10. Ceza Dairesi 2021/17382 E. , 2022/1962 K.
Adalet Bakanlığının, 03/06/2021 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...'ın mahkûmiyetine dair Kahramanmaraş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2020 tarihli ve 2019/584 esas, 2020/36 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/06/2021 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 23/09/2008 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/10/2009 tarihli ve 2009/388 esas, 2009/801 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,kararın kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 14/10/2009 tarihinde kesinleştiği,
2- Sanığın, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında 11/03/2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan suç duyurusu üzerine, ihlal teşkil eden bu suç nedeniyle Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 26/03/2010 tarihli ve 2010/4654 soruşturma, 2010/2219 esas, 2010/1038 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/07/2010 tarihli ve 2010/405 esas, 2010/773 sayılı kararı ile, sanık hakkında bu suçtan dolayı da 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kanun yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
3- Bununla birlikte sanığın tedbirin infazı sırasında yükümlülüklerine aykırı davrandığı gerekçesiyle tedbir dosyasının kaydı kapatılarak Mahkemesine gönderildiği ve yargılamaya devam edilmesi sonucunda Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/02/2011 tarihli ve 2010/1480 esas, 2011/164 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
4- Hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 22/03/2016 tarihli ve 2015/4419 esas, 2016/2584 sayılı ilamı ile 6545 sayılı Kanun hükümleri uyarınca değerlendirme yapılmak üzerine hükmün bozulmasına karar verildiği,
5- Bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda Kahramanmaraş (kapatılan) 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2016 tarihli ve 2016/298 esas, 2016/433 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun'la değişik 5320 sayılı Kanun'un geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
6- Sanığın denetim süresi içerisinde 15/12/2016 tarihinde işlediği silahla tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından cezalandırılmasına karar verildiğinin ihbar edilmesi üzerine, Kahramanmaraş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 15/01/2020 tarihli ve 2019/584 esas, 2020/36 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/02/2011 tarihli ve 2010/1480 esas, 2011/164 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 22/03/2016 tarihli ve 2015/4419 esas, 2016/2584 karar sayılı ilâmı ile bozulmasını müteakip, yeniden yapılan yargılama sonunda sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli hakkında Kanun'a eklenen geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2016 tarihli ve 2016/298 esas, 2016/433 sayılı kararının itiraz edilmeden 08/09/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 15/12/2016 tarihinde işlediği kasıtlı suçlardan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kahramanmaraş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2020 tarihli ve 2019/584 esas, 2020/36 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
1- Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/7380 esas, 2017/6802 karar sayılı ilâmı ile '....bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hallerinde hüküm açıklanabilecektir...' şeklinde değinildiği üzere, dosya kapsamına göre, Kahramanmaraş (kapatılan) 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2016 tarihli kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 08/09/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 15/12/2016 tarihinde aynı neviden olmayan tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal etme, mala zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarını işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etmek suçu ile aynı neviden olmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Sanığın işlemiş olduğu 23/09/2008 tarihli ilk suça ilişkin olarak verilmiş olan 06/10/2009 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazı sırasında, sanığın 11/03/2010 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi üzerine yapılan suç duyurusu sonucunda, önceki tedbirin ihlali niteliğinde olan 11/03/2010 tarihli suç nedeniyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanığın mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, kanun yararına bozma talebine konu olan 11/03/2010 tarihli suç bakımından 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 saylı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. maddesinde öngörülen 'erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamaz' hükmü uyarınca ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde, İsabet görülmemiştir.” denilerek, Kahramanmaraş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2020 tarihli ve 2019/584 esas, 2020/36 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 11/03/2010 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/02/2011 tarihli ve 2010/1480 esas, 2011/164 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 22/03/2016 tarihli ve 2015/4419 esas, 2016/2584 karar sayılı ilâmı ile bozulmasını takiben, yeniden yapılan yargılama sonunda Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2016 tarihli ve 2016/298 esas, 2016/433 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli hakkında Kanun'a eklenen geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden 08/09/2016 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 15/12/2016 tarihinde işlediği kasıtlı suçlardan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, Kahramanmaraş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2020 tarihli ve 2019/584 esas, 2020/36 sayılı kararı ile, hakkındaki hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
1- 23/09/2008 tarihli ilk suça ilişkin olarak verilmiş olan 06/10/2009 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazı sırasında, sanığın 11/03/2010 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi üzerine yapılan suç duyurusu sonucunda, önceki tedbirin ihlali niteliğinde olan 11/03/2010 tarihli suç nedeniyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanığın mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında,
Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlediğinden , 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırıdır.
2- Kabule göre de;
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında, “ (2) Bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191. madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.' şeklinde yer alan düzenleme dikkate alındığında; Somut olayda; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 5320 sayılı Kanun'un geçici 7/2. maddesi uyarınca verildiği, her ne kadar Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/07/2010 tarihli ve 2010/405 esas, 2010/773 sayılı kararı ile, sanık hakkında bu suçtan dolayı 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi karşısında 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddenin 2. fıkrasının uygulanma imkanı bulunmasa da; sanık lehine olarak verilmiş olan bu kararın hukuken yok sayılamayacağı, sanık hakkında 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin kabulü gerektiği, kanuni zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu nedenle hükmün açıklanabilmesi için denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ile aynı neviden olması gerektiği, sanığın denetim süresi içerisinde 15/12/2016 tarihinde aynı neviden olmayan tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarını işlediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, hükmün açıklanmasına karar verilmesi de kanuna aykırıdır.
Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle, kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Kahramanmaraş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2020 tarihli ve 2019/584 esas, 2020/36 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.