Ceza Genel Kurulu 2021/262 E. , 2021/660 K.
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Nitelikli kasten öldürme suçuna teşebbüsten sanık ...'ın TCK'nın 82/1-d, 35/1-2, 62, 53, 54, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin ... 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.02.2017 tarihli ve 52-16 sayılı hükme yönelik olarak sanık ... müdafisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesince 23.06.2017 tarih ve 1669-1674 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 11.11.2020 tarih, 2086-2810 sayı ve oy çokluğuyla temyiz itirazlarının esastan reddine karar verilmiş,
Daire Başkanı A. Altınkaya ve Daire Üyesi T. Ateş;
'..Sanık ...'ın kardeşe karşı öldürmeye teşebbüs suçunu işlediği tarafımızca da kabul edilmekle birlikte, sanık ...'in bu suçu kardeşi ...'dan kaynaklanan haksız tahrikle işlediği ve bu nedenle sanık hakkında TCK'nın 29. maddesinin asgari oranda uygulanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun olayda tahrik olmadığı şeklindeki kabulüne katılmıyoruz.
Dosya kapsamına göre sanıkla mağdurun kardeş oldukları, babalarının cezaevinde olması nedeniyle iki kardeş ve annelerinin birlikte kaldığı, evin her türlü ihtiyacının sanık ... tarafından karşılandığı, yaşça küçük ancak fiziken daha iri olan ...'nın uyuşturucu kullanıp kötü arkadaşlar edinerek düzensiz hayat yaşamaya başladığı, sanığın, kardeşi ...'ın bu hâli nedeniyle annesi ile tartıştığı, anne ... ve ...'ın o gün ablalarının evinde kaldığı, anne ...'nın ...'dan eve giderek ayakkabılarını getirmesini istemesi nedeniyle müşterek eve gelip abisi ...'in uyuduğunu gören ...'ın ona ait telefonu almak istediği, ...'ın telefonu satıp uyuşturucu alacağını söylemesi üzerine aralarında tartışma çıktığı, daha iri olan ...'ın sanık ...'i itekleyip düşürdüğü, üzerine çıkıp boğazını sıktığı, ...'ın bu haksız haraketleri nedeniyle sanık ...'in atılı eylemi gerçekleştirdiği, bu nedenle hakkında asgari oranda tahrik indirimi uygulanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.' düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 19.02.2021 tarih ve 51363 sayı ile;
'...Karşı oy kullanan üyelerin karşı oy gerekçelerinde de belirttikleri üzere; sanık hakkında asgari oranda tahrik indirimi uygulanması gerektiği,' görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 29.06.2021 tarih, 6942-11438 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay 1. Ceza Dairesi çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
22.12.2015 tarihli olay yakalama muhafaza altına alma, üst arama ve teslim tutanağında; aynı tarihte saat 12.30 sıralarında Haber Merkezinin Yenişehir Mahallesi, 1210 Sokak, 4 numaralı yerde bıçakla kavga olduğunu anons etmesi üzerine bölge ekiplerinin belirtilen sokağa gittiği, olay yerinde ilk olarak ikamet sakini tanık ... ile irtibata geçildiği, ...'nın oğlu sanığın diğer oğlu mağduru bıçakla karın bölgesi sol tarafından yaraladığını ve mahalle içerisine yaya olarak kaçtığını, üzerinde kapüşonlu gri renkli mont, koyu renkli pantolon olduğunu söylediği, sanığın kimliğini rızası ile polis memuruna teslim ettiği, yapılan çalışmalar sırasında mahalle sakinlerinden ismini vermek istemeyen bir şahsın sanığın 1241/6 Sokak, 22 numaralı yerde saklandığını bildirmesi üzerine belirtilen adrese intikal edildiği, ikametin kapısının açılmaya çalışılması sırasında sanığın kendiliğinden 1241/6 Sokak, 6 numaralı ikametin dış kapısını açarak kaçmaya çalıştığı, görevliler tarafından yakalandığı, olayda kullandığı bıçağın tanık ...'in evinde boş odada olduğunu söylediği, sanığın belirttiği adreste boş odada yapılan kontrolde olayda kullanılan siyah saplı, kabza uzunluğu 14 cm, kesici kısmı 14 cm, toplam 28 cm uzunluğunda, kesici kısım sol tarafında 'CAVİT İNOX 036K' ibaresi yazılı, kabza sağ tarafında erime izi bulunan bıçak tarif edildiği gibi gri renkli berenin üzerinde görüldüğü, bıçak ve berenin ev sahibi tanık ...'in rızası ile teslim alındığı, sanığın ... Polis Merkezinde yapılan kontrolünde sağ el parmak kısımlarında kesi izlerinin olduğunun görüldüğü, yapılan üst aramasında 50 TL para, 1 adet Samsung, 1 adet Turkcell T60 cep telefonunun çıktığı bilgilerine yer verildiği,
22.12.2015 tarihinde saat 13.15'te düzenlenen tutanakta; aynı tarihte saat 11.45 sıralarında 1210 Sokak içerisinde sanığın kardeşi mağduru bıçakla yaralama olayı sebebiyle sanığın suç aleti ile birlikte yakalandığı, mağdurun ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyata alındığı, 1210 Sokak, 4 ve 7 numaralı ikamet önlerinin kontrol edildiği, yerde herhangi bir kan izi bulunmadığı ve olay yerini gören kamera sisteminin bulunmadığının belirtildiği,
22.12.2015 tarihinde saat 13.15'te düzenlenen tutanakta; aynı tarihte saat 12.37 sıralarında öz abisi ... tarafından bıçakla yaralama olayından ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine intikal ettirilen mağdur ... acil servis ünitesinde ilk müdahalesinden sonra ameliyata alındığından ifade verebilecek durumda olmadığının belirtildiği,
24.12.2015 tarihli olay yeri inceleme raporunda; 1210 Sokak üzerinde şüpheli kırmızı lekelerin bulunmadığı olayın meydana geldiği beyan edilen dairenin müstakil tek katlı olduğu, giriş ahşap kapı üzerinde herhangi bir zorlama ve alet izi olmadığı, içeri girildiğinde daire içerisi 1 oda, 1 salon ve müştemilatından meydana geldiği, daire içerisi giriş kapı önü sağda zemin üzerinde bir adet yaralı şahsa ait olduğu söylenilen kahverengi renkli montun olduğu, odalarda herhangi bir dağınıklık olmadığı, yaralının annesi tanık ... ile olay yerinde yapılan görüşmede, odalardaki eşyaları temizleyip toparladığını, ayrıca yaralı oğluna ait hastane polisi tarafından teslim edilen elbiseleri çamaşır makinasına atıp yıkadığını, sadece yaralı şahsa ait üzerinde ibare bulunmayan beyaz renkli atlet ve iç etiketinde LTB ibaresi bulunan kahve renkli-beyaz sarı renkleri üzerinde bulunan kapüşonlu montun polislere teslim edildiği, olay yerinin değişik açılardan fotoğraf ve kamera çekimlerinin yapıldığı, ... Polis Merkezi Amirliğine intikal edildiği, olayla ilgili olarak şüpheli tarafından kullanıldığı belirtilen bıçak ve gri renkli berenin olay yeri inceleme ekiplerince teslim alındığı ve üzerinde tozlama yöntemi ile parmak izi incelemesi yapıldığının, ancak herhangi bir vücut izine rastlanmadığı tespitlerine yer verildiği,
... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 31.12.2015 tarih ve BLS-15-07055 sayılı uzmanlık raporunda; tetkik için gönderilen plastik saplı, 13,5 cm uzunluğunda, tek ağızlı, sivri uçlu, sırt kısmı düz ve küt namluya sahip bıçak; imal durumu, tip ve nitelikleri itibarıyla bir ev gereci olup, 6136 sayılı Yasa'nın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliği haiz bıçaklardan olmadığının belirtildiği,
Mağdur ... hakkında ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 08.01.2016 tarihli raporda; Karakol Amirliğinin 06.01.2016 tarih ve 3110 sayılı yazısı ile gönderilen mağdurun yapılan muayanesi ile hakkında düzenlenmiş ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 22.12.2015 tarih ve 24511554 protokol sayılı genel adli muayene raporu fotokopisi tetkikinde; mağdurda bıçaklama iddiası sonrası yapılan muayenesi ile göğüs cerrahi ve genel cerrahi konsültasyonlarında; toraks sol üst lateral duvarda 3x5 cm kesi, batın sol üst kadranda içinden omentum prolabe olan 6x4 cm kesi olduğu, yaptırılan konsültasyonlarında göğüs cerrahi tarafından sol göğüs tüpü uygulandığı, omentumun ameliyat ile batın içine redükte edildiğinin bildirildiği, evrakta tanımlanan mevcut bulgulara göre mağdurdaki her bir kesili yaralanmasının basit bir tıbbi mühadale ile giderilemez nitelikte olduğu, mağdurun yaşamını tehlikeye soktuğunun belirtildiği,
Sanık hakkında düzenlenen 22.12.2015 tarihli raporda; sol elde ağrı, boyunda sıkılma iddiası, hafif kızarıklık bulunduğu, mevcut bulguların basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif olduğu, uyuşturucu maddenin pozitif çıktığının belirtildiği,
... İl Kamu Hastaneleri Birliği Sekreterliği Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesince düzenlenen 05.01.2017 tarih ve 133 sayılı raporda; ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.11.2016 tarih ve 2016/52 esas sayılı yazısı gereğince sanığın 22.12.2016-05.01.2017 tarihleri arasında 2016/8103 protokole kayıtlı yatarak müşahede altında tutulduğu, 22.12.2015 tarihinde işlediği iddia olunan kardeşi kasten öldürmeye teşebbüs suçuna karşı olay ile ruhsal durumu arasında bağlantı kurulamadığı için ceza ehliyetinin tam olduğunun oy birliği ile belirtildiği,
Sanığın ... 24. Asliye Ceza Mahkemesince 08.02.2014 tarih ve 238-406 sayı ile TCK'nın 191/1. maddesinde düzenlenen kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan 1 yıl hapis cezasına ilişkin ilamın 05.02.2015 tarihinde kesinleştiği, tekerrüre esas olduğu ve sanık hakkında TCK'nın 58/6-7. maddesi gereğince ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulandığı,
Anlaşılmıştır.
