3. Ceza Dairesi 2021/2505 E. , 2022/1574 K.
İlk Derece Mahkemesi : Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2019 tarih ve 2016/334 - 2019/1 sayılı kararı
Suç :Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak, Mala zarar vermek, Kanuna aykırı olarak düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşünde katılıp güvenlik güçlerince yapılan ihtara rağmen dağılmamak ve kolluk görevlilerine karşı cebir kullanmak suretiyle direnmek
Hüküm: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan;
1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ...., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi ayrı ayrı beraat kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine
2-Sanık ..., ... ve ... hakkında TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5, TCK'nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca hükmedilen 7’şer yıl 6’şar ay hapis cezasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine
3-Sanık ... ve ... hakkında TCK'nın 314/2, 3713 sayılı yasanın 3,5, TCK'nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca hükmedilen 6’şar yıl 3’er ay hapis cezasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine
4-Sanık ... hakkında TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5, TCK'nın 62, 53/1-2-3, 58/9 maddeleri uyarınca hükmedilen 8 yıl 9 ay hapis cezasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine
Sanıklar ..., ..., ... hakkında;
Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan TCK'nın 174/1, 174/2, 62/1, 53/1-2-3, 58/9 maddeleri uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve 6.660,00 TL adli para cezasına yönelik hükmün kaldırılarak sanıkların CMK 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine
Mala zarar verme suçundan TCK'nın 151/1, 152/2-a,3713 sayılı yasanın 3,5, TCK'nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca hükmedilen 2 yıl 6 ay hapis cezasına yönelik hükmün kaldırılarak sanıkların CMK 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine
Sanık ... hakkında Kanuna aykırı olarak düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşünde katılıp güvenlik güçlerince yapılan ihtara rağmen dağılmamak ve kolluk görevlilerine karşı cebir kullanmak suretiyle direnme suçundan TCK'nın 265/1, 265/3, 265/4, TMK'nın 5/2, TCK'nın 62, 53, 58/9 maddeleri uyarınca hükmedile 1 yıl 10 ay 6 gün hapis cezasına yönelik hükmün kaldırılarak sanığın CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle,
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Bir kısım sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK'nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'in silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan beraatlerine ilişkin hükümler yönünden;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2)Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'in silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyetlerine dair verilen hükümler yönünden;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği, kanunda öngörülen suç tipine uyduğu ve yaptırımların düzeltme dışında kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden reddine. Ancak;
Sanıklar hakkında belirlenen temel cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi uyarınca artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi yerine fıkra belirtilmeksizin 5. madde olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK'nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından '5. maddesi” ibaresinin çıkartılması, yerine '5/1. maddesi' ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA.
3) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma, Mala zarar verme suçlarından, ... hakkında ayrıca Kanuna aykırı olarak düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşünde katılıp güvenlik güçlerince yapılan ihtara rağmen dağılmamak ve kolluk
görevlilerine karşı cebir kullanmak suretiyle direnme suçlarından, sanıklar ... ve ... haklarında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kurulan hükümlerle ilgili olarak;
A) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma, Mala zarar verme suçlarından, ... hakkında ayrıca Kanuna aykırı olarak düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşünde katılıp güvenlik güçlerince yapılan ihtara rağmen dağılmamak ve kolluk görevlilerine karşı cebir kullanmak suretiyle direnme suçlarından verilen beraat hükümleri yönünden;
İlk Derece Mahkemesince müsnet suçlardan mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar hakkında Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın yapılan istinaf incelemesi neticesinde CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin mahkumiyet hükmünün kaldırılarak sanıkların CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatleri ile CMK’nın 280/1-a ve 303/1-a maddeleri uyarınca hukuka aykırılığın düzeltilerek esastan ret kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Olayla ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma:
Madde 280 – (1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
….
g) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,
Karar verir.
(2) (Ek: 18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.
Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi
Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:
a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse;
Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi,
özü itibariyle uyuşmazlık hakkında maddi ve hukuki yönleri tekrar ele alınarak yeni bir karar verilmesi anlamına geldiğinden bir tür “ıslah”tır.(Yenisey İstinaf ve tekrar
Kabulü sh.189,Centel/Zafer Ceza Muhakemesi Hukuku sh 359) Esas itibariyle istinaf kanun yolunda aslolan bozma yerine ıslahtır.Bu şekilde ıslah olunan karar, bir bütün olarak yeni bir karar olmayıp İlk Derece Mahkemesi kararında tespit olunan maddi ve/veya hukuki meseleye ilişkin hataların düzeltilmesi sonucunda ortaya çıkan ve ilk derece mahkemesi kararı üzerine bina edilen kısmi bir hükümdür.(Birtek Fatih Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı, kural olarak ilk derece mahkemesi kararı üzerine bina edilen, incelenen kararda kısmi değişiklik yapılarak veya yeni bir hüküm fıkrası eklenerek verilen bir karardır.
