12. Ceza Dairesi 2019/4260 E. , 2021/9200 K.
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Öldürme, Kasten Yaralama
Hüküm : 1-Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan TCK'nın 86/2-3, 62, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında kasten yaralama suçundan TCK'nın 86/2, 62, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet,
3-Sanıklar ... ve ... hakkında taksirle öldürme suçundan TCK'nın 85/1, 62, 53, 63, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet
Kasten yaralama suçundan sanıklar ..., ... ve ...'in mahkumiyetine; taksirle öldürme suçundan sanıklar ..., ..., ..., ...'ün mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar ..., ..., ..., ... ... müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
1-Kasten yaralama suçundan sanıklar ... ve ...'in mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL'ye kadar (2000 TL. Dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL. Dahil) para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu, kasten yaralama suçundan 16.10.2014 tarihinde sanıklar ... ve ... hakkında 2000 TL adli para cezasından ibaret mahkumiyet hükümlerine karşı suç niteliğine ilişkin de herhangi bir temyiz istemi bulunmadığından sanıklar müdafinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE;
2-Kasten yaralama suçundan sanık ...'in, mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan tayin edilen 3.000 TL adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün, somut olayda kullanılan suç aleti bıçağın müsaderesine karar verilmesi sebebiyle temyizi kabil olduğu anlaşılarak yapılan incelemede;
Sanık ...'in kavga olayı sırasında elinde bulunan meyve bıçağı ile katılan sanık ... ...'ü basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı olaya ilişkin;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, sanığın atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA;
3- Taksirle öldürme suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ...'ün mahkumiyetlerine ilişkin hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay gecesi sanıklar ..., ... ve ve ...'in yağ almak için Hamzabey baraj inşaatına geldikleri, baraj inşaatında aynı zamanda işçi olarak çalışan sanık ...'in idari hizmet binasına yönelerek iş yeri sahibi olan ölen şahıstan yağ istediği, diğer sanıklar ... ve ...'in şantiye nizamiyesi girişinde kaldıkları, şantiyede bekçilik yapan katılan sanık ...'ün şantiyeye gelen bu sanıklar üzerine fener tutmasıyla aralarında tartışmanın çıktığı, bu esnada sanık ...'in şantiye hizmet binası içerisinden edindiği meyve bıçağıyla yağ koyacağı plastik şişeyi kesmekle uğraşırken dışarıdaki tartışma seslerini duyması üzerine dışarı çıkarak tartışmaya katıldığı, önce sanıklar ..., ... ve ardından ...'in katılmasıyla çıkan kavgada bu üç sanığın katılan sanık ...'ü yaraladıkları, ayrıca sanık ...'in yağ doldurmak için pet şişeyi kesmekte kullanacağı meyve bıçağıyla katılan sanık ...'ü bıçakla yaraladığı, bu sırada katılan sanık ...'ün elinde bulunan tüfeğin diğer sanıklar tarafından alınmak istenmesi sebebiyle sanıklar arasında yaşanan boğuşma sırasında tüfeğin ateş alarak, o esnada olay mahallinde sanıklara yakın mesafede duran iş yeri sahibine isabet etmesi sonucu iş yeri sahibi ...'ın av tüfeği yaralanmasına bağlı iç kanama, iç organ yaralanması ve büyük damar laserasyonu nedeni ile öldüğü olayda; olaya konu yarı otomatik av tüfeğinin sanık ... adına ruhsatlı olduğu, olay yerinde bulunan iki adet 12 kalibre av fişeği kartuşunun suça konu av tüfeği ile atıldığının tespit edildiği, atış artıklarının yoğunluğu ve dağılımı itibariyle atışın bitişiğe yakın atış mesafesinden yapıldığının anlaşıldığı,
