22. Hukuk Dairesi 2017/42404 E. , 2017/30360 K.
MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ÜYE SAYISINA İTİRAZ
MAHKEMESİ : ... 45. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ... ile sendikalar arasında 23.05.2016 günü yapılan sendika üye sayıları tespit toplantısında müvekkili ...'e ait üye sayılarının eksik tespit edildiğini, bunun üzerine toplantı tutanağına şerh düşüldüğünü, davalı Rektörlük bünyesindeki müvekkili sendika üye sayısının eksik tespit edilmesi sebebiyle yeniden tespit yapılması gerektiğini, ... tarafından 04.07.2016 tarihli Resmi Gazetede “4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu Gereğince Kamu Görevlileri Sendikaları İle Konfederasyonların Üye Sayılarına İlişkin 2016 Temmuz İstatistikleri Hakkında Tebliğ”in yayımlandığını, davalı ... Rektörlüğünde kamu görevlileri sendikaları üye sayılarının yanlış tespit edilmesinden dolayı itiraz etme zaruretinin doğduğunu, sonuçların yayımı tarihinden itibaren beş işgünü olarak belirlenen yasal süresi içinde itiraz ettiklerini, KTÜ'ne bağlı 62 işyeri bulunduğunu, ancak bu işyerlerinde, sendika üye sayılarını belirlemek amacıyla yapılması gereken sendika üye sayıları tespit (değerlendirme) toplantısının yapılmadığını, bu toplantı yapılmadığı için diğer sendikaların 15 Mayıs 2016 tarihini kapsayan sendika aidat tevkifat listelerini, üye sayılarını ve özellikle de 15 Nisan-13 Mayıs 2016 tarihleri arasındaki üye ve üyelikten çekilme formları ile üyelikten çekilme formlarını geri çekmek için kuruma verilen dilekçelerin incelenmesine fırsat tanınmadığını, KTÜ toplantı salonunda 18 Mayıs ve 23 Mayıs tarihlerinde yapılan her iki toplantıda da 62 tane işyerinde tüm sendikaların katılımıyla imzalanması gereken sendika üye sayıları tespit toplantısı tutanaklarının tutulmadığını ve toplantı esnasında bu tutanakların kurum tarafından ibraz edilemediğini, 18 Mayıs 2016 tarihinde yapılan ilk toplantıda tevkifat listeleri üzerinden inceleme yapılmak suretiyle belli bir sonuca ulaşılmış iken, 23 Mayıs 2016 tarihinde yapılan toplantıda tevkifat listelerinin taraflara gösterilmediğini, sadece önceden doldurulmuş bir mutabakat formunun imzalanmasının istenildiğini, 18 Mayıs 2016 tarihindeki toplantıdan sonra genel sekreter tarafından kurumlara tebliğ edilen 18 Mayıs 2016 tarihli yazı ile 15 Mayıs 2016 tarihli tevkifat listelerinin kurumlar tarafından değiştirilerek, manuel elle yapılarak gönderilmesinin istenildiğini, bu durumda talimatlandırma ile bir sendikanın üye sayısının müvekkili sendikanın üye sayısından daha fazla olmasının sağlandığını, 15 Nisan 2016 tarihli ... aidat tevkifat kesinti listesinde bulunan müvekkil sendika üyelerinin davalı kurumun tek taraflı inisiyatifiyle 15 Mayıs 2016 tarihli ... aidat tevkifat kesinti listesinden çıkarıldığını, müvekkil sendika üyelerinin, kendi istekleri üzerine kazandıkları sendika üyeliğinden, üyelikten ayrılmak istediklerine dair hiçbir beyanları bulunmadığı halde, tamamen kurumun tek yanlı tasarrufu ile çıkarıldığını, davalı Rektörlüğün birimlerin personel ihtiyacını gidermek amacıyla farklı birimlerden kişileri, sağlık ve eğitim hizmetlerinde görevlendiğini, bu kişilerin hangi sendikaya üye olmaları gerektiği konusunda sorun yaşandığını, bu hususta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Celal Bayar Üniversitesine göndermiş olduğu 04.06.2015 tarihli yazıda, kişilerin uzun süre çalıştıkları birime göre sendika üyeliklerinin belirlenmesi gerektiğinin ifade edildiğini, ... ... 