17. Hukuk Dairesi 2013/15394 E. , 2015/3262 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ..., davalı ..., davalı ... ve davacılar ..., ..., ... vekilinin tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının eşi ...'ın yolcu olarak bulunduğu araç ile davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 81.426,37 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Birleştirilen 2012/400 esas sayılı davada; davacının eşi ...'nun ve çocuğu ...'nun yolcu olarak bulunduğu, davalılar ... 'nin maliki, ...'nin işleteni, ...'un sürücüsü ve ...'nin trafik sigortacısı olduğu araç ile diğer davalı ...'ye trafik sigortalı aracın çarpışması sonucu destek ...'nun vefat ettiğini belirterek davacıların her biri için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, davacıların her biri için 15.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini davacı ... için 100.671,10 TL'ye, davacı ... için 18.677,09 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Birleştirilen 2008/315 esas sayılı davada; davacı ...'nın eşi, davacı ...'ın babası olan ...'nun ve davacı ...'nun yolcu olarak bulunduğu araç ile davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu ...'nun vefat ettiğini, davacı ...'nun ise yaralanarak malul kaldığını belirterek davacı ... ve ... için 1.000,00'er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 15.000,00'er TL manevi tazminatın, davacı ... için 5.000,00 TL işgöremezlik tazminatı ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini davacı ... için 100.671,10 TL'ye, davacı ... için 18.677,09 TL'ye, davacı ... için ise 65.028,56 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Birleştirilen 2008/717 esas sayılı davada; davacının eşi ...'ın yolcu olarak bulunduğu, davalılar ... 'nin maliki, ...'un sürücüsü ve ... 'nin trafik sigortacısı olduğu araç ile diğer davalı ...'ye trafik sigortalı aracın çarpışması sonucu davacı desteğinin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 81.426,37 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl dava yönünden maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 81.426,37 TL tazminatın davalılar ..., ... ve ...'den (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ... ...'a verilmesine, davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihi olan 10/06/2007 tarihinden, davalı ... yönünden ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/717 esas sayılı dosyasının dava tarihi olan 24/09/2008 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, diğer davalılar ..., ... ve .... aleyhine yapılan maddi tazminat talebinin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/06/2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan alınarak davacı ... ...'a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleştirilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/385 ve .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/400 esas sayılı dosyası yönünden maddi tazminat talebinin kabulü ile davacı ... için 100.671,00 TL, davacı ... için 18.667,09 TL olmak üzere toplam 119.338,09 TL maddi tazminatın davalılar ..., ... ve ... 'den (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar ... ve ...'a verilmesine, alacağa davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihi olan 10/06/2007 tarihinden, davalı ... yönünden ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/400 esas sayılı dosyasının dava tarihi olan 03/09/2012 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, diğer davalılar ..., ... , ... . ve ... aleyhine açılan maddi tazminat talebinin reddine, davacı ... ve ... için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/06/2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan alınarak davacılar ... ve ...'a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı ... aleyhine talep edilen manevi tazminat isteminin reddine, birleştirilen ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/385 esas sayılı dosyası yönünden davacı ... için (45.277,92 TL geçici, 19.750,64 TL sürekli işgücü kaybı olmak üzere) toplam 65.028,56 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminattan ibaret toplam 70.028,56 TL tazminatın 10/06/2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...'e verilmesine, davacı ...'in fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı ..., davalı ..., davalı ... ve davacılar ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar ..., ... vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan desteğin vefatı ve cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan aktüerya raporunda; sağ kalan eş davacı ...'nın olay tarihinde 23 yaşında olduğu belirtilerek AYİM tablosuna göre %40 evlenme ihtimali bulunduğu, iki küçük çocuğu nedeniyle %10 tenzil yapıldığında %30 evlenme ihtimali indirimi yapılması gerektiği belirtilmiştir. Oysa, davacı eş aktüerya raporunun tanzimi tarihinde 28 yaşında olup AYİM tablosuna göre evlenme ihtimali %27 olup, iki küçük çocuğu nedeniyle %10 tenzil yapıldığında eşin %17 evlenme ihtimalinin olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirdi. Mahkemece, davacı eşin evlenme ihtimalinin belirlenmesinde, riziko tarihindeki yaşını esas alan bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, aktüerya bilirkişi raporunda CSO yaşam tablosuna göre sağ kalan davacıların muhtemel yaşam süreleri belirlenmiş, işleyecek dönem için de %3 teknik faiz uygulanmıştır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, sağ kalan kişilerin muhtemel yaşam sürelerinin tespitinde PMF yaşam tablosu kullanılmakta olup, işleyecek dönem hesabında da %10 artırma ve %10 eksiltme yöntemine göre hesaplama yapılmaktadır.
3-Davacılar ... ve ... tarafından bir çok yargılama gideri (bilirkişi ücretleri, tebligatlar, harçlar vs) yapıldığı halde davacıların sadece 13,50 TL yargılama gideri yaptığı kabul edilerek yargılama giderlerinin eksik hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece hükme esas alınan ... raporunda, davacı ...'nun, davaya konu kaza nedeniyle oluşan yaralanmasının 3 ayda iyileşeceği belirtilmiştir. Bu durumda, davacının 3 aylık süre için geçici işgöremezlik zararının hesaplanması gerekirken aktüerya raporunda, iyileşme süresi ... raporunun tanziminden itibaren 3 ay olarak anlaşılarak kaza tarihinden itibaren geçen süre (5 yıl 7 ay) geçici işgöremezlik zararına esas süre olarak kabul edilip hesaplama yapılmış olması hatalı olup davacı yararına fazla tazminata hükmedilmesi doğru değildir.
5-Davalı ...'a yönelik maddi tazminat talebi, davalının kazanın oluşumunda kusursuz olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve red sebepleri farklı olan davalılar için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalılar lehine maktu ve tek vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli olmamıştır
6-Davalı ...'a yönelik manevi tazminat talebi reddedildiğinden davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 10. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru değildir.
7-Davalı ..., aracın trafik sigortacısı olup Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın B.2 maddesi 5.fıkrası uyarınca, hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse, sigortacı yargılama giderleri ile avukatlık ücretini sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde ödemekle yükümlüdür. O halde mahkemece, davalı ... şirketinin, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinden poliçe limitinin, tazminat miktarına oranı nispetinde sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken tamamından diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar ..., ... vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2-7 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ..., davalı ..., davalı ... ve davacılar ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ... ve ..., davalı ..., ..., ...'ne geri verilmesine 23/02/2015 gününde Üye ... ve ...'ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Sayın çoğunluğun bozma ilamının 2.bendinde yazılı gerekçelerle davacılardan eş ...'nın evlenme ihtimalinin rapor tarihi itibariyle belirlenmesi yönündeki görüşe katılmıyorum.
Destek tazminatında destek verenin ve destek alanın bu kriterleri öncelikle riskin gerçekleştiği olay tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir. Destek alan açısından kriterlerden biride dul eşin evlenme ihtimalidir. Talep edenin bu tazminatı alabilmesi için 'bakım ihtiyacı içinde bulunması' gerekir. Bu ihtiyaç ise 'eşinin ölümü sonucu yaşama düzeyinin olandan kötüye gitmesi ile' gerçekleşmiş sayılır. Burada dikkat edilmesi gereken husus olay tarihi itibariyle yaşam düzeyi ne idi olaydan sonra ne oldu bu aradaki fark onun ihtiyaç içinde olduğunu gösterecektir.
