(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/6443 E. , 2012/13121 K.
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman sınırlandırılmasına ve kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, köy tüzel kişiliğini hasım göstererek ... Köyünde 5304 sayılı Yasayla değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince orman sınırlandırılması yapıldığını ve 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çevresinde bulunan ve orman olan kısımların orman sınırları dışında bırakılarak orman sınırının daraltıldığını ileri sürerek, orman sınırları dışında bırakılan alanların orman olarak sınırlandırılarak orman alanına dahil edilmesi talebi ile dava açmıştır. Bu dava dosyasıyla birleştirilen mahkemenin 2008/38 ve 2008/39 esas sayılı dava dosyalarında ise, yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... Köyü, 101 ada 17 parsel sayılı 1638,31 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ...; 101 ada 18 parsel sayılı 6650,77 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... adına tesbit edilmiştir. Bilgilendirme ilânı sırasında orman işletme şefliği, taşınmazların orman sayılan yerlerden olabileceği iddiasıyla tutanağa itiraz etmiş ve kadastro komisyonunun 15.01.2008 tarihli kararıyla taşınmazlar orman sayılan yerlerden olabileceğinden malik ve cinsi kadastro mahkemesince belirlenmek üzere 3402 sayılı Yasanın 10. maddesi gereğince tutanak ve ekleri kadastro mahkemesine gönderilmiştir. ... Köyü, 101 ada 1 parsel sayılı 283837,11 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise, orman vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiştir. Mahkemece davanın reddine; 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbiti gibi tesciline, 101 ada 17 ve 101 ada 18 parsellerin orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 5304 sayılı Yasayla değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmü gereğince yapılan orman sınırlandırılmasına ve kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
1) Davacı ... Yönetimi, ... Köyünde 5304 sayılı Yasayla değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince orman sınırlandırılması yapıldığını ve 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çevresinde bulunan ve orman olan kısımların orman sınırları dışında bırakılarak orman sınırının daraltıldığını ileri sürerek, orman sınırları dışında bırakılan alanların orman olarak sınırlandırılarak orman alanına dahil edilmesi talebi ile dava açmış olup; dava dilekçesine ekli memleket haritası üzerinde dava konusu edilen yerler kırmızı ile taranmak suretiyle gösterilmiştir. Davacı ... Yönetiminin, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik açmış olduğu bir dava söz konusu olmayıp, Orman Yönetimi tarafından 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çevresinde bulunan ve ekli memleket haritasında kırmızı ile taranmak suretiyle gösterilen kısma yönelik olarak dava açılmış olduğundan, Hazinenin 101 ada 1 parsele yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 101 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve ... biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazinenin bu parsellere yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3) Çekişmeli ... Köyü, 101 ada 1 numaralı parsel, yörede 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırması sırasında kadastro ekiplerince 283837,11 m2 yüzölçümü ile orman vasfı ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, bu sınırlandırma sırasında orman sınırları dışında bırakılan 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çevresinde bulunan ve dava dilekçesine ekli amenajman planında haritasında kırmızı ile taranmak suretiyle gösterilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Dava, kadastro komisyonunca orman sayılmayarak orman sınırları dışına çıkarılan 101 ada 1 sayılı parsele bitişik dava dilekçesine ekli amenajman planında kırmızı ile taranmak suretiyle gösterilen alana yönelik orman kadastrosuna ve genel arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır. Çekişmeli 101 ada 1 numaralı parsel orman olarak sınırlandırılmış, ancak bu parselle çevrili olan ve dava dilekçelerine ekli krokilerde kırmızı taralı olarak gösterilen alanlar 5304 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince kurulan kadastro komisyonu tarafından orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Mahkemece dava edilen taşınmazın 101 ada 1 numaralı orman vasfı ile Hazine adına Hazine adına tesbit edilen taşınmaz olduğu değerlendirilerek davanın reddine ve ... Köyü, 101 ada 1 numaralı parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmişse de, yörede orman kadastrosu 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır .
3402 sayılı Kadastro Yasası hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu; 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi 5304 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önce bu madde hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, kadastro çalışma alanı sınırlarında orman bulunduğu takdirde; durum çalışmaya başlamadan iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilmekte ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından bu yerde bulunan ormanların sınırlaması ve orman sınırı dışına çıkarma işlemleri 6831 sayılı Orman Yasası hükümlerine göre orman kadastro komisyonlarınca tesbit ve haritasına işaretlenerek tutanaklarıyla birlikte kadastro ekiplerine teslim edilmekte ve bu yerlerin ölçü ve harita işlemleri orman kadastro komisyonunun düzenlediği harita ve tutanaklar esas alınarak kadastro ekiplerince ikmal edilmekte, eğer iki ay içinde orman kadastro komisyonları orman sınırını belirlemezse, kadastro alanı sınırları arazi kadastro ekipleri tarafından belirlenerek, çalışmalar yürütülmekte ve arazi kadastro ekiplerince bu şekilde tesbit ve ilân edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılmakta ve Yasanın 9. maddesine göre yapılan itirazlar aynı Yasanın 10. maddesi hükmüne göre komisyonlar tarafından incelendikten sonra ister orman kadastro komisyonları tarafından, isterse arazi kadastro ekipleri tarafından belirlenen orman parsellerine ait tesbit tutanakları ile aynı çalışma alanında bulunan diğer taşınmazların kadastro tutanaklarına göre yapılan tesbitlere dayanılarak, düzenlenen askı cetvelleri ile pafta örnekleri 30 gün süre ile ilân edilmekte ve askı ilân süresi içinde itiraz edilmeyen tesbit tutanakları kesinleştirilerek aynı Yasanın 12. maddesi gereğince tapuya tescil edilmekte, askı ilân süresi içinde kadastro mahkemelerinde dava açılan parsellerle ilgili uyuşmazlıklar 3402 sayılı Yasanın 25, 26, 27, 28, 29 ve 30. madde hükümlerine göre karara bağlanmakta, daha önce orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyularak bu ormanlar hakkında aynı Yasanın 22/4. maddesi hükmü uyarınca işlem yapılmakta idi.
Ancak, 22.02.2005 gün ve 5304 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi değiştirilmiş ve 'çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisinin Tarım Müdürlüklerince görevlendirilecek bir yüksek ... mühendisi veya ... mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re'sen devam ettirilir' şeklini almıştır.
3402 sayılı Yasanın değişik 4/3. maddesi gereğince kurulan komisyonlara 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesini uygulama görevi verilmemiştir. Bu komisyonlar o çalışma alanında nitelik kaybetme araştırmasına girmeden öncesi ve halen orman olan taşınmazların orman niteliğiyle tesbit tutanaklarını düzenlemekle görevlidir. Bu komisyonlarca orman niteliğiyle tesbit tutanağı düzenlenerek otuz günlük kısmî ilâna çıkartılan taşınmazlar hakkında hak sahipleri, bu yerlerin orman niteliğini yitirdiği konusunda değil, sadece eskiden beri orman niteliğinde olmadığı konusunda kadastro mahkemesinde, Orman Genel Müdürlüğüne husumet yönelterek dava açacaklardır.
Ancak; orman niteliğinde tesbit tutanakları düzenlenerek 30 günlük kısmî ilâna çıkartılması halinde, hak sahibi olan Orman Genel Müdürlüğü ya da Hazine orman alanları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında orman savı ile dava açabilecek midir? Hemen belirtmek gerekir ki; yasalarımızda bunu engelleyen hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Aksine, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğü, kadastro sırasında orman sınırı dışında bırakılan orman alanlarının bulunduğunun tesbiti halinde, bu yerlerin orman sınırı içine alınması konusunda dava açmak zorundadır. 3402 sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince 'Kadastro Mahkemesinin yetkisi (görevi), her taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar.' Orman parsellerinin kısmî ilâna çıkartıldığı tarihte henüz tesbit tutanakları düzenlenmeyen maliki, yüzölçümü ve geometrik durumu belli olmayan taşınmazlar hakkında ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğü 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinin verdiği dava açma yetkisini nasıl ve kime karşı kullanacaktır? 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi hükmüne göre 'Tutanak, harita ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine müracaatla sınırlamaya ve 2 nci maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı), Orman Genel Müdürlüğü ve hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir.' Görüldüğü gibi Yasa, ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğüne, aleyhlerine olan tutanak, harita ve kararlara karşı itiraz davası açmakla yükümlü olduğu gibi, 3224 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Yasanın 2/g maddesi Orman Genel Müdürlüğüne 'orman kadastrosu ve mülkiyetle ilgili işlemlerini özel mevzuatına göre yürütmek' görevini vermiştir. 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan işlem, 6831 sayılı Orman Yasası ve 3402 sayılı Kadastro Yasası aynı anda birlikte ve iç içe uygulanarak yapılan karma bir kadastro işlemdir. 3402 sayılı Yasa ile 6831 sayılı Yasanın hiçbir maddesi yürürlükten kaldırılmamış, aksine, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/D maddesinde ormanlar hakkında, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel yasasının (6831 sayılı Yasa) uygulanacağı öngörüldüğünden, 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunda, bu yasanın belirlediği usul hükümleriyle birlikte, özel Yasa olan 6831 sayılı Yasanın belirlediği hükümlerin de uygulanması gerekir. 6831 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, orman sınırları içinde barıkılan taşınmazlar hakkında orman olduğu konusunda 'olumlu orman kadastro harita ve tutanağı' düzenlendiği kabul edilerek hak sahibi gerçek ve tüzel kişilere, orman sınırları dışında bırakılan, yani orman olmadığı konusunda ' olumsuz orman harita ve kadastro tutanağı' düzenlenmiş sayılan
taşınmazlar hakkında, ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğüne, askı ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açma olanağı 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde tanındığı gibi, 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunda orman olduğu konusunda 'olumlu harita ve tesbit tutanağı' düzenlenen parsellerde (kısmî ilâna çıkartılan parseller ) hak sahibi gerçek ve tüzel kişilere tanınan dava hakkının, orman sınırı dışında bırakılarak o tarihte henüz arazi kadastro tesbit tutanağı düzenlenmemiş olmakla birlikte 'olumsuz orman kadastro harita ve tutanağı' düzenlenmiş olduğu kabul edilerek 3402 sayılı Yasanın 26/4. maddesindeki kadastro tesbit tutanağının düzenlenme koşulu aranmadan bu taşınmazlar hakkında ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğüne de dava açma hakkının tanınmış olduğunun kabulü gerekir. Şunu da belirtmek gerekir ki, kısmî ilâna çıkartılan orman parsellerinden sonra kültür arazisi olarak tesbit tutanakları düzenlenen taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Yasanın 9. maddesi gereğince ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğü, orman savı ile itiraz edebileceği gibi, itiraz edilmeyen ya da itirazları komisyonca ret edilerek kültür arazisi niteliği ile tesbit tutunakları düzenlenip 3402 sayılı Yasının 11. maddesi gereğince askı ilânına çıkartılan parseller hakkında H.G.K.'nun 13.07.1996 gün 1996/20-459-556 ve 13.05.1996 gün ve 1996/20-566 - 1998/338 sayılı kararlarındaki ilke gereğince Orman Genel Müdürlüğü ile ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı)nın orman savı ile kadastro mahkemelerinde dava açabileceklerini ya da H.G.K'nun 16.05.2001 gün ve 2001/20 - 401 - 416 sayılı kararında kabul edildiği gibi başkaları tarafından süresinde açılan davaya, aynı Yasanın 26/D maddesi gereğince katılabileceklerini önleyen hiç bir yasa hükmü bulunmamaktadır.
Tesbit tutanağı düzenlendikten sonra açılacak davalarda husumetin, tesbit malikine ya da kadastro komisyonunca malik sonradan değiştirilmişse onlara yöneltilerek açılması gerektiği usul hukukunun temel ilkesidir. Asıl sorun, orman niteliğindeki parsellerin kısmî ilâna çıkartıldığı tarihte henüz kadastro tesbit tutanağı düzenlenmediği için maliki, zilyedi, yüzölçümü ve geometrik durumu belli olmayan ancak orman sayılmayarak hakkında 'olumsuz kadastro harita ve tutanağı düzenlenmiş' sayılan taşınmazlar hakkında Orman Genel Müdürlüğü ya da ... ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı)nın kadastro mahkemesinde orman savı ile açacağı davada husumetin kime ya kimlere yöneltileceğidir.
