Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2019/3671 E. , 2020/3846 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3671
Karar No : 2020/3846
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Kurulu
VEKİLİ : Av. … - Aynı adreste
DAVANIN KONUSU :
1-Sermaye Piyasası Kurulu'nun (Kurul), işlem yapma yasağına ilişkin 28/09/2007 tarih ve 35/1022 sayılı ilke kararında, 12/08/2009 tarih ve 25/706 sayılı ilke kararı ile yapılan değişikliğin (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '.....Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen 'borsada işlem görmeyen paylar' statüsündeki payların da 'yasaklı paylar' statüsüne alınacağı' ibaresinin,
2-Davacı hakkında, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda sürekli olarak işlem yapma yasağı getirilmesine ilişkin 09/09/2009 tarih ve 28/783 sayılı Kurul kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davaya konu ilke kararında, borsada işlem görmeyen payların tasfiyesi için işleyen bir aylık sürenin, ilgilisine tebliğinden itibaren değil, kararın verildiği tarihten itibaren başlayacağının belirtildiği, yani Sermaye Piyasası Kurulu tarafından alınan kararın, ilgilisine bildirilmesine gerek görülmeksizin, ilgilinin borsada işlem gören hisse senetlerinin kararın verildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde tasfiye edilmez ise bloke edileceği, ilgililerin, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından verilen, ancak kendilerine bildirilmeyen işlem yasağı kararını, borsada işlem yapmaya devam etmedikleri sürece öğrenemeyecekleri, bunun Anayasa'nın 40. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olduğu, diğer yandan, örgüt lideri şüphesi ile dinlenen zanlı ile yapmış olduğu telefon konuşmalarına dayanılarak manipülasyon yapmakla suçlandığı, bunun herhangi bir hukuki dayanağının olmadığı, bunun dışında da hakkında manipülatif işlemler gerçekleştirdiğine dair yeterli ve ciddi delillerin bulunmadığı, işlemlerin manipülasyon etkisi yaratmayacak kadar düşük tutarlı işlemler olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Kurul'un dava konusu işlem yasağı kararını tesis etmeye yetkili olduğu, işlem yasağı uygulama esaslarını düzenleyen 28/09/2007 tarih ve 35/1022 sayılı İlke Kararında değişiklik yapan 12/08/2009 tarih ve 25/706 sayılı İlke Kararının hukuka aykırı olmadığı, üçüncü şahıslara ait hesapları kullanarak ve belirli yatırımcı grubu ile organize şekilde hareket ederek manipülatif işlemler gerçekleştirdiği tespit edilen davacı hakkında dava konusu Kurul işlemi ile sürekli işlem yasağı getirilmesinin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Kurul'un 28/09/2007 tarih ve 35/1022 sayılı İlke Kararının, 12/08/2009 tarih ve 25/706 sayılı İlke Kararı ile değişik (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '...Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' ibaresinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında; Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38 inci maddesinde; İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında da; vergi mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülürken, aynı maddede, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Sermaye Piyasası Kurulu'nun, işlem yapma yasağına ilişkin 28/09/2007 günlü, 35/1022 sayılı ilke kararında, 12/08/2009 günlü, 25/706 sayılı ilke kararı ile yapılan değişikliğin (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '...Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen 'borsada işlem görmeyen paylar' statüsündeki payların da 'yasaklı paylar' statüsüne alınacağı' ibaresinin ve davacı hakkında, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda sürekli olarak işlem yapma yasağı getirilmesine ilişkin 09/09/2009 günlü, 28/783 sayılı Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın; işlem yapma yasağı getirilmesine ilişkin 09/09/2009 tarih ve 28/783 sayılı Kurul kararına yönelik kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına; Sermaye Piyasası Kurulu'nun 28/09/2007 günlü, 35/1022 sayılı ilke kararında, 12/08/2009 günlü, 25/706 sayılı ilke kararı ile yapılan değişikliğin (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '....Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen 'borsada işlem görmeyen paylar' statüsündeki payların da 'yasaklı paylar' statüsüne alınacağı' ibaresinin iptali istemine yönelik kısmı yönünden ise reddeden Danıştay 13. Dairesinin 07/04/2014 gün ve E: 2009/6781, K:2014/1306 sayılı kararının davanın reddine ve aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ile vekâlet ücretine ilişkin kısmı yönünden bozulması istemiyle davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine; İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 07/06/2017 gün ve E:2014/3690, K.2017/2465 sayılı karar ile '2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 'Kamunun Aydınlatılmasında Özel Durumlar' başlıklı 16/A maddesinin 1.fıkrasında, Sermaye Piyasası Kurulu'nun, menkul kıymetlerin değerini etkileyebilecek önemli olay ve gelişmelerde küçük pay sahiplerinin korunması ve kamunun aydınlatılmasını sağlamak amacıyla düzenlemeler yapmaya yetkili olduğu belirtilmiş; 22. maddesinin son fıkrasında; Kurul'un yetkilerini, düzenleyici işlemler tesis ederek ve özel nitelikli kararlar alarak kullanacağı ve özel nitelikli kararlardan kamuoyunu ilgilendirenlerin, Kurulun haftalık bülteni ile ilgili kişi ve kuruluşlara duyurulacağı vurgulanmış; 46.maddesinin (i) bendinde; Kurul'un, Kanunun 47. madde (A) bendi hükmünde sayılan fiillere doğrudan ya da dolaylı olarak iştirak ettikleri Kurulca tespit edilen gerçek veya tüzel kişilerin, borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici veya sürekli olarak işlem yapmalarının önlenmesini teminen gerekli tedbirleri almaya yetkili olduğu; 47.maddesinin (A) bendinin (2) numaralı alt bendinde ise, yapay olarak, sermaye piyasası araçlarının, arz ve talebini etkilemek, aktif bir piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak, fiyatlarını aynı seviyede tutmak, arttırmak veya azaltmak amacıyla alım ve satımını yapan gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenlerin iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin günden onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.
Dava ve temyiz dilekçesinde öne sürülen iddiaların incelenmesinden, iptal isteminin dava konusu ilke kararının (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '..Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' ibaresine yönelik olduğu ve bu kısımda yer alan 'borsada işlem görmeyen paylar statüsündeki payların da yasaklı paylar statüsüne alınacağı' ibaresine yönelik herhangi bir iddianın bulunmadığı anlaşıldığından, iptal istemi ilke kararının '..Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' maddesiyle sınırlı olarak incelenmiştir.
2499 sayılı Kanun'a bakıldığında Kurul tarafından alınan kişileri ve aynı zamanda kamuoyunu ilgilendiren kararların ilgilisine tebliğ edileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamakta olup, Kanun'un 22. maddesinin son fıkrasındaki düzenlemeye göre özel nitelikli kararlardan kamuoyunu ilgilendirenler Kurulun haftalık bülteni ile ilgili kişi ve kuruluşlara duyurulmakta ve ilgililer bu şekilde bilgilendirilmektedir.
Bu düzenleme dikkate alındığında, özel nitelikli kararların ilgili kişi ve kuruluşlar yönünden hüküm ifade edebilmesi için haftalık bültende yayınlanmış olması gerekmektedir.
Öte yandan, 2499 sayılı Kanun'un dava konusu işlemlere dayanak oluşturan yukarıda alıntısı yapılan maddelerine bakıldığında, Kurul'un, manipülasyon suçu işleyen kişilerin borsada işlem yapmaya devam ederek piyasayı ve diğer yatırımcıları tekrar zarara uğratmalarını engellemek amacıyla, ilgililerin geçici veya sürekli olarak borsada işlem yapmalarını önlemeye yönelik olarak idari tedbir uygulama yetkili olduğu açık olmakla birlikte; dava konusu ilke kararının (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan 'bir ay içerisinde tasfiye' etme yükümlülüğü ve hakkı, Kanun'un 47.maddesinin (A) bendinin (2) numaralı alt bendinde açıklanan manipülasyon suçunu işlediği ileri sürülen kişiler için getirildiğinden ve onlara verildiğinden, bu kişilerin haklarında işlem yapma yasağı kararı verildiğinden hareketle, sahibi oldukları hisse senetlerini bir ay içerisinde tasfiye etmeleri gerektiğini, buna ilişkin bir duyuru yapılmadığı sürece bilmeleri mümkün değildir. İlgililerin Kurul kararını, kararın alındığı tarihten sonraki bir tarihte öğrenmeleri durumunda ise, payların tasfiyesi için öngörülen bir aylık sürenin her hâl ve şarrta işlemiş olacağı ve bunun sonucu olarak mülkiyet hakkının kullanımının süre ile sınırlandırılmış olacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta; aralarında davacının da bulunduğu kişiler hakkında alınan 09/09/2009 günlü, 28/783 sayılı Kurul kararı, 11/09/2009 tarihli, 2009/40 sayılı Haftalık Bültende yayınlanmış ve 20/09/2009 tarihinde de davacıya tebliğ edilmiştir.
