Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2021/344 E. , 2021/3903 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/344
Karar No : 2021/3903
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) : … Şirketi / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında uzman olarak görev yapan davacının, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35/B maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı yazıyla bildirilen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yönetim Komitesinin … tarih ve …sayılı işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı tüm mali haklarının 07/01/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacı hakkında ''FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma'' suçundan yürütülen ceza soruşturması sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve kararın kesinleştiği, ... İdare Mahkemesinin ''...davacı hakkında 'FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma' suçundan yürütülen ceza soruşturması sonucunda bu örgütle ilgisinin olmadığı yönünde gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve bu kararın ötesinde davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu yönünde herhangi bir verinin dava dosyasına sunulamadığı anlaşıldığından, davacının 667 sayılı KHK'nın 4/1-g maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı...'' gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yönünde verilen kararından sonra ortaya çıkan ve davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu yönünde herhangi bir bilgi veya belgenin de dava dosyasına sunulamadığı anlaşıldığından, davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35. maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak, dava konusu işlemin iptaline, davacının parasal haklarının ödenmesi istemi hakkında ise, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların dava tarihi olan 31/01/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı idare tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının, Merkez Bankasında uzman olarak görev yapmakta iken 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca Bankadaki görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinde açtığı davada, … esasına kayıtlı … tarih ve K:… sayılı karar ie işlemin iptaline karar verildiği, iptal kararı üzerine davacının 15/11/2018 tarihinde uzman olarak atandığı, söz konusu kararın idarece istinaf yoluyla incelenmesinin talep edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla söz konusu iptal kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, bu karardan sonra 07/01/2019 tarihinde Yönetim Komitesi kararıyla 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 35. maddesi uyarınca ikinci kez davacının görevine son verildiği anlaşılmış ise de, davacının ilk kez görevine son verilmesine ilişkin işleme karşı açılan davada verilen iptal kararının … İdari Dava Dairesi'nce kaldırılıp, davanın reddine karar verilmesi nedeniyle işlemin halen ayakta olduğu, bu durumda açıkta olan kişi konumundaki davacının ikinci kez görevine son verilemeyeceğinin açık olduğu, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararının gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de sonucu itibariyle yerinde olduğu, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı mali hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine gelince; davacının ilk kez görevine son verilmesine ilişkin işlem halen ayakta bulunduğundan ve davacı bu nedenle açıkta bulunan kişi konumunda olduğundan bu aşamada tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle Mahkeme kararının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmına yönelik istinaf isteminin yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine, yoksun kalınan parasal haklara ilişkin istinaf isteminin kabulüne, tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmın kaldırılmasına, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİNİN İDDİALARI :
Davalı idare tarafından; davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4/1(g) maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına dair işleme karşı açmış olduğu davada ilk derece mahkemesince verilen iptal kararının Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırıldığı, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen davacının savunmasının alınmasından sonra 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 35. maddenin (B) fıkrasının (10) numaralı bendi uyarınca ikinci kez kamu görevinden çıkarıldığı, davacının ilk kez kamu görevinden çıkarılmasına dair işlem aleyhine açtığı davada verilen iptal kararı üzerine bankadaki görevine iade edildiği ve ikinci kez kamu görevinden çıkarıldığı tarihe kadar fiilen bankada çalışmaya devam ettiği, ilk ihraç işleminin iptali yönünde verilen kararın … Bölge İdare Mahkemesince 31/01/2020 tarihinde kaldırıldığı, dolayısıyla banka tarafından ikinci kez ihraç kararı verildiği tarihte, ilk ihraç işleminin iptali yönündeki mahkeme kararı henüz kaldırılmamış olduğundan davacının fiilen görevine devam ettiği, söz konusu iptal kararının …Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırılmasına ilişkin kararın davacının ikinci kez kamu görevinden çıkarılmasından yaklaşık bir yıl sonra verildiği, bu nedenle ilk ihraç işleminin geçerli olduğu ve görevde bulunmayan kişinin ikinci kez görevine son verilemeyeceğine yönelik değerlendirmenin gerçeği yansıtmadığı ve hukuki gerekçesi itibarıyla hatalı olduğu belirtilerek, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı yönünden Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.
Davacı tarafından; ilk kamu görevinden çıkarma işlemine yönelik mahkemece verilen iptal kararı üzerine fiilen çalışmaya başladığı, hukuka aykırı şekilde ikinci kez kamu görevinden çıkarıldığı, dava konusu işlem nedeniyle fiilen çalışmaktan yoksun bırakıldığı, işlemin iptaline karar verildiğinden ortaya çıkan zararında karşılanması gerektiği, hakkında yürütülen ceza soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, eşinin Bank Asya hesabı dikkate alınarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, suç ve cezaların şahsiliği ilkesi, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının parasal haklara ilişkin kısmı yönünden bozulması gerektiği iddia edilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptaline dair kısmı yönünden onanması gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik kısmının onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı yönünden gerekçeli olarak onanması, davacın temyiz istemi yönünden ise, temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının parasal hak ve vekalet ücreti yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
Maddi Olay :
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda Uzman olarak görev yapan davacı, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yönetim Komitesinin … tarih ve … sayılı kararı ile kamu görevinden çıkarılmıştır.
Bunun üzerine, anılan kamu görevinden çıkarma işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptali ve davacının yoksun kaldığı parasal hakların dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Söz konusu karara yönelik davalı idare tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine verilmiştir. Bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu neticesinde Danıştay 5. Dairesinin 22/11/2021 tarih ve E:2020/4034, K:2021/3900 sayılı kararıyla onama kararı verilmiştir.
