20. Hukuk Dairesi 2014/6099 E. , 2014/9728 K.
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 20/02/2014 gün ve 2013/10671 E. - 2014/2142 K. sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı ... İşletmesi Genel Müdürlüğü vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü ... ada ... parsel sayılı 151048,83 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ... Devlet Ormanı niteliği ile belgesizden Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı vekili, ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmaz içinde ... ... sınırında kalan Irmak - ... demiryolu hattının 222 + 600 ile 223 + 400 km'leri arasında kalan bölümün kamulaştırma tapusu bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydı kapsamında kalan kısmın kadastro tespitinin iptali ile TCDD adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu ... Köyü ... ada ... numaralı parselin 25/05/2011 tarihli krokide (A) =19994,06 m²'lik kısmın tesbit tutanağının iptali ile TCDD adına tapuya kayıt ve tesciline; (B) ve (C) kısımlarının tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine, Dairenin 19/11/2012 tarih ve 2012/3976-12915 sayılı ilâmıyla; [''Davacı, tapu kaydına dayalı olarak orman sınırlandırılmasının iptalini ve orman parseli içinde kalan taşınmazın adına tescilini istemiştir. Çekişmeli taşınmazın 174 ilâ 197 sayılı orman sınır taşlarının teşkil ettiği, kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı, dosyada bulunan ve hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişi raporlarından anlaşılmakta olup, bu husus taraflar arasında niza konusu dahi değildir. Davalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 6831 sayılı Kanuna göre yapılmış ve 25.01.1996 - 25.07.1996 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir. Davacının bu tarihler arasında tahdide bir itirazı olmadığı için onun açısından da tahdit kesinleşmiştir. Tapu kaydına dayalı olarak 10 yıllık süre içinde dava açma hakkı, tapu maliklerine 28.05.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3373 sayılı Kanun ile getirildiğinden, davacı ancak tapu kaydının taşınmaza uyması halinde orman sınırlamasının iptalini isteyebilir. Yapılan keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının taşınmaza uymadığı saptanmıştır. Çekişmeli taşınmaza arazi kadastrosu sırasında yeni tutanak düzenlenmesi davacıya yeni bir dava hakkı vermeyeceğinden dinlenme olanağı olmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırıdır.''] denilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 20/02/2014 gün ve 2013/10671 E. - 2014/2142 K. sayılı ilâmıyla; [''İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; kadastro hâkimi düzenli sicil oluşturmak zorunda olduğundan, dava konusu ... Köyü ... ada ... sayılı orman parseli hakkında sicil oluşturulmamış olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun
görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci bendinin devamına “…..davanın reddine,” ibaresinden sonra gelmek üzere “dava konusu ... Köyü ... ada ... sayılı parselin tesbit gibi orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'.nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,''] karar verilmiştir.
Davacı ... İşletmesi Genel Müdürlüğü vekili karar düzeltme dilekçesinde; mahkemece yapılan keşif ve uygulama sonucunda; davanın kabulüne ve dava konusu ... İlçesi, ... Köyü, ... ada ... numaralı parselin 25/05/2011 tarihli krokide (A) = 19994,06 m²'lik kısmın tesbit tutanağının iptali ile TCDD adına tapuya kayıt ve tesciline; (B) ve (C) kısımlarının tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini ve hükmün, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine, Dairenin 19/11/2012 tarih ve 2012/3976-12915 sayılı ilamıyla bozulduğunu, bozma sonrasında davanın reddine ilişkin verilen kararın ise; Dairenin 20/02/2014 gün ve 2013/10671 E. 2014/2142 K. sayılı ilamıyla düzeltilerek onandığını; oysa, yerel mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan tapu kayıtlarının taşınmaza uymadığı yönündeki tespitin doğru olmadığını ve dairenin onama kararının hukuki yanılgıdan kaynaklandığını, eldeki ana dosyada ... İlçesi, ... Köyü, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz kapsamında kalan ... ... sınırında kalan Irmak - ... demiryolu hattının 222 + 600 ile 223 + 400 km'leri arasında kalan bölümün 1941 yılında kamulaştırıldığını ve kamulaştırma planının ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parselleri dahilinde kaldığını, kamulaştırma tapusu bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydı kapsamında kalan kısmın kadastro tespitinin iptali ile TCDD adına tescili istemiyle ... aleyhine dava açtıklarını; ayrıca, bu dosya ile birleştirilen 2007/10 Esas sayılı dosyada ... İlçesi, ... Köyü sınırları dahilinde bulunan ...-... arası demiryolu hat güzergahının 218 + 950 ile 219 + 600 km'leri arasında kalan bölümün 1942 yılında kamulaştırıldığını ve mülkiyeti kuruluşumuza ait ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 211,71 m2'lik kısmı ... Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan kadastro çalışmalarında davalı lehine karayollarına terk edildiği gerekçesiyle Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine ve yine bu dosya ile birleştirilen 2007/11 Esas sayılı dosyada ... İlçesi, ... Köyü sınırları dahilinde bulunan ...