2 nolu Şubesi tarafından düzenlenen 23.05.2016 tarihli yazıda belirtilen 14 kişinin uzun süreli çalışmaları gözönüne alınarak, üyeliklerinin ...'e sayılması gerektiğini, ancak davalı Rektörlüğün bu kişilerin müvekkil sendikaya üyeliklerini saymadığını, Devlet Personel Başkanlığının 21.06.2016 tarihli görüş yazısı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 04.06.2015 tarihli yazısında da, üyenin sürekli görev yaptığı yerin Eğitim, Öğretim ve Bilim hizmet kolunda olması halinde, sendika üyeliğinin 02 sıra nolu Eğitim, Öğretim ve Bilim hizmet koluna kesilmesi gerektiğinin belirtildiğini, kanunun öngördüğü 15 Mayıs tarihli sendika aidat kesinti listelerini değiştirme yetkisi olmamasına rağmen kurum tarafından ikinci defa değiştirilerek tüm tahakkuk merkezlerinden yeni sendika aidat tevkifat kesinti listelerinin yazdırılması yoluna gidilerek kendisine tanınan takdir yetkisinin dışına çıkılarak müvekkili ...'in üye sayısının düşmesine sebep olduğunu, 18.05.2016 tarihli toplantı mutabakat metnine, müvekkili ... ... 2 Nolu Şubesi tarafından şerh düşüldüğünü, buna göre tevkifat listeleri incelendiğinde, bazı kişilerin müvekkili sendika üyeliğinden çekilme başvurularının üzerinden otuz gün geçmediği halde başka sendikaya üye gösterilerek kanunun amir hükmüne aykırı hareket edildiği ve müvekkili sendikanın zarara uğratıldığının açıkça anlaşıldığını, KTÜ Yapı İşleri Daire Başkanlığının 17.05.2016 tarihli yazısında, 18.04.2016 tarihinde istifa ettiği belirtilen personelin, Eğitim Bir-Sen sendikasının tevkifat listesinde göründüğü, bu kişinin çekilme başvurusunun üzerinden otuz gün geçmediği için müvekkil ...'e üye sayılması gerektiğini, KTÜ Fatih Eğitim Fakültesinin 17.05.2016 tarihli yazısında, 19.04.2016 tarihinde istifa ettiği belirtilen personelin de aynı şekilde müvekkili ...'e üye sayılması gerektiğini, KTÜ Eğitim Bilimleri Enstitüsü'nün 17.05.2016 tarihli yazısında, 29.04.2016 tarihinde müvekkili sendika üyeliğinden istifa etmiş olduğu belirtilen personelin Eğitim Bir Sen’in tevkifat listesinde çıktığını, bu kişinin de ...'e üye sayılması gerektiği, KTÜ Orman Fakültesi sendika tevkifat listesinde görülen üyenin sendika aidat kesintisi 17.05.2016 tarihinde yapıldığından dolayı Eğitim Bir Sen tevkifat listesinden çıkarılması gerektiğini, ekte yer alan istifa formunda kişinin kendi isteği ile sendika üyeliğinden çekildiği için Eğitim Bir Şen tevkifat listesinden çıkarılması gerektiğini, KTÜ Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda yönetici olduğundan istifa eden iki kişinin yönetici olarak atanma tarihleri 28.04.2016 ve 02.05.2016 olduğundan, müvekkili ...'den istifa ettikleri, bu kişilerin istifa tarihleri 15.04.2016 tarihinden sonra olduğundan dolayı üyeliklerinin müvekkili sendikaya sayılması gerektiğini, KTÜ Orman Fakültesinde görevli ... isimli müvekkili sendika üyesinin, üyelikten çekilme tarihinin üzerinden otuz gün geçmediğinden Eğitim Bir Sen üye tevkifat listesinde çıktığını, ... ... 2 Nolu Şube Başkanı ...'ın kadrosunun davalı rektörlük bünyesinde bulunmasına karşılık, müvekkili sendika üyesi olarak sayılmamasının da hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Davalı ... tarafından yapılan sendika yetki tespitine itirazın kabulü ile 23.05.2016 tarihinde düzenlenen toplantı tutanağının iptaline, davalı ... bünyesinde bulunan ... üye sayılarının tespiti ile en çok üyeye sahip olması sebebiyle yetkili sendika olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporu doğrultusunda, esasa yönelik değerlendirme neticesinde davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince özetle “somut uyuşmazlıkta sadece 23.05.2016 tarihinde düzenlenen toplantı tutanağının iptaline, ... bünyesinde bulunan ... üye sayılarının tespiti ile en çok üyeye sahip olması sebebiyle yetkili sendika olarak tespiti talep edildiğinden, Resmi Gazetede yayımlanan üye sayılarına itiraz edilmediğinden, işyerinde yetkili sendikanın davacı sendika olduğunun tespiti bakımından söz konusu talebin kanuni dayanağının bulunmaması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi sonucu itibari ile doğru olduğu” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
Dava, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 30. maddesi kapsamında üye sayılarının tespitine esas alınacak kurumlarca düzenlenen tutanağa ve üye sayılarına itiraz ile işyerinde yetkili sendikanın tespiti istemine ilişkindir.
