Hukuk Genel Kurulu 2017/1788 E. , 2021/1477 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirkete malzemeler satıldığını ve bu malzemelere karşılık altı adet fatura kesildiğini, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, ilgili malzemelerin davalı şirket çalışanı Hüseyin Fahri Güzel’e teslim edildiğini ve sevk irsaliyelerinde imzasının olduğunu, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı hakkında başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve asıl alacağın %40’ı oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile ticari ilişkilerinin olmadığını, davacının müvekkiline ait otelde hiç tadilat yapmadığını, başka firmalarca tadilatın yapıldığını ve bedelinin ödendiğini, faturaların tek taraflı düzenlendiğini, bu faturaların müvekkiline ait defterlerde kayıtlı olmadığını, fatura asıllarının müvekkilinde olduğunu, icra dosyasındaki örneklerle karşılaştırıldığında ...e ait olduğu iddia edilen imzanın aslında bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin Birinci Kararı:
6. Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 24.12.2009 tarihli ve 2008/580 E., 2009/717 K. sayılı kararı ile; her ne kadar davacı icra takibine konu faturalardan dolayı davalının borcunun bulunduğunu, sevk irsaliyelerinde davalı şirketin çalışanının imzasının olduğunu, bu nedenle davalının haksız olarak icra dosyasındaki borca itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de; bilirkişi vasıtasıyla incelenen davacının ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin bulunmasına rağmen kapanış tasdiklerinin mevcut olmadığı, aynı zamanda ticari defterlerinin incelenmesinde davalı tarafın borçlu olduğunu gösteren alacak ve borç kalemlerinin belirli bulunmadığı, bilirkişi tarafından incelenen mahsup fişlerinin noter onaysız olduğu, icra dosyasına konu fatura fotokopilerinin davalı tarafça ibraz edilen asıllarında teslim eden ve teslim alanın imzalarının ve isimlerinin yer almadığı anlaşılmakla birlikte her ne kadar dava konusu fatura asılları davalı tarafça ibraz edilmiş ise de, bu hususun tek başına malzemelerin davalı tarafça alındığını göstermeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 24.11.2010 tarihli ve 2010/5779 E., 2010/13206 K. sayılı kararı ile;
“…Mahkemece, davacının defterlerinin kapanış tasdikinin olmadığı, icra dosyasındaki fatura fotokopilerinde malın teslim alındığına dair imza mevcut ise de, fatura asıllarında imza bulunmadığı, malların teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı, fatura asıllarının davalı tarafça ibraz edilmesinin malın teslim edildiğini kanıtlamaya yeterli olmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davalı tarafça dava konusu fatura asılları ibraz edilmiş olduğundan, faturaların davalıya tebliğ edilmiş olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davalı yan isticvap edilerek fatura asıllarının kendisinde bulunma nedeni açıklattırılıp ticari defterlerini de ibraz etmesi hâlinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak bilirkişi raporu ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemenin İkinci Kararı:
9. Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 11.07.2013 tarihli ve 2011/127 E., 2013/419 K. sayılı kararı ile; Özel Dairenin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının savunmasında, davacıya iş yaptırmadığını başkasına iş yaptırdığını belirttiği, oysa takibe konu fatura asıllarının davalıda olduğu ve kaşenin faturanın üstüne basılarak açık fatura şeklinde kesilmiş olduklarının tespit edildiği, fatura içeriklerinin elektrik ve inşaat malzemesi olduğu, davalının bu fatura karşılıklarını ödediğine dair bir belge ibraz etmediği gibi faturanın neden kendilerinde olduğunu da açıklayamadığı, davalının tacir olduğu ancak ticari defterlerinin kapanış kayıtlarının olmadığı, bu nedenle defterlerin davalı lehine delil olarak değerlendirilemeyeceği, faturaların davalıya tebliğ edilmiş ve süresinde iade edilmemiş olması nazara alındığında ispat yükünün davalıya geçtiği ancak davalının savunmasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile icra takibine yapılan itirazın iptaline 39.413,12TL asıl alacak ve 2.403,45TL işlemiş faiz üzerinden icra takibinin devamına karar verilmiştir.
Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
10. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 21.01.2014 tarihli ve 2013/18562 E., 2014/1611 K. sayılı kararı ile;
“…Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının aslı kendisinde bulunan fatura bedellerini ödediğine dair belge ibraz etmediği gibi faturanın neden kendilerinde olduğunu da açıklayamadığı, davalı ticari defterlerinin kapanış kayıtlarının olmaması nedeniyle lehine delil olarak değerlendirilemeyeceği, faturaların davalıya tebliğ edilmiş ve süresinde iade edilmemiş olması nazara alındığında ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının savunmasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve davacı lehine tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davalıya tebliğ edilen faturaların davalı ticari defterlerinde yer almadığı anlaşılmıştır. Bu durumda faturaların tebliğ edilmiş ve iade edilmemiş olması malın teslim alındığı, bir başka değişle malın davalıya teslim edildiğini göstermez. Davacı taraf malın davalıya teslim edildiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Mahkemece, Dairemiz bozma kararı yanlış yorumlanarak ispat külfeti tayininde hataya düşülüp yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir,…’’ gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Direnme Kararı:
12. Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 08.07.2014 tarihli ve 2014/169 E., 2014/422 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe yanında, fatura dip koçanları altında imzası bulunan Hüseyin Fahri Güzel’in, malın teslimi sırasında davalının yanında çalışan biri olduğu, bu hususun taraflar arasında çekişmesiz olduğu, Hüseyin Fahri Güzel’in daimi işçi olmamasının sonucu değiştirmeyeceği, faturaların irsaliyeli fatura olduğu ve hayatın olağan akışında şantiyeye teslim edilen malların orada bulunan bir sorumluya teslim edilip teslim alındığına dair belgenin imzalandığı, somut olayda da davalının yanında çalışan Hüseyin Fahri Güzel'e malların teslim edilerek imzasının alındığı, fatura aslında imza olmamasının bir eksiklik olmadığı, dip koçandaki imzaların Hüseyin Fahri Güzel’e ait olduğunun uyuşmazlık konusu olmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişki ve davacının dosyaya sunduğu ve davalıya daha önce kesilen ve satılan elektrik sayacı faturasındaki marka ve seri numarası ile davalının iş yerindeki kaçak elektrik tespit tutanağındaki sayaç marka ve numarasının aynı olduğu, ispat külfetinin davacı tarafça yerine getirildiği ve davalının savunmasını ispatla yükümlü olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra takibine konu edilen faturalar davalıya tebliğ edilmesine rağmen faturalara ilişkin malzemelerin davalıya teslim edildiğini davacının ispat etmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
15. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
IV. GEREKÇE
16. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
17. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
18. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dâhi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
19. Bu açıklamalar kapsamında eldeki davaya gelince, yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk kararda, davacı tarafından fatura konusu malzemelerin davalıya teslim edildiğinin ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından temyizi üzerine Özel Dairece, davalı tarafından icra takibine konu fatura asıllarının ibraz edilmesi karşısında davalının fatura asıllarının kendisinde bulunması nedeninin açıklattırılıp, ticari defterlerini de ibraz etmesi hâlinde bilirkişi incelemesi yapılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
20. Mahkemece, Özel Dairenin bozma kararına uyulmak suretiyle yapılan yargılamada, davalının icra takibine konu fatura asıllarının neden kendisinde olduğunu açıklayamadığı, fatura bedellerinin ödendiğine dair belge ibraz edemediği, ispat yükünün davalıya geçtiği ancak davalının savunmasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
21. Mahkemece verilen ikinci kararın davalı tarafından temyizi üzerine Özel Dairece, faturaların tebliğ edilmesinin fatura konusu malzemelerin davalıya teslim edildiğini göstermeyeceği, davacının malzemelerin davalıya teslim edildiğini ispatlamakla yükümlü olduğu, mahkemece ispat külfeti tayininde hataya düşülerek karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
22. Özel Dairece verilen ikinci bozma kararı üzerine yerel mahkemece, fatura dip koçanları altında imzası bulunan ...’in, malın teslimi sırasında davalının yanında çalışan biri olduğu, somut olayda da davalının yanında çalışan Hüseyin Fahri Güzel'e malların teslim edilerek imzasının alındığı, fatura dip koçanlarındaki imzaların Hüseyin Fahri Güzel’e ait olduğunun uyuşmazlık konusu olmadığı, davacının dosyaya sunduğu ve davalıya daha önce satılan elektrik sayacı faturasındaki marka ve seri numarası ile davalının işyerindeki kaçak elektrik tespit tutanağındaki sayaç marka ve numarasının aynı olduğu, ispat külfetinin davacı tarafça yerine getirildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
23. Açıklanan bu maddi ve hukukî olgulara göre, mahkemece verilen ikinci kararda, davalının savunmasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Özel Dairenin ikinci bozma kararında, malzemelerin teslim edildiğini davacının ispat etmesi gerektiğinin belirtilmesi üzerine, ikinci bozma kararı sonrası yapılan yargılamada mahkemece, fatura konusu malzemelerin davalıya teslim edildiği, fatura dip koçanlarında davalı çalışanının imzasının yer aldığı, daha önce davalıya satılan elektrik sayacı faturasındaki marka ve seri numarası ile davalının işyerindeki kaçak elektrik tespit tutanağındaki sayaç marka ve numarasının aynı olduğu, bu şekilde davacının ispat külfetini yerine getirdiği belirtilmek suretiyle bozma kararının gereğini yerine getirecek şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
24. Görüldüğü üzere, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik bir gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
25. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş, dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
26. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
27. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.