Ancak, desteğin geliri bu tip davalarda ayrı bir önem kazanır. Zira, tazminat hesabı iki aşamada belirlenir. Birinci aşamada olay tarihi itibariyle mevcut geliri ne ise artışlarda dikkate alınarak işleyen zarar bulunur, ikinci aşamada ise hüküm tarihine en yakın gelir seviyesi üzerinden bilinmeyen dönem (aktif-pasif dönem) hesabı yapılır. (%10 artış %10 iskonto) işte bilinmeyen dönem hesabı yapılacağı için rapor tarihine yakın gelir baz olarak alınır. Bu kriter destek verenle ilgili olduğu için uygulama bu şekildedir. Ancak 'evlenme ihtimali' kriteri destek isteyen için uygulanacağından olay tarihi itibariyle gözönüne alınması gerekir. Örneğin destek alan için alınacak yaş hükme en yakın rapor tarihi itibariyle gözönüne alındığında destek isteyenin aleyhine olacağı gibi, evlenme ihtimalinin hükme yakın rapor tarihi olarak hesaba esas olmak davalı tarafın aleyhine durum yaratacaktır.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal nedenlerle bozma ilamının 2.bendinde gösterilen görüşlere katılmıyorum.
-KARŞI OY-
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Ceza yargılamasında, ... nden alınan ve davalı sürücü ...'un olayda tali kusurlu bulunduğuna ilişkin 15.5.2008 günlü rapora istinaden davalı ...'un da cezalandırılmasına karar verilmiş,
Kararın temyizi üzerine Yargıtay 12.Ceza Dairesi'nin 12.9.2012 günlü kararı ile '...olayda sanık ...'un kusurunun bulunmadığını, beraatine karar verilmesi' gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş,
Ceza mahkemesince bozmaya uyularak sanık ...'ın beraati yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Ceza davası derdest iken, eldeki davada alınan, bilirkişi Tahsin Yaman tarafından düzenlenen 18.12.2008 günlü raporda da davalı sürücü ...'un %25 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiş,
Yerel mahkemece, davalı ...'ın ceza mahkemesinde beraat etmesi nedeniyle, davalı ...'ın sürücüsü olduğu aracın sürücü-işleten ve ZMSS'i aleyhindeki davanın reddine karar verilmiştir.
Hem ceza davası, hem de eldeki davada alınan kusur raporlarında olayın gelişim biçimi, çarpışma noktası gibi unsurlar arasında bir fark bulunmadığı gibi ceza mahkemesinin maddi vakıayı kabulüde aynı doğrultudadır.
Kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile olay ceza hukuku kuralları içinde özellikle davalı ...'ın kural hatası yapıp yapmadığı, noktasından hareketle, ceza sorumluluğunu gerektirecek yoğunlukta bir kural hatası bulunmadığı sonucuna varılarak kusursuz olduğu bildirilmiş ve beraatine hükmedilmiştir.
Eldeki dosyada ise alınan bilirkişi raporunda zarar ile zararlı sonucu doğuran olayın gösterdiği özellikler tazminat hukuku kurallarına uygun biçimde değerlendirilerek davalı ...'a kusur izafe edilmiştir.
Kural olarak maddi olgu belirlemesine dayanan beraat kararları hukuk hakimi yönünden de bağlayıcıdır. (818 sayılı BK 53.) Ancak dava konusu olayda ceza davasındaki maddi olgu belirlemesinde bir değişiklik yapılmadan sadece olaydaki kusur durumu hakkında farklı bir sonucua ulaşılmıştır. Bu nedenle ceza davasındaki kusur durumu bu dava için bağlayıcı değildir. Hukuk hakimi ceza mahkemesinde kabul edilen maddi olguyu değiştirmeden kusur konusunda farklı bir sonuca ulaşabilir.
Açıklanan nedenlerle dosyadaki kusur raporunun düzenlendiği 18.12.2008 tarihinden sonra ceza mahkemesince beraat kararı verildiği gözetilerek, ceza mahkemesinin kesinleşen dosyası içeriği de dikkate alınmak suretiyle hukuk mahkemesindeki kusur sorumluluğu ile ceza mahkemesindeki kusur sorumluluğunun irdelendiği, kusura ilişkin yeni bir bilirkişi kurulu raporu alınarak davalı ...'ın sorumluluğu yönünden sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine yönelik çoğunluk görüşüne karşıyım.