4688 sayılı Kanun'un 30. maddesine göre;
“Sendika ve konfederasyonların üye sayılarının belirlenmesinde aşağıdaki esaslar uygulanır:
a) Kurumlarca yapılacak tespit;
Tespite ilişkin toplantıya kurumun işveren vekili ile tahakkuk memuru veya mali hizmetler birimi yetkilisi ve kurumun hizmet kolunda faaliyette bulunan sendikalardan birer temsilci katılır. Toplantı her yıl 15 Mayıs tarihinden sonra beş iş günü içerisinde kurumca belirlenerek sendikalara bildirilen yer ve günde yapılır.
Bu Kanuna tâbi olarak kurumda çalışan kamu görevlilerinin, 15 Mayıs tarihi itibarıyla listesi ile üyelerinden aidat kesintisi yapılan sendikaların üyelerini gösterir liste, toplantıya katılanlarca değerlendirilir. Bu değerlendirmeden sonra, toplam kamu görevlisi sayısı ile sendika üyesi kamu görevlilerinin sendikalara göre toplam sayılarını belirten tutanak toplantıya katılan taraflarca imzalanır. İmzalı tutanak, kamu işvereni ve sendikalarca Mayıs ayının son iş gününe kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilir.
Kurumların taşra teşkilatları, yukarıdaki esaslara göre tarafların katılımı ile yapılacak toplantı neticesinde düzenlenecek tutanakları kurum merkezinde yapılacak tespitte değerlendirilmek üzere 15 Mayıs tarihini takip eden iki iş günü içerisinde kurum merkezine gönderirler. Bu tutanaklar kurum merkezinde tarafların katılımı ile tek tutanak haline getirilir.
b) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca kurumlardan ve sendikalardan gelen müşterek imzalı listeler üzerinden yapılacak tespit;
..., kurumlarda çalışan toplam kamu görevlisi sayısı ile sendikalar itibarıyla üyelik kesintisi yapılan üye sayılarını dikkate alarak her yıl 15 Mayıs tarihi itibarıyla hizmet kollarındaki bütün kamu görevlileri sayısı ile hizmet kolundaki sendikaların üye sayılarını tespit eder. Buna göre (…) kamu görevlileri sendikaları ile konfederasyonların toplam üye sayısını belirler ve sonuçları her yıl temmuz ayının ilk haftasında Resmî Gazetede yayımlar.
Sonuçların yayımı tarihinden itibaren beş işgünü içinde kamu görevlileri sendikaları ile konfederasyonlarının üye sayılarının yanlışlığı iddiasıyla sendika ve konfederasyonlarca ... İş Mahkemesine itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı onbeş gün içinde karara bağlar.”
4688 sayılı Kanun'un 23. maddesinin birinci fıkrasına göre de “İşyerlerinde 30 uncu madde uyarınca yapılan tespite göre kamu görevlilerinden en çok üye kaydetmiş sendika, işyeri sendika temsilcisi seçmeye yetkilidir.”
Öte yandan, toplu sözleşmenin oluşturulması yönünden, 4688 sayılı Kanun'a göre, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'ndan farklı esasların benimsendiğini belirtmekte yarar bulunmaktadır. Bu cümleden olarak, 4688 sayılı Kanun'un 29. maddesine göre;
“Toplu sözleşme görüşmelerine kamu idaresi adına Kamu İşveren Heyeti, kamu görevlileri adına Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti katılır.
Kamu İşveren Heyeti, Devlet Personel Başkanlığının bağlı olduğu Bakanın başkanlığında, ..., Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve heyet başkanınca uygun görülen bakanlık temsilcileri ile Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı temsilcilerinden oluşur.
Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti, bağlı sendikaların toplam üye sayısı itibarıyla en fazla üyesi bulunan konfederasyonun Heyet Başkanı olarak belirleyeceği bir temsilci ile her bir hizmet kolunda en fazla üyeye sahip kamu görevlileri sendikaları tarafından belirlenecek birer temsilci, bağlı sendikaların üye sayıları esas alınmak kaydıyla toplam üye sayıları itibarıyla birinci, ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlar tarafından belirlenecek birer temsilci olmak üzere onbeş üyeden oluşur. Heyet Başkanı ve temsilciler, toplu sözleşme görüşmelerinin başlamasından onbeş gün önce konfederasyonlar tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Heyet Başkanlığı sıfatını haiz konfederasyon temsilcisinin toplu sözleşme görüşmelerine katılmaması veya görüşmelerden çekilmesi halinde Heyet Başkanlığı yetkisi, en çok üyeye sahip ikinci sırada bulunan konfederasyon temsilcisi tarafından kullanılır. Her bir hizmet kolunda en fazla üyeye sahip kamu görevlileri sendikaları tarafından belirlenecek temsilcinin toplu sözleşme görüşmelerine katılmaması veya görüşmelerden çekilmesi halinde aynı hizmet kolunda en fazla üyeye sahip ikinci sırada bulunan kamu görevlileri sendikası temsilcisi Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetine dahil edilir.
Toplu sözleşmeyi imzalamaya kamu idaresi adına Kamu İşveren Heyeti Başkanı, kamu görevlileri adına sözleşmenin kamu görevlilerinin geneline yönelik bölümü için Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı ve hizmet kollarına yönelik bölümleri için ilgili sendika temsilcisi yetkilidir.
Bu madde hükümlerine göre toplu sözleşmenin imzalanan bölümlerine ilişkin Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz.”
Toplu sözleşme sürecine dair diğer hükümler de, 4688 sayılı Kanun'un 29 ve devamı maddelerinde yer almaktadır.
Bu açıklamalar ve kanuni düzenlemeler ışığında temyiz konusu davayı değerlendirmek gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesince esasa ilişkin yapılan inceleme sonucunda davanın esastan reddine karar verilmiş, karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ise, yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, Resmi Gazetede yayımlanan üye sayılarına itiraz edilmediği değişik gerekçesiyle sonucu itibariyle doğru bulunan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da ifade edildiği üzere, maddi olayları açıklamak taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini belirlemek görevi hakime aittir.
İnceleme konusu dava, 4688 sayılı Kanun’un 30. maddesi gereğince yayımlanan kamu görevlileri sendikalarının üye sayılarına ilişkin istatistiklere itiraz süresi içinde açılmış olup, dava dilekçesinde hangi gerekçelerle üye sayısına itiraz edildiği somut bir şekilde ifade edilmiştir. Dava dilekçesinin talep sonucunda, sadece Karadeniz Teknik Üniversitesi yönünden üye sayısının tespiti ifadesi yer almakta ise de, hukuki niteleme mahkemeye ait olduğundan, yargılama sonucunda talebin haklı bulunması durumunda Resmi Gazete’de yayımlanan üye sayılarının da düzeltilmesi gerekecektir.
Diğer taraftan, 4688 sayılı Kanun’un 23. maddesinin birinci fıkrası gereğince “İşyerlerinde 30 uncu madde uyarınca yapılan tespite göre kamu görevlilerinden en çok üye kaydetmiş sendika, işyeri sendika temsilcisi seçmeye yetkili” olduğundan, bir işyerinde en çok üyeye sahip sendikanın belirlenmesi talebi yönünden de hukuki yarar mevcuttur. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler isabetli olmamıştır.
Bu açıklamalardan sonra somut uyuşmazlıkta taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığının da ortaya konulması gerekmektedir. Dava dilekçesinde açık olarak bir kısım Eğitim Bir Sen Sendikasının üyeliklerine de itiraz edilmiş olup, ayrıca kurum tutanaklarına göre işyerinde hali hazırda en çok üyeye sahip sendika Eğitim Bir Sen sendikasıdır. Bu cümleden olarak, yargılama sonucunda verilecek karardan, dava dışı Eğitim Bir Sen Sendikası'nın hukuki menfaatinin etkileneceği tartışmasızdır. Bu itibarla, davacıya, davasını Eğitim Bir Sen Sendikasına da yöneltmesi için süre verilmesi, anılan sendikanın da göstereceği deliller toplandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın sonuca gidilmesi hatalıdır.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, taraf teşkili sağlanmaksızın İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi