6. Ceza Dairesi 2013/28624 E. , 2014/15735 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi (TMK 10. maddesi ile görevli)
SUÇ : Yağma, Tefecilik, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kurulan bu örgüte üye olma, Tehdit, 6136 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Kısmen Beraat, Kısmen Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ... ile savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.07.2013 tarihli kenar yazısı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan vekilinin 20.06.2012 tarihli temyiz dilekçesinde; suçları yağma, tefecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve bu örgüte üye olma olarak belirtip, sanıkların isimlerine ve “sanıkların üzerine atılı bir kısım suçları işlediği sabit olmadığından beraatlerine karar verilmiş ise de, verilen bu karar hatalıdır, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep ederim” şeklindeki ifadeye yer verdiği, anlaşılmakla; katılan vekilinin temyiz isteminin sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanıklar ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, katılan ... ve yakınan...'e karşı yağma, tefecilik, sanıklar ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, yakınan ...'e karşı yağma, tefecilik, sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma ve tefecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelik olduğunun kabulü ile yapılan incelemede;
a) Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanıklar ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, sanık...hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, katılan ...ve yakınan ...'e karşı yağma, sanıklar ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, yakınan...'e karşı yağma suçları nedeniyle doğrudan doğruya zarar görmeyen maliye hazinesinin; anılan suçlarla ilgili kurulan hükmü temyiz etme yetkisi bulunmadığından, katılan hazine vekilinin bu konudaki temyizi ile;
Sanık ... hakkında katılan ...'ye karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit, katılan ...'ya karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, yakınan ...'e karşı yağma, sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...'ya karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığa'na suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kararın davayı esastan sonuçlandıran hüküm niteliğinde olmayıp, temyizi olanaklı bulunmadığından, O yer Cumhuriyet Savcısının, gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyusuna ilişkin yapmış olduğu temyiz isteminin,
b) Sanık ... hakkında tefecilik, katılan ..., yakınanlar ..., ...'a karşı yağma, sanık ... hakkında tefecilik, katılan ...'ye karşı yağma, yakınan ...'na karşı tehdit, sanık... hakkında yakınan ...'a karşı tehdit suçlarından hükmolunan cezaların süresine göre sanıklar ... ve ... ile sanıklar ..., ... ve sanık... savunmanlarının duruşmalı inceleme istemlerinin,
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK'nın 317-318. maddesi gereğince (a) ve (b) bentlerinde anılan hususların REDDİNE,
I-Sanıklar ...,..., ... hakkında tefecilik, sanık ... hakkında katılan ...'a karşı tehdit, sanık... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet, katılan ...'ya karşı yağma suçlarından kurulan beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre katılan vekili ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanıklar ... hakkında tefecilik, katılanlar ..., ..., yakınan ...'a karşı yağma, sanık İli hakkında katılan ...'a karşı yağma, sanık ... hakkında tefecilik, katılan ...'ye karşı yağma, yakınan ...'na karşı tehdit, suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanıklar ve savunmanları, sanık... hakkında yakınan ...'a karşı tehdit suçundan kurulan hükme yönelik ise sanık savunmanı ve O yer Cumhuriyet Savcısının vaki temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler, sanık ... hakkında katılan ...'ya yönelik yağma suçu için kurulan hüküm yönünden duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunma doğrultusunda yapılan incelemede;
Sanık ...'nin yakınan ...'a karşı eyleminin işyerinde gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında 5237 sayılı TCK.nın 149/1-d maddesi yerine aynı Yasanın 148/1. maddesi ile uygulama yapılması,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108/2. ve TCK.nun 58/7. maddeleri gereğince, en ağır cezayı içeren hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilip, sanık ... hakkında yakınan ...'a karşı yağma suçundan kurulan hükümde sanığın adli sicil kaydında yer alan ... 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 26.02.2008 tarih ve 2005/71 Esas 2008/44 Karar sayılı ilamın tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanıklara yükletilen dava konusu eylemlerin yasada öngörülen suç tiplerine uygun olarak nitelendirildiği,
İddiaya, savunmalara ve toplanıp karar yerinde gösterilen yeterli kanıtlara göre belirtilen suçların sanıklar tarafından işlendiği,
Soruşturma aşamalarında ileri sürülen iddia, itiraz ve savunmaların incelenip tartışıldığı ve kanıtlara uygun olarak değerlendirildiği,
Yasal ve takdiri arttırıcı ve indirici nedenlerin gözetildiği,
Duruşma sonunda oluşan vicdani kanı ve uygulama maddeleri uyarınca, cezaların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasanın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; sanık ... hakkında tefecilik ve yakınan ..., katılanlar ..., ...'ye karşı yağma suçlarından kurulan hükümlerde tekerrüre esas alınan ... 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/407 Esas 2008/218 karar sayılı ilamında birden fazla suçtan verilen içtimalı ceza bulunduğundan, içtima çözülüp içtima içinde yer alan hükümlülüklerden en ağırının tekerrüre esas alınmak suretiyle uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-) 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmalarına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanıklar hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., İli, ... ve... savunmanları, sanıklar ..., İli, ... ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz dilekçelerinde ve sanık ... savunmanı Av. ...'un duruşmada ileri sürdüğü tüm itiraz ve savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanık ... hakkında katılan ...'ya yönelik yağma suçu yönünden duruşmalı temyiz incelemesi yapılan hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK.nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılarak yerlerine “Sanığın, TCK’nın 53. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına,” cümlelerinin, sanık ... hakkında tefecilik ve yakınan ..., katılanlar ..., ...'ye karşı yağma suçlarından kurulan hükümlerde TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkartılarak yerlerine; “Sanığın, ... 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/199 Esas 2008/745 Karar sayılı ilamı ile tehdit suçundan verilen 1040 TL adli para cezasının kesinleşmesinden sonra ve tekerrür süresi içinde yeniden suç işlediği anlaşıldığından, 5237 sayılı Yasanın 58/6-7. maddeleri gereğince sanığa verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık ... hakkında katılan ...'ya karşı yağma ve sanık İli hakkında tefecilik, sanık... hakkında tefecilik, yakınan ...'e karşı yağma, sanık ... hakkında yakınan ...'e karşı yağma suçlarından kurulan hükümlerin incelemesinde;
1- Bir ceza davasının konusu, fertlerin hayatlarından alınan belli bir kesitin ceza hukuku ve ceza yargılaması hukuku bakımından değerlendirilmesidir. Ayrıca iddianamede belirtilen maddi vakıalar karışımı ile sınırlandırılan insan davranışlarıdır. Ancak kesin hükmün önleme etkisinde fiilin aynılığı unsuruna başvurmak gerekir. Fiilin aynı olduğu durumlarda da davanın kapsamına girilerek bu konuda yargılamanın yapılarak, hüküm vermek gerektiği sonucuna varılmalıdır. Bu fiiller sonradan ayrı bir davanın konusu da olmamalıdır. Ceza yargılamasında her uyuşmazlık için ayrı bir yargılama yapılması temel ilkedir. Ancak bağlantılı uyuşmazlıklar bakımından yasaların bu kuraldan ayrıldığı görülmektedir. Bağlantının varlığı halinde yargılamanın birleştirilmesi, bekletici sorun veya nisbi yargılama kavramları ortaya çıkar. Birleştirme için uyuşmazlıklar arasında bağlantı olmalıdır.
varlığı halinde yargılamanın birleştirilmesi, bekletici sorun veya nisbi yargılama kavramları ortaya çıkar. Birleştirme için uyuşmazlıklar arasında bağlantı olmalıdır.
Sanıklar hakkında aynı suçlardan açılmış olan davaların aralarında bağlantı olup, birleştirmenin faydalı olması halinde birleştirilip yargılamanın yapılması asıldır. Birleştirmede fayda ve olanak koşulları yargıca bırakıldığından birleştirmede ihtiyarilikten bahsedilmekte ise de yargılamanın tümü bakımından faydalı olacağı durumda davaların birleştirilmesi yoluna gidilmelidir. Kaldı ki dava konuları aynı veya eylemin başlangıç ve bitiş süreçlerindeki suç örgüsünün tümünün birlikte ortaya çıktığı durumlarda birleştirmenin zaruret olduğu düşünülmelidir.
