Ceza Genel Kurulu 2014/453 E. , 2014/387 K.
Mahkemesi : DENİZLİ 1. Ağır Ceza
Günü : 06.12.2012
Sayısı : 127-323
Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanığın 5237 sayılı TCK'nun 188/3, 43/1, 52, 53, 54, 63 ve 58. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis ve 2.500 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.12.2012 gün ve 127-323 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 17.12.2013 gün ve 7784 - 11511 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 09.05.2014 gün ve 142789 sayı ile;
“...V.. Ç..'un poliste alınan ifadesinde; 'Esrar satın aldığım eve gittim duvarın arkasında üzerinde beyaz bir penye veya kazak olan genç görünümlü kısa boylu bir şahıs vardı, bu şahıs duvarın arkasında bulunduğundan üzerindekini tam olarak göremedim, ancak bu şahıstan aldım' şeklinde beyanı bulunduğu, teşhis tutanağında Ç.. Y..'ı teşhis ettiği anlaşılmıştır.
Sanık V.. Ç..'la birlikte gelen sanıklar M.. K.., A.. A.. ve F..A.. esrar almaya sadece V.. Ç...'un gittiği bu nedenle kimseyi tanımadıklarını beyan etmişlerdir. Sanık Ç.. Y..'dan sadece sanık V.. Ç..'un esrar aldığı tespit ve teşhis edilmiştir.Sanığın 3. olayda sanık V.. Ç..dışındaki sanıklara esrar sattığı tespit ve teşhis edilmemiştir.
Sanığın diğer sanıklar Y.. S.. ve S.. Y..'nın uyuşturucu satımına yardım ve iştirak ettiğine dair bir beyan, bir teşhis ve delil bulunmamaktadır. Hatta sanık S.. Y.. sanık Çetin'in eve esrar almaya geldiğini birlikte esrar içtiklerini beyan etmiştir.
Sanık Ç.. Y..'ın sadece V..Ç..'un teşhisi dışında uyuşturucu sattığına dair delil bulunmamaktadır. Bu beyan ve mevcut deliller karşısında sanığın sadece 5237 sayılı TCK'nun 188/3, 52 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği halde, diğer sanıkların uyuşturucu satımına iştirak ettiğinden veya birlikte hareket ettiğine dair hiç bir delil bulunmadığı sadece tahmine dayanılarak diğer sanıklar ile birlikte hareket ettiğinden bahisle 5237 sayılı TCK'nun 43/1. maddesi gereğince artırım yapılması yasaya aykırıdır” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, sanık hakkındaki onama kararının kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 27.05.2014 gün ve 4060 - 4154 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Sanık A.. K.. hakkında kullanma amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin, sanıklar S.. Y.. ve Y.. S.. hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ise Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanık Ç.. Y.. hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözülmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğüne 22.04.2012 ve 25.04.2012 tarihlerinde yapılan iki ayrı telefon ihbarında, adresi bildirilen Y.. S.. isimli şahsa ait ikamete özellikle akşam ve gece saatlerinde bir çok şahsın yaya ve araçla gelerek kısa bir süre sonra evden ayrıldıkları ve uyuşturucu temin ettiklerinin bildirilmesi üzerine, adres çevresinde 25.04.2012 günü saat 19.15 den itibaren tertibat alındığı ve fiziki takibe başlandığı,
Saat 19.30 sıralarında .... D 5231 plakalı aracın Y.. S..’nın ikametinin yakınına gelerek durduğu, sağ ön koltuğunda oturan bir şahsın araçtan inerek ikametin bahçe kapısının önüne geldiği, bahçe içerisinde biri siyah penyeli ve mavi kot pantolonlu, diğeri beyaz tişört, siyah ceket ve gri pantolonlu iki şahıs ile görüştüğü, üzerinde siyah penye bulunan şahıs ile birbirlerine bir şeyler verdikleri, aracın olay yerinden ayrılmasını müteakip aracın gittiği yön, aracın plakası ve şahısların eşkalinin çevrede görevli ekiplere bildirildiği, yapılan takip neticesinde A.. Ç.., A.. O.. ve M.. Y.. isimli şahısların yakalandıkları, araçta üç paket halinde üç gram esrar ele geçirildiği,
Saat 20.50 sıralarında, yaya olarak gelen iki şahsın Yılmaz'a ait ikametin bahçe kapısı önünde bahçe içinde bulunan iki şahısla görüştükleri ve siyah penyeli şahısla bir şeyler alıp verdiklerinin görülmesi üzerine, şahısların olay yerinden ayrılmalarından sonra gittikleri yön ve eşkallerinin çevrede görevli ekiplere bildirildiği, yapılan takip neticesinde E.. T.. ve S.. K.. isimli şahısların yakalandıkları ve bir paket halinde bir gram esrar ele geçirildiği,
Saat 21.00 sıralarında, Yılmaz'ın ikametinin bahçesinde bulunan ve önceki iki olayda yakalanan şahıslara uyuşturucu madde sattığı değerlendirilen siyah penyeli şahsın ikametten çıkarak mezarlık yolundan aşağı doğru indiğinin görülmesi üzerine, gittiği yön ve eşkalinin çevrede görevli ekiplere bildirildiği, yapılan takip neticesinde S.. Y.. isimli sanığın 15 paket halinde 15 gram esrar ile yakalandığı,
Evin bahçesinde sadece siyah mont, beyaz tişört ve gri kumaş pantolon giydiği belirlenen sanık Ç.. Y..'ın kaldığı,
Saat 21.00 sıralarında .... LH 455 plakalı aracın Yılmaz'ın ikametinin karşısına gelerek durduğu, araç içerisinde dört kişiden sağ ön koltukta oturan siyah ceketli şahsın araçtan inerek ikametin bahçe kapısının önüne geldiği, bahçe içerisinde yalnız kalan siyah montlu, beyaz tişörtlü ve kumaş gri pantolonlu şahıs ile görüştüğü ve birbirlerine bir şeyler verdikleri, aracın olay yerinden ayrılmasından sonra yapılan takipte A..A.., F.. A.. M.. K.. ve V.. Ç..'nun yakalandıkları, Velat'ın üst aramasında iki paket halinde iki gram esrar ele geçtiği,
Saat 21.30 sıralarında 09 Y 2113 plakalı aracın Yılmaz'ın ikametinin önüne gelerek durduğu, araç içerisinde bulunan şahsın ikametin bahçe kapısının önüne geldiği, bahçe içerisinde bulunan siyah montlu, beyaz tişörtlü ve kumaş gri pantolonlu şahıs ile görüştüğü ve birbirlerine bir şeyler verdikleri, olay yerinden ayrıldıktan bir dakika kadar sonra geri gelerek yine aynı şekilde bahçe içerisinde bulunan şahısla görüşüp birbirlerine bir şeyler verdikleri, aracın olay yerinden ayrılmasından sonra yapılan takipte S.. T..'nin yakalandığı, üzerinde üç paket halinde üç gram esrar ele geçtiği,
Yılmaz'a ait evin bahçesinde bulunan ve açıklanan olaylarda uyuşturucu madde satışı yaptığı gözlemlenen şahsın saat 21.45 sıralarında ikametten çıkarak ...Caddesi istikametine gittiğinin görülmesi üzerine yapılan takip neticesinde sanık Ç.. Y..'ın yakalandığı, fiziki takibe son verilerek Y.. S..'nın ev ve arabasının aranmasına yönelik karar alındığı,
Ev-oto arama ve el koyma tutanağına göre, ailesiyle birlikte dışarıdan geldiği belirlenen Y.. S..'nın kapı önünde görülerek yakalandığı, evinde yapılan aramada eşinin elinde bulunan beze sarılı tamamı bozukluk olacak şekilde, 4 adet 50, 58 adet 20, 52 adet 10 ve 29 adet 5 Lira olmak üzere toplam 2025 Lira, oturma odasında vitrinin camlı gözünde 10 gram kenevir tohumu, evin bahçesinde sanıklar Çetin ile Sabri'nin fiziki takip sırasında bulunduğu yerde, güvercin kümesinin çatısında halıfleks arasına atılmış naylon poşet içinde kullanıcılardan elde edilen esrarların sarılı olduğu beyaz çizgili kağıtlara benzer kağıtlara sarılı durumda 37 adet esrar fişeğinin ele geçtiği,
Canlı teşhis tutanağına göre, Yılmaz'ın evine gelip alışveriş yapan kişilerden olan ve haklarında kullanma amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma başlatılan M.. Y.., E.. T.. ve S.. K..'nın uyuşturucu maddeyi satan kişi olarak S.. Y..'yı, V.. Ç..'nun ise Ç.. Y..'ı teşhis ettiği, diğer şahısların teşhiste bulunamadıkları,
İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı'nın 25.06.2012 gün ve 4326 sayılı ekspertiz raporuna göre; 25.04.2012 tarihinde Y.. S.., Ç.. Y.. ve S.. Y.. isimli şahıslardan elde edildiği belirtilerek incelenmek üzere gönderilen maddelerin esrar ihtiva eden ve esrar elde etmede kullanılan hint keneviri bitkisi kırıntıları olduğu, net 4 gram 200 miligram ve 11 gram 200 miligram esrar içerdiklerinin belirlendiği,
Yargılama sonrasında Yılmaz adına satış yaptığını ikrar eden S.. Y..'nın zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticaretinden mahkûm edildiği, tüm aşamalarda suçunu inkar eden, kuşlarını beslesin diye sanık Sabri'nin evinde kalmasına izin verdiğini söyleyen ve uyuşturucu madde satışından haberinin olmadığını savunan sanık Y.. S..'nın da mahkûmiyetine hükmolunduğu,
Bir tanesi uyuşturucu madde ticareti olmak üzere birden fazla suçtan mahkûmiyet hükümlerine ilişkin sabıka kayıtları bulunan sanık Ç.. Y.. hakkında da zincirleme şekilde uyuşturu madde ticareti suçundan mahkûmiyet kararı verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Sanık Ç.. Y.. aşamalarda; cezaevinden çıktıktan sonra hemen hergün kullanmak amacıyla esrar almak için sanık Yılmaz'ın evine uğradığını, adı geçenin esrar satıcısı olduğunu ve bu işte Sabri'yi kullandığını, olay günü yine esrar almak için gittiğinde Yılmaz'ın evden ayrılması nedeniyle Sabri ile birlikte evde kaldıklarını, o sırada uyuşturucu madde kullanıcısı olan bir kısım şahısların Sabri'den mal satın aldıklarını, bunlardan bir kısmını tanıdığını, hatta bir tanesinin soy adının “Tali” olduğunu, kendisinin esrar satmasının söz konusu olmadığını savunmuştur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na hakim olan ilke gerçek içtima olduğundan, bunun sonucu olarak, 'kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza' söz konusu olacaktır. Nitekim bu husus Adalet Komisyonu raporunda da; 'Ceza hukukunun temel kurallarından birisi, ‘kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır’ şeklinde ifade edilmektedir. Bunun istisnaları, suçların içtimaı bölümünde belirlenmiştir. Bu istisnalar dışında, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Böylece verilen her bir ceza, bağımsızlığını koruyacaktır' şeklinde ifade edilmiştir. Bu kuralın istisnalarına ise, 5237 sayılı TCK’nun 'suçların içtimaı' bölümünde, 42 (bileşik suç), 43 (zincirleme suç) ve 44. (fikri içtima) maddelerinde yer verilmiştir.