Mağdur ... 07.01.2016 tarihinde soruşturma aşamasında evinde alınan ifadesinde; olayın 22.12.2015 tarihinde saat 11.30-12.00 sıralarında olduğunu hatırladığını, annesi tanık ... ile annesine kati rapor almak için adliyeye gideceklerini, bir gün öncesinde abisi sanığın annesini darbettiği için ablasının evinde kaldıklarını, annesinin cep telefonunu almak için kendi evlerine geldiğini, içeriye girdiğini, evde abisi sanığın salonda uyuduğunu, telefonu televizyonun yanından aldığını, sanığın arkasından geldiğini, kapı önünde sokakta kendisine 'Cezalısınız telefon yok vermiyorum.' dediğini, kendisinin de 'Hayır alacağım.' diye ısrar ettiğini, sanıkla sözlü tartıştığını, onu kızdırdığını, tahrik ettiğini, sözlü tartıştıklarını, sokakta çiçek saksının olduğu yerde bulunan ekmek bıçağını eline aldığını, sanığın elinde bıçak görünce korktuğunu, paniklediğini, sanığın olay günü kafasının güzel olduğunu, madde kullandığını, sanığın bıçağı kendisine savurduğunu, isteyerek yapmadığını, zaten aklı başında olmadığını, böyle bir şey yapacağını tahmin etmediğini, karnından yaralandığını, taburcu olalı 14 gün olduğunu, abisi sanığın kendisini kasıtlı yaralamadığını,
Mahkemede; sanığın abisi olduğunu, uyuşturucu tableti kullandığını, bir gün önce evde kendisinin uyuşturucu kullanması ve eve gitmemesi sebebiyle kavga olduğunu, olaydan bir gün önce arkadaşlarıyla dışarıda olduğunu, sabah eve geldiğini, parasının olmadığını, şarjda bulunan telefonu aldığını, şarjda iki telefon bulunduğunu, ikisinin de abisine ait olduğunu, kapıyı kapatıp dışarı çıktığı esnada arkasından sanığın geldiğini, kapıyı açınca göz göze geldiklerini, abisi sanığa 'Bana para ver. Ben hap içeyim.' dediğini, onun da kendisine 'Oğlum ne parası görmüyor musun hâlimi, ver telefonu, geç içeriye yat.' dediğini, bunun üzerine sanığa 'Hayır ben bu telefonu satıp kendime hap alacağım.' dediğini, biraz ilerledikten sonra sanığın arkasından geldiğini, 'Cezalısın telefonu ver, telefonu satamazsın, hiçbir şey içmeyeceksin, geçip içeriye yatacaksın.' dediğini, bu sözlere sinirlenerek sanığı ittiğini, boğuştuklarını, sanığı yere yatırdığını üstüne çıktığını, boğazını sıktığını, sanığı öldüreceğini, bu sefer kendisinin vurulduğunu hissettiğini, ayağa kalktığını, sanığın gittiğini, arkasından komşuları tanık ...'nın geldiğini, tanığa 'Ben vuruldum. Beni hastaneye götür.' diye söylediğini, tanığın caddeden bir araba çevirdiğini, kendisini hastaneye götürdüğünü, abisi sanığın kendisini büyüttüğünü, mahkemedeki ifadesinin doğru olduğunu, polisteki ifadesini abisi sanığa sinirlendiği için o şekilde verdiğini,
Tanık ... Kollukta; 22.12.2015 tarihinde saat 11.30-12.00 sıralarında tanık ...'nın evinde misafir olduğunu, oğlu mağdurun da kendisi ile birlikte akşam tanık ...'nın evinde kaldığını, çünkü oğlu sanığın kendisini darbettiğini ve hakkında şikâyetçi olduğunu, Adli Tıp Kurumuna kesin rapor almak için gitmesi gerektiğini, bu sebeple oğlu mağdura 'Abini uyandırmadan evden ayakkabımı ve pantolonumu al gel.' dediğini, daha sonra mağdurun sanığa 'Abi cep telefonumu ver.' diye bağırdığını duyduğunu, baktığında sanığın elinde bir demir ... ve büyükçe bir kasap bıçağı ile evden çıktığını gördüğünü, mağdurun kendisinin bulunduğu tanık ...'nın evine doğru kaçtığını, hatta mağdurun içeri girip kapıyı sanığın içeri girmemesi için kapattığını, sanığın kapıyı zorlayıp tekme ile açtığını, kardeşi mağdura bıçağı savurduğunu, mağdurun 'Abi beni vurdun.' diye bağırdığını, evin içinden çıkıp kaçmaya başladığını, sanığın sokak üzerinde mağdura 'Sen beni kardeş katili yapacaksın.' deyip bir daha bıçak savurduğunu, mağdurun sol yanına bıçak geldiğini, yere düştüğünü, tanık ...'nın çevreden geçen yabancı bir araçla mağduru hastaneye götürdüğünü, arkasından yunus ekiplerinin geldiğini, gelen polislere sanığın evde bulunan kimliğini verip kaçtığını söylediğini, kaçtığı yeri tarif ettiğini,