Bu açıklamalar ışığında;
Sanık... İli hakkında, tefecilik suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/163 Esas sayılı dosyasında yargılama yapılıp hüküm verildiğinin anlaşılması karşısında;
Suçun başlangıç ve bitişi arasında gerçekleşen hareketlerin bir bütün halinde değerlendirilip, eylemin nitelemesinin de buna göre yapılması ayrıca sanığın bir bütünlük arzeden eylemlerine farklı sonuçlar yükleyip aynı eylemler sebebiyle birden fazla hüküm verilmesine neden olunmaması için öncelikle yukarıda belirtilen dosyanın celp olunup olanaklı ise birleştirilmesi sağlanıp, olanaklı değilse sanık ... İli hakkında tefecilik suçundan mükerrer dava olup olmadığı konusundaki duraksamalar giderildikten sonra, sonucuna göre sanık ... İli hakkında atılı zincirleme şeklinde tefecilik suçundan karar verilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi,
2-) Sanık ... hakkında katılan ...'ya karşı yağma suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170.maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi bu konuda ek iddianame de düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında; hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemle sınırlı olduğu gözetilmeden, dava konusu dışına çıkılarak anılan suçdan, ek savunma hakkı tanınıp mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,
3-) Yakınan ...'in hazırlık aşamasında verdiği ifadesinde sanık ...'den toplam 20.000 TL faizle borç para aldığını, karşılığında farklı meblağlarda 5 adet senet verdiğini, senetlerin ödeme tarihlerinde ödeme yapamadığını fakat bu zaman zarfında peyder pey ufak meblağlarda elden para verdiğini, verdiği paralar faize gittiğinden ana paranın durduğunu, 20.000 TL' nin 60.000 TL olduğunu, sanık ...'nin sürekli işyerine gelmeye başladığı hatta sanık... ve ...'in de gelmeye başladığını, bu şahıslar aracılığı ile kendisinden para istediğini, işyerine gelip gitmeleri ve telefonla tehditvari rahatsız etmelerinden tedirgin olduğunu, çocuklarını ...'a gönderdiğini, kendisinin de bir süre ...'ya gittiğini, telefonunu kapattığını ancak bu işin böyle gitmeyeceğini anlayınca ...'a geri döndüğünü, ... ile sokakta karşılaştıklarını kendisine küfür ettiğini, tehditvari konuştuğunu, kavga ettiklerini, bir gün...'in işyerine geldiğini, ...'dan alacağı olduğunu söyleyip ...'a olan borcunu ödemesini istediğini, durumumun olmadığını belirtmesi üzerine, ...'nin senetleri ödemesi için kendisine baskı yaptığını, işyerindeki kombi cihazlarına el koyduğunu ve cihazları değerinin altında satmak zorunda kaldığını, bir gün ...'nun işyerine gelip '... pis insan' diye ifade edip yardımcı olabileceğini belirttiğini bunun üzerine babasının ikametinde 25.000 TL bedelle ...'ya ipotek tesis edildiğini,
Sanık ...'nin de Cumhuriyet Savcılığında verdiği beyanında; yakınan ...'in ... isimli işyerine yaklaşık 1 yıldır ortak olduğunu, ortak olurken 60.000 TL verdiğini, ortaklık bitince yakınanın alacağına karşılık 35.000 TL değerindeki kombileri verdiğini, geriye kalan 25.000 TL alacağını ...'ya olan 25.000 TL borcuna karşılık olarak ...'ya temlik ettiğini ileri sürmesi karşısında; yakınanın tarafından alınan borç miktarının ve bunu ödemesi için planlanan aylık faiz miktarı ile ödeme dönemine kadar bunun hangi meblağa ulaştığı saptanıp, yakınanın hazırlık aşamasında sanık ... tarafından söylendiğini iddia ettiği 'tehditvari sözlerinin' ise nelerden ibaret olduğu hususları açıklattırılıp sonucuna göre iddia ve savunma bu bağlamda ayrı ayrı değerlendirilip suçun hukuki vasıflandırılması yapılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile yetinilip yerinde ve yeterli olmayan gerekçeler ile yakınan ...'e karşı eylemde sanık ... hakkında mahkumiyet sanık... hakkında beraat kararı verilmesi,
4-) Sanıklar ... ve İli'nin kardeş oldukları, sanık...'in ise sanık ...'nin kayınbiraderi olduğu, sanıklar ... ile İli'nin çevrede faiz karşılığı borç para verdiklerinin bilindiği, sanık...'in sanık ... tarafından yakınan ...'a faiz karşılığı verilen borç paranın tahsili için yakınanı tehdit ettiği, sanık ... tarafından yakınan ...'e faiz karşılığı verilen borç paranın tahsili için yakınanın işyerine gittiğinin anlaşılması karşısında; sanık...'in sanık ile birlikte el ve işbirliği içinde hareket ederek yüklenen tefecilik suçunu işlediği gözetilmeden kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek mahkumiyeti yerine yazılı gerekçe ile beraatina karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili, O yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ..., İli, ... savunmanları, sanıklar ..., İli ve ...'in temyiz dilekçelerinde ve sanık ... savunmanı Av...'in duruşmada ileri sürdüğü tüm itiraz ve savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanık ... hakkında duruşmalı temyiz incelemesi yapılan ve sanıklar... ve ... hakkında incelenen, sanıklar ... ve İli hakkında diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ilişkin oybirliğiyle verilen karar 24/09/2014 günü Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ...'ın katıldığı oturumda, sanıklar ve savunmanlarının yokluklarında açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.