2. Ceza Dairesi 2022/1264 E. , 2022/10033 K.
Nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-h, 151, 168 (2 kez), 62 (2 kez), 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 1 yıl 13 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezasının anılan Kanun'un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine; sanık ...'ün, 5237 sayılı Kanun'un 142/2-h, 151, 168 (2 kez) ve 62. (2 kez) maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay ve 1 ay 20 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına dair Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2016 tarihli ve 2015/768 esas, 2016/100 sayılı kararının sanık ... yönünden 22/03/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, adı geçen sanığın denetim süresi içerisinde 28/05/2016 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına ve anılan sanığın 5237 sayılı Kanun'un 142/2-h, 168 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay cezası ile cezalandırılmasına dair Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/452 esas, 2019/680 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09/12/2021 gün ve 17653/2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2022 gün ve 2021/155150 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Sanık ... hakkındaki erteli hapis cezasının aynen infazına ilişkin Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/06/2018 tarihli ve 2015/768 esas, 2016/100 sayılı ek kararı ile bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/07/2018 tarihli ve 2018/1664 değişik iş sayılı kararının, asıl kararın kanun yararına bozulması halinde yok hükmünde olacakları değerlendirilerek yapılan incelemede;
1-Her iki sanık yönünden;
a) Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 29/06/2021 tarihli ve 2021/12650 esas, 2021/13111 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, sanıkların Aydın ili Migros açık otoparkında suça konu motosikleti çalmaktan ibaret eylemlerinin, her ne kadar mahkemesince 5237 sayılı Kanun'un 142/2-h maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu değerlendirilerek cezalandırılmalarına karar verilmiş ise de, Migros isimli işletmenin eklentisi olmayan açık alandan hırsızlık olayının gerçekleştirildiği, olay yeri inceleme raporundan ve aşamalardaki beyanlardan motosikletin bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmadığının veya herkesin girebileceği alanda kilitlenmediğinin anlaşıldığı, kaldı ki mahkemenin gerekçesinde de bu hususun tartışılmadığı, aynı Kanunun 142/1-e maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile sanıkların Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2016 tarihli ve 2015/768 esas, 2016/100 sayılı kararı ile aynı Kanun'un 142/2-h maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesinde,
b) Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 25/09/2018 tarihli ve 2016/8681 esas, 2018/11178 karar sayılı ilamında yer alan '...Sanığın, müştekiye ait motosikleti çalmak amacıyla direksiyon kilidini kırması şeklinde gerçekleşen eyleminde, hırsızlık suçunun konusu olan motosiklet ile mala zarar verme suçunun konusunun aynı olması ve korunan hukuki yararın tek olması karşısında; ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilmeden bu suçtan beraati yerine, mahkumiyetine karar verilmesi,...Bozmayı gerektirmiş' şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, sanıkların müştekiye ait motosikleti çaldıktan sonra araca zarar vermeleri şeklindeki somut olayda, anılan Mahkemesince nitelikli hırsızlık suçunun yanı sıra ayrıca mala zarar verme suçundan da mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmakta ise de, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan mala zarar verme eyleminin bir bütün olarak hırsızlık suçu kapsamında kalacağı, ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden, sanıkların beraati yerine yazılı şekilde Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2016 tarihli ve 2015/768 esas, 2016/100 sayılı kararı ile sanıkların cezalandırılmasına karar verilmesinde,
2- Sanık ... yönünden;
a) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 196/2. maddesinde yer alan “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5237 sayılı Kanun'un 142/2-h maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin cezanın alt sınırının 5 yıl olması karşısında, sanığın yakalama sureti ile başka mahkeme tarafından sorguya çekilemeyeceği gözetilmeden savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devamla, Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2016 tarihli ve 2015/768 esas, 2016/100 sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verilmesinde
b) 5271 sayılı Kanun'un 231/11. maddesinde yer alan '(11)(Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.' şeklindeki düzenleme gereğince, Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2016 tarihli ve 2015/768 esas, 2016/100 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, denetim süresi içerisinde sanığın kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle değiştirilmeden aynen açıklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/452 esas, 2019/680 sayılı kararı ile yazılı şekilde sadece nitelikli hırsızlık suçu bakımından açıklanıp, mala zarar verme suçu yönünden hüküm kurulmamasında,
c) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin 5. fıkrasında yer alan 'Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.' şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanığın atılı suçtan dolayı 2 yıldan fazla olacak şekilde 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlının oluşmadığı gözetilmeden, Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2016 tarihli kararı ile yazılı şekilde karar verilmesinde,
3- Sanık ... yönünden;
5237 sayılı Kanun'un 51/1. maddesinde yer alan “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir” şeklindeki düzenleme karşısında, adli para cezalarının ertelenmesinin mümkün olmadığı nazara alındığında, sanık hakkında verilen 1 yıl 13 ay hapis cezasının ertelenemeyeceği gözetilmeden, Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2016 tarihli kararı ile yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2019/452 Esas – 2019/680 Karar sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, katılan ...’in yokluğunda verilen 07/11/2019 tarihli kararın katılana tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçası dosya arasında bulunmadığı gibi, katılana tebligat yapıldığına dair UYAP sisteminde de bir kaydın gözükmediği, bu nedenle usulüne uygun olarak tebligat yapılıp yapılmadığının anlaşılamaması karşısında hükmün usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, öncelikle 07/11/2019 tarihli kararın usulüne uygun olarak katılan ...’e tebliğ edilip, (tebligat yapılmışsa evrak dosya arasına konularak) usulüne uygun biçimde kesinleştirilmesinden sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup, (AYDIN) 4. Asliye Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 07/11/2019 tarihli ve 2019/452 E., 2019/680 K. sayılı kararına yönelik 2-b No’lu kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2- Aydın 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2016 tarihli ve 2015/768 Esas – 2016/100 Karar sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma istemlerinin incelenmesinde;
a) Sanık ... hakkında hırsızlık suçu yönünden yapılan incelemede;
Her ne kadar suç vasfına yönelik eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş ve 2015/768 Esas sayılı dosyada yapılan yargılamada, 5237 sayılı TCK’nun 142/2-h maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin cezanın alt sınırının 5 yıl olması karşısında, sanık ...’ün yakalama emrinin infaz edilmesi suretiyle başka mahkeme tarafından sorguya çekilemeyeceği gözetilmeden sanığın savunma hakkı kısıtlanmış ve de 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesinde sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonucunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği belirtilmesine karşın bu yasal engel gözetilmeksizin sanık hakkında hırsızlık suçundan tayin olunan 1 yıl 13 ay hapis cezasına ilişkin hükmün 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suçtan hapis cezası ile mahkumiyetine karar verildiğinin ihbarı üzerine, açıklanması geri bırakılan hükmün 07/11/2019 tarihinde açıklanmış olması ve ilamımızın 1 No’lu bölümünde açıklandığı üzere 07/11/2019 tarihli hükmün henüz kesinleşmediği belirlenmekle, bu aşamada kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmekle birlikte anılan 07/11/2019 tarihli hükme yönelik istinaf başvurusunda bulunulduğu takdirde zikredilen hukuka aykırılıkların olağan yasa yolu olan istinaf incelemesiyle giderilebilecek olması ve de anılan 07/11/2019 tarihli hükmün istinaf incelemesinden geçmeksizin usulüne uygun biçimde kesinleştirilmesinden sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup bu kez zikredilen hukuka aykırılıkların olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma incelemesiyle giderilme imkanının bulunması nedeniyle (AYDIN) 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 15/02/2016 tarihli ve 2015/768 E., 2016/100 K. sayılı karara yönelik 1-a ve 2-a-c No’lu kanun yararına bozma istemlerinin bu aşamada REDDİNE,
b) Sanıklar ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında, katılana ait motosikleti çalıp, ayrıca zarar vermeleri nedeniyle hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.01.2014 tarih, 2013/2-686 Esas ve 2014/19 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun aynı olması ve korunan hukuki yararın tek olması karşısında; ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı, eylemin bir bütün olarak hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden sanıkların ayrıca mala zarar verme suçundan da cezalandırılmalarına karar verilmesi nedeniyle 1-b No’lu kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, sanıklar hakkında mala zarar verme suçu ile ilgili olarak (AYDIN) 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 15/02/2016 tarihli ve 2015/768 E., 2016/100 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle, unsurları oluşmayan mala zarar verme suçundan sanıkların BERAATİNE, tayin olunan cezaların çektirilmemesine,
c) Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
aa) Dosya kapsamına göre, 01/08/2015 tarihli olay, görgü tespit ve araştırma tutanağında, Migros AVM yanında bulunan bir apartman önüne park halinde bırakılmış olan katılana ait motosikletin çalındığının belirtildiği, katılanın aşamalardaki beyanlarında ise motosikletini Migros AVM otoparkına park ettiğini beyan ettiği anlaşılmakla birlikte, motosikletin park halindeyken çalınmış olduğu yerin bina eklentisinde kalıp kalmadığının belli olmadığı, zira dosya içerisinde olay yerine ait kroki, fotoğraf vs. bulunmadığı anlaşılmakla; bu hususun gerekirse keşif de yapılarak araştırılıp şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra sonucuna göre suça konu motosikletin bina eklentisi içinde muhafaza altına alınmış olduğunun tespiti halinde sanığın 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h maddesi uyarınca, bina veya eklenti niteliğinde olmayan yere yalnız direksiyon kilidi ile kilitli olarak park edilmiş olduğunun tespiti halinde ise aynı Kanun’un 142/1-e maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile sanığın TCK’nın 142/2-h maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi,
bb) 5237 sayılı TCK’nın 51/1. maddesi uyarınca hapis cezasında erteleme sınırının 2 yıl olduğu gözetilmeden, sanık ... hakkında hırsızlık suçundan tayin olunan 1 yıl 13 ay hapis cezasının, süre itibariyle ertelenemeyeceğinin gözetilmemesi nedenleriyle 1-a ve 3 No’lu kanun yararına bozma istemleri yerinde görüldüğünden (AYDIN) 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 15/02/2016 tarihli ve 2015/768 E., 2016/100 K. sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 23/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.