 TL tutar üzerinden kısmen kabulüne, 02/05/2012 takip tarihinden itibaren, ticarî iş niteliği dikkate alınarak, yıllık %17,75 ve değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına, davacı/alacaklının, takipte asıl alacak ile birlikte işlemiş faiz talep etmiş ise de, davalı borçluyu takipten önce eBK.101/1.maddesi hükmü gereğince temerrüde düşürdüğünü kanıtlayamadığı dikkate alınarak davacının işlemiş/temerrüt faizine yönelik fazlaya ilişkin talebinin reddine, İİK.nun 67/2. maddesi uyarınca alacağın likit niteliği gözetilerek kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatı tutarı 400.000,00 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; reddolunan kısım ile ilgili davacının takibe geçmekte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığı için davalı yanın %40 kötüniyet tazminatı isteminin yasal koşulları bulunmadığından reddine,
Davalı gerçek kişi avalistler yönünden:Davacı tarafından diğer gerçek kişi davalıların dava konusu edilen ve kıymetli evrak niteliğini kaybetmiş bono üzerine avalist olarak imzalarının bulunduğu; diğer davalılar ile lehtar arasında temel ilişkiye dayalı borç ilişkisinin bulunmadığı; sadece diğer davalıların kambiyo hukukundan doğan avalist olarak bonoya katılımlarının bulunduğu; TTK.nun 614.maddesi uyarınca 'aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise onun gibi mesul [olacağı]....' belirtilmiş isede; davalı tanzim edenin bonodan doğan sorumluluğunun sonlandığı ve sadece eTTK.nun 644.maddesinden doğan sorumluluğun ise bu maddede belirtilen süre ve şartlarla devam ettiği dikkate alındığında; lehine aval verilen bonodan doğan borcundan beri olduğu takdirde aval vereninde olacağı; bu nedenle, davacı yetkili hamilin zamanaşımına uğrayan bonoya dayalı olarak avalist/diğer davalılar hakkında temel ilişkiye veya eTTK.nun 644.maddesi uyarıca sebepsiz zenginleşmeye dayalı talep hakkının bulunmadığı dava konusu bononun zamanaşımına uğraması/kıymetli evrak niteliğini kaybetmesi nedeniyle davalılar ..., ... ve ...'nın 'aval'den doğan sorumluluklarının sona erdiği, davacının, avalist borçlularına karşı sebepsiz zenginleşme davası açma hakkının bulunmadığından davacı tarafından davalılar ..., ... ve ... hakkındaki açılan davanın subut bulmadığından reddine, davacının takibe geçmekte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığı için davalıların %40 kötü niyet tazminatı isteminin yasal koşulları bulunmadığından reddine,
Birleşen dava yönünden: davalı ... yönünden, aynı bonoya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali davası görülmekte iken, asıl davada, davalı olarak yer alan 'Elinta Elektrik İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd. Şti.'nin, bu kez aynı sebeple davacı olarak menfi tespit isteminde bulunduğu, itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla alacaklı tarafından süresinde bir itirazın iptali davası açılmış ise artık bu tarihten sonra yani itirazın iptali davasının açılmasından sonra borçlunun aynı konuda menfi tespit davası açmasında hukukî yararı bulunmadığı, davalı 'Ercihan İnşaat Ticaret Limited Şirketi' yönünden: davacı keşideci sıfatıyla düzenlediği takip konusu bonodan dolayı bedelsizlik nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istediğine göre, 6762 sayılı TTK'nun 644. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmediğini, bir başka ifadeyle lehtara karşı borçlu olmadığını ya da davacıdan önceki cirantalara bu borcu ödediğini kanıtlamak zorunda olduğu, HMK m. 200 uyarınca yazılı belge ile ispat yükümlülüğünün yerine getirilmediği, birleşen davada dava dilekçesinde 'yemin delili'ne dayanılmış ise de birleşen davada davacı vekilinin 02.05.2016 tarihli dilekçesiyle, 'daha önce dayanmış olduğumuz delillerimizden vazgeçiyor ve delil olarak münhasıran davalı ... İnşaat Ticaret Ltd. Şti'nin ticarî defterlerine dayanıyoruz' diyerek, yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiğini zımnen kabul ettiği, koşulları bulunmadığından, dosya kapsamından defter incelemesi isteminin yerinde görülmediği, davanın lehtar 'Ercihan İnşaat Ticaret Ltd. Şti.' yönünden sübut bulmadığından reddine, taraflar arasındaki şahsi ilişkiden doğan def'ilerin, ancak bu def'ilerin doğumuna etken olan kişiler arasında ileri sürülebileceği, bedelsizlik def'inin de şahsi def'ilerden olduğu, hamilin bile bile borçlunun zararına hareket ettiği kanıtlanmadıkça keşideci ile lehdar arasındaki şahsi def'ilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği davalı ... yönünden de sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili Elinta Elektrik İnşaat Taah. ve Tic. Ltd. Şti.vekilince, karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, takibe konu bono zamanaşımına uğramış olup, davacı yanca süresi içerisinde icra takibi yapıldığı, dava konusu bononun tanzim eden davalı şirket tarafından ticari defterlerine kaydedilmediği, davalı şirketin, dava konusu bono bedelini aralarındaki temel ilişki kapsamında dava dışı lehtar 'Ercihan İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'ne ödediğini ve temel ilişki kapsamındaki alacak borç ilişkisinin sonlandığını TMK.'nun 6. maddesi ve HMK m. 200. uyarınca usulen yazılı belgeyle ispat edemediği; bu nedenle davacının, yetkili bono hamili olarak bono keşidecisi davalı şirkete karşı eTTK.'nun 644. maddesindeki sebepsiz zenginleşme hükümlerine uyarınca bononun zamanaşımı süresi dolduktan sonra 1 yıllık süre içinde davalı tanzim eden şirkete karşı takip ve dava hakkının bulunduğu, birleşen davada; aynı bonoya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali davası görülmekte iken, asıl davada, davalı olarak yer alan 'Elinta Elektrik İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd. Şti.'nin, bu kez aynı sebeple davacı olarak menfi tespit isteminde bulunduğu, alacaklı tarafından süresinde bir itirazın iptali davası açılmış ise artık bu tarihten sonra yani itirazın iptali davasının açılmasından sonra borçlunun aynı konuda menfi tespit davası açmasında hukukî yararı bulunmadığından davalı ... hakkında verilen usulden red kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, birleşen davada davalılar Ercihan İnşaat Ticaret Limited Şirketi ve ... yönünden de davacı yanca ileri sürülen iddiaların usulüne uygun kanıtlar ile ispat edilemediği gerekçesiyle asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Asıl dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı başlatılan icra takibine dayalı itirazın iptali davasıdır.
1-Asıl davada TTK 732/4.md. fıkra gereği ispat yükü davalı Elinta Ltd. Şti. olup, davalı şirket cevap dilekçesi ile birlikte sunduğu delil dilekçesinde tarafların ticari kayıt ve defterlerine dayanmış, asıl ticari ilişkinin bono lehdarı Ercihan Ltd. Şti. olması ve borcu bulunmadığı savunması ile bu şirketin de defterlerinin incelenmesini talep etmiş mahkemece18/07/2013 tarihli duruşmada asıl davada taraf olmayan ancak bono lehdarı Ercihan Ltd. Şti. defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ancak bu şirkete herhangi bir HMK 221. madde kapsamında tebligat çıkartılmamıştır. Bilirkişi tarafından davalı Elinta Ltd. Şti. ticari defterlerinde şirketin bildirilen adresinde bulunamadığından tespit yapılamamıştır. Mahkemece HMK 221. madde kapsamında bu davada bono lehdarı şirkete ticari defterleri ibraz etmesi veya bulunduğu yeri bildirmesi hususunda tebligat çıkartılarak defterlerinin ibraz etmesi durumunda dosyanın bilirkişiye tevdii ile uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2- Birleşen dava zamanaşımına uğramış bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Bu davada davacı Elinta Ltd. Şti., delil dilekçesinde münhasıran davalı ... Ltd. Şti. ticari defterlerine dayanmamış olup, sonradan bu delile münhasıran dayanması yenilik doğurucu hak mahiyetinde olup kabul edilmeyecektir. Ancak davacı delil dilekçesinde gerek kendi gerek bu davacı şirket kayıtlarına dayanmış olduğundan bu dava yönünden asıl davada Ercihan Ltd. Şti. ticari defterleri incelenmediği halde bu şirket kayıtlarının incelenmesi talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddi doğru olmayıp, mahkemece bu dava bakımdan davalı ... Ltd. Şti.’ne defterlerini ibraz etmesi ve sonuçları hakkında ihtaratlı tebliğat yapılması bono hamili ve ciranta ... arasındaki yakın akrabalık bağına ilişkin dosyaya sunulan deliller de kötüniyet bakımında değerlendirilerek çıkan sonuç çercevesinde yapılacak değerlendirme ile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmeside doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı şirket vekilinin temyiz isteminin kabulü ile asıl davadaki kararın davalı şirket yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile birleşen davadaki kararın davacı yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-birleşen davalı ...’den alınarak davalı-birleşen davada davacı Elinta Ltd. Şti.’ye verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl davada davalı, birleşen davada davacı Elinta Elektrik İnşaat Taahhüt ve Tic. Ltd. Şti.'ne iadesine, 21/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerektiğinden saygıdeğer çoğunluğun bozma yönündeki kararına muhalifiz.