19. Ceza Dairesi 2018/4807 E. , 2019/11655 K.
Karşılıksız çek düzenlemek suçundan şüpheli... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/02/2017 tarihli ve 2017/7 soruşturma, 2017/6 sayılı idari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına ilişkin Turgutlu Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/03/2017 tarihli ve 2017/1008 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı'nın 25.07.2018 gün ve 2017/5417 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/08/2018 gün ve KYB. 2018/67411 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/4. maddesi uyarınca kesin nitelikteki Turgutlu Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/03/2017 tarihli ve 2017/1008 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Ödemiş Sulh Ceza Hakimliğinin 17/04/2017 tarihli ve 2017/1714 değişik iş sayılı kararının hukuki değerden yoksun olduğu düşünülerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre; mercii tarafından 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesinde değişiklik getiren 6728 sayılı Kanun’un 62. maddesindeki düzenlemenin yine aynı Kanun'un 76. maddesinde belirtildiği üzere 31/12/2017 tarihinde yürürlüğe gireceğinden bahisle itirazın reddine karar verilmiş ise de;
6728 sayılı Kanun’un 62. maddesiyle 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesine yukarıda belirtilen değişikliğin yanı sıra 10. fıkra eklenerek “Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” şeklinde karekodlu çekler yönünden yeni bir düzenleme getirildiği, kanun koyucunun 6728 sayılı Kanun’un 76/f maddesindeki düzenleme ile işbu karekodlu çekler için öngörülen yeni düzenlemenin yürürlük tarihinin ertelenmesini amaçladığı zira;
6728 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile değiştirilen 5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde “(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur… Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” şeklinde düzenleme yapılarak çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek eyleminin, adli para cezasını gerektirir bir suç olarak öngörüldüğü, aynı maddede bu suçtan dolayı açılan davaların İcra mahkemelerinde görüleceği ve 2004 sayılı Kanun’un 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usûlüne ilişkin hükümlerin uygulanacağının açıkça hükme bağlandığı, 2004 sayılı Kanun’un 349. maddesinde “Şikâyet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan icra mahkemesi duruşma için hemen bir gün tayin edip şikâyetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celbolunur.” şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran, 5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçundan dolayı şikâyetlerin doğrudan icra mahkemelerine yapılması gerektiği cihetle, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/4. maddesi uyarınca kesin nitelikteki Turgutlu Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/03/2017 tarihli ve 2017/1008 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Ödemiş Sulh Ceza Hakimliğinin 17/04/2017 tarihli ve 2017/1714 değişik iş sayılı kararının hukuki değerden yoksun olduğu düşünülerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre; mercii tarafından 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesinde değişiklik getiren 6728 sayılı Kanun’un 62. maddesindeki düzenlemenin yine aynı Kanun'un 76. maddesinde belirtildiği üzere 31/12/2017 tarihinde yürürlüğe gireceğinden bahisle itirazın reddine karar verilmiş ise de;
6728 sayılı Kanun’un 62. maddesiyle 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesine yukarıda belirtilen değişikliğin yanı sıra 10. fıkra eklenerek “Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” şeklinde karekodlu çekler yönünden yeni bir düzenleme getirildiği, kanun koyucunun 6728 sayılı Kanun’un 76/f maddesindeki düzenleme ile işbu karekodlu çekler için öngörülen yeni düzenlemenin yürürlük tarihinin ertelenmesini amaçladığı zira;
6728 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile değiştirilen 5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde “(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur… Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” şeklinde düzenleme yapılarak çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek eyleminin, adli para cezasını gerektirir bir suç olarak öngörüldüğü, aynı maddede bu suçtan dolayı açılan davaların İcra mahkemelerinde görüleceği ve 2004 sayılı Kanun’un 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usûlüne ilişkin hükümlerin uygulanacağının açıkça hükme bağlandığı, 2004 sayılı Kanun’un 349. maddesinde “Şikâyet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan icra mahkemesi duruşma için hemen bir gün tayin edip şikâyetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celbolunur.” şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran, 5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçundan dolayı şikâyetlerin doğrudan icra mahkemelerine yapılması gerektiği cihetle, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayet tarihinde yürürlükte bulunan 5941 sayılı Kanun'un 3/(6). maddesi;
'(6) Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmî ödeme hâlinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, Cumhuriyet başsavcılığına (Değişik ibare : 6273 - 31.1.2012 / m.2) “talepte” bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi hâlinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.' iken,
09.08.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmış olan ve 31.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6728 sayılı Kanunun 62. maddesiyle değişik 5941 sayılı Kanun'un 'İbraz, ödeme, çekin karşılıksız olduğunun tespiti ve gecikme cezası' başlıklı 3/(6). maddesi;
'(6) Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmî ödeme hâlinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, icra mahkemesine şikâyette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi hâlinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.' şeklinde değiştirilmiştir.
Madde metninde değişiklik yapan 6728 Kanun'un 62. maddesinin gerekçesi ve komisyon raporu incelendiğinde; '...bu suçla ilgili yargılama görevi, doğrudan icra mahkemelerine verildiğinden, uygulamada tereddüte neden olmaması amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığına talepte ibaresinin icra mahkemesine şikayette şeklinde değiştirilmesi suretiyle...' tasarı metninin kabul edildiği, yürürlük maddesinde ise bu değişiklikten sonra bir uyarlama yapılmadığı görülmektedir.
Şikayet tarihinde yürürlükte bulunan, 6728 sayılı Kanunun 63. maddesiyle değişik 5941 sayılı Kanun'un 'Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı' başlıklı 5/(1). maddesi;
'(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (“...çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından...” ibaresi, 10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/7/2017 tarihli ve E.: 2016/191, K.: 2017/131 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.) az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer yada hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.' şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre; kanun koyucunun 5941 sayılı Kanun'da değişiklik yapan 6728 sayılı Kanunla birlikte 'karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme' suçundan dolayı 09.08.2016 tarihinden itibaren açılan davaların tümünün İcra Mahkemesinde görüleceğini düzenlemeyi hedef aldığında bir tereddüt bulunmamaktadır. Kanun yararına bozma dosyasındaki şikayet tarihinin 20.02.2017 tarihi olması karşısında; suça konu çek nedeniyle yapılan şikayet hakkındaki davanın İcra Ceza Mahkemesinde görülmesi gerekeceği açıktır. Ancak, 5941 sayılı Kanun'un 3/6. maddesine 'tereddüte neden olmamak için' konulan ' icra mahkemesine şikâyette' ibaresinin düzenlendiği maddenin esas itibariyle, çek hamilinin şikayet dilekçesine çekin fotokopisini de ekleyebileceğinin düzenlenmesi olduğu, bu hükmün sonradan yürürlüğe girmesinin amacının ise karekodlu çeklerin basılması, dağıtılması sürecinin uzayabileceğinin öngörülmesi nedeniyle buna dair düzenlemenin ertelenmesi olduğu değerlendirilmektedir.
Öte yandan, Turgutlu Cumhuriyet Savcılığınca verilen idari para cezasına yer olmadığına dair kararın gerekçesine bakıldığında, 5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesi gereği yapılan şikayetler hakkında artık Cumhuriyet savcılıklarınca iddianame hazırlanmayacağının, bunun yerine doğrudan icra mahkemesine başvurulabileceğinin düzenlendiğine işaret edilmektedir. Dolayısıyla sanık hakkında atılı suçtan esas itibariyle 'kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla aynı mahiyette bir karar verildiği görülmektedir. Keza 5941 sayılı Kanun'da öngörülen idari yaptırımlara da ilgili mahkemece hükmedileceği öngörülmüştür.
5271 sayılı CMK'nin 'Cumhuriyet savcısının kararına itiraz' başlıklı 173. maddesi;
'(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir...
5271 sayılı CMK'nin 'Karar' başlıklı 271/4. maddesi ise;
'(4) Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.' hükümlerini amirdir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığınca 5941 sayılı Kanun'un 5. maddesi gereği verilen 'idari yaptırım kararı verilmesine yer olmadığına' dair karara karşı şikayetçi tarafından yapılan itirazın, Turgutlu Sulh Ceza Hakimliğince, 5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesine göre karşılıksız çek hakkında işlem yapma görev ve yetkisinin halen Cumhuriyet savcılığına ait olduğundan bahisle kabulüne karar verilmesi Cumhuriyet Başsavcılığının iddianame hazırlamasını ve dosyayı İcra Ceza Mahkemesine göndermesini gerektirecektir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere, 09.08.2016 tarihinden sonra bu tür şikayetler doğrudan iddianame hazırlanmadan İcra Ceza Mahkemelerine gönderilebileceğinden, merci tarafından verilen 'itirazın kabulü' kararının hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Turgutlu Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/03/2017 tarihli ve 2017/1008 değişik iş sayılı 'itirazın kabulüne' dair kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4-a maddesi gereği BOZULMASINA, bozma gereği şikayetin doğrudan yargılamayı yapacak olan görevli ve yetkili İcra Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 23/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.