6. Ceza Dairesi 2012/15381 E. , 2014/16666 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi (TMK 10. Maddesi ile Görevli)
SUÇ : Yağmaya teşebbüs, tehdit, genel güvenliği tehlikeye sokmak, suç işlemek için örgüt kurmak ve yönetmek, suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak, suç işlemek için kurulan örgüte yardım etmek, 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık ... savunmanı tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ...'in hakkındaki hüküm, zorunlu müdafi olarak görevlendirilen Avukat ... tarafından yasal süresinde temyiz edilmemiş ise de, kendisine müdafi atandığından haberdar olmayan sanık ...'in kendisine yapılan tebligat üzerine yaptığı 07/06/2011 tarihli temyiz talebinin yasal süresinde olduğu kabul edimesinden sonra,
Üye ...'un, 6526 sayılı Kanunla Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14/4.maddesinin son cümlesinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Milletlerarası andlaşmalara aykırı olduğu, bu nedenle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmak görüşü oyçokluğu ile reddedilerek yapılan incelemede:
Hükmolunan cezanın süresine göre yasal olanak bulunmadığından sanık ... savunmanının duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 318 (5271 sayılı CMK’nın 299/1.) maddesi uyarınca REDDİNE,
I-Sanık ... hakkında örgüt kurmak ve yönetmek, sanık ... hakkında müşteki ...'e yönelik tehdit, sanık ... hakkında müşteki ...'a yönelik tehdit, sanıklar ... ve ... hakkında müşteki sanık ...'e yönelik tehdit, sanık ... hakkında müşteki ...'ya yönelik tehdit, sanıklar ... ve ... hakkında katılan ...'e yönelik yağmaya teşebbüs, sanıklar ... ve ... hakkında genel güvenliği tehlikeye sokmak, sanıklar ..., hakkında müşteki ...'e yönelik yağmaya teşebbüs ve sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında müşteki ...'e yönelik yağmaya teşebbüs etmek, sanık ... hakkında genel güvenliği tehlikeye sokmak, sanık ... hakkında silahla tehdit, müşteki...e yönelik yağmaya teşebbüs etmek suçlarından hükmolunan cezaların, 5237 sayılı TCK'nın 58/9.maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmemesi, hükümlülüğün yasal sonucu olarak infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı olduğundan; sanık ...'in müşteki ...'a yönelik tehdit eyleminde 5237 sayılı TCK'nın 106/2-d bendinin yanı sıra aynı maddenin 2(c) bendinin sanık hakkında uygulanması gerektiğinini gözetilmemesi, sanık ...'ın sanık ... ile birlikte müşteki sanık...'e yönelik tehdit eylemine doğrudan doğruya katıldığı gözetilmeden hakkında 5237 sayılı TCK'nın 37/1.maddesi yerine 39/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle eksik ceza tayini, sanık ... 'ın katılan ...'e yönelik yağmaya teşebbüs eylemine diğer sanık ... ile birlikte doğrudan doğruya iştirak ettiği gözetilmeden hakkında 5237 sayılı TCK'nın 37/1.maddesi yerine 39/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle eksik ceza tayini, sanık ...'ın sabıkasında 5237 sayılı TCK'nın 58.maddesi uyarınca daha ağır cezayı içeren ... Ağır Ceza Mahkemesinin 28/05/2003 kesinleşme tarihli 2002/207 Esas, 2003/122 Karar sayılı ilamı yerine, daha az cezayı içeren ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2004/380 Esas ve 2005/250 Karar sayılı ilamının esas alınması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; sanık ... savunmanlarının, sanık ... savunmanının, sanık ... savunmanının, sanıklar ... ve ... savunmanının, sanık ... savunmanının, sanıklar ... ve ...'in temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, sanık ... hakkında müşteki...'e yönelik tehdit, sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik yağmaya teşebbüs etmek, sanık ... hakkında müşteki...e yönelik yağmaya teşebbüs etmek suçlarında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanık ...'in, müşteki sanık...'e yönelik tehdit eylemine diğer sanıklar ... ve ... ile birlikte doğrudan doğruya katıldığı gözetilmeden hakkında 5237 sayılı TCK' nın 37/1. maddesi yerine aynı Yasanın 39/1-c maddesinin uygulanması; sanık ...'nin, katılan ...'e yönelik yağmaya teşebbüs eylemine diğer sanıklar ... ve ... ile birlikte doğrudan doğruya iştirak ettiği gözetilmeden hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 37/1.maddesi yerine 39/1-c maddesi uyarınca karar verilmesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar ..., hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan 5237 sayılı Yasanın 220/3. maddesinin uygulanması sırasında, 1/3 oranında artırım yapılırken 2 yıl 8 ay yerine, 3 yıl ve buna bağlı olarak aynı Yasanın 62. maddesi uygulanırken 2 yıl 2 ay 20 gün yerine, 2 yıl 6 ay hapis verilmesi suretiyle hesap hatası sonucu daha fazla cezaya hükmedilmesi,
2-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yasanın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; sanık ...'in tekerrüre esas alınan ... 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.10.2005 gün ve 200/247- 302 sayılı ilamında birden fazla suçtan mahkumiyetin bulunduğu ve bu suçların içinde en ağırının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmedilen 2 yıl 6 ay hapis olduğu; sanık ...'nin tekerrüre esas alınan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 03/04/2001 gün, 2000/231 Esas ve 2001/54 Karar sayılı ilamında birden fazla suçtan mahkumiyetin bulunduğu ve bu suçların içinde en ağırının uyuşturucu ticareti yapmak suçundan hükmedilen 3 yıl 4 ay hapis olduğu ve bu hükümlülüklerinin tekerrüre esas alınması gerektiğinin karar yerinde gösterilmemesi suretiyle infazda duraksamaya neden olunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı, sanık ... savunmanı, sanık ... savunmanı, sanıklar ... ve ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan sonuç olarak hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının, '2 yıl 2 ay 20 gün olarak belirlenmesi' ve tekerrür ile ilgili bölümlerin çıkartılarak yerlerine, “5237 sayılı TCK’nın 58/6-7.maddesi gereğince, sanık ... hakkında hükmolunan cezanın, ... 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.10.2005 gün ve 200/247- 302 sayılı ilamı uyarınca ve bu ilamdaki kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin önceki hükümlülüğü nedeni ile sanık ...'nin tekerrüre esas alınan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 03/04/2001 gün, 2000/231 Esas ve 2001/54 Karar sayılı ilamı uyarınca ve bu ilamdaki uyuşturucu ticareti yapmak suçuna ilişkin önceki hükümlülüğü nedeniyle mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, infazdan sonra sanıklar hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” cümleleri yazılmak suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık ... hakkında örgüte yardım etmek; sanıklar ..., ..., ... hakkında örgüte üye olmak ve sanık ... hakkında müşteki ...'e yönelik tehdit suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek suçundan 5237 sayılı Yasanın 220/3. maddesinin uygulanması sırasında, 1/3 oranında artırım yapılırken 2 yıl 8 ay yerine, 3 yıl ve buna bağlı olarak aynı Yasanın 62. maddesi uygulanırken 2 yıl 2 ay 20 gün yerine, 2 yıl 6 ay hapis verilmesi suretiyle hesap hatası sonucu daha fazla cezaya hükmedilmesi,
2-5237 sayılı TCK'nın 220/7.maddesinde hüküm tarihinden yürürlükte bulunan 6352 sayılı Yasanın 85.maddesi ile sanık ... lehine değişiklik yapıldığından, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
3-Oluş ve dosya içeriğine göre; sanıklar ..., .'nın eylemlerinin suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
4- Sanık ...'ın üçüncü kişi konumundaki sanık ...'in annesi tanık Leyla Üstünel'in müşteki ...'den olan alacağı için tehditte bulunduğunun anlaşılması karşısında; eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 149/c, f, g, h maddesinde düzenlenen yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden tehdit suçundan hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
5-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan haklarında, 5237 sayılı Yasanın 220/3. maddesinin uygulanması sırasında, 1/3 oranında artırım yapılırken 2 yıl 8 ay yerine, 3 yıl ve buna bağlı olarak aynı yasanın 62. maddesi uygulanırken 2 yıl 2 ay 20 gün yerine, 2 yıl 6 ay hapis verilmesi suretiyle hesap hatası sonucu daha fazla cezaya hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..., sanık ... savunmanı, sanık ... savunmanı, sanıklar ... ve ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün
açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesine göre sanık ...'ın kazanılmış hakkının korunmasına, 23.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 105/6. maddesi ile yürürlükten kaldırılan; ancak, aynı Kanunun geçici 2/4. maddesi uyarınca, bu mahkemelerde açılmış olan davalara, kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bakmakla görevlendirilen CMK’nın yürürlükten kaldırılan 250/1. maddesine göre görevli mahkemeler, 6 Mart 2014 tarihli, mükerrer 28933 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14/1. maddesi gereğince kaldırılmışsa da; anılan maddenin 4. fıkrasına, “Bu mahkemelerce verilip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında veya Yargıtayın dairelerinde bulunan dosyaların incelenmesine devam olunur.” hükmü konulmuştur. Sözü geçen bu hüküm, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır. Şöyle ki;
1-Özel yetkili mahkemeler, “Adil Yargılanma Hakkı” ve “Yargı Birliği”ni sağlamak amacıyla kaldırılmıştır. Bu husus, anılan Kanunun genel gerekçesi ile sözü geçen madde gerekçesinde belirtilmiş; tüm ağır ceza mahkemelerinin aynı usul kurallarına tâbi olması amaçlanarak, adil yargılanma hakkı için gerekli olan özel soruşturma ve kovuşturma usullerine son verilmesi amaçlanmıştır.
Ancak, 6526 sayılı Kanunla, Terörle Mücadele Kanunu’na eklenen geçici 14. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinde özel-genel mahkeme ayrımı sürdürülmekle; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10; “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36; “Kanuni hâkim güvencesi” başlıklı 37 ve “Suç ve Cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesine aykırı bir düzenleme yapılmış ve yargı birliği ilkesi ihlal edilmiştir.
2-Mahkemeler, bütün işlemlerinde, Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan “Kanun önünde eşitlik” ilkesine uygun hareket etmek zorundadır. 6526 sayılı Kanunla kanıt toplama yöntemleri değişmiş; yargılama hukuku, hukuka uygun ve güvenilir hâle getirilmiştir. Önceden, CMK’nın 250. maddesi kapsamında kalan soruşturma ve kovuşturmalarda, şüpheli ve sanıklar yönünden mevcut kısıtlayıcı hükümler kaldırılmakla, kişilerin hukuki güvenlik hakları ile yargılama eşitliği sağlanmıştır.
3-Keza bu cümle, Anayasa’nın 36. maddesinde yer alan, “Hak arama hürriyeti ile herkesin yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu”; 37. maddesindeki, “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamayacağı” ve 38. maddesinde yer alan, “Kanuna aykırı olan elde edilmiş bulguların, delil olarak kabul edilemeyeceği” hükümlerine de aykırılık teşkil etmektedir.
4-Çağdaş anayasaların temel kurallarından birisi de kanun koyucunun abesle iştigal etmeyeceği kuralıdır. Kanun koyucu, CMK’nın 250. maddesi ile görevli mahkemeleri kaldırmakla, bu mahkemelerin, normal ağır ceza mahkemelerine göre daha güvencesiz olduğunu kabul etmiştir.
5-CMK’nın 250. maddesi ile görevli mahkemelerin kaldırılarak diğer ağır ceza mahkemelerine gönderilen davaların sanıklarıyla, kararları Yargıtay’da temyiz incelemesinde bulunan dosyaların sanıkları arasında fark yaratılması da Anayasa’nın 10. maddesinde yazılı eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmuştur.
6-Anayasa’nın 90/son maddesinde yer alan “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır” kuralı gereği olarak da; yapılan düzenleme, AİHS’nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesine aykırı olduğundan iptali gerekmektedir.
Özetle, 5526 sayılı Kanunun 1. maddesi ile Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14. maddenin 4. fıkrasının son cümlesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve Ülkemizin kabul ettiği milletlerarası antlaşmalara aykırı olduğundan, 152. madde uyarınca Anayasa Mahkemesine başvurulması ve verilecek karar sonucuna kadar temyiz incelemesinin geri bırakılması görüşündeyim.