DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/262 E. , 2021/1985 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/262
Karar No : 2021/1985
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bursa ili, İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde olay yeri inceleme görevlisi olarak görev yapmakta iken yaralanan ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 47. maddesi uyarınca vazife malulü sayılarak, idari polis olarak görevine devam eden davacı tarafından, anılan Kanun'un Geçici 14. maddesi uyarınca görevinden ayrılmaksızın vazife malullüğü aylığı bağlanması talebiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K:... sayılı kararıyla;
5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesinden yararlanabilecek olanların; 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında olanlar ile birlikte, 5434 sayılı Kanun'un 56 ve 64. maddesi ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında vazife malüllüğüne karar verilenleri kapsadığı,
Bakılan davada; davacının, İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda olay yeri inceleme görevlisi olarak görev yapmakta iken 25/07/2010 tarihinde meydana gelen olayları çıkaranların tespitini sağlamak amacıyla kamera ile çekim yaparken kim tarafından atıldığı tespit edilemeyen bir taş ile sağ gözünden yaralandığı ve Sağlık Kurulunca maluliyetine karar verildiği, Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 06/06/2011 tarihli kararıyla 5510 sayılı Kanun'un 47. maddesine göre vazife malulü kabul edildiği ve vazife malulü idari polis kadrosunda 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak görevine devam ettiği,
Bu durumda, davacının, 5510 sayılı Kanun'un 47. maddesine göre vazife malulü kabul edildiği dikkate alındığında, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesine göre görevinden ayrılmaksızın vazife malullüğü aylığı bağlanmasına imkan bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 10/06/2020 tarih ve E:2018/5411, K:2020/2279 sayılı kararıyla;
Davacının yaralanmasına neden olan olayın, Bursa ili, İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğünde olay yeri inceleme görevlisi olarak görev yapmakta iken 25/07/2010 tarihinde meydana gelen olayları çıkaranların tespitini sağlamak amacıyla kamera ile çekim yaptığı sırada görevini ifa etmekte iken meydana geldiği, dolayısıyla anılan olayın 2330 sayılı Kanun'da belirtilen ''güven ve asayişi korumak'' kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,
Bu durumda, davacının, güven ve asayişi korumakla görevli iken meydana gelen olay sonucu yaralanarak malul hale gelmesi nedeniyle, 2330 sayılı Kanun kapsamında vazife malülü sayılması gerektiği dikkate alındığında, görevinden ayrılmaksızın tarafına vazife malullüğü aylığı bağlanması istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılarak, .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesinden yararlanabilecek olanların; 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında olanlar ile birlikte, 5434 sayılı Kanun'un 56 ve 64. maddesi ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında vazife malüllüğüne karar verilip sonrasında yeniden çalışmaya başlayanları kapsadığı,
Bakılan davada, davacının, Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 06/06/2011 tarihli kararıyla 5510 sayılı Kanun'un 47. maddesine göre vazife malulü kabul edildiği ve vazife malulü idari polis kadrosunda 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak görevine devam ettiği,
Bu duruma göre, davacının, vazife malüllüğüne karar verilip aylığını alırken yeniden çalışmaya başlamadığı açık olduğundan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Diğer yandan, Danıştay Onikinci Dairesinin 10/06/2020 tarih ve E:2018/5411, K:2020/2279 sayılı bozma kararında, asıl uyuşmazlık konusu olan, davacının 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesine göre görevden ayrılmaksızın aylık bağlanması istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlem yönünden hukuki değerlendirme yapılmadığı ve davacının vazife malulü sayılması noktasında bir uyuşmazlık da olmadığı, gerekçesiyle davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; yaralanmasına neden olan olayın 2330 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, nitekim Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararının hukuki değerlendirme kısmında da, anılan olayın güven ve asayişi koruma kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, buna göre tarafına görevinden ayrılmaksızın vazife malullüğü aylığı bağlanması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, .... İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile .... İdare Mahkemesinin ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı; Bursa ili, İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde olay yeri inceleme görevlisi olarak görev yapmakta iken 25/07/2010 tarihinde meydana gelen olayları çıkaranların tespitini sağlamak amacıyla kamera ile çekim yaparken kim tarafından atıldığı tespit edilemeyen bir taş ile sağ gözünden yaralanmıştır.
