3. Ceza Dairesi 2020/11169 E. , 2020/14481 K.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama, tehdit, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Oluş, iddia ve dosya kapsamına göre, sanıklar ..., ... ve ...’ın aynı araçla, ...’ın elinde tabanca, diğerlerinin elinde sopa olduğu halde ... ve ...’un yanına gittikleri, ...’ın elindeki tabanca ile yanında diğer sanıklar da olduğ halde ... ve ...’u tehdit ettiği, akabinde gerçekleşen kavgada, sanıklar ..., ... ve ...’ın, fikir ve eylem birliği içinde hareketle ..., ... ve kavgaya sonradan karışan ...’i yaraladıkları anlaşılmakla, her bir sanık hakkında, ... ve ...’a karşı silahla ve birden fazla kişi ile birlikte tehdit ve ..., ... ve ...’e karşı kasten yaralama suçlarından mağdur sayısınca ayrı ayrı cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmadığı gözetilmemiş ise de bu hususta zumunaşımı süresince her zaman soruşturma yürütülerek kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
1) Sanık ... hakkında katılan sanık ...’e karşı “Mala Zarar Verme” suçundan verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararına yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi gereği verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün 2009/13-12 sayılı kararı ile aynı Kanun'un 231/12. maddesi gereği itirazı kabil olup temyizlerinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, itiraz merciince gereğine tevessül edilmek üzere, temyizen incelenmeyen dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2) Sanık ... hakkında katılan sanık ...’a karşı “Kasten Yaralama” suçundan kurulan hükme yönelik, katılan sanık ... müdafiinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Hükmolunan adli para cezasının tür ve miktarı itibariyle, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmakla, katılan sanık ... müdafiinin temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
3) Katılan sanık ... hakkında ...’a karşı “Kasten Yaralama” suçlarından kurulan hükme yönelik katılan sanık ...’ın temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Katılan sanık ...’ın, katılan sanık ... tarafından ...’a karşı gerçekleştirilen kasten yaralama suçunun mağduru olmadığı gibi, bu suçtan doğrudan zarar görme ihtimali de bulunmadı, bu itibarla açılmış davaya katılma hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, katılan sanık ...’ın, bahse konu suç yönünden temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
4) Katılan sanık ... hakkında, ... ve ...’a karşı “Tehdit” ve ...’e karşı “Kasten Yaralama” suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Sanık hakkında, “tehdit” suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nin 58. maddesi gereği tekerrür hükümleri uygulandığı halde, “kasten yaralama” suçundan kurulan hükümde tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.11.2018 tarihli, 2018/17-339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, hüküm tarihinde Zonguldak M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi de bulunmayan sanık, hüküm duruşmasına getirtilmeden ya da SEGBİS sistemi aracılığıyla duruşmada hazır edilmeksizin hakkında mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Ludi/İsviçre, B. No: 12433/86, 15/06/1992 P. 49/50; Artico/İtalya, B. No: 6694/74, 13/5/1980 P. 33; Sejdovic/İtalya, B. No: 56581/00, 1/3/2006 P. 81) kararlarında belirtildiği üzere savunma hakkı kısıtlanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 196. maddesine muhalefet edilmesi,
Kabule ve uygulamaya göre de;
b) Sanık hakkında hükümler kurulurken, 5237 sayılı TCK’nin 106/2-a ve 86/2. maddelerine göre temel cezaların belirlenmesi sırasında, TCK'nin 61. maddesinde yer alan ölçütler ile aynı Kanun’un 3. maddesinde belirtilen “cezada orantılılık ilkesi” nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi, belge ve deliller birlikte değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde tartışılıp, ulaşılan vicdani kanaat ve somut gerekçeler tutanağa yansıtılmak suretiyle ilgili yasal düzenlemedeki alt ve üst sınırlar arasında takdir hakkının kullanılması gerekirken, TCK'nin 61/1. maddesinde belirtilen kanuni ibarelerin, sanığın fiiliyle ilişkilendirilmeksizin tekrarlanması suretiyle, hukuki dayanaktan yoksun ve soyut gerekçelerle temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle belirlenmesi,
c) Sanık hakkında tehdit suçundan hüküm kurulurken, sanığın eylemini silahla ve birden fazla kişi ile birlikte işlediği gözetilerek, TCK’nin 106/2-c maddesinin uygulanma ihtimaline binaen, 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesi gereği usulüne uygun ek savunma hakkı tanınarak, sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
d) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
5) Katılan sanık ... hakkında, katılan sanık ...’a karşı “Kasten Yaralama” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre sanıklar ..., ... ve ...’ın, fikir ve eylem birliği içerisinde hareketle iştirak halinde, ..., ... ve ...’i yaraladıklarının kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamenin, ... hakkında ...’e yönelik yaralama suçundan beraat kararı verilmesi yönündeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.11.2018 tarihli, 2018/17-339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, hüküm tarihinde Zonguldak M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi de bulunmayan sanık, hüküm duruşmasına getirtilmeden ya da SEGBİS sistemi aracılığıyla duruşmada hazır edilmeksizin hakkında mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Ludi/İsviçre, B. No: 12433/86, 15/06/1992 P. 49/50; Artico/İtalya, B. No: 6694/74, 13/5/1980 P. 33; Sejdovic/İtalya, B. No: 56581/00, 1/3/2006 P. 81) kararlarında belirtildiği üzere savunma hakkı kısıtlanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 196. maddesine muhalefet edilmesi,