Dava açıldığı sırada bu davanın sonucu kim ya da kimleri etkileyceği baştan belli ise, açılacak davada pasif husumetin, ehliyeti onlara ait olacağı Usul Hukukunun temel kuralıdır. Ancak, dava konusu edilen ve dava dilekçesine ekli memleket haritasında kırmızı ile taranmak suretiyle gösterilen alan içinde bulunan taşınmazlara ilişkin dava tarihinde tesbit tutanağı düzenlenmediğinden, dava konusu olan taşınmazın gerçek hak sahibi belli değildir. ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğü taşınmazda hak sahibinin kimler olduğu konusunda otuz günlük askı ilân süresi içinde idarî bir araştırma yapıp, bu araştırma sonucuna göre belirlenecek gerçek ya da tüzel kişilere husumet yöneltilerek askı ilân süresi bitmeden dava açılmalıdır denebilirse de, bu kısa süre içinde, dava edilecek taşınmazda hak sahibi olanlar her zaman tesbit edilemeyeceği gibi, yapılacak araştırma sonucu tesbit edilecek hak sahipleri her zaman gerçeği de yansıtmayabilir. O halde, kısmî ilâna çıkartılan orman parsellerinin dışında kalan taşınmazlar yönünden ... ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da Orman Genel Müdürlüğü tarafından orman savı ile otuz günlük askı ilân süresi içinde kadastro mahkemelerinde açılacak orman kadastrosuna itiraz davalarında, yapılan kadastro işleminin özelliği ve açılacak davanın niteliği gereği husumetin, Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da taşınmazda hak sahibi olduğu varsayılan gerçek veya tüzel kişilere karşı yöneltilebileceğini kabul etmek gerekir.
Bu nedenle, mahkemece; dava konusu olan ve dava dilekçelerine ekli amenajman planında kırmızı ile taranmak suretiyle gösterilen alanın, kadastro paftası ile çakıştırılması yapılarak genel arazi kadastrosu sırasında hangi parsel numaralarını aldığı tesbit edilmeli, parsellere ilişkin kadastro tutanakları getirtilerek, davaya konu taşınmazlarda hak sahibi olanlar ( tesbit malikleri) belirlenmeli ve bu parseller davalı hale getirtilmeli, bu parseller içinde malik hanesi açık bırakılarak düzenlenen ve mahkemeye gönderilen tesbit tutanaklarının bulunması halinde bu parsellere ilişkin dava dosyaları bu dava dosyası ile birleştirilmeli, aynı şekilde dava konusu alan içinde kaldığı anlaşılan parsellere ilişkin kadastro mahkemeesinde açılmış dava bulunmakta ise, bu dava dosyaları da eldeki dava ile birleştirilip, 3402 sayılı Yasanın 27, 28 ve 29. maddeleri hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tesbit tutanaklarında isimleri geçen ya da keşif sırasında belirlenecek olan hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler davaya katılıp kendilerine duruşma günü tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılıp davada taraf oluşturulduktan sonra taraf delilleri ve 3402 sayılı Yasanın 30. maddesi gereğince mahkemece lüzum görülen diğer deliller de toplanarak dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi gerekir.
Bu ilkeler gözönünde bulundurularak kadastro ekiplerince dava konusu edilen taşınmazlara ait düzenlenen tesbit tutanakları getirtilerek tesbit malikleri davaya dahil edildikten sonra işin esasına girilerek bu taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olamadığı araştırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava konusu parselin 101 ada 1 nolu parsel olduğu kabul edilerek ... şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; Hazinenin 101 ada 1 parsele yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; Hazinenin 101 ada 17 ve 18 parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu parseller yönünden ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 22.11.2012 günü oy birliği ile karar verildi.