4. Ceza Dairesi 2018/7976 E. , 2019/1025 K.
Tehdit suçundan sanık ... hakkında devam eden yargılama sırasında, aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu gerekçesiyle dosyanın Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/225 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 15/11/2018 gün ve 94660652-105-34-4710-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/2018 gün ve 2018/93454 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 16. maddesinde yer alan,
'(1)Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir.
(2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir' hükmü karşısında, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesince dosyaların birleştirilmesine muvafakat istenmediği ve bu haliyle mahkemelerin uyuşması şartının gerçekleşmediği olayda birleştirme kararı verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde re'sen birleştirilme kararı verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ... hakkında devam eden yargılama sırasında, aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu gerekçesiyle dosyanın Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/225 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 16. maddesinde yer alan, '(1)Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2)Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir' hükmü karşısında, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesince dosyaların birleştirilmesine muvafakat istenmediği ve bu haliyle mahkemelerin uyuşması şartının gerçekleşmediği olayda birleştirme kararı verilemeyeceği
.2.
gözetilmeden, yazılı şekilde re'sen birleştirilme kararı verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Dosyaların birleştirilmesine dair muvafakat istenmeden ve mahkemeler arasında birleştirme hususunda uyuşma sağlanmadan kurulan, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK'nın 'Bağlantı kavramı' başlıklı 8. maddesi; '(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır. (2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır' şeklinde, anılan Kanun'un 'Davaların birleştirilerek açılması' başlıklı 9. maddesi; 'Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir' biçiminde düzenlenmiştir.
Anılan Kanun'un 'Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme' başlıklı 11. maddesinde; mahkemenin, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görmesi halinde, bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yine anılan Kanun'un 'Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması' başlıklı 10. maddesi; '(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur' şeklindedir.
Aynı Kanun'un 'Bağlantılı suçlarda yetki' başlıklı 16. maddesi;
'(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir.
(2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir.
(3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.
(4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.' biçimindedir.
Ceza Genel Kurulu'nun 11/07/2014 tarihli ve 2014/5-52 esas, 2014/354 sayılı kararında da belirtildiği üzere; CMK'nın 8. maddesinin birinci fıkrasında; bir kişinin birden fazla suçtan sanık olması veya bir suçta birden fazla sanık bulunması şeklinde dar
.3.
bağlantı tanımlanmış, maddenin ikinci fıkrasında da, suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiillerinin de bağlantılı suç sayılacağı belirtilerek, bu halde de fiiller arasında bağlantının varlığı kabul edilmiştir. Kanunun 11. maddesinde ise geniş bağlantı tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, yapılan yargılamada mahkemece bakılmakta olan birden fazla dava arasında bağlantının saptanması halinde, bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa dahi, yargılamanın birlikte yapılarak hükme bağlanması için davaların birleştirilmesine karar verilebilecekir. Maddede, ne tür bağlantıların bu kapsamda değerlendirileceği yönünde bir sınırlandırmaya yer verilmemiş, yalnızca mahkemenin bakmakta olduğu birden çok davada bağlantı görmesi yeterli kabul edilmiştir. Bu hükmün amacı, görülmekte olan uyuşmazlıkların birlikte yargılanmasında ve karara bağlanmasında yarar bulunmasıdır. Bu şekilde tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, daha adil bir kararın verilmesi ve verilecek hükümlerde muhtemel değerlendirme hatalarının engellenmesi hedeflenmiştir. Görüldüğü gibi, ceza muhakemesinde genel kural, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılamanın yapılmasıdır. Ancak, uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğu zaman, bağlantının özelliği gereği bu kuraldan ayrılınabilmektedir. Bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi, birleştirilerek de görülebilecek olup, istisnai hallerden biri olan yargılamaların birleştirilmesi kararı verilebilmesi için; davalar arasında bağlantı olmalı, davaların birleştirilmesinde yarar görülmeli, birleştirme yasağı söz konusu olmamalıdır.
Kanun koyucu, açılan her dava üzerine ayrı yargılama yapılmasını kural olarak benimseyip istisnai durumlarda davaların birleştirilebileceğini hüküm altına alırken, birleştirmede fayda bulunup bulunmadığının her olayda araştırılmasını yargılamayı yürüten hakime bırakmış, istisnaen de, yargılamaların birleştirilip birleştirilmeyeceğini kendisi tayin etmiştir. Örneğin 4483 sayılı Kanun'un 10. maddesinde yer alan; “Bu kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayan, memur olanla; ast memur üst memur ile aynı mahkemede yargılanır” şeklindeki hükümle birleştirme zorunluluğu vurgulanırken, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca sanıkların yargılama sırasında başka suçları olduğu anlaşılsa dahi davaların birleştirilerek görülemeyeceği, benzer şekilde 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 346/1. maddesi uyarınca İcra Tetkik Merciinin yetkisine giren ceza davalarının diğer davalarla birleştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Birleştirme zorunluluğu ya da birleştirme yasağının söz konusu olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davalar birleştirilebilecektir. Fakat birleştirme zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakılmıştır.