Konumuza ilişkin olan zincirleme suç, 765 sayılı Kanunun 80. maddesinde; 'Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza altıda birden yarıya kadar artırılır' şeklinde düzenlenmiştir. Buna karşın 5237 sayılı Kanunun 43. maddesinin ilk fıkrasında; 'Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır' biçiminde zincirleme suç düzenlemesine yer verilmiş, ikinci fıkrasında; 'Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır' denilmek suretiyle aynı neviden fikri içtima kurumu hüküm altına alınmış, üçüncü fıkrasında ise; 'Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, ... ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz' düzenlemesi ile zincirleme suç ve aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanamayacağı suçlar belirtilmiştir.
5237 sayılı TCK'nun 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
TCK'nun 43/1. maddesi düzenlemesinden anlaşılacağı üzere zincirleme suç hükümlerinin uygulandığı hallerde aslında işlenmiş birden fazla suç olmasına karşın, fail bu suçların her birinden ayrı ayrı cezalandırılmamakta, buna karşın bir suçtan verilen ceza belirli bir miktarda arttırılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Suç konusu esrar alışverişlerinin yapıldığı evin, hakkındaki mahkûmiyet hükmü inceleme dışında bulunan sanık Yılmaz'a ait olmasına karşın, fiziki takip sırasında evde sanık Çetin ile diğer sanık Sabri'nin bulunduğu, ailesiyle birlikte dışarıda bulunan Yılmaz'ın evde olmadığı, olaylar sonrasında hakkında kullanma amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma başlatılan Velat'ın esrarı satan şahıs olarak sanık Çetin'i teşhis etttiği, fiziki takip sürecinin ilk bölümünde yakalanan üç kullanıcının da Sabri'yi teşhis etttikleri, bu beyan ve teşhislerin fiziki takip tutanağı ile olay ve yakalama tutanaklarıyla örtüştüğü, inceleme kapsamı dışında bulunan sanık Sabri'nin olay yerinden ayrılmasından sonra fiziki takibe de konu olacak şekilde iki kez daha esrar satışının yapıldığı, o esnada bahçede sadece sanık Çetin'in bulunduğunun fiziki takip tutanağı, olay ve yakalama tutanakları ile belirlendiği, görevlilerce de üzerinde siyah mont, beyaz tişört ve gri kumaş pantolon bulunan ve gelen kişilere uyuşturucu madde verdiği görülen şahsın kesintisiz takip sonucunda yakalanınca kimliğinin 'Ç.. Y..' olduğunun belirlendiği, sanığın ifadesinde belirttiği ve bir kullanıcının soy adı olarak hatırladığı 'Tali''nin Sıracettin'in soyadı olduğu, teşhis edemediğini aşamalarda bildirmiş olsa dahi bu kişinin diğer sanık Sabri'nin evden ayrılmasından sonra gelerek sanık Çetin'den uyuşturucu madde aldıktan sonra yakalandığı ve birbirlerini tanıdıklarının ifadelerle ortaya çıktığı anlaşıldığından, olay ve yakalama tutanakları, fiziki takip tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre; sanık Ç.. Y..'ın bir suç işlemek kararının icrası kapsamında suç tarihinde değişik zamanlarda uyuşturucu madde kullanan sanıklar Velat ve Sıracettin'e bizzat, diğer kullanıcılar M.. Y.., E.. T.. ve S.. K..'ya ise diğer sanık S.. Y.. ile birlikte esrar sattığının şüpheye yer vermeyecek şekilde sabit olduğu ve hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinin uygulanmasına dair yerel mahkeme hükmü ile bu hükmün onanmasına ilişkin Özel Daire kararı isabetli olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.09.2014 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.