1. Hukuk Dairesi 2021/7861 E. , 2022/2315 K.
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İZMİR 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-İPOTEĞİN TERKİNİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, ipoteğin terkini istekli dava sonunda İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/11/2019 tarihli ve 2015/225 Esas, 2019/605 Karar sayılı kararı ile birleştirilen davada davalı Akbank T.A.Ş. yönünden davanın reddine, asıl davada ve birleştirilen davada diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne dair verilen kararın asıl davada davalı ... ile birleştirilen davada davalı ... tarafından istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 05/03/2021 tarihli ve 2020/750 Esas, 2021/589 Karar sayılı kararı ile davalıların istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde asıl davada davalı ... vekili ile birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olup; birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması istenilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22.03.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat İlayda Doğa Karaman ile davalı Akbank A.Ş. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili ve diğer davalı gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacı, borçlusu göründüğü, ancak sahte olarak tanzim edilen bonodan dolayı kendisi ve bonoyu ciro eden dava dışı lehtar ... aleyhinde Mersin 8. İcra Müdürlüğünün 2012/10166 Esas sayılı dosyası üzerinden, dava dışı alacaklı Selsa Petrol Ürünleri İnş. Nak. Gıda Mad. Orm. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından icra takibi yapıldığını, maliki olduğu dava konusu 6016 ada 12 parsel sayılı taşınmazın anılan icra takibi neticesinde İzmir 3. İcra Müdürlüğünün 2013/1685 Talimat sayılı dosyası üzerinden 06/01/2014 tarihinde davalı ilk el ...’e ihale edildiğini, ihalenin kesinleşmesi üzerine taşınmazın adı geçen davalı üzerine tescil edildiğini, savcılık soruşturma dosyası ve Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/116 Esas sayılı dosyasında, takibe konu bonodaki yazı ve imzanın kendisine ait olmadığının saptanması üzerine bono lehtarı ile cirantanın evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırıldıklarını ve kararın kesinleştiğini, sözü edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/165 Esas sayılı dosyası üzerinden karar verilip kesinleştiğini, davalı ilk el ... adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu, ikinci el davalı ...’ün ise dava konusu taşınmazla aynı sokakta ikamet ettiğini, taşınmazın ihtilaflı olduğuna dair taşınmaz üzerine astığı pankarttan haberdar olup iktisabının iyiniyetli olmadığını, asıl davanın açılmasından sonra taşınmazı devralan birleştirilen davada davalı ...’ın iktisabının ve birleştirilen davada davalı Akbank lehine tesis edilen ipotek kaydının iyiniyetli olmadığını ileri sürerek, dava konusu 6016 ada 12 parsel sayılı taşınmazın asıl davada davalılar ... ve ... ile birleştirilen davada davalı ... adına yapılan tescillerinin iptali ile taşınmazın tekrar adına tescilini, birleştirilen davada davalı Akbank lehine tesis edilen ipoteğin de terkinini istemiştir.