Dosyada mevcut uzmanlık raporlarında belirtildiği üzere; sanıklar ..., ... ..., İbrahim Aydemire ait svaplar üzerinde atış artıklarına rastlanmamakla birlikte, sanık ...'e ait svaplar üzerinde atış artığı olabilecek elementlerin bulunduğu; sanık ... ... hakkında Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 07.11.2012 tarihli rapora göre; sanığın kafasına aldığı darbe ve sırtına aldığı kesici delici alet yarasının özelliği bir bütün olarak değerlendirildiğinde, söz konusu travmatik eylemlerin kişinin şuur ve harekat kabiliyetini kalıcı olarak etkiler nitelikte bulunmadığı, ancak, olay anında söz konusu travmaya bağlı olarak istem dışı ani refleks tarzında hareketlerin oluşabileceğinin tıbben bilindiği, geriye dönük bir değerlendirme ile kişinin maruz kaldığı travmatik fiiller sonrası olayda iddia edildiği şekilde elindeki silahın refleks olarak ateşlenmesinin etkisinin olup olmadığının tıbben tespitinin mümkün olmadığı; kovuşturma aşamasında keşfe katılan bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre; dosya içeriği itibarıyla silahın patladığı anda sanık ... ...'ün omzunda asılı olduğu, silahın bu sanık tarafından kimseye doğrultulmadığı, meydana gelen kavga esnasında sanığın omzunda bulunan silahın patlaması korkusu ile diğer sanıklar ve orada bulunan şahıslar tarafından alınmaya çalışıldığı esnada herhangi bir kasıt olmadan kazaen patladığı kanaatinin bildirildiği;
Olaya konu iş yerinde bekçi olarak çalışan ... aşamalarda tanık sıfatı ile alınan beyanlarında; olay esnasında taraflar arasında çıkan kavgada diğer sanıklar tarafından sanık ... ...'ün darp edildiğini, ilk etapta tüfek sanık ... ...'ün omzunda takılı iken darp esnasında diğer sanıkların tüfeği tuttuklarını, sanık ... ... tarafından tüfeğin diğer sanıklara doğrultulmadığını, zaten bu esnada sanık ... ...'ün başından kan akar vaziyette yere çökmüş olduğundan tüfeği doğrultma imkanının da bulunmadığını beyan ettiği; yine aynı şantiyede çalışan ve tanık sıfatı ile ifade veren ... alınan beyanlarında; kavga esnasında sanıklardan ...'in koşarak sanık ... ...'e tekme attığını, o esnada silahın sanık ... ...'ün elinde bulunduğunu, itiş kakış esnasında sanık ... ...'ün elinde bulunan tüfeğin diğer sanıklar tarafından çekiştirildiğini, ölen şahıs ile birlikte şantiyede bulunan kişilerin kavgaya ayırmaya çalıştıkları esnada tüfeğin patladığını, kavga esnasında sanık ... ...'ün üzerine diğer sanıkların abanmış vaziyette olmaları sebebiyle sanık ... ...'ün tüfeği doğrultmasının imkansız olduğunu belirttiği; şantiye çalışanı ... aşamalarda tanık sıfatı ile alınan beyanlarında; olay esnasında sanık ... ...'ün omzunda tüfek bulunmakta iken bir anda sanık ... tarafından katılan sanığa saldırıldığını, diğer sanıkların da birlikte sanık ... ...'ün üzerine yüklendiklerini, bu esnada sanık ... ...'ün omzunda takılı olan tüfeğin üzerinde birkaç el bulunduğunu, sanık ... ... tarafından kimseye tüfek doğrultulmadığını, bilakis tüfeğin yaşanan ardebe esnasında patladığını beyan ettiği anlaşılmış olup;
a- Sanık ... ... hakkında taksirle öldürme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Tüm dosya içeriği ve tespitler karşısında, her ne kadar sanıklar ..., ... ve ... ile birlikte hakkında şüpheli sıfatı ile soruşturma yapılarak ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen tanık ... tarafından aşamalarda, tartışma esnasında sanık ... ... tarafından üzerlerine silah doğrultulması sebebiyle sanık ... ...'ün elinde bulunan silahın alınmaya çalışıldığı sırada patladığı iddia edilmiş ise de, olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi olan ve aynı iş yerinde çalışan yukarıda beyanları aktarılan tarafsız tanıkların aşamalarda sanık ... ... ile benzer şekilde olayı aktarmaları ve tüm bu beyanların somut olayın gerçekleşme şekli ile uyumlu olması karşısında, olayda ilk etapta sanık ... ... ile diğer sanıklar arasında çıkan kavga esnasında diğer sanıkların sanık ... ...'