Bu itibarla, 2499 sayılı Kanun'da, hakkında işlem yapma yasağı kararı verilen kişilerin, sahibi oldukları, ancak borsada işlem görmeyen pay statüsündeki paylarının Sermaye Piyasası Kurul'unca işlem yapma yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeleri gerektiğine yönelik bir düzenleme ve bu konuda Kurul'a verilmiş bir yetkinin bulunmadığı, öte yandan kamuoyunu ilgilendiren özel nitelikli kararların ilgili kişi ve kuruluşlar yönünden hüküm ifade etmesi için kararların haftalık bültende yayımlandığı gözönüne alındığında, bir aylık tasfiyesi süresinin Kurul kararının alındığı tarihten başlatılmasına hukuken imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ilke kararının dava konusu edilen (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '..Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' şeklindeki düzenleme hukuka aykırı olduğundan, davanın reddine ilişkin Daire kararında hukuki isabet görülmediği' gerekçesiyle, temyiz istemi kabul edilerek Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 07/04/2014 günlü, E:2009/6781, K:2014/1306 sayılı kararının bozulduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda sözü edilen yasa hükümleri uyarınca, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca bozulması halinde ısrar olanağı bulunmadığından, İdari Dava Daireleri Kurulunun 7/06/2017 gün ve E:2014/3690, K:2017/2465 sayılı bozma kararında yer alan gerekçelerle temyiz isteminin kabulü ile ilke kararının dava konusu edilen (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '..Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' şeklindeki düzenlemenin iptali gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Dairemizin 'kısmen davanın reddi, kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı' yolundaki 07/04/2014 tarih ve E:2009/6781, K:2014/1306 sayılı kararının redde ilişkin kısmının Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu'nun 07/06/2017 tarih ve E:2014/3690, K:2017/2465 sayılı kararıyla bozulması ve davalı idarenin karar düzeltme isteminin de İdarî Dava Daireleri Kurulu'nun 28/03/2019 tarih ve E:2017/3806, K:2019/1424 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine işin gereği yeniden görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
… A.Ş. (…) hisse senedinde 24/09/2007-14/11/2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen işlemlerin davalı idarece incelenmesi sonucunda, davacının eylemlerinin Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47/I-A-2 maddesinde tanımlanan manipülasyon suçunu oluşturduğundan bahisle, 09/09/2009 tarih ve 28/783 tarihli Kurul kararı ile, davacı hakkında; A) Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47/I-A-2 maddesi kapsamında işlem yapılmak üzere, Kanun'un 49. maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, B) Kanun'un 46. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi ve Kurul'un 28/09/2007 tarih ve 35/1022 sayılı İlke Kararı çerçevesinde, 09/09/2009 tarihi mesai saati bitiminden itibaren geçerli olmak üzere, borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda sürekli işlem yapma yasağı getirilmesine, işlem yapma yasağının getirildiği tarih itibarıyla Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. (MKK) nezdindeki hesaplarına işlem yasağı kaydının işlenmesine ve suça konu edilmiş kaydi paylarının takas işlemlerine konu edilmelerinin önlenmesini teminen 'yasak paylar', ''suça konu edilmiş kaydi paylar'' dışındaki kaydi paylarının da 'borsada işlem görmeyen paylar' statüsünde izlenmesi hususlarında Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun bilgilendirilmesine karar verilmiş, davacı tarafından anılan Kurul kararı ile, 28/09/2007 tarih ve 35/1022 sayılı İlke Kararının, 12/08/2009 tarih ve 25/706 sayılı İlke Kararı ile değişik (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '.....Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen 'borsada işlem görmeyen paylar' statüsündeki payların da 'yasaklı paylar' statüsüne alınacağı' ibaresinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dairemizin 07/04/2014 tarih ve E:2009/6781, K:2014/1306 sayılı kararıyla 'kısmen davanın reddine, kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına' karar verildiği, anılan kararın redde ilişkin kısmının davacı tarafından temyiz edildiği, Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu'nun 07/06/2017 tarih ve E:2014/3690, K:2017/2465 sayılı kararı ile; 'Dava ve temyiz dilekçesinde öne sürülen iddiaların incelenmesinden, iptal isteminin dava konusu ilke kararının (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '...Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' ibaresine yönelik olduğu ve bu kısımda yer alan 'borsada işlem görmeyen paylar statüsündeki payların da yasaklı paylar statüsüne alınacağı' ibaresine yönelik herhangi bir iddianın bulunmadığı anlaşıldığından, iptal istemi ilke kararının '..Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' maddesiyle sınırlı olarak incelenmiştir.
2499 sayılı Kanun'a bakıldığında Kurul tarafından alınan kişileri ve aynı zamanda kamuoyunu ilgilendiren kararların ilgilisine tebliğ edileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamakta olup, Kanun'un 22. maddesinin son fıkrasındaki düzenlemeye göre özel nitelikli kararlardan kamuoyunu ilgilendirenler Kurulun haftalık bülteni ile ilgili kişi ve kuruluşlara duyurulmakta ve ilgililer bu şekilde bilgilendirilmektedir.
Bu düzenleme dikkate alındığında, özel nitelikli kararların ilgili kişi ve kuruluşlar yönünden hüküm ifade edebilmesi için haftalık bültende yayınlanmış olması gerekmektedir.
Öte yandan, 2499 sayılı Kanun'un dava konusu işlemlere dayanak oluşturan maddelerine bakıldığında, Kurul'un, manipülasyon suçu işleyen kişilerin borsada işlem yapmaya devam ederek piyasayı ve diğer yatırımcıları tekrar zarara uğratmalarını engellemek amacıyla, ilgililerin geçici veya sürekli olarak borsada işlem yapmalarını önlemeye yönelik olarak idari tedbir uygulamaya yetkili olduğu açık olmakla birlikte; dava konusu ilke kararının (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan 'bir ay içerisinde tasfiye' etme yükümlülüğü ve hakkı, Kanun'un 47. maddesinin (A) bendinin (2) numaralı alt bendinde açıklanan manipülasyon suçunu işlediği ileri sürülen kişiler için getirildiğinden ve onlara verildiğinden, bu kişilerin haklarında işlem yapma yasağı kararı verildiğinden hareketle, sahibi oldukları hisse senetlerini bir ay içerisinde tasfiye etmeleri gerektiğini, buna ilişkin bir duyuru yapılmadığı sürece bilmeleri mümkün değildir. İlgililerin Kurul kararını, kararın alındığı tarihten sonraki bir tarihte öğrenmeleri durumunda ise, payların tasfiyesi için öngörülen bir aylık sürenin her hâl ve şartta işlemiş olacağı ve bunun sonucu olarak mülkiyet hakkının kullanımının süre ile sınırlandırılmış olacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta; aralarında davacının da bulunduğu kişiler hakkında alınan 09/09/2009 günlü, 28/783 sayılı Kurul kararı, 11/09/2009 tarihli, 2009/40 sayılı Haftalık Bültende yayınlanmış ve 20/09/2009 tarihinde de davacıya tebliğ edilmiştir.
Bu itibarla, 2499 sayılı Kanun'da, hakkında işlem yapma yasağı kararı verilen kişilerin, sahibi oldukları, ancak borsada işlem görmeyen pay statüsündeki paylarının Sermaye Piyasası Kurul'unca işlem yapma yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeleri gerektiğine yönelik bir düzenleme ve bu konuda Kurul'a verilmiş bir yetkinin bulunmadığı, öte yandan, kamuoyunu ilgilendiren özel nitelikli kararların ilgili kişi ve kuruluşlar yönünden hüküm ifade etmesi için kararların haftalık bültende yayımlandığı gözönüne alındığında, bir aylık tasfiye süresinin Kurul kararının alındığı tarihten başlatılmasına hukuken imkân bulunmamaktadır.
Bu durumda, ilke kararının dava konusu edilen (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '...Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' şeklindeki düzenleme hukuka aykırı olduğundan, davanın reddine ilişkin Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.' gerekçesiyle davacının temyiz isteminin kabul edilerek Dairemiz kararının redde ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiği, davalı idarenin karar düzeltme isteminin de İdarî Dava Daireleri Kurulu'nun 28/03/2019 tarih ve E:2017/3806, K:2019/1424 sayılı kararıyla reddedildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay'da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, İdarî Dava Daireleri Kurulu'nun, idarî dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun'un 49/4 ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdarî Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle, Kurul'un 28/09/2007 tarih ve 35/1022 sayılı İlke Kararının, 12/08/2009 tarih ve 25/706 sayılı İlke Kararı ile değişik (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '...Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' ibaresinin iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Sermaye Piyasası Kurulu'nun 28/09/2007 tarih ve 35/1022 sayılı İlke Kararının, 12/08/2009 tarih ve 25/706 sayılı İlke Kararı ile değişik (B) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan '...Kurul Karar Organı'nca işlem yasağı kararı verildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde tasfiye edilmeyen...' ibaresinin İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı idare tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ….-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.