-... arası demiryolu hat güzergahının 218 + 950 ile 219 + 600 km'leri arasında kalan bölümün 1942 yılında kamulaştırıldığını ve mülkiyeti kuruluşumuza ait ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 9.058,79 m2'lik kısmı ... Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakıldığı gerekçesiyle ... Mal Müdürlüğü Maliye Hazinesi aleyhine dava açtıklarını, ana dosya için keşif yapıldığı halde birleşen dosyaların dikkate alınmadığı ve fen raporunda dava edilen yerin ... ada ... parselde ve kamulaştırma planındaki ... numaralı parsele isabet ettiği belirtilmişse de somut olaya uygun düşmemektedir. Kaldı ki; Dairenin 19/11/2012 tarih ve 2012/3976 - 12915 sayılı ilâmıyla orman kadastrosuna karşı ancak 10 yılık sürede tapuya dayalı olarak dava açılabileceği gerekçesiyle yapılan bozmanın Anayasa Mahkemesinin 22.05.2013 tarih ve 2012/108 E. - 2013/64 K. sayılı kararı ve buna bağlı olarak 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde 6527 sayılı Kanun ile yapılan değişiklin nedeniyle sonuçsuz kaldığını ileri sürerek onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını isemiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3373 sayılı Kanun çerçevesinde yapılıp 25/01/1996 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Eldeki dava ile birleştirilen ve davacı ... vekilinin Karayolları Genel Müdürlüğü ve Hazine aleyhine açtığı mahkemenin 2007/10 ve 2007/11 esas sayılı dava dosyaları yanında, yine, eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen ve davacı Hazine tarafından, TCDD İşletmeleri Genel Müdürlüğü aleyhine açılan 2007/1 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı Hazine vekili, ... İlçesi, ... Köyünde yapılan genel arazi kadastro sırasında Hazine adına kayıtlı bulunan gayrımenkullerin listesinin 21.04.2005 tarih ve 47-125 sayılı yazı ekinde kadastro müdürlüğüne gönderildiği halde listede bulunan 3 parça taşınmazdan ikisi Hazineye yazıldığı halde bir adedinin yazılmadığını ve ... ada ... parsel adı altında demiryolu olarak davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına tespitinin yapılmış olduğunu belirterek dava dilekçesine ekli 2325 m2 yüzölçümlü tapu senedine konu yerin ... ada ... parselden ifrazı ile Hazine adına tescili istediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, ana dosya ile birleştirilen TCDD işletmeleri vekilinin Karayolları Genel Müdürlüğü ve Hazine aleyhine açtığı 2007/10 ve 2007/11 Esas sayılı dava dosyalarında ve yine Hazine tarafından, TCDD işletmeleri Genel Müdürlüğü aleyhine açılan 2007/1 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu edilen iddia ve taşınmaz bölümleri hakkında keşif yapılarak dayanılan tapu kayıtları ile kamulaştırma plan uygulaması yapılmadığı gibi olumlu olumsuz bir kararda verilmemiştir.
Dava, tapu kaydına dayalı olarak 10 yıllık yasal sürede açılmasına rağmen mahkemece tapu kayıtlarının uymadığı gerekçesiyle daire kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Esasen; bir yerde resmî olarak yapılmış bir kamulaştırma sonucunda oluşturulmuş plan ve tapu kayıtlarının varlığının kabulü halinde, bu plan ve kayıtların taşınmaz yerine uymadığı teknik olarak söylenemez. Yapılacak iş; kamulaştırma sonucunda oluşturulan plan ve tapu kayıtlarının fen bilirkişi eliyle yerine uygulanmasından ibarettir.
Dairenin 19/11/2012 tarih ve 2012/3976-12915 sayılı ilâmında; ''Davalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 6831 sayılı Kanuna göre yapılmış ve 25.01.1996 - 25.07.1996 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir. Davacının bu tarihler arasında tahdide bir itirazı olmadığı için onun açısından da tahdit kesinleşmiştir. Tapu kaydına dayalı olarak 10 yıllık süre içinde dava açma hakkı, tapu maliklerine 28.05.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3373 sayılı Kanun ile getirildiğinden, davacı ancak tapu kaydının taşınmaza uyması halinde orman sınırlamasının iptalini isteyebilir. Yapılan keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının taşınmaza uymadığı saptanmıştır. Çekişmeli taşınmaza arazi kadastrosu sırasında yeni tutanak düzenlenmesi davacıya yeni bir dava hakkı vermeyeceğinden dinlenme olanağı olmayan davanın reddine karar verilmesi,'' gerektiği yönündeki kesin bozması temyiz inecelemesinin yapıldığı tarihteki kanunlar çerçevesinde oluşturulmuş bir içtihattır.
Ne var ki; somut olayda, mahkeme kararından sonra ve kararın kesinleşmesinden önce Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 Esas - 2013/64 Karar sayılı ilâm ile 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun, 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasanın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve mahkemenin ret karından sonra 26/2/2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 1.3.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir.
Eldeki dava, 3373 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içerisindetapu kaydına dayalı olarak açılmış olup, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde 6527 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin usûlî kazanılmış hakkın istisnalarından olup derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden, orman kadastrosuna itiraz davalarının 10 yıl içinde zilyetliğe dayalı olarak açılabileceği nazara alınarak tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
Mahkemece yapılacak iş; dava, kadastro tesbitine ve kesinleşen orman kadastrosuