21. Hukuk Dairesi 2014/18954 E. , 2015/3111 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ve ödenmeyen tedavi giderlerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar, davalılardan ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve davalı ... Vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, 13.12.2007 tarihindeki iş kazasında yaralanarak %76 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalı ile onun anne ve babasının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın Reddine, davacı ... yönünden; davacının işgücü kaybı, kazanç kaybı ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararının 592.894,46 TL olduğunun tespitine, davacının 592.894,46 TL alacağının olay tarihi olan 13.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılar ... İle ....nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davacının iş kazası sonucu bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sebebiyle duymuş olduğu acı ve üzüntüden dolayı, 13.12.2007 olay tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte 22.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... İle ...'den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaca talebin reddine, davacının tedavi giderleri, tedavi süresince nakil, konaklama,yiyecek, giyecek vb. masraflara ilişkin talebinin reddine, davacılar ... ve ... yönünden; davacıların oğulları olan ...'un iş kazası sonucu bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sebebiyle duymuş oldukları acı ve üzüntüden dolayı, 13.12.2007 olay tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte her birisi için 4.000,00'er TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... İle ....'den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine, fazlaca talebin reddine, davacıların oğulları olan ...'un iş kazası sonucu bedensel bütünlüğünün zedelenmesi sonucunda desteğini yitirmiş olmaları sebebiyle davalılardan talep etmiş oldukları tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden,davaya konu zararlandırıcı olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, anılan olaya dair yapılan ceza soruşturması neticesinde kusuru bulunan davalı ... ve ...'ın cezalandırılması talepli olarak kamu davası açıldığı, açılan bu davanın neticesine dair dosyada bir kaydın bulunmadığı, işbu dosyada alınan 22.11.2010 tarihli kusur raporunda davaya konu iş kazasında %35'er oranında davalı şirketlerin, %30 oranında ise davacı kazalının kusurlu olduğu, davalı şirket elemanları olan davalı ..., Raif ve Serhat'ın kusurunun ise davalı şirketler kusuru içerisinde değerlendirildiği, bilirkişi heyetinin bu değerlendirmesine göre Mahkemece davalılar ... , ... ve ... hakkında; “iş kazasına sebebiyet vermedikleri, iş kazasının oluşumunda herhangi bir kusurlarının olmadığı yönünde bir kanaat oluşmayıp, davalıların kusurlarının olduğu, ancak kusurlarının kendi çalıştıkları işverenlerinin kusurları içerisinde değerlendirilebileceği” gerekçesi ile aleyhlerine açılan davaların reddine karar verildiği, davacı sigortalının beyanları, tanık anlatımları ve Tes-İş ile ... cevapları gözetilerek maddi tazminat hesaplamasına esas alınan ücretin asgari ücretinin yaklaşık 3.57 katı olarak belirlendiği ve yine kazalının SGK Maluliyet Daire Başkanlığınca belirlenen %44 oranındaki sürekli iş göremezlik oranına yapılan itiraz neticesinde SGK Yüksek Sağlık Kurulunca kazalının sürekli iş göremezlik oranının bu kez %76 olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 818 sayılı BK. 50. maddesi (tam dayanışmalı sorumluluk) ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle sorumluluklarını düzenleyen 818 sayılı BK.'nun 51. maddesi (eksik dayanışmalı sorumluluk) uyarınca zarar gören alacaklı, edimin tamamını borçlulardan biri, birkaçı veya tamamından isteyebilir.(6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 61.maddesi)
İş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında işveren, işveren vekili, alt-üst işveren, (işyeri devrinde)devreden ve devralan olarak ifade edilen kişiler dışında, 3.kişilerde(kusurlu çalışanlar veya çalışanlar dışında kusuru bulunan diğer kişiler) iş kazalarında kusurlarının tespiti halinde diğer kişilerle birlikte zarardan sorumlu olurlar.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur. Öte yandan Borçlar Kanunu'nun 74. maddesi ve yerleşik yargıtay uygulamasına göre; hukuk hâkimi,ceza davasındaki kusur oranlan bağlı değilse de, kesinleşen ceza mahkemesi kararıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