Kabule ve uygulamaya göre de;
b) Sanık hakkında hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesine göre temel cezanın belirlenmesi sırasında, TCK'nin 61. maddesinde yer alan ölçütler ile aynı Kanun’un 3. maddesinde belirtilen “cezada orantılılık ilkesi” nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi, belge ve deliller birlikte değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde tartışılıp, ulaşılan vicdani kanaat ve somut gerekçeler tutanağa yansıtılmak suretiyle ilgili yasal düzenlemedeki alt ve üst sınırlar arasında takdir hakkının kullanılması gerekirken, TCK'nin 61/1. maddesinde belirtilen kanuni ibarelerin, sanığın fiiliyle ilişkilendirilmeksizin tekrarlanması suretiyle, hukuki dayanaktan yoksun ve soyut gerekçelerle temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle belirlenmesi,
c) Güncel adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan ve hakkında, “tehdit” suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nin 58. maddesi gereği tekerrür hükümleri uygulanan sanık hakkında, katılan sanık ...’e karşı “kasten yaralama” suçundan kurulan hükümde tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,
d) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile katılan sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,
6) Katılan sanık ... hakkında ..., ... ve ...’a karşı “Kasten Yaralama” suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
a) Sanık hakkında hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesine göre temel cezanın belirlenmesi sırasında, TCK'nin 61. maddesinde yer alan ölçütler ile aynı Kanun’un 3. maddesinde belirtilen “cezada orantılılık ilkesi” nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi, belge ve deliller birlikte değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde tartışılıp, ulaşılan vicdani kanaat ve somut gerekçeler tutanağa yansıtılmak suretiyle ilgili yasal düzenlemedeki alt ve üst sınırlar arasında takdir hakkının kullanılması gerekirken, TCK'nin 61/1. maddesinde belirtilen kanuni ibarelerin, sanığın fiiliyle ilişkilendirilmeksizin tekrarlanması suretiyle, hukuki dayanaktan yoksun ve soyut gerekçelerle temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle belirlenmesi,
b) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile katılan sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,
7) Katılan sanık ... hakkında ...’a karşı “Kasten Yaralama” suçlarından kurulan hükme yönelik katılan sanık ... ve katılan sanık ... müdafiinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
a) Sanığın eylemi neticesinde katılan sanık ...’ta meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak, Adli Tıp Kurumu II. İhtisas Kurulunca tanzim olunan 29/08/2014 tarihli raporda, “Batına nafiz olup kalın barsak delinmesine ve barsak parçasının (sol hemikolektomi) çıkarılması ameliyatına neden olan bir adet kesici delici alet yaralanması, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, hayati tehlikeye neden olur, kalın barsak parçası çıkarılmasının (sol hemikolektomi) kişinin duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması/uzuv zaafı niteliğindedir.” şeklinde görüş belirtilmesi karşısında, sanık hakkında hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu, birden fazla nitelikli halin ihlali, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı nazara alınarak, TCK'nin 61. maddesindeki ölçütler ve TCK'nin 3. maddesindeki “cezada orantılılık ilkesi” gözetilerek hakkaniyete uygun ve sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, sanığa 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesi gereği ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK'nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
c) Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 86/3-e ve 87/1-a, 87/1-son maddelerinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, ek savunmasının yargılamayı yapan mahkemece bizzat alınması gerektiği gözetilmeyerek, TCK’nin 87/1-a maddesi için tanınan ek savunmasının talimat yoluyla aldırılması suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (F.C.B. v İtalya, No: 12151/86, 28 Ağustos 1991) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve 5271 sayılı CMK'nin 196/2. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
d) Oluş, iddia, kabul ve dosya kapsamına göre, sanık ...’ın, diğer sanıklar ... ve ... ile, katılan sanık ...’in arkadaşları olan ... ve ...’u silahla tehdit edip, ele geçirilemeyen tabancanın kabzası ve sopalarla ... ve ...’u darp ederek basit şekilde yaralamaları nedeniyle katılan sanık ...’in, ...’ı bıçakla, hayati tehlike geçirecek ve duyu/organ işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaraladığı olayda, 5237 sayılı TCK'nin 3. maddesi uyarınca “cezada orantılılık ilkesi” gözetilerek sanık hakkında kurulan hükümde, TCK'nin 29. maddesi gereği makul bir oranda indirim uygulanması gerekirken, yazılı şekilde en üst oranda (¾) indirim uygulamak suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
e) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile katılan sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 22/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.