1. Ceza Dairesi 2014/1769 E. , 2014/4149 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İştirak halinde tasarlayarak öldürme ve bu suça yardım, kan gütme saikiyle tasarlayarak öldürmeye azmettirme, kan gütme saikiyle tasarlayarak öldürmeye yardım, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, suçu bildirmeme
HÜKÜM : 1- Sanık ...: Mahkemenin 18/02/2013 tarih ve 2012/232 Esas-2013/25 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında verilen tefrik kararı hüküm mahiyetinde olmayıp, herhangi bir yasa yoluna tabi olmamakla, sanık müdafiinin temyiz talebinin reddine. (Mahkemenin 25/02/2013 Ek Karar tarihli ve 2012/232 Esas- 2013/25 Karar sayılı ek kararı)
2- Sanık ... için; a- Maktul ...'i tasarlayarak kasten öldürme suçundan TCK.nun 37 maddesi delaletiyle TCK.nun 82/1-a, 62 maddeleri gereğince neticeten müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b- Yasak silah taşıma suçundan CMK'nun 223/2-e madde fıkrası bendi uyarınca beraatine.
3- Sanık ... için; a- Maktul ......'i tasarlayarak kasten öldürme suçundan TCK.nun 37 maddesi delaletiyle TCK.nun 82/1-a, 62 maddesi gereğince neticeten müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına.
b- 6136 sayılı Kanunun 13/1, TCK.nun 62, 52/2 maddeleri uyarınca neticeten 1 yıl 8 ay hapis ve 660.TL adli para cezası ile cezalandırılmasına.
4- Sanık ... için; a- Maktul ...'i tasarlayarak kasten öldürme suçundan TCK.nun 37 maddesi delaletiyle TCK.nun 82/1-a maddesi gereğince neticeten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b- Yasak silah taşıma suçundan CMK'nun 223/2-e madde fıkrası bendi uyarınca beraatine.
5- Sanık ... için; a- Maktul ...'i tasarlayarak kasten öldürme suçundan TCK.nun 37 maddesi delaletiyle TCK.unn 82/1-a maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b- Yasak silah taşıma suçundan CMK'nun 223/2-e madde fıkrası bendi uyarınca sanığın beraatine.
6- Sanık ... için; Maktul ...'i kan gütme saikiyle tasarlayarak kasten öldürme suçundan TCK.nun 38/1 madde fıkrası delaletiyle TCK.nun 82/1-a-j maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına.
7- Sanık ... için; Maktul ...'i tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme suçundan TCK.nun 82/1-a, 39/2-a-c madde delaletiyle 39/1, 62 maddeleri gereğince neticeten 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına.
8- Sanık ... için; Maktul ...'i kan gütme saikiyle tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme suçundan CMK'nun 223/2-e maddesi gereğince beraatine.
9- Sanık ... için; Suçu bildirmeme
suçundan CMK'nun 223/2-a maddesi uyarınca beraatine.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-a) Sanıklar ..., ... ve ...hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından verilen beraat kararlarını temyizde sanıkların hukuki yararı bulunmadığından ve temyiz istemi de beraat kararlarının gerekçesine yönelik olmadığından, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ve sanık ... ve müdafiinin bu suçlara yönelen temyiz taleplerinin CMUK’nın 317.maddesi,
b) 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçuna katılma mümkün olmadığından, katılanlar vekilinin sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında bu suçlardan kurulan mahkumiyet ve beraat hükümlerine yönelen temyiz taleplerinin CMUK’nın 317.maddesi,
c) Sanık ... müdafiilerinin yüzüne karşı 18.02.2013 tarihinde verilen kamu davasının ayrılmasına ilişkin kararı, 22.02.2013 tarihli dilekçe ile temyiz ettikleri, ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.02.2013 gün ve 232-25 sayılı Ek kararı ile “temyizi kabil olmadığından temyiz talebinin reddine' karar verildiği ve 05.03.2013 tarihinde sanık müdafiine tebliğ edildiği, bu kararın da CMUK’nın 310.maddesinde düzenlenen bir haftalık yasal süresinden sonra 14.03.2013 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla, sanık ... müdafiinin yasal süresinden sonra yaptığı temyiz talebinin CMUK’nın 317.maddesi,
d) Sanık ... hakkında tasarlayarak öldürme suçuna yardımdan açılan kamu davasının CMK’nın 11.maddesi uyarınca ayrılmasına ve başka bir esas kaydına dair karar, 5271 sayılı CMK'nın 223/1.maddesine göre hüküm niteliği taşımadığından ve temyiz konusu olamayacağından, katılanlar vekilinin temyiz talebinin CMUK’nın 317.maddesi,
e) Katılanlar vekilinin duruşmalı inceleme talebine yetkisi bulunmadığından, duruşmalı inceleme talebinin CMUK’nın 318.maddesi,
Uyarınca reddine karar verilmiştir.
2) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21/11/2006 gün ve 2006/2-249-247, 15/07/2008 gün ve 2008/9-95-195, 27.01.2009 gün ve 2008/5-145-2009/8, 19/10/2010 gün ve 2010/9-149-105 sayılı kararları da gözetilerek; 21.06.2012 tarihli iddianame ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında açılan kamu davasına katılan maktülün oğlu ve kardeşlerinin kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri, 10.01.2013 tarihli iddianame ile sanık ... hakkında tasarlayarak öldürme suçuna yardımdan açılan kamu davasının bu dava ile birleştirilmesine karar verilmesinden sonra katılanlar ve vekiline CMK'nın 234 ve devamı maddelerindeki haklarının hatırlatılmadığı, katılanlar vekilinin sanığın azmettiren olarak cezalandırılmasını talep ettiği ve sanık hakkındaki kararı temyiz ettiği, talebin davaya katılma talebi mahiyetinde olduğu, katılma talebi ile ilgili mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla, maktülün oğlu ve kardeşlerinin tasarlayarak öldürme suçuna yardım yönünden doğrudan zarar görmeleri ve bu hususta herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasına gerek bulunmaması nedeniyle, maktülün oğlu ... ile maktülün kardeşleri ..., ..., ..., ... ve ...’in 5271 sayılı CMK’nın 237/2.maddesi uyarınca sanık ... hakkında açılan kamu davasına katılmalarına karar verilerek yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...’ın tasarlayarak öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanıklar ..., ... ve ...’in tasarlayarak öldürme, sanık ...’ın tasarlayarak öldürme suçuna azmettirme, sanık...’in tasarlayarak öldürme suçuna yardımının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, sanıklar ..., ... ve ... yönünden cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı, sanıklar..., ... ve ... yönünden takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık...'in suçu bildirmemesi yönünden elde edilen delillere göre; CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmadığı kabul ve takdir kılınmış, sanık ...’in tasarlayarak öldürme suçuna yardımı yönünden elde edilen delillere göre; CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca, mahkumiyete yeter nitelik ve derecede olmadığı kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin eksik incelemeye, sübuta, sanığın ceza ehliyetinin bulunmadığına vesaireye, sanık Keziban müdafiinin delillerin takdirinde hata yapıldığına, sübuta, vasfa, TCK’nın 28, 36, 39.maddelerinin uygulanması zorunluluğuna, cezada teşdit uygulanamayacağına, vekalet ücretine vesaireye, sanık ... müdafiinin usule, delillerin takdirinde hata yapıldığına, sübuta, TCK’nın 62.maddesinin uygulanması zorunluluğuna vesaireye, sanık ... ve müdafiinin delillerin takdirinde hata yapıldığına, sübuta vesaireye sanık... müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eksik incelemeye, delillerin takdirinde hata yapıldığına, sübuta, azmettirme hükümlerinin uygulanamayacağına, TCK'nın 62.maddesinin uygulanması zorunluluğuna, sanık... müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede delillerin takdirinde hata yapıldığına, gerekçenin yetersiz olduğuna, sübuta, vasfa vesaireye ilişen, katılanlar vekilinin TCK’nın 62.maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığına, sanık ... hakkında TCK’nın 37.maddesinin uygulanması zorunluluğuna, sanık ... yönünden sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
a) Sanık ...’in suçu bildirmeme ve sanık...’in tasarlayarak öldürme suçuna yardımdan verilen beraat hükümleri ile sanık...’ın tasarlayarak öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanıklar ..., ... ve...’in tasarlayarak öldürme, sanık ...’in tasarlayarak öldürme suçuna yardımdan verilen kısmen re'sen de temyize tabi bulunan mahkumiyet hükümlerinin tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), ceza miktarı ve tutuklulukta kalınan süre nazara alınarak sanık...müdafiinin, sanık ... müdafiinin, sanık ...'in ve sanık... müdafiinin tahliye taleplerinin reddine,
b) Sanık ...’ın kan gütme saikiyle tasarlayarak öldürme suçuna azmettirmesinden kurulan hüküm yönünden;
Sanık ...’ın, kardeşi...'in 23.05.2010 tarihinde ... ve ... tarafından öldürülmesi nedeniyle, ...’in amcası olan maktül ...'un öldürülmesi için diğer sanıkları azmettirdiği olayda;
Somut olayla ilgili olarak hukuki nitelendirmeye geçmeden önce; TCK’da yer alan 'suça iştirak hükümleri' hakkında genel bir açıklama yapmak gerekmektedir.