Ancak İlk Derece Mahkemesinin hükmü mahkumiyet iken, İstinaf mahkemesi duruşma açılmasına ihtiyaç duymaksızın CMK 303/1-a maddesi gereğince beraat kararı verip hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine kararı vermiş ise bu kararın hüküm niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Bu itibarla CMK 280/1-a,b,c maddesi kapsamında duruşma açılmaksızın verilen istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine ilişkin kararın, maddi vakıanın belerlenmesi bakımından yeni delil ikamesini veya mevcut delillerin yeniden takdir edilmesini gerektirmeyen hallerle sınırlı olduğunun kabulü gerekmektedir. Doktrinde de, CMK m. 280/1-a (CMK m. 303/1-a) hükmü uyarınca “olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması” gerekçesiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, bu türden durumlarda duruşma açılması ve bir öğrenme yargılaması yapılması gerekeceği görüşü savunulmaktadır.(Kaymaz Seydi Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.132, Balcı/Öztürk Ceza Yargılamasında İstinaf ve Temyiz sh 165)
Yargıtayın CMK m. 193/2 (ve CMK m. 223/9) hükmünün uygulanmasında derhal beraat kararı verilmesi) bakımından dahi “delil takdiri gereken hallerde” savunma alınmaksızın ve sanık sorguya çekilmeksizin beraat kararı verilemeyeceğini kabul ettiği nazara alındığında CMK m. 280/1-a hükmü kapsamında duruşma açılmaksızın ve delil takdiri yapılmaksızın sadece dosya üzerinden inceleme yapılarak sanığın savunması alınmaksızın mahkumiyet kararı verilebileceğini kabul etmenin ceza muhakemesinin temel ilkelerine aykırı olacağı izahtan varestedir.(Birtek Fatih Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
Şu hale göre istinaf mahkemesi, İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmünü maddi vakıanın sübutu yönünden isabetli bulmakla birlikte, sübutu kabul edilen maddi vakıaya bağlanan hukuki neticenin hatalı olduğunu düşünmekte, mesala eylemin kanunda suç olarak düzenlenmediği ya da suç olmaktan çıkarıldığı kanaatinde ise incelenen hükmün bütünü kaldırılmaksızın sadece hukuki meselenin çözümüne ilişkin mahkumiyet yerine beraat kararı verebilecektir. Yerleşik Yargıtay uygulaması da böyledir.
Bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarının istinaf edilmesi üzerine, delillerin hatalı değerlendirildiği mülahazasına istinaden 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin kanıtlanamaması gerekçesiyle duruşma açılmaksızın sanıkların beraatine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
B) Sanık ... yönünden;
Esas itibariyle teknik takip neticesinde düzenlenen tape kayıtlarına dayanılarak müsnet suçtan mahkumiyet hükmü kurulduğunun anlaşılması karşısında, sanığın terör örgütünün hiyerarşik yapısına organik bağla katıldığına ilişkin maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konması bakımından; dinleme kayıtlarında geçen ve mahkumiyete esas alınan somut olaylarla ilgili olay tutanakları, soruşturma veya kovuşturma evrakı bulunup bulunmadığının yetkili mercilerden sorulması, varsa temin edilerek CMK'nın 217. Maddesi gereğince duruşmada okunarak tartışılmasından sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanık hakkında belirlenen temel cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi uyarınca artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi yerine fıkra belirtilmeksizin 5. madde olarak gösterilmesi,
C) Sanık ... yönünden;
UYAP kayıtlarının tetkikinde suç tarihinin 14.03.2016 olarak kaydedildiği, Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/265 esas sayılı dosyasında sanığın PKK/KCK/YPG/YDG-H silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı ve hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğunun, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin 2019/398 Esas sayılı dosyasında yapılan istinaf incelemesinden sonra kararın temyiz edilerek Yargıtay'a gönderildiği, halen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/26799 esas sayılı dosyasında kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında; anılan dosyalar getirtilip incelenerek, iş bu dosyadaki eylemleri ile söz konusu dosyadaki eylemleri arasında temadinin kesilip kesilmediğinin araştırılması, gerekli görülmesi halinde iş bu dosya ile birleştirilerek tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, bir kısım sanıklar müdafiileri ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanıklar ... ve ... haklarında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin, sanıklar ..., ... ve ... hakkında Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma, Mala zarar verme suçlarından, sanık ... hakkında ayrıca kanuna aykırı olarak düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşünde katılıp güvenlik güçlerince yapılan ihtara rağmen dağılmamak ve kolluk görevlilerine karşı cebir kullanmak suretiyle direnme suçlarından verilen beraat hükümleri ile ilgili olarak sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren
20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/2-b. maddesi uyarınca dosyanın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 24.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.