ü kafa bölgesi olmak üzere vücudunun çeşitli bölgelerinden darp ettikleri, ayrıca sanık ... ...'ün sanık ... tarafından sırt bölgesinden bıçakla yaralandığı, bu esnada sanık ... ...'ün omzunda asılı bulunan silahın diğer sanıklar tarafından alınmaya çalışıldığı, sanık ... ...'ün ise silahı vermek istemeyerek sıkıca tuttuğu, sanığın vücuduna aldığı darbelere rağmen diğer sanıklara silahı doğrultmadığı gibi omzunda asılı bulunan tüfeği diğer sanıklara vermemek adına sıkıca kayış kısmından tuttuğu sırada, diğer sanıkların tüfeğe müdahalesi sebebiyle tüfeğin ateş aldığının tüm dosya içeriği ile sabit olduğu, kaldı ki birden çok kişi tarafından darp edilen sanık ... ...'ün darp esnasında diğer sanıklar tarafından etkisiz hale getirilmesi sebebiyle diğer sanıklara silah doğrultma imkanının da bulunmadığı, katılan sanığın darp edildiği esnada elinde bulunan silahı diğer sanıklara vermemek için sıkıca tuttuğu ve bu şekilde yaşanan boğuşma esnasında silahın patlayarak somut olaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla, sanık ... ... bakımından ölüm neticesi öngörülebilir nitelikte olmadığı gibi, sanığın olayın meydana gelmesinde taksir düzeyinde dahi kusurunun bulunmadığı, bu itibarla katılan sanığın taksirle öldürme suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde sanık ... ...'ün mahkumiyetine karar verilmesi;
2- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında taksirle öldürme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Somut olayda sanıklar ..., ... ve ... tarafından sanık ... ...'ün darp edildiği esnada yaşanan boğuşma sırasında, sanık ... ...'ün omzunda asılı bulunan ve sanık tarafından kayış kısmından sıkıca tutulan silahın ateş alarak patlamasının ve etrafta bulunan kişilere isabet etmesinin muhtemel olduğunun sanıklarca öngörüldüğü, buna rağmen kavgaya karışan ve silahı çekiştirmek suretiyle silaha müdahale ederek öngördükleri ancak istemedikleri neticenin gerçekleşmeyeceği düşüncesi ile eylemlerine devam eden sanıklar ..., ... ve ... hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış olup;
Dosya içeriğine göre; sanıkların taksire dayalı kusurlarının fazlalığı, somut olayın gerçekleşme şekli, temel cezanın alt ve üst sınırı gözetildiğinde, sanıklar ..., ... ve ... hakkında taksirle öldürme suçundan temel cezanın en üst sınırdan tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde eksik cezaya hükmolunması ve yine yukarıda açıklandığı şekilde, öngördükleri ancak gerçekleşmeyeceğini düşündükleri neticenin meydana gelmesine sebebiyet veren sanıklar ..., ... ve ... hakkında bilinçli taksir hükümleri uygulanarak ve bilinçli taksir sebebiyle en üst sınırdan arttırım yapılmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde taksirle öldürme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması;
Kabule göre de;
a-Taksirli suçlarda TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmolunamayacağının gözetilmemesi;
b-TCK'nın 54. maddesi hükmüne göre müsaderenin ancak kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen eşya hakkında hükmedilmesinin mümkün olduğu gözetilmeden, taksirli suça konulu emanette kayıtlı eşyaların müsaderesine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup; sanıklar ..., ..., ... ve... müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; CMUK 326/son maddesi gereğince sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına; 23.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.