Çok failli suçlar, zorunlu olarak ancak birden çok kişinin ortak katılımıyla gerçekleşebilirler, çok failli suçlar dışında, bir kişi tarafından işlenebilen suçların birden fazla kişi tarafından işlenmesi halinde ise suça iştirakten bahsedilir. Buna göre; suça iştirak hükümleri, bazı istisnalar dışında bir kişinin işleyebileceği bir suçu birden fazla kişinin işlemesi halinde suç ortaklarının sorumluluk statülerini belirler.
5237 sayılı Yasaya göre; suçun işlenişine yaptığı katkı tek başına yasal tanıma uygun bulunmayan diğer suç ortakları şerik olarak kabul edilmektedir. Şeriklikte azmettirme ve yardım etme biçiminde iki farklı görünüş şekli vardır. Şeriklerin, gerçekleşen yasal tanıma uygun haksızlıktan ancak bağlılık kuralı vasıtasıyla sorumlu tutulmaları mümkündür.
5237 sayılı Kanundaki düzenlemeye göre;
Kanunda tanımlanan haksızlığı yalnız başına gerçekleştiren kişiye doğrudan fail (müstakil fail) denir, (örneğin, bir kişiyi bıçakla yaralayan kişi yaralama suçunun
doğrudan failidir.) Doğrudan fail, işlediği suçun gerektirdiği ceza ile cezalandırılır. Kanunda tanımlanan haksızlığın birden fazla suç ortağı tarafından müştereken gerçekleştirildiği durumda ise müşterek faillik suç konusudur (m.37/1), (örneğin, bir kişiyi her birisi bıçak kullanan 3 kişi bıçaklarla yaralamak suretiyle öldürdüklerinde, her üçü de kasten öldürme suçunun müşterek failidir.)
Müşterek faillikten bahsedebilmemiz için iki koşul bulunmaktadır. Buna göre, öncelikle, failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır, ayrıca suçun işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kurulması gerekir.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki haksızlığı gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına şerik denilmektedir. Kanunun şerikliğe ilişkin hükümleri (m.38 ve 39) sorumluluk alanını genişleten hükümler olma niteliğini taşımaktadır. Şerikliğin, 5237 sayılı Yasada azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlendiği görülmektedir. Eğer 40. madde de yer alan bağlılık kuralı olmasa idi, bu sistemde şerikleri işlenen suçtan sorumlu tutmak mümkün olmayacaktı. Buna göre, fiil üzerinde hakimiyet kuramadığı veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen haksızlıktan bağlılık kuralı vasıtasıyla sorumlu tutulabilmektedir. Bu yönüyle bağlılık kuralının çifte fonksiyonundan bahsedilir. Şeriklik halinde cezalandırılabilirliğin dayanağını teşkil eden bağlılık kuralının söz konusu fonksiyonu ifa edebilmesi için; esas fiilin mutlaka kasten işlenmesi ve hukuka aykırı olması gerekir ve yeterlidir. Esas fiili gerçekleştiren failin ayrıca kusurlu olmasına gerek yoktur. Keza, cezayı hafifleten veya ortadan kaldıran şahsi sebepler, ancak ilgili suç ortağı açısından hukuki sonuç doğururlar. (Niteliksel bağlılık kuralı) (m.40/1) Bu sebeple taksirli suçlarda “suça iştirak” hükümleri kapsamında iştirak mümkün değildir.