Diğer yandan; … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile verilen iptal kararı üzerine, davacı … tarih ve … sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yönetim Komitesi kararıyla Merkez Bankası uzman kadrosuna atanmıştır. Bu atama kararından sonra davacı, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35. maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yönetim Komitesinin … tarih ve …sayılı işlemi ile ikinci kez kamu görevinden çıkarılmıştır.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı tüm mali hakların 07/01/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İlgili Mevzuat:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı' başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, iptal davaları, 'idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar' olarak tanımlanmıştır.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35. maddesinde; ''...B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;...10) Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır.'' hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanununun 31/1. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinin (ğ) bendinde vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış, 326. maddesinin 1. fıkrasında, kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 2. fıkrasında da, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı, 331. maddesinde ise; davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ederek hüküm altına alacağı, 335. maddesinin 3. fıkrasında ise adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN ESASINA YÖNELİK İPTAL HÜKMÜ YÖNÜNDEN DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMESİ:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davalı idare tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Bununla birlikte, her ne kadar Bölge İdare Mahkemesince açıkta olan kişi konumundaki davacının ikinci kez görevine son verilemeyeceği gerekçesiyle, Mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı yönünden reddine karar verilmiş ise de; dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35/B maddesi uyarınca 07/01/2019 tarihinde kamu görevinden ikinci kez çıkarıldığı, davacı hakkında 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca tesis edilen kamu görevinden çıkarma işlemine karşı açılan davada İlk Derece Mahkemesince verilen iptal kararının ise Bölge İdare Mahkemesi tarafından 31/01/2020 tarihinde kaldırılarak davanın reddine karar verildiği görüldüğünden, davacının işlem tarihi itibariyle açıkta olan kişi statüsünde olmadığı anlaşılarak, temyize konu kararın bu kısmında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlık incelendiğinde, davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca tesis edilen kamu görevinden çıkarma işleminden sonra ayrıca 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35/B maddesi uyarınca da kamu görevinden çıkarılmasına dayanak teşkil edecek, sonradan ortaya çıkan veya yeni bir hukuki tespitin davalı idarece ortaya konulmadığı ve 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca tesis edilen kamu görevinden çıkarma işlemine yönelik kanun yolu değerlendirme sürecinin kesinleşmesinin beklenilmediği anlaşıldığından, mahkeme kararının uygulanmasını etkisiz hale getirecek şekilde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Bölge İdare Mahkemesi kararında yukarıda belirtilen gerekçeler ile hukuki isabet bulunmamakta ise de, sonucu itibariyle yerinde olduğu anlaşıldığından, bu husus bozma sebebi olarak görülmemiştir.
Öte yandan; davacı hakkında, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca tesis edilen ilk kamu görevinden çıkarma işleminin iptaline dair İdare Mahkemesi kararının, Bölge İdare Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi üzerine kaldırılarak, davanın reddine karar verildiği ve söz konusu kararın Danıştay 5. Dairesinin 22/11/2021 tarih ve E:2020/4034, K:2021/3900 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleştiği görüldüğünden, uyuşmazlığa konu bu davada, dava konusu işlemin iptaline yönelik karar verilmiş olması davacının kamu görevine iade sonucu doğurmayacaktır.
DAVACININ PARASAL HAKLARINA YÖNELİK TEMYİZ İSTEMİ YÖNÜNDEN:
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına dair işleme karşı açmış olduğu davada iptal kararı verilmesi üzerine, davalı idarece yeniden uzman kadrosuna atamasının gerçekleştirildiği, bu karardan sonra ise bu defa 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35. maddesi uyarınca 07/01/2019 tarihli davalı idare işlemi ile kamu görevinden çıkarıldığı, öte yandan bu işlemden sonra, ilk işleme karşı açmış olduğu davada … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın Danıştay 5. Dairesinin 22/11/2021 tarih ve E:2020/4034, K:2021/3900 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Öte yandan; davacı hakkında, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35. maddesi uyarınca tesis edilen kamu görevinden çıkarma işlemine karşı açılan bu davada, Mahkemece verilen iptal kararına yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararının, Dairemizin yukarıda belirtilen gerekçeleri ile onanmasına karar verildiği görülmektedir.
Bu itibarla; davacı hakkında, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 35. maddesi uyarınca 07/01/2019 tarihinde tesis edilen işlemin iptaline karar verildiğinden, dava konusu işlem tarihi ile 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına dair işleme karşı açmış olduğu davada verilen iptal kararının kaldırılmasına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin 31/01/2020 tarihli kararı arasındaki sürece ilişkin davacının yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi gerekmektedir. Söz konusu ödeme yapılırken davalı idarece daha önce yapılmış olan bir ödeme var ise, bu ödemeler mahsup edilerek, hesaplanacak tutar üzerinden ödeme yapılması gerektiği ise aşikardır.
Diğer yandan, Bölge İdare Mahkemesi tarafından, Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmına yönelik yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine karar verildiği halde, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir. Dava konusu işlemin iptali ile sonuçlanan uyuşmazlıkta, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri doğrultusunda, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde öngörülen miktarda, avukat ile temsil edilen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ise açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine;
2. İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun dava konusu işlemin iptaline dair kısmının gerekçeli olarak reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçelerle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin ise kabulüne;
4. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun davacının yoksun kaldığı parasal haklara ilişkin kısmı yönünden kabulü, mahkeme kararının tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının kaldırılması, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının parasal hak ve vekalet ücreti yönünden BOZULMASINA,
5. Yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 22/11/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.