1. Hukuk Dairesi 2021/7901 E. , 2022/1510 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11/01/2018 tarihli ve 2016/82 Esas - 2018/4 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22/03/2021 tarihli ve 2018/1210 Esas - 2021/2488 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların bir bölümünün kadastro tespiti sırasında mera vasfıyla sınırlandırıldığını, bir kısmının ise Hazine adına tespit ve tescil edildiğini oysa taşınmazların müvekkilleri tarafından 40-50 seneden beri kullanıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/01/2015 tarihli ve 2013/153 Esas, 2015/4 Karar sayılı kararıyla, dava konusu 188 ada 77 ve 83 parsel sayılı taşınmazlar ile 188 ada 40 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 22.137,64 metrekarelik bölümünün, davacıların murisinden geldiği, taşımazların davacıların zilyetliğinde olduğu, taşınmazların mera vasfında olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 188 ada 77 ve 83 parsel sayılı taşınmazlar ile 188 ada 40 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 22.137,64 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile Ceyhan 3. Noterliğinin 19/01/2015 tarih, 00498 yevmiye nolu mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların müvekkilleri adına kayıtlı bulunan ve keşif mahallinde uygulanan iskan tapusunun kapsamında kaldığını, Mahkemece davanın reddine karar verilen taşınmazlarla ilgili davalarını atiye bıraktıkları halde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verildiğini beyan ederek, temyiz isteminde bulunmuştur.
2.2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların ...’ın bir kısım mirasçıları olduğunu, her ne kadar dava, davacıların ...’den gelen miras payları oranında kabul edilmiş ise de ...’nin davacılar dışında başkaca mirasçıları da bulunduğundan davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, eğer bu itirazları kabul görmezse öncesi devletin hüküm ve tasarrufu altında olan bu yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, temyiz isteminde bulunmuştur.
V. YARGITAY İLAMI
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarihli ve 2015/6457 Esas, 2016/5057 Karar sayılı ilamıyla; “Mahkemece taşınmazların niteliğinin belirlenmesi ve imar-ihya edilip edilmediğinin tespiti amacıyla taşınmazlara ait 1959 ve 1987 yıllarına ilişkin hava fotoğraflarının getirtildiği ancak hava fotoğraflarını jeodezi ve fotoğrametri uzmanı bilirkişinin incelemesi gerekirken bu konuda ehil olup olmadığı anlaşılamayan ziraat mühendisi araştırma görevlisi tarafından inceleme yapıldığı, dava konusu 188 ada 70 ve 83, 191 ada 12 parsel sayılı taşınmazların niteliği ziraat bilirkişi kurulunca mera ve çayırlık olarak belirlendiği halde, taşınmazların evveliyatı itibari ile niteliklerinin belirlenmesi bakımından usulüne uygun mera araştırması yapılmadığı gibi komşu parsellere ait tedavüllü tapu kayıtları getirtilerek dava konusu taşınmazları ne okuduğunun da araştırılmadığı, bu taşınmazların niteliklerinin belirlenmediği belirtilerek, Mahkemece dava konusu taşınmazların tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulması ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılması, taşınmazın bulunduğu yerde varsa mera tahsis kararı, ekleri ve haritaları ile dava konusu taşınmazlara komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmesi, varsa mera tahsis kararı ve haritalarının uygulanıp kapsamlarının belirlenmesi, mera tahsisi yoksa, dava konusu taşınmazların öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığının, çekişmeli taşınmazlar ile komşu parseller arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığının araştırılması, mahkemenin, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözleminin tutanağa geçirilmesi, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan bilgi alınması, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilerek dava konusu taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazların meradan açılan yerlerden olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınması, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmazlar ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmesi, yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazların öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağının düşünülmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
VI. MAHKEMENİN 2. KARARI
Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 11/01/2018 tarihli ve 2016/82 Esas, 2018/4 Karar sayılı kararla, dava konusu 188 ada 77 ve 83 parsel sayılı taşınmazlar ile 188 ada 40 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 22.137,64 metrekarelik bölümünün, davacıların murisinden geldiği, taşınmazların davacıların zilyetliğinde olduğu, taşınmazların mera vasfında olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 188 ada 77 ve 83 parsel sayılı taşınmazlar ile 188 ada 40 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 22.137,64 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile Ceyhan 3. Noterliğinin 19/01/2015 tarihli, 00498 yevmiye nolu mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; (IV/2.2.) no.lu paragrafta yer verilen temyiz dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrarla temyiz isteminde bulunmuştur.
VIII. YARGITAY İLAMI
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22/03/2021 tarihli ve 2018/1210 Esas, 2021/2488 Karar sayılı ilamıyla; “Davanın, kadastro tespit gününden önceki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacı ... ve müştereklerinin, dava konusu taşınmazların kök murisleri ...’dan intikal ettiği iddiasıyla miras payları oranında adlarına tescili istemi ile kök muris ... terekesine karşı üçüncü kişi durumunda bulunan kayıt maliki Hazine ve Üçkapılı Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine dava açtığı, Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacıların ve kök murislerinin uzun zamandan beri zilyetliklerinde olduğu, davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, mahalinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanıklarının, taşınmazların uzun zamandan beri davacıların kök murisi ... tarafından, sonrasında ise mirasçıları tarafından kullanıldığını beyan ettiği, şu halde; dava konusu taşınmazların davacıların kök murisi ...’dan intikal eden taşınmazlar olduğunun anlaşıldığı, ne var ki; dosya arasında bulunan veraset ilamına göre kök muris ...’nin davacılar dışında da mirasçılarının bulunduğu ve ölüm tarihi itibariyle kök murisin terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu anlaşılmakta olup, davacılar tarafından, dava konusu taşınmazların murislerinden kendilerine hibe, taksim ya da satın alma yoluyla kaldığı iddia ve ispat edilemediğine göre, 3. kişiye karşı miras payına yönelik olarak, mirasçıların birlikte dava açmaları gerekmesine karşın bu hususa riayet edilmediği ve bu haliyle davacıların dava açmakta aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığının anlaşıldığı, aktif dava ehliyetinin varlığı dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulmasının hukuken mümkün olmadığı, hal böyle olunca; Mahkemece, davacıların, aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.
IX. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtay bozma ilamına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri
Davacılar vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; dosya kapsamına, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile yapılan uygulamaya göre dava konusu taşınmazların tarım arazisi vasfında olup, müvekkillerine ait olduğunun kanıtlandığını, taşınmazların malik sıfatıyla kullanıldığını, kaldı ki muris ... mirasçılarının yargılama sırasında davaya dahil edildiğini beyan ederek, Yargıtay bozma ilamının kaldırılarak hükmün onamasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Niğde/Çamardı/Üçkapılı Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 188 ada 40 parsel sayılı 2.292.324,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiş; aynı çalışma alanında bulunan 188 ada 77 parsel sayılı 29.678,84 metrekare ve 188 ada 83 parsel sayılı 97.801,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup halen Hazinenin mülkiyeti altında bulunduğu gerekçesiyle ayrı ayrı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi ise şöyledir: “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakkında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır.”
3.3. Değerlendirme
Davacılar ... ve müşterekleri, dava konusu taşınmazların kendilerine ait olduğunu, taşınmazları 40-50 yıldır kullandıklarını ileri sürerek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlar ve dosyaya 11/01/1947 tarih, 103 sıra numaralı, hudutları “dağ, dere, ... ..., ... ve ... ...” olan, iskan suretiyle oluşmuş bulunan tapu kaydını sunmuşlardır.
Mahallinde 06/08/2014 gününde yapılan keşifte, davacılar vekili, müvekkillerinin ...’ın yörüklerinden olduğunu ve dava konusu taşınmazların bulunduğu köye 1941 yılında geldiklerini, bu taşınmazların devlet tarafından müvekkillerine verildiğini, dosya arasına sundukları tapu kaydının taşınmazlara ait olduğunu beyan etmiştir. Keşfe katılan yerel bilirkişiler ve davacı tanıkları ise, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerin iskan bölgesi olduğunu, taşınmazların devlet tarafından davacıların müşterek murisi ...’a ve davacılara verildiğini, o tarihten günümüze kadar taşınmazların önce davacı tarafın murisi, daha sonra da davacı tarafça kullanıldığını, kendilerine hudutları okunan tapu kaydının taşınmazlara uyduğunu beyan etmişlerdir.
Mahallinde 06/08/2014 gününde yapılan keşifte ise, komşu köyden dinlenen yerel bilirkişiler, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerlerin iskan amaçlı olarak vatandaşlara verildiğini duyduklarını ancak davacıların dayandığı tapu kaydının bu yerlere uyup uymadığını bilmediklerini beyan etmişler, davacı tanıkları ise, dava konusu taşınmazların 1942 yılında davacı tarafa iskanen verildiğini duyduklarını, dava konusu taşınmazların davacılar ve murisleri tarafından kullanıldığını, davacıların dayandığı tapu kaydının da taşınmazların tamamını kapsadığını beyan etmişlerdir.
Dava konusu taşınmazların sınırında bulunan taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve dayanağı belgeler incelendiğinde; davacıların dayandığı tapu kaydının, taşınmazların sınırında bulunan dava dışı 188 ada 2 parsel sayılı 184.884,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmaza revizyon gördüğü, bilahare eldeki davanın davacılarından bir kısmı tarafından, Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/19 Esas sayılı dosyasında, adlarına kayıtlı 188 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile komşu 188 ada 1 parsel sayılı taşınmaz arasındaki müşterek sınırın yanlış tespit edildiği ileri sürülerek dava açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 188 ada 2 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydı ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne, 188 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 12.377,90 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile 188 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine, 188 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, 197.261,95 metrekare yüzöçümüyle tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacıların dayandığı 18 hektar 4000 metrekare yüzölçümündeki tapu kaydının, “dağ” ve “dere” sınırları itibariyle gayri sabit hudutlu olup, miktarıyla geçerli olacağı, tapu kaydının miktarı kadar yerin de dava dışı 118 ada 2 parsel sayılı taşınmaza uygulandığı, hal böyle olunca, miktar fazlası yönünden ihtilafın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Tapu kaydı miktar fazlası yönünden ise; davacılar, dava konusu taşınmazlarda lehlerine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürmüşler, Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak Dairece sehven dava konusu taşınmazların davacıların müşterek murisleri ...’den geldiği anlaşıldığına, dosya arasında bulunan veraset ilamına göre, ...’nin davacılar dışında başkaca mirasçıları da bulunduğuna ve ölüm tarihi itibariyle kök muris ... terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğuna göre, davacılar tarafından, dava konusu taşınmazların murislerinden kendilerine hibe, taksim ya da satın alma yoluyla kaldığı iddia ve ispat edilmediğinden, terekeye karşı 3. kişi konumunda bulunan Hazine ve Üçkapılı Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine miras payına yönelik olarak açılan dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
X. SONUÇ
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken, (VIII.) no.lu paragrafta açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22/03/2021 tarihli ve 2018/1210 Esas, 2021/2488 Karar sayılı bozma ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA ve hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın talep halinde karar düzeltme isteminde bulunana iadesine, 24/02/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.