Azmettirme, belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanmasıdır. Eğer, kişi daha önce suçu işlemeye karar vermiş ise, bu taktirde azmettirme olmaz, artık manevi yardım olabilir. Azmettirme, yeni yasada bir şeriklik hali olarak düzenlenmiştir. Bununla birlikte, izlenen suç politikasının gereği olarak, azmettirenin de, failin cezası ile cezalandırılacağı kabul edilmiştir. Hatta 38. maddenin 2. fıkrasındaki hallerde azmettirene failden daha fazla ceza öngörülmüştür.
5237 sayılı Yasada, şahsi ya da fiili ağırlaştırıcı sebeplerin sirayeti hükümlerine yer verilmemiştir. (765 sayılı Yasa m.66-67) Buna göre, şahsa bağlı sebeplerden yalnızca ilgilisi yararlanabilecektir. Şahsa bağlı sebeplerin cezayı artırdığı durumlarda da aynı uygulama yapılacaktır.
Müşterek fail işlediği haksızlıkla doğrudan muhatap olduğundan, onun cezalandırılabilmesi için başka bir kurala ihtiyaç yoktur. Bu nedenle suçu birlikte işleyen failler, kendi fiillerine göre cezalandırılırlar. Zira, müşterek faillerin her birinin fiili haksızlık niteliğini kendi fiilinden alır ve diğerine bağlılık arz etmez. Bu nedenle, müşterek faillerden birisinde bulunan nitelikli hal, diğerleri tarafından bilinse de onu etkilemez.
Buna karşılık, şeriklerin sorumluluğu doğrudan değildir, şerikler, suçtan bağlılık kuralı gereğince sorumlu tutulurlar. Başka bir anlatımla, şeriklerin suçla irtibatları failin şahsına ve işlediği fiile bağlılık arz etmektedir. Bu nedenle, şerikler kendilerince bilinen ve failin işlediği fiilden veya şahsından kaynaklanan nitelikli hallerden etkilenirler.
Sonuç olarak; ister fiilden, isterse failin veya mağdurun şahsından ya da özelliklerinden kaynaklanmış olsun, eylemin 'nitelikli kasten öldürme' suçunu oluşturup oluşturmadığı faile göre belirlenir ve bu hal şeriklere sirayet ettirilir. Bu durum, TCK’nın 82.maddesinde sayılan tüm nitelikli haller için geçerlidir. örneğin; (A) kendi babasını öldürmesi için (F)’yi azmettirdiğinde, suçun gerçekleşmesi halinde, her ikisi de 81. madde uyarınca sorumlu olurlar. Çünkü, failin işlediği suç 'basit kasten öldürme' suçudur. Aksine, (F)'nin, (A)'yı, (A)'nın babasının öldürülmesine azmettirdiği durumda ise, hem (A)'nın, hem de (F)'nin '82/1-d' maddesi uyarınca nitelikli hallerden olan 'yakın akrabayı kasten öldürme suçundan' sorumlu tutulması gerekir. Zira, failin işlediği suç 'nitelikli öldürme'dir. Azmettiren ise, azmettirirken failin bu suçu işleyeceğini bilmektedir, (A)’nın babasını, (A) ile (F)'nin birlikte öldürmeleri haline gelince; bu durumda ikisi de müşterek fail olacaklarından, (A) nitelikli kasten öldürmeden, (F) basit kasten öldürmeden cezalandırılmalıdır.
Buna göre somut olayda;
Sanık ...’ın kan gütme saikiyle tasarlayarak öldürme suçuna azmettirmesinden kurulan hükümde, faillerin tasarlayarak öldürme suçunu işledikleri anlaşılmakla, şerik olan sanık ...'ın 5237 sayılı TCK’nın 40.maddesi uyarınca bağlılık kuralı gereği “TCK’nın 38/1.maddesi yollamasıyla 82/1-a maddesi uyarınca” cezalandırılması yerine, bağlılık kuralına hatalı anlam verilerek “TCK’nın 38/1.maddesi yollamasıyla 82/1-a-j maddesi uyarınca” cezalandırılması,
Bozmayı gerektirmekte olup, sanık ... müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının bu itibarla kabulüyle, sanık ... hakkında kan gütme saikiyle tasarlayarak öldürme suçuna azmettirmeden kurulan, re’sen de temyize tabi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), ceza miktarı ve tutuklulukta kalınan süre nazara alınarak sanık ... müdafiinin tahliye talebinin reddine, 24/09/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.
24/09/2014 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ...'in huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar ... ve ... müdafii Avukatlar ...'ın yüzüne karşı, ...'in yokluğunda 25/09/2014 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.