Mahkemede; sanığın oğlu olduğunu, olaydan bir gün önce sanıkla tartıştıklarını, sanığın evini geçindiren oğlu olduğunu, eşinin cezaevinde olduğunu, sanıkla tartıştıkları için gece evde kalmadığını, kızı Cennet'in evinde kaldığını, o gece mağdur oğlunun eve gelmediğini, sabaha karşı gidip mağduru bulduğunu, onu da kızının evine getirdiğini, sabah kalktığını, kendi evine girmeden tanık ...'nın evine çay içmeye gittiğini, mağdurun yanında olduğunu, mağduru eve yolladığını, sanığı bir gün önce şikâyet ettiğini, rapor almak için dışarıya çıkacağını, mağduru evdeki ayakkabılarını alması için gönderdiğini, mağdurun olayı net akşam anlattığını, anlatması için sıkıştırdığında ayakkabıları aldığını, şarjda bulunan telefonu da almak istediğini, bu sırada sanığın uyandığını, olayın bu kısmını görmediğini, mağdura 'Haplısın, geç yat.' dediğini, tanık ... ile evlerinin birbirlerine yakın olduğunu, olayı görmediğini, sadece mağdurun küfür seslerini duyduğunu, ana avrat küfrettiğini, tanık ...'dan sanık ... mağduru ayırmasını istediğini, sanığın mağdura kesinlikle ceza vermediğini, mağdura gözü gibi baktığını, mağdurun içtiği zaman saygısızlık yaptığını, mağdurun bir ay içerisinde üç kez hastanelik olduğunu, masraflarını sanığın karşıladığını, polisteki ifadesi ile tamamen çelişki nedeniyle tanığa sorulduğunda, mağdur oğlu hastanede olduğu için ağladığını, daha ifadesi alınmadan polisin birinin gelip kendisine 'Oğlunun biri hapishaneye, biri mezara gitti.' dediğini, oğlu mağdurun vefat ettiğini düşünerek sinirlendiğini, okunan ifadeyi verdiğini, doğrusu polisler ne yazdıysa imzalayıp çıktığını, oğlu sanığa sinirlenerek vermiş olduğu bir ifade olduğunu,
Tanık ... Kollukta; 22.12.2015 tarihinde saat 11.30-12.00 sıralarında evinin içinde olduğunu, tanık ...'nın evinde misafir olduğunu, birlikte çay içtiklerini, mağdur ...'ın 2 hane ötede bulunan evinin önünden abisi sanığa 'Cep telefonumu ver.' diye seslendiğini, sanığın bu sırada birlikte yaşadıkları evin içerisinde olduğunu, evin içinde olduğu için sadece seslerini duyduğunu, anneleri tanık ...'nın kendisine 'Çocuklarım kavga ediyor. Onları ayır.' dediğini, sanık ... mağdurun evinin önüne gittiğini, sanığın elinde bıçak gördüğünü, sanık ... mağdurun yanına vardığında mağdurun kendisine 'Abi ben bıçakla vuruldum.' deyince atletini kaldırıp baktığında sol tarafında böbrek kısmında bıçaklanmaktan dolayı kanama, yağ tabakası veya bir organının dışarıda olduğunu, ayrıca sırt kısmında da küçük bir kanama olduğunu, yoldan geçen tanımadığı bir araçla mağduru hastaneye götürdüğünü, sanık ... mağdurun yanına vardığında sanığın elinde bıçakla yukarı mahalleye doğru kaçtığını gördüğünü,
