Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/10093 E. , 2022/1989 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/10093
Karar No : 2022/1989
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı-ANKARA
VEKİLİ : ..., Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)
2- ... İl Özel İdaresi
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : Tasfiye Halinde S.S. ... 2 Konut Yapı Kooperatifi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Elazığ İli, Merkez İlçesi, ... Köyü, ... pafta, ..., ..., ... ve ... sayılı parseller üzerinde bulunan konutların 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca yıkımına ilişkin Elazığ İl İdare Kurulu'nun ... günlü, ... sayılı kararı ile söz konusu parsellerin de bulunduğu sahanın doğal sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin ... günlü, ... sayılı Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 14/11/2019 tarih ve E:2019/7101 K:2019/10954 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak; Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun ... günlü, ... sayılı doğal sit kararı açısından; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ve dosyada bulunan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu alanda ekolojik anlamda diğer yakın çevresinden farklı sayılabilecek bitki, hayvan popülasyonlarına sahip olmadığı, bölgenin endemik diyebileceğimiz, bu açıdan alanı değerli kılan tür, popülasyon veya habitatına sahip olmadığı, mevcut haliyle zaten bölgenin diğer siteler tarafından da tahribinin söz konusu olduğu da dikkate alınacak olursa, Hazar Gölü’nün doğal sit olma ve yakın çevresinin de bu sit alanı içerisinde yer alması dışında bu alanı ekolojik ve hidrojeolojik açıdan diğer yakın çevresinden farklı kılan bir özellik saptanmadığı, bazı endemik bitki türlerinin muhtemel varlığı da dikkate değer olmakla beraber geniş yayılışlı ve il ve bölgede çok sayıda popülasyonların olmaları nedeniyle bu bölgedeki varlıklarının bitki ve hayvan coğrafyası bakımından önemli görülmediği dikkate alındığında, dava konusu parsellerin bulunduğu sahanın 3. derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine dair ... tarih ve ... sayılı Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı; Elazığ İl İdare Kurulunun ... günlü, ... sayılı yıkım kararı açısından ise; dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi kapsamında Yapı Kayıt Belgesi alındığı, söz konusu yapı kayıt belgelerinin geçersiz olduğuna dair bir bilgi ve belge bulunmadığı göz önüne alındığında, dava konusu taşınmazların yıkımına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Söz konusu gerekçelerle, dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 1. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından; bilirkişi raporuna yapılan itirazların Mahkemece değerlendirilmediği, önemli bir sulak alan olan Hazar Gölünün çevresinde yer alan dava konusu alanın, Hazar Gölünün korunabilmesi amacıyla bir tampon bölge oluşturmak maksadıyla 3. derece doğal sit alanı olarak belirlendiği, nitekim söz konusu alanın korunmaya değer özellikler taşıdığının bilirkişi raporunda da vurgulandığı, tescil kararının mevzuatta öngörülen usule uygun olarak tesis edildiği ve hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
2. Elazığ İl Özel İdaresi tarafından; usule ilişkin olarak, davanın yasal süresi içinde açılmadığı; esasa ilişkin olarak, 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planına göre, dava konusu taşınmazların, ekolojik öneme sahip alan, orman alanı, sulak alan bölgeleri içinde kaldığı, plan kararları kapsamında söz konusu alanda dava konusu inşatların gerçekleştirildiği emsale uygun bir yapılaşma izninin söz konusu olmadığı, öte yandan yıkım kararının mevzuatta öngörülen usule uygun olarak tesis edildiği, dava konusu işlemlerden yıkım kararının hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Mahkeme kararının, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun ... tarihli, ... sayılı doğal sit kararının iptaline ilişkin kısmının, Dairemiz kararında belirtilen, iptalin, anılan işlemin sadece (d) bendine ilişkin olduğuna dair açıklamayla onanması, Elazığ İl İdare Kurulunun ... tarihli, ... sayılı yıkım kararının iptaline ilişkin kısmının ise yine Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı 'Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği' şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek ve dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Elazığ İli, Merkez, ... Köyü, ... pafta, ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin bulunduğu alan, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun ... günlü, ... sayılı kararıyla doğal sit alanı olarak tescil edilmiş; Elazığ İl İdare Kurulu'nun 02/10/2001 günlü, ... sayılı kararı ile, söz konusu parseller üzerinde bulunan konutların 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca yıkımına karar verilmiştir.