II. CEVAP
1.1. Asıl davada davalı ..., dava konusu taşınmazı ihaleden usulünce edindiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
1.2. Asıl davada davalı ..., müteahhitlik yaptığını, dava konusu taşınmazın satılık olduğunu öğrendiğini, taşınmazı görüp beğendiğini, taşınmaz üzerinde herhangi bir takyidat olmadığını, tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olup, TMK’nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan faydalanması gerektiğini, davacının bahsettiği pankarttan haberi olmadığını, taşınmazı değerinde ve bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, satış bedelinin 206.000,00 TL’sinin ağabeyi ... tarafından davalı ...’e banka kanalıyla ödendiğini, 200.000,00 TL’sinin ise kullandığı konut kredisi ile adı geçen davalıya ödendiğini, daha sonra nakit sıkıntısı nedeniyle taşınmazı sattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
1.3. Birleştirilen davada davalı ..., tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğunu, kötüniyetli olduğuna ilişkin hiçbir delil sunulmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
1.4. Birleştirilen davada davalı Akbank T.A.Ş. vekili, davalı ...’ün bankadan 200.000,00 TL bedelli konut kredisi kullandığını ve dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, konut kredisinin düzenli olarak ödendiğini, basiretli bir tacir olarak Bankanın her türlü incelemeyi yaptığını, tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğunu, Bankanın ipotek hakkının korunması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, ihale alıcısı ilk el davalı ...’in, ceza dosyasında sanık ve aynı zamanda takibe konu bonoda lehtar olan dava dışı ...’in akrabası olduğu, dava dışı ... ile senedi ciro ile devralan takip alacaklısı dava dışı Şirketin yetkilisi ...’nın evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırıldıkları, Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/116 Esas sayılı dosyasında, takibe konu bononun ön yüzündeki yazı ve imzanın davacının eli ürünü olmadığının saptandığı, Mersin 8. İcra Müdürlüğünün 2012/10166 Esas sayılı takip dosyasına konu edilen 10/05/2010 tanzim, 15/08/2010 ödeme tarihli alacaklısı ..., borçlusu ... olan 185.000,00 TL bedelli senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin olarak Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/165 Esas sayılı menfi tespit dosyasında verilen kararın kesinleştiği; hal böyle olunca, ihale alıcısı ilk el davalı ... adına oluşan kaydın yolsuz tescil niteliğinde olduğu, ikinci el davalı ...'ün dava konusu taşınmaz ile aynı sokakta oturduğu, davacı tarafından dava konusu taşınmazın ihtilaflı olduğu yönünde taşınmaz üzerine pankart asıldığı nazara alındığında, davalı ...’in durumu bilebilecek konumda olup, iktisabının iyiniyetli olmadığı, ilk el ve ikinci el davalılara karşı asıl davanın açılmasından hemen sonra dava konusu taşınmazın birleştirilen davada davalı ...’a devredildiği, davalı ...’in taşınmazı ipotekle yükümlü olarak devraldığı, kısa süreli devirler olması, ipotek borcunun halen davalı ... tarafından ödendiğinin Bankaca bildirilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, son kayıt maliki davalı ...’ın iktisabının da iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle, asıl davada davalılar ... ve ...’e yapılan satış işlemleri ile birleştirilen davada davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, birleştirilen davada davalı Akbank’ın ipotek tesis edilirken iyiniyetli olduğu, ipoteğin kaldırılması yönündeki davacı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, birleştirilen davada davalı Akbank yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... ile birleştirilen davada davalı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Asıl davada davalı ... vekili istinaf itirazlarında
Davalı ...’in tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olup, tapu kaydında herhangi bir takyidat bulunmadığını, satışın muvazaalı olduğuna ilişkin hiçbir delil ortaya konulmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, davalı ... ile davacının aynı sokakta oturdukları, davacının taşınmaz üzerine pankart astığını, bu nedenle davalının durumu bilebileceği gerekçesiyle davanın kabul edildiğini, davacı ile davalının aynı sokakta oturmadıklarını, pankart asılmasının da hiçbir anlamı olmadığını, dava konusu taşınmazın 2012 yılında icra marifetiyle satıldığını, davacının ise iddiasına göre pankart asmaktan başka hiçbir işlem yapmadığını, davalı ... ile diğer davalı ...’in inşaat sektöründe olup, iyiniyetli 3. kişiler olduklarını, TMK’nın 1023. maddesine göre iktisabının korunması gerektiğini, dava konusu taşınmazı değerinde satın aldığının, bilirkişi raporuyla tespit edilen değer ile uyuşmasından da anlaşıldığını, somut delil bulunmadan bütün satışların iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.2. Birleştirilen davada davalı ... vekili istinaf itirazlarında
Kararın açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ...’in 4. el olup tapu kaydına güvenerek ve iyiniyetle taşınmazı edindiğini, davalının bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının iddia ettiği vakıaları bilebilmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın satışa çıkarıldığı icra dosyasının tarafı olmadığını, davacının dolandırıldığı yönündeki iddiasını ancak icra dosyasının tarafı olan kişilere karşı ileri sürebileceğini, birbirlerinden habersiz ve ilişkileri bulunmayan alıcılardan talepte bulunamayacağını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 05/03/2021 tarihli ve 2020/750 Esas, 2021/589 Karar sayılı kararıyla; ilk el davalı ... ile ceza dosyasında sanık olup evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırılan dava dışı ...'in akraba oldukları, dava konusu taşınmazın ilk el davalı ... adına tesciline esas icra takip dosyasındaki senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilip kesinleştiği, bu durumda ilk el davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz olduğu, ikinci el davalı ...’in ise dava konusu taşınmazla aynı sokakta oturması nedeniyle taşınmazın durumunu bilebilecek konumda olup, son kayıt maliki olan birleştirilen davada davalı ...’in ise diğer davalılara karşı dava açılmasından sonra ipotekli şekilde taşınmazı devraldığı, taşınmaz devirlerinin kısa süreli olduğu, taşınmazı sonradan devralan davalıların iyiniyetli olmadıkları gerekçesiyle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca asıl davada davalı ... ile birleştirilen davada davalı ...’in istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... ile birleştirilen davada davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Asıl davada davalı ... vekili temyiz itirazlarında
Davalı ...’in müteahhit olması nedeniyle işi gereği bu tarz taşınmazların alım satımında tecrübeli olduğunu, tapu kaydı üzerinde hiçbir şerh olmayan taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyiniyetle ve değerinde satın aldığını, tanık beyanlarıyla ve dosya kapsamıyla satışın gerçek olduğunun anlaşıldığını, eksik inceleme yapıldığını, davalının iktisabının kötüniyetli olduğu benimsenerek davanın kabulüne karar verildiğini, ancak iddia edilen durumu bilmesinin mümkün olmadığını, davalı ...’in aynı sokakta oturduğunun belirtildiğini, ancak davacı tarafın bu hususta sunduğu hiçbir delil bulunmadığını, taşınmazın bulunduğu sokakta oturmadığının ikamet belgeleriyle sabit olduğunu, iyiniyetle satın aldığı taşınmazı bilahare diğer davalı ...’e sattığını, temlik bedelinin keşfen saptanan değer ile aynı olduğunu, hiçbir delil sunulmadan tüm satışların iptaline karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
2.2. Birleştirilen davada davalı ... vekili duruşma istekli temyiz itirazlarında
Davalı ...’in dava açılmasından sonra ipotekli taşınmazı devralması, satış sürelerinin kısa olması gerekçeleriyle kötüniyetli olarak kabul edildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ...’in 4. el olup, sahte bono ile davalının bir ilgisi bulunmadığını, davalının taşınmazı tapu kaydına güvenerek ve iyiniyetle satın aldığını, davacının başına gelen durum nedeniyle davalıya bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, davacının iddia ettiği vakıaları davalının bilmesinin mümkün olmadığını, taşınmazı ihaleden alan davalının dahi icra dosyasıyla ilgisi olmayıp ihale alıcısı olduğunu, davacının dolandırıldığı iddiasını ancak icra dosyasının taraflarına karşı ileri sürebileceğini, birbirinden habersiz ve ilişkisi bulunmayan alıcılara karşı ileri süremeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak, çekişmeli taşınmazın satış işlemlerinin ve tapu kaydının iptali ve tescili, taşınmaz üzerindeki ipoteğin de terkini isteklerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”, 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.', 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde 'Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır. ' düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.2.2. Hemen belirtmek gerekir ki; borçlu taraf İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi hükmü çerçevesinde; icra takibi öncesinde ve icra takibi sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
3.3. Değerlendirme
(III.) ve (IV.3.) numaralı paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı ... vekili ile birleştirilen davada davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 19.979,90 TL onama harcının asıl davada davalı ...’den, aşağıda yazılı bakiye 19.979,90 TL onama harcının birleştirilen davada davalı ...’dan alınmasına, 22/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.