Peki birleştirme kararlarına ilişkin olarak mahkemeler arasında çıkan uyuşmazlıklar nasıl çözümlenecektir?
CMK'nın 'Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması' başlıklı 10. maddesinde, kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemede yer alan yüksek görevli mahkeme tanımından anlaşılması gereken, bağlantılı davaları görmekte olan mahkemelerden yüksek görevli olanıdır. Yani bağlantılı davalar, davalardan birini görmekte olan yüksek görevli mahkemenin kararıyla
. birleştirilebilecektir. Bu durumda alt görevli mahkemenin muvafakati gerekmemektedir. Tabi ki yüksek görevli mahkeme öncelikle bağlantılı gördüğü davaya ilişkin dosyayı inceleyecek, dava dosyaları arasında sanıklar ve suçlar yönünden şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunduğunda ve davaların birlikte yürütülmesinde yarar görüldüğünde irleştirme kararı verecektir.
2
Farklı yetki alanlarında bulunan mahkemeler arasında birleştirme ise, CMK'nın 16. maddesine göre yapılacaktır. Anılan maddenin 1. fıkrasında; değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davalarının, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebileceği, 2. fıkrasında; bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsinin veya bir kısmının bu mahkemelerin birinde birleştirilebileceği, 3. fıkrasında ise; mahkemeler arasında uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkemenin birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar vereceği hüküm altına alınmıştır. Yani farklı yetki alanlarında bulunan mahkemeler arasında birleştirme, mahkemelerin uyuşması üzerine olacak, mahkemeler uyuşamazsa ortak yüksek görevli mahkeme, birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verecektir.
Aynı yetki çevresinde ve aynı derecede olan mahkemeler arasında çıkan birleştirme uyuşmazlıkları nasıl çözümlenecektir? Buna dair 5271 sayılı CMK'da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ceza muhakemesi hukukunda kıyasın mümkün olması nazara alındığında CMK'nın 16. maddesinde yer alan 'mahkemeler arası uyuşma' ve 'ortak yüksek görevli mahkeme' kavramları bu uyuşmazlığa kıyasen uygulanabilecek ve sorun böylece çözülmüş olacaktır. Aksi takdirde mahkemeler arasındaki birleştirme uyuşmazlığı istinaf ya da temyiz kanun yoluna başvurulduğunda bölge adliye mahkemesi ya da Yargıtay tarafından denetlenene kadar çözülemeyecek ve bu durum da yargılamanın sürüncemede kalması gibi arzu edilmeyen neticelere sebep olacaktır.
İncelenen dosyada;
Avukat olan sanık ... hakkında 27/10/2015 tarihli tehdit eylemi nedeniyle son soruşturmanın Manavgat Ağır Ceza Mahkemesinde açılıp yapılmasına karar verilmesi üzerine Manavgat Ağır Ceza Mahkemesinin 25/09/2017 tarihli ve 2017/255 esas, 2017/238 sayılı kararıyla sanık hakkında uzlaştırma işlemlerinin yapılması için kovuşturmanın durmasına karar verildiği, tarafların uzlaşması üzerine Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2018 tarihli ve 2018/27 esas, 2018/7 sayılı kararıyla kamu davasının düşmesine hükmolunduğu, hükmün 01/02/2018 tarihi itibariyle kesinleştirildiği, aynı sanığın aynı mağdura aynı eylemi nedeniyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde son soruşturmanın açılıp yapılmasına dair karar kurulması üzerine İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 sayılı tensip kararıyla, dosyanın Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/225 esas sayılı dava dosyası ile CMK'nın 8. ve devamı maddeleri uyarınca birleştirilmesine karar verildiği, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 karar sayılı dosyası incelendiğinde,
.5.
birleştirmeye ilişkin Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin muvafakatinin sorulmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Farklı yetki alanlarında bulunan mahkemeler arasında birleştirmeye dair CMK'nın 16. maddesinin 2. fıkrasında; bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsinin veya bir kısmının bu mahkemelerin birinde birleştirilebileceğinin, 3. fıkrasında ise; mahkemeler arasında uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkemenin birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar vereceğinin hüküm altına alınması, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 karar sayılı dosyasında, Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesine dosyaların birleştirilmesine dair muvafakatin sorulmaması karşısında, mahkemeler arasında birleştirmeye dair uyuşmanın bulunmadığı gözetilmeden kurulan, dosyanın Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/225 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine dair İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/11/2017 tarihli ve 2017/277 esas, 2017/296 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4 maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 24/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.