Ayrıca zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının, maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı iş yeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücretin ilgili meslek kuruluşlarından belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Son olarak belirtilmesi gereken diğer bir hususta iş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında kazalının sürekli iş göremezlik oranının Mahkemece tereddütsüz olarak ortaya konulması gerekliliğidir. Zira maddi tazminat miktarının hesaplanması ve manevi tazminat miktarının takdirinde kazalının sürekli işgücü kayıp oranı önemli rol oynamaktadır. Bu kapsamda 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre 'Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Tüm bu açıklamalar sonrasında; işbu dava asıl-alt işverenler ile 3.kişiler(işverenlerin çalışanları) aleyhine müteselsil sorumluluk esasına göre açılmış bir davadır. Yargılama konusu iş kazası sonrasında başlatılan adli soruşturma neticesinde davalı ... ve Raif kusurlu eylemleri nedeniyle taksirle yaralanmaya neden olmaktan ötürü ceza takibatına uğramışlardır. Yukarıda da değinildiği üzere Mahkemeler ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporları ile bağlı olmasalar bile bu yargılama neticesinde kesinleşen maddi vakıalar var ise bununla bağlıdırlar. Mahkemece, somut olayda davalı gerçek kişilerin kusurlu oldukları tespiti yapıldıktan sonra bu kişilerin kusurlarının kendi çalıştıkları işverenlerinin kusurları içerisinde değerlendirilip bu nedenle de aleyhlerine açılan davaların husumetten reddinin gerektiği kabulüne göre karar vermiştir. Fakat böylesi bir değerlendirme tazminat hukuku prensiplerine ve müteselsil sorumluluk ilkelerine uygun değildir. Zira müteselsil sorumluluk esasına göre açılan davalarda asıl-alt işverenler dışındaki 3. kişilerin kusurlu eylemleri var ise bu kişilerin de işveren davalılar ile birlikte zarardan sorumlu tutulması esastır. Hal böyle olunca davalı ..., Serhat ve Raif bakımından hatalı değerlendirmeye dayanan yazılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Bunun yanında iş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davalarında esas olan kazalının gerçek ücretinin tereddütsüz olarak ortaya konulması olup somut olayda sendikalı olduğu noktasında dosyada kayıt bulunmayan davacı ...'in gerçek ücreti noktasında sendika ve tanık anlatımlarını göz önünde tutup yukarıda belirtilen şekildi etkin araştırma yapmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Son olarak da kazalının SGK Maluliyet daire Başkalığınca belirlenen %44 oranındaki sürekli işgöremezlik derecesi ile SGK Yüksek Sağlık Kurulunca belirlenen %76 oranındaki sürekli işgöremezlik derecesi arasındaki çelişki giderilmeden neticeye varılması da hatalı olmuştur.
Yapılacak işlerler:
A) Kazalının maluliyet oranının tereddütsüz olarak ortaya konulması noktasında yapılacak iş; sigortalının SGK Maluliyet Daire Başkanlığınca belirlenen %44 oranındaki sürekli işgöremezlik derecesi ile SGK Yüksek Sağlık Kululunca belirlenen %76 oranındaki sürekli işgöremezlik derecesi arasındaki çelişkinin giderilmesi noktasında öncelikle ATK İhtisas ve gerektiğinde ATK Genel Kurulundan rapor alarak aradaki çelişkiyi gidermek. Sigortalının maluliyet oranına dair çelişki tereddütsüz olarak yukarıdaki silsile ile giderildikten sonra Kurumun kabul ettiği %76 oranındaki maluliyetten farklı bir maluliyetinin tespiti halinde bu kez Kurumun(SGK) kayıtlarını değiştirmesi noktasında ilgilisinin Kuruma müracaatını sağlanmak, Kurumun sonradan belirlenen bu maluliyet oranını kabul etmesi halinde davacının maddi ve manevi zararlarının tazmini için belirlenen bu maluliyet oranını dikkate almak, aksi halde yani Kurumun sonradan belirlenen bu maluliyet oranını kabul etmemesi halinde ise bu kez Kurumun hak alanını ilgilendirip işbu davada Kurum taraf olmadığından ötürü SGK'nın ve işverenin hasım gösterileceği ayrı bir maluliyet oranının tespiti davası açması için ilgilisine önel vermek ve bu davadan çıkacak sonuca göre davacının maluliyet oranını kesin olarak tespit etmektir.
B) Kusur, sorumluluk ve ücretin belirlenmesi noktasında yapılacak iş; anılan iş kazası olayı sonrasında açılan ceza davası akıbetini araştırmak, ceza davasının kesinleşmesini beklemek anlamına gelmemek üzere bu davada kesinleşmiş maddi bir vakıa var ise bu durum ile davacılar talebinin müteselsil sorumluluk esasına dayandığını da dikkate alarak davalıların her birinin kusur durumunun ayrı ayrı değerlendirilip açıkça ortaya konulduğu İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları taşıyan, yeni bir rapor almak üzere yine işçi sağlığı-iş güvenliği konularında uzman ehil bilirkişi kuruluna konuyu tekrar inceletmek, ayrıca davacının yaptığı işe göre, yaşı ve kıdemi belirtilmek suretiyle yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili meslek odalarından (Elektrikçiler Odası vs.)olay tarihinde kazalı işçinin alabileceği emsal günlük net ücretleri sormak buradan sormaktır.
C) Maddi ve manevi tazminatların miktarlarının belirlenmesi noktasında yapılacak iş; Kazalının maluliyet oranı, tarafların kusur durumu ve kazalının gerçek ücreti yukarıda açıklandığı gibi tereddütsüz olarak belirlendikten sonra bu kez ortaya çıkan neticelere göre sigortalının maddi zararını yeniden hesaplatarak hesaplanan bu zarardan kazalıya iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmını düşmek, dosyadaki tüm delilleri ve taraflar lehine doğmuş olan usuli kazanılmış hakları bir arada değerlendirip neticesine göre maddi ve manevi tazminat davaları bakımından karar vermekten ibarettir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23/02/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.