Belirtilen işlemlerin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 3. maddesinde, tabiat varlıkları, 'jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerler' olarak tanımlanmış; aynı Kanun'un 6. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları örnekleri sayılmış; 7. maddesinde ise, tespit ve tescil ile ilgili usul, esas ve kıstasların yönetmelikte belirtileceği düzenlenmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesinde; 'Bu kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya Valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilerek inşaat derhal durdurulur, durdurma yapı tatil zaptının yapı üzerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok 1 ay içinde yapı sahibi yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının ruhsata uygunluğu inceleme sonucunda anlaşılırsa mühür belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.' hükmüne; 18/05/2018 günlü, 30425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 7143 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen Geçici 16. maddenin 1. fıkrasında, 'Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir.' hükmüne; 4. fıkrasında ise, 'Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir.' hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mahkeme kararının, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun ... günlü, ... sayılı doğal sit kararının iptaline ilişkin kısmı açısından;
Dosyanın incelenmesinden; Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun dava konusu ... günlü, ... sayılı kararının, Hazar Gölü ve çevresinden oluşan geniş bir alanı kapsadığı; kararın, söz konusu alandaki farklı bölgelerin, 1., 2., 3. derece doğal sit ve 1. derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin kısımlarının bulunduğu gibi, bu bölgelerdeki yapılaşma koşullarına ilişkin özel hükümler de içerdiği; dava konusu yapıların, kararın (d) bendi uyarınca 3. derece doğal sit alanı olarak belirlenen alanda kaldığı; nitekim dava dilekçesi içeriğinden işlemin (d) bendi yönünden itirazlarda bulunulduğunun, İdare Mahkemesi kararında ise, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporuna uygun olarak, '... dava konusu parsellerin bulunduğu sahanın 3. derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine dair 11/07/1991 tarih ve 856 sayılı Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.' denilmek suretiyle, işlemin (d) bendinin hukuka aykırılığının saptandığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, Mahkeme kararının, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 11/07/1991 günlü, 856 sayılı kararının iptali yönünden, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitlere uygun olarak verildiği ve kararın dava konusu işlemlerin iptali yönündeki hüküm fıkrasının, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı yönünden, anılan kararın, sadece (d) bendinin iptaline ilişkin olduğu sonucuna ulaşıldığından, kararın bu kısmında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Kararın, Elazığ İl İdare Kurulunun 02/10/2001 günlü, 3740 sayılı yıkım kararının iptaline ilişkin kısmına gelince;
3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16. maddesinin 4. fıkrası ile Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde yer alan, yapı kayıt belgesi ilgili belediyesine verildikten sonra yapı kayıt belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun ve 2960 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği düzenlemelerinden, gerekli iptal işlemlerinin, söz konusu işlemleri tesis eden idarelerce yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; 3194 sayılı Kanunun geçici 16. maddesinin 4. fıkrası uyarınca dava konusu taşınmazlar için alınan Yapı Kayıt Belgeleri dolayısıyla, dava konusu yıkım kararının iptali yönünde alınmış bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yargı mercilerince, yalnızca yapı kayıt belgesinin varlığına dayanarak hüküm tesis edilemeyeceğinden, Dairemizin 14/11/2019 tarih ve E:2019/7101, K:2019/10954 sayılı bozma kararı doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, davalı idare tarafından herhangi bir iptal işlemi yapılmadığı halde salt yapı sahibinin beyanına göre düzenlenen yapı kayıt belgelerinin varlığı nedeniyle, yıkım kararının hukuka uygun olmadığından bahisle iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, İdare Mahkemesince, Dairemizin 14/11/2019 tarih ve E:2019/7101, K:2019/10954 sayılı bozma kararı doğrultusunda yeniden karar verilirken, davacı vekilinin 25/01/2021 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçesinde, yapı kayıt belgelerine dayanılarak dava konusu 39 konutun tamamı için kat mülkiyeti tapularının alındığı yönündeki iddiası da incelenip değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği tabiidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalılardan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının temyiz isteminin reddine, Elazığ İl Özel İdaresinin ise, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun ... günlü, ... sayılı kararının iptaline ilişkin kısmının, YUKARIDA BELİRTİLEN AÇIKLAMAYLA ONANMASINA,
3. Kararın, Elazığ İl İdare Kurulunun 02/10/2001 günlü, 3740 sayılı yıkım kararının iptaline ilişkin kısmının ise BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 22/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.