Mahkemede; sanık ... mağdurun komşusu olduğunu, evlerinin arasında 4-5 tane ev ve 15-20 metre mesafe olduğunu, olay günü sabah evinde çay içtiğini, saati tam hatırlamadığını, saat 10.00 sıralarında olabileceğini, sanığın annesi tanık ...'nın eşiyle çay içtiğini, kendisinin de kahveden gelip onların yanına oturduğunu, o anda gürültülü bir ses duyduklarını, sanık ... mağdurun tartıştıklarını, camdan baktığında sokakta olduklarını, sokakta tartıştıklarını, mağdurun sanığa küfrettiğini, ana avrat sinkaflı sözler söylediğini, tanık ...'nın kendisinden çocukları sanık ... mağduru ayırmasını istediğini, merdivenlerden inerken mağduru gördüğünü, kendisine 'Abi ben vuruldum.' dediğini, sanığın ileriye gittiğini, mağduru hemen kucakladığını, yoldan geçen bir aracı durdurduğunu, mağduru hastaneye götürdüğünü, sokakta 4-5 kişi olduğunu, mağduru hastaneye götürdüğünde tanık ...'in olmadığını, mağdurun biraz gözlerinin bayık olduğunu, alkollü olmadığını, çelişki nedeniyle polisteki ifadesi okunup sorulduğunda, mahkemedeki ifadesinin doğru olduğunu,
Tanık ... ... Karasaç Mahkemede; olay günü sanığın evlerinin altındaki ayakkabıcı dükkânında olduğunu, küfürlü sesler geldiğini, kavga olduğunu anladığını, dışarıya çıkıp baktığında sanık ... mağdur arasında saat 12.30 sıralarında kavga olduğunu, küfürlü kavga olduğunu, mağdurun sanığın boğazını sıktığını, kavganın vurmaya dönüştüğünü, evin önünde bahçe gibi bir yer olduğunu, sanığın burada eline bir şey aldığını, olaya seyirci kaldığını, fazla müdahaleci olmadığını, sanık ... mağdurun ileriye doğru gittiklerini, mağdurun birisine 'Vuruldum' dediğini, araca binip hastaneye gittiklerini, aralarının 25-30 metre olduğunu, bu nedenle sanığın mağdura ne şekilde vurduğunu görmediğini,
Tanık ... Kollukta; sanığın halasının torunu olduğunu, 22.12.2015 tarihinde saat 12.00-12.30 sıralarında evine geldiğini, elinde bıçak olup olmadığını görmediğini, kendisine 'Kardeşimi yaraladım. Git eve ona bak.' diye söylediğini, uykulu olduğunu, ablası tanık ...'nın evine gittiğini, mağdurun hastaneye kaldırıldığını öğrendiğini, evine döndüğünde polislerin geldiğini gördüğünü, sanığı teyzesi ...'ın evinden aldıklarını, sanığın olayda kullandığı bıçağı kendi evine bıraktığını söylediğini, sanığın kendi evine boş odada soba üzerinde bıraktığı bıçak ve bıçağa sarılı Adidas marka gri renkli bere ile birlikte teslim ettiğini, bıçaklama olayını görmediğini,
Mahkemede; sanığın halasının torunu olduğunu, evlerinin arasında beş dakikalık yürüme mesafesi olduğunu, olay günü biraz rahatsız olduğu için evde olduğunu, sanığın ayağı çıplak, üzerinde eşofman bulunduğu hâlde evine geldiğini, kendisinin de evden çıktığını, sanığın kendisine 'Kardeşimle kavga ettim, Kardeşime git bak.' dediğini, sanığı kendi evinde bırakıp onların evine gittiğini, eve vardığında mağdurun hastaneye götürüldüğünü, olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi olmadığını, sanığın elinde herhangi bir kesici delici alet görmediğini, poliste alınan ve tarafına okunan beyanının da doğru olduğunu, sanığın annesinin ablası değil, halasının kızı olduğunu, sanığın kendisine sadece kardeşi ile kavga ettiğini söylediğini, bıçakladığını söylemediğini, geri geldiğinde kendi evinde polislerin olduğunu,
Tutanak tanığı polis memuru ... Mahkemede; olay günü grup amiri olarak görev yaptığını, sanığın annesi tanık ... ve tanık ...'nın ifadesini polis merkezinde kendisinin aldığını, yazıcı arkadaşının yazdığını, tutanağa beyanlar dışında bir şey yazılmasının söz konusu olmadığını, hatta tanık ...'nın sanığa karşı çok agresif davrandığını, tanığı kendilerinin sakinleştirdiğini,
