4. Ceza Dairesi 2019/5197 E. , 2019/16656 K.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma, hakaret ve tehdit suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 123/1, 125/1-2, 43/1-2, 106/1, 43/1-2 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis (iki kez), 1.860,00 Türk lirası adlî para (iki kez) ve 6 ay 7 gün hapis (üç kez) cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulmasına dair...(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2014 tarihli ve 2013/395 esas, 2014/162 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde yeniden tehdit ve hakaret suçlarını işlediğinin ihbar edilmesi üzerine hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 123/1, 125/1-2, 43/1-2, 106/1, 43/1-2. ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis (iki kez), 1860 Türk lirası adlî para (iki kez) ve 6 ay 7 gün hapis (üç kez) cezaları ile cezalandırılmasına dair,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/07/2017 tarihli ve 2016/617 esas, 2017/540 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 08/02/2019 gün ve 94660652-105-43-263-2019-Kyb sayılı istemleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/02/2019 gün ve 2019/17874 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesi ile Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin 22.05.2019 tarihli ve 2019/9418 sayılı görevsizlik kararıyla Daire'ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında ihbara konu olan ve hükümlerin açıklanmasına dayanak oluşturan tehdit ve hakaret suçlarından, İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/03/2017 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/352 sayılı ek kararı ile kamu davasının düşürülmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ortada kesinleşmiş kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet kararı bulunmadığı ve hükümlerin açıklanması şartlarının oluşmadığı gözetilmeden, hükümlerin açıklanması suretiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesine aykırı karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Kişilerin huzur ve sükununu bozma, hakaret ve tehdit suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 123/1, 125/1-2, 43/1-2, 106/1, 43/1-2 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis (iki kez), 1.860,00 Türk lirası adlî para (iki kez) ve 6 ay 7 gün hapis (üç kez) cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulmasına dair...(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2014 tarihli ve 2013/395 esas, 2014/162 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde yeniden tehdit ve hakaret suçlarını işlediğinin ihbar edilmesi üzerine hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 123/1, 125/1-2, 43/1-2, 106/1, 43/1-2. ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis (iki kez), 1860 Türk lirası adlî para (iki kez) ve 6 ay 7 gün hapis (üç kez) cezaları ile
./..
.2.
cezalandırılmasına dair,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/07/2017 tarihli ve 2016/617 esas, 2017/540 sayılı kararının, sanık hakkında ihbara konu olan ve hükmün açıklanmasına dayanak oluşturan ikinci suçtan İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/03/2017 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/352 sayılı ek kararı ile kamu davasının düşürülmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ortada kesinleşmiş kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet kararı bulunmadığı ve hükmün açıklanması şartlarının oluşmadığı gözetilmeden, hükmün açıklanması suretiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesine aykırı karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hakkında hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ...'in, İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/03/2017 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/352 sayılı ek kararı da göz önüne alınarak, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyip işlemediğinin ve buna bağlı olarak önceki hükümlerin açıklanarak sanığın, Türk Ceza Kanunu'nun 123/1, 125/1-2, 43/1-2, 106/1, 43/1-2 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis (iki kez), 1.860,00 Türk lirası adlî para (iki kez) ve 6 ay 7 gün hapis (üç kez) cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/07/2017 tarihli ve 2016/617 esas, 2017/540 sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulu'nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
./..
.3.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 'Vekile Ve Kanuni Mümesile Tebligat' başlıklı 11. maddesi;
'Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır.
(Ek: 11/1/2011 - 6099/4 md.) Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.
Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılır.' şeklindedir.
05/01/2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 'Vekile Tebligat' başlıklı 18. maddesi;
'(1)Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekile bürosunda yapılacak tebligat, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.
(2)Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmesine ilişkin hükümleri saklıdır.' biçimindedir.
Bu düzenlemeler karşısında, vekil vasıtasıyla temsil edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği açıktır. Yerleşik yargısal kararlar da bu yöndedir.
Yine, 5271 sayılı CMK'nın 279. maddesi;
'(1) Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda;
a) Bölge adliye mahkemesinin yetkili olmadığının anlaşılması hâlinde dosyanın yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilmesine,
b) Bölge adliye mahkemesine başvurunun süresi içinde yapılmadığının, incelenmesi istenen kararın bölge adliye mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının, başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması hâlinde istinaf başvurusunun reddine, karar verilir. (Ek cümle: 18/06/2014-6545 S.K./76. md) Bu kararlar itiraza tabidir.' hükmünü amirdir.
Anılan Kanunun 268/3. maddesinin (e) bendi; 'Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.' şeklindedir.
İncelenen dosyada; sanık ... hakkında, TCK'nın 106/1, 43/1-2, 125/1, 2, 43/1-2, 123/1, 53. maddeleri uyarınca üçer kez cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde...(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi'nin 11/04/2014 tarihli ve 2013/395 esas, 2014/162 sayılı kararıyla sanığın, Türk Ceza Kanunu'nun 123/1, 125/1-2, 43/1-2, 106/1, 43/1-2 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis (iki kez), 1.860,00 Türk lirası adlî para (iki kez) ve 6 ay 7 gün hapis (üç kez) cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, anılan kararın 12/05/2014 tarihinde kesinleştiği, İnegöl Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27/05/2016 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/352 sayılı kararıyla sanığın, 14/11/2015 tarihinde işlediği tehdit ve hakaret suçlarından, TCK'nın 106/1-1, 125/1. Maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verildiğinin ihbar edilmesi üzerine yapılan yargılama neticesinde,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/07/2017 tarihli ve 2016/617 esas, 2017/540 sayılı kararıyla sanığın, Türk Ceza Kanunu'nun 123/1, 125/1-2, 43/1-2, 106/1, 43/1-2 ve 62/1. maddeleri
./..
.4.
gereğince 2 ay 15 gün hapis (iki kez), 1.860,00 Türk lirası adlî para (iki kez) ve 6 ay 7 gün hapis (üç kez) cezaları ile cezalandırılmasına karar verildiği, hakaret suçlarından hükmedilen adli para cezalarının miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin katılanlara tebliğ edildiği, anılan karara sanık tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise...Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi'nin 05.07.2018 tarihli, 2018/1567 esas, 2018/2135 sayılı kararıyla süre yönünden reddine karar verildiği, ret kararının sanığa tebliğine rağmen itiraz edilmediği gerekçesiyle de hükümlerin 12.09.2017 tarihinde kesinleştirildiği, İnegöl Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/03/2017 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/352 sayılı ek kararıyla, 6763 sayılı Kanun ile CMK'nın 253, 254. maddelerinde yapılan değişiklik nedeniyle yapılan değerlendirme sonucunda, sanık hakkında daha önce açıklanması geri bırakılan hükümlerin açıklanmasına neden olan tehdit ve hakaret suçlarından açılan kamu davalarının, uzlaşma nedeniyle ayrı ayrı düşürülmesine karar verildiği ve bu kararın da 03.04.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından verilen hapis cezalarının, hüküm tarihi itibariyle uygulanması gereken 5271 sayılı Kanunun 272/1. maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna tabi olup, hakaret suçundan kurulan ve doğrudan hükmedilen 1860 Tl adli para cezalarının ise aynı Kanun maddesinin 3/a bendi gereğince kesin nitelikte olduğunda kuşku bulunmamaktadır. İşin esasına girilmeden önce çözülmesi gereken sorun,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18.07.2017 tarihli ve 2016/617 esas, 2017/540 sayılı kararında yer alan, tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarına ilişkin hükümlerin, usulünce kesinleşip kesinleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Sanığın,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/617 esas sayılı dava dosyasının yargılaması kapsamında, yakalama emrinin infazıyla alınan 06.02.2017 tarihli duruşmadaki savunmasında, ikamet adresi olarak 'Kavaklı Mah. Yıldıztepe Sok. No:24, Kat: 3 Tavşanlı/Kütahya' adresini bildirdiği, yokluğunda verilen kararın bahsi geçen adrese tebliğe çıkarıldığı, adresten ayrıldığı gerekçesiyle tebligatın iade edildiği, bu sefer Mernis adresi olan 'Yunusemre Mah. Şehadet Sok. No:7 İç Kapı No: 1 Merkez/Kütahya' adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre, kararın 16.08.2017 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen Mahkemece yapılan araştırmada, sanığın 07.08.2017 tarihinde bildirimini yaptığı, 'Turgutalp Mah. 1. Çiftlik Sok. No:6/A İnegöl/Bursa' adresini Mernis adresi olarak kaydettirdiğinin anlaşıldığı ve bu sefer bu adrese kararın tebliğe çıkarılarak, 28.09.2017 tarihinde aynı konutta oturan yakınına tebliğ edildiği, sanığın 29.09.2017 tarihli istinaf başvurusunun,...Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi'nin 05.07.2018 tarihli, 2018/1567 esas, 2018/2135 sayılı kararıyla, tebligatın 16.08.2017 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle süre yönünden reddine karar verildiği, ret kararının, sanığın bilinen son adresi olan 'Turgutalp Mah. 1. Çiftlik Sok. No:6/A İnegöl/Bursa' yerine, 'Kavaklı Mah. Akasya Sok. No:14/A Tavşanlı/Kütahya' adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, yine,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18.07.2017 tarihli ve 2016/617 esas, 2017/540 sayılı kararının katılanlar Aslı Sevinç ile Daniye Sevinç'in vekilleri olmasına rağmen, ilgili vekil yerine asillere tebliğ edildiği, böylelikle,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı ile...Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi'nin ek kararının tebliği işleminin yöntemine uygun olarak yapılmadığı, bu nedenle tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarına ilişkin kararların usulüne uygun olarak kesinleştirilmediğinin alaşılması, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna da ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz
./..
.5.
incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında;...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18.07.2017 tarihli ve 2016/617 esas, 2017/540 sayılı kararının katılanlar vekiline,...Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi'nin 05.07.2018 tarihli, 2018/1567 esas, 2018/2135 sayılı ek kararının da sanığa yöntemince tebliğ edilmesi ve sonraki işlemlerin mahallinde yerine getirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Yine, her ne kadar hakaret suçlarından kurulan adli para cezaları, yukarıda açıklanan gerekçeyle kesin nitelikte olup, kanun yararına bozmaya konu edilebilecek hükümlerden ise de, sanığa yükletilen bütün suçların birbiriyle bağlantılı oluşu, bir hüküm için verilecek kararın diğer suçlardan kurulacak hükümleri de etkileyebileceği hususları nazara alındığında, ayrıca hakaret suçlarından kurulan hükümlerin, tehdit ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarına ilişkin kararlardan ayrı olarak kanun yararına bozulması halinde ve tehdit ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından kurulan hükümlere karşı da istinaf yoluna müracaat edilmesi durumunda, bağlantılı suçlar için, usul ekonomisi ilkesi ile de bağdaşmayacak şekilde, Yerel Mahkeme ile Bölge Adliye Mahkemesi'nde ayrı ayrı yargılamaların yürütülecek olması ihtimali gözetildiğinde, hakaret suçlarından kurulan adli para cezalarına ilişkin kanun yararına bozma başvurusunun da bu aşamada reddine karar vermek gerekmiştir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)Sanık ...'in hakaret, tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından adli para cezaları ile hapis cezalarıyla cezalandırılmasına dair,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/07/2017 tarihli ve 2016/617 esas, 2017/540 sayılı kararınına yönelik, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN BU AŞAMADA REDDİNE,
2)Dosyanın,...2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18.07.2017 tarihli ve 2016/617 esas, 2017/540 sayılı kararının katılanlar vekiline,...Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi'nin 05.07.2018 tarihli, 2018/1567 esas, 2018/2135 sayılı ek kararının da sanığa yöntemince tebliği için mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin mahallinde Mahkemesince yerine getirilmesine, 24/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.