Bu yaralanma sonucunda; Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 06/06/2011 tarihli kararıyla, davacı hakkında 5510 sayılı Kanun'un 47. maddesinin 1. fıkrasına göre vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasına, davacının idari polislik görevinde çalışabileceğine karar verilmiş, Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun 27/10/2011 tarihli kararıyla da, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ve bu Kanuna dayalı olarak çıkarılan Yönetmelik hükümleri uyarınca nakdi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Devam eden süreçte; davacı tarafından, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesi uyarınca görevinden ayrılmaksızın vazife malullüğü aylığı bağlanması istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulmuş, anılan başvuru, Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 06/06/2011 tarihli kararıyla 5434 sayılı Kanun'un 45. maddesine göre vazife malulü olduğuna karar verildiğinden, 6495 sayılı Kanun'un 98. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesine göre görevinden ayrılmaksızın vazife malullüğü aylığı bağlanmasına imkan bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 'Vazife Malûllüğü' başlıklı 47. maddesinde; 'Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar için aşağıdaki hallerde vazife malûllüğü hükümleri uygulanır. 25 inci maddede belirtilen malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir.' kuralına, Geçici 14. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde: '...2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlar veya 5434 sayılı Kanunun 56 ve mülga 64 üncü maddeleri kapsamında vazife malûllüğü aylığı almakta olanlar, sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden iştirakçiler ile aynı Kanun kapsamına giren olaylar sebebiyle vazife malûllüğü aylığı alan ve bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışan veya daha sonra çalışmaya başlayan er ve erbaşların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra müracaat tarihlerini takip eden aybaşından itibaren bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre görevlerinden ayrılmasına gerek kalmaksızın alınacak emekliye sevk onayına istinaden vazife malûllüğü aylıkları bağlanarak ödenir.' kuralına, aynı maddenin 2. fıkrasında; '2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlar veya 5434 sayılı Kanunun 56 ve mülga 64 üncü maddeleri kapsamında vazife malulü olup sınıf veya görev değiştirenlerden bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışmaya devam edenler ile aynı kapsamda çalışmaya devam eden er ve erbaşlara, görevlerinden ayrılmalarına gerek kalmaksızın alınacak emekliye sevk onayına istinaden müracaatlarını takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır...' kuralına yer verilmiştir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un 1. maddesinde; bu Kanun'un amacının; barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla görevli olanların; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde görevlendirilenlerin bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesi olduğu belirtilmiş, 2.maddesinde; Kanun'un iç güvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki veya trafik ve yol güvenliğini sağlamak konularında görevlendirilen Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelini kapsadığı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlar veya 5434 sayılı Kanun'un 56 ve mülga 64. maddeleri kapsamında vazife malulü olduğuna karar verilen ve sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden iştirakçilere, müracaat tarihlerini takip eden aybaşından itibaren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 14. maddesi uyarınca görevlerinden ayrılmaksızın vazife malullüğü aylığı bağlanması gerektiği açıktır.
Uyuşmazlıkta; davacının yaralanmasına neden olan olayın, İnegöl Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğünün 25/07/2010 tarihli görevlendirme emrine istinaden aynı tarihte meydana gelen olayları çıkaranların tespitini sağlamak amacıyla olay yeri inceleme görevlisi olarak kamera ile çekim yaptığı sırada meydana geldiği görülmektedir.
Diğer yandan, Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun 27/10/2011 tarihli kararıyla, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ve bu Kanuna dayalı olarak çıkarılan Yönetmelik hükümleri uyarınca davacıya nakdi tazminat ödenmesine karar verildiği, dolayısıyla 25/07/2010 tarihinde davacının yaralanmasına neden olan olayın 2330 sayılı Kanun kapsamında görüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 25/07/2010 tarihinde meydana gelen olayları çıkaranların tespitini sağlamak amacıyla kamera ile çekim yaparken kim tarafından atıldığı tespit edilemeyen bir taş ile sağ gözünden yaralanan davacının, Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 06/06/2011 tarihli kararıyla vazife malulü olduğuna karar verildiği ve görevine vazife malulü idari polis olarak devam ettiği, öte yandan, Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun 27/10/2011 tarihli kararıyla da vazife malulü sayılmasına neden olan olayın 2330 sayılı Kanun kapsamında olduğunun kabul edildiği dikkate alındığında, davacının 5510 sayılı Kanun'un Geçici 14. maddesi uyarınca görevinden ayrılmaksızın vazife malullüğü aylığı bağlanması talebiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/10/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyizen incelenen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, .... İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ile .... İdare Mahkemesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.