Tutanak tanığı polis memuru ... Mahkemede; mağdur hastaneden çıktıktan sonra evine giderek ifadesini aldığını, mağdur ne söylediyse onu tutanağa yazdığını, mağdurun söylemediği bir şeyi yazmasının söz konusu olmadığını,
Tanık ... Mahkemede; daha önce oturduğu ev ile sanığın evinin karşı karşıya olduğunu, sanığın evinin kapısının demir olduğunu, yüksek kapı çalma sesi geldiğini baktığında kapıda mağdurun olduğunu, sanığın mağdura 'Ne istiyorsun?' diye sorduğunu, mağdurun bağırarak 'Kapıyı aç, telefonumu ver.' dediğini, sanığın bunun üzerine mağdura 'Sen şimdi git. Ben seni sabaha kadar aradım, bir de şimdi benim bu durumda karşıma geliyorsun, haplısın, şimdi git.' diye söylediğini, sonra mağdurun 'Telefonumu istiyorum, vereceksin.' dediğini, sanığın mağdura 'Telefonu vermeyeceğim.' dediğini, mağdurun bunun üzerine 'Senin karını sinkaf ederim, bebeğini sinkaf ederim.' diyerek telefonu tekrar istediğini, sanığın 'Benim başımı belaya sokacaksın git.' diye söylediğini, ancak mağdurun gitmediğini, daha şiddetli bağırdığını, bunun üzerine sanığın dışarıya çıktığını, sanık dışarıya çıkar çıkmaz mağdurun sanığa saldırdığını, boğazından yakaladığını, merdivenlerde cebelleşmeye başladıklarını, orada saksının içinde Kadir amcanın bir bıçağının her zaman olduğunu, bunu bildiğini, sanığın elinin saksıya doğru gittiğini, bu arada çocuklarının çığlık çığlığa bağırmaya başladıklarını, önce onları sakinleştirdiğini, daha sonra sokağa çıktığında olayın bittiğini, olay sırasında gördüğü kısımda sanık ... mağdura herhangi bir müdahale eden olmadığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... müdafisi huzurunda Kollukta; 22.12.2015 tarihinde saat 12.00 sıralarında evinde uyuduğunu, evde yalnız olduğunu, yanından bir gölge geçtiğini, gözünü açtığını ve ev kapısının çat diye kapandığını, ayağa kalktığını, kapıya doğru yürüdüğünü, kapıyı açtığında kardeşi mağdurla göz göze geldiğini, mağdurun kendisine 'Abi bana para ver.' dediğini, mağdura ' Ne bu hâlin? Niye evine hırsız gibi girip telefonu çalar gibi çıkıyorsun?' diye sorduğunu, mağdurun gözlerinin dönük, haplı bir şekilde gırtlağını ve elini tuttuğunu, soluksuz kaldığını, mağdura 'Oğlum ne yapıyorsun?' diye sorduğunu, 'Bana para ver, bana para ver, bana para ver, hap içeceğim.' diye söylediğini, boğuşmaya başladıklarını, canını zor kurtarıp elinden kurtulduğunu, yerde bir bıçak olduğunu, bıçağı eline aldığını, mağdurun üzerine kapaklandığını, nefes bile alamadığını, mağdurun elinin gırtlandığında olduğunu, ölecek tam canının çıkacak gibi olduğunu, bir hamle yapıp yerden kalkıp kaçtığını, yolda sivil polislere denk geldiğini, yüzünü karakolda yıkadığını, mağdur boğazını sıktığı için şikâyetçi olduğunu, tanığı olmadığını, mağdura bıçakla saldırmadığını,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; yaklaşık 2-2,5 ay kadar önce cezaevinden çıktığını, babasının da cezaevinde olduğunu, cezaevinden çıktığında kardeşinin uyuşturucuya başladığını gördüğünü, uyurken bir ara sanki onun gölgesini görür gibi olduğunu, uyanıp yan tarafa baktığında şarja takılı olan kendisine ait iki cep telefonundan birisinin alınmış olduğunu gördüğünü, kapıyı açtığında kardeşi mağdur ...'ı gördüğünü, cep telefonunu sorduğunda kendisine 'Uyuşturucu için para ihtiyacım var.' deyip boğazını sıktığını, boğulacak gibi olduğunu, boğuştuklarını, boğuşma esnasında mağdura ait bıçağın yere düştüğünü, yerden bıçağı her ikisinin de almaya çalıştığını, bıçağı kendisinin aldığını, mağdurun bıçağı elinden almaya çalıştığını, bir ara elinden kurtulup eve çıkıp kaçtığını, mağdurun nasıl yaralandığını bilmediğini, mağduru bıçaklamadığını,
Mahkemede; 28 Ağustos 2015 tarihinde babasının yanından cezaevinden çıktığını, bu işlerle uğraşırken bataklıkta bir gül gibi yetiştirdiği kardeşi mağdurun uyuşturucu kullanmaya başladığını, eve gelmediğini, saygısızlık ettiğini, bu yüzden annesi tanık ... ile tartıştıklarını, mağdurun eve gelmediği günlerde sabaha kadar onu aradığını, olaydan bir gün önce annesiyle bu yüzden tartıştıklarını, babasının ödenmesi gereken para cezası olduğunu, bu parayı toparlamaya çalıştığını, evde masrafların arttığını, mağdurun çalışmadığını, bu nedenle annesi ile tartıştıklarını, o gece mağdurun yine eve gelmediğini, sabaha kadar beklediğini, sabah uyuyakaldığını, iki tane telefonunun şarjda olduğunu, yanında bir gölge hissettiğini, uyandığını, telefonunun birisinin yerinde olmadığını, mağdurun telefonun fişini çekmek üzere olduğunu, göz göze geldiklerini, kardeşine 'Ne yapıyorsun? Telefonu yerine bırak. Cezalısın. Sana telefon yok.' dediğini, gözlerinin fal taşı gibi olduğunu, madde kullanmış bir hâlinin olduğunu, tartışmaya başladıklarını, daha sonra mağdurun bağırmaya başladığını, bunun üzerine ana avrat sinkaflı küfretmeye başladığını, 'Öldürürüm.' diye üzerine geldiğini, boğazını sıkmaya başladığını, mağdurun kendisinden daha güçlü kuvvetli olduğunu, kendisinde nefes darlığı olduğunu, bu nedenle ilaç kullandığını, mağdurun boğazını sıkması sonucu nefessiz kaldığını, merdivenlerden aşağıya kaydığını, kenarda saksıların olduğunu, saksıların birisinin içine elinin gittiğini, mağdurun elinden kurtulmak istediğini, bıçağı bir kez salladığını, mağdurun elinden kurtulup kaçtığını, bilahare tanık ...'ın evine gittiğini, tanığa 'Kardeşimi yaraladım, bir gidip bak, hastaneye götür.' dediğini, daha sonra polislerin geldiğini, mağduru öldürmeye kalkışmadığını, çocukluklarından beri babasının cezaevinde olduğunu, mağdurun babası yerinde olduğunu, suç kastıyla hareket etmediğini, zaten vicdan azabı çektiğini, mahkemedeki ifadesinin doğru olduğunu,
Savunmuştur.
Tahrik kelimesi, sözlüklerde hareket hâlinde olmayan bir şeyi harekete geçirme, kımıldatma, kışkırtma olarak tanımlanmıştır. (Türk Dil Kurumu Güncel Sözlüğü, Kubbealtı Lugati.)
İnsanın dış dünyaya yansıyan davranışlarını esas alan ceza hukuku, onun davranışlarında iç dünyasının, o anki ruh hâlinin ve genel psikolojik özelliklerinin önemi bulunduğunu kabul ederek bu psikolojik durumlara belli bir hukuki değer vermektedir. Bu itibarla modern ceza hukuku sadece işlenen suçu değil, suçun işlenmesinde etkili olan nedenleri göz önünde bulundurarak cezalandırma yoluna gitmektedir. (Devrim ..., Yeni Türk Ceza Kanunu'nda Haksız Tahrik, AÜHFD, 2004, C. 54, s.225.)
Haksız hareketin kişi üzerinde ve onun psikolojik aleminde bir tepki doğuracağını kabul eden modern ceza hukuku, failin bu durumunu değerlendirmekte, cezai sorumluluğunu azaltan bir sebep olarak görmektedir. Failin bu subjektif durumuna önem veren çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında, failin cezasında belli oranlarda indirim yapılması esası kabul edilmiştir. (M. Muhtar Çağlayan, Yargıtay İçtihatları Işığında Haksız Tahrik üzerine Bir İzah Denemesi, ... Dergisi, Ocak –Şubat, 1982, S.1, s.14.)
Bu düşünceden hareketle 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesinde de haksız tahrik;
'Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir' şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, 765 sayılı Kanun'da yer alan 'ağır – hafif tahrik' ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından makul bir indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.
Yerleşmiş yargısal kararlarda kabul edildiği üzere, gerek fail, gerekse mağdurun karşılıklı haksız davranışlarda bulunması hâlinde, tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağduru tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hâl almışsa, başka bir deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.
Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı hâlinde, fail ve mağdurun yek diğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmediği göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması hâlinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ...'ın 1981, mağdur ...'ın 1997 doğumlu olduğu, sanık ... mağdurun kardeş oldukları, tanık ...'ın sanığın ve mağdurun annesi, babaları Kadri Uslular'ın da cezaevinde olduğu, hep birlikte aynı evde ikamet ettikleri, olaydan bir gün önce sanık ile annesi tanık ... arasında kavga olduğu, kavga sonucunda sanığın annesini darbettiği, mağdur ... tanık ...'nın evden uzaklaştıkları, başka bir evde kaldıkları, sanığın annesine yönelik eylemi nedeniyle olay günü ...'ya Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, bu nedenle tanık ...'nın oğlu mağdura 'Abisi sanığın evde uyuduğunu, abisi uyanmadan evde bulunan ayakkabı, pantolon ve cep telefonunu alıp gelmesini,' söylediği, mağdurun müşterek oturdukları sanığın uyuduğu eve geldiği, içeriye girdiği, sanığın salonda uyuduğu, mağdurun annesi ...'ya ait giysi ve cep telefonunu aldığı, dışarıya çıktığı sırada sanığın uyandığı, mağdurun arkasından geldiği, 'Cezalısınız telefonu vermiyorum.' dediği, daha sonra sanığın kapının önündeki çicek saksının içinden aldığı kesici kısmı 13, 5 cm olan bıçakla mağdurun üzerine yürüdüğü, mağdurun tanık ...'nın evine doğru kaçtığı, sanığın mağduru takip ettiği, mağdura bıçakla bir kez vurduğu, mağdurun sanığa 'Abi beni vurdun.' diye bağırarak yönünü değiştirip kaçmaya devam ettiği, sanığın da mağduru takip ederek 'Sen beni kardeş katili yapacaksın.' diyerek bıçakla bir kez daha vurduğu, mağdurun aldığı ikinci darbe sonucu yere düştüğü, sanığın olayda kullandığı bıçakla mahalle içerisine doğru kaçtığı, olay yerine gelen tanık ...'nın mağduru hastaneye götürdüğü, mağdurun ameliyata alındığı, mağdurun toraks sol üst lateral ve batın sol üst kadranından almış olduğu darbelerin göğüs ve batın boşluğuna nafiz olduğu, her iki yaranın ayrı ayrı yaşamsal tehlike geçirmesine sebebiyet verdiği, sanığın olay yerine gelen ekiplerce aynı sokakta saklandığı evden kaçarken yakalandığı, olayda kullandığı bıçağın tanık ...'in evinde ele geçtiği olayda;
Sanık ... mağdurun anneleri tanık ... kovuşturma aşamasında oğlu sanığın savunması yönünde beyanlarını değiştirmiş olsa da olayın sıcağı sıcağına alınan beyanı, bu beyanla uyumlu mağdurun anlatımları ve mağdura ait doktor raporu, mahkemede aşamasında dinlenen tutanak tanıkları polis memurlarının 'Soruşturma aşamasında tanıklar ve mağdur ne anlattıysa onu yazdık.' şeklindeki anlatımları, sanık hakkında aldırılan raporda, sadece elinde ve boynunda subjektif bulguya ve hafif kızarıklığa rastlandığı, uyuşturucunun pozitif çıktığı, mağdurun elindeki eşyanın sanığa ait olmadığı, sanığın olayın başlamasına sebebiyet verdiği, diğer tanık anlatımlarının kendi içinde ve sanık savunmaları ile çelişki göstermesi hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, mağdurun annesi tanık ...'nın eşyalarını almak için müşterek kaldıkları eve gidip eşyaları alıp çıkmasından ibaret eyleminde sanığa yönelmiş herhangi bir haksız eyleminin olmadığı, olayda haksız unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmedir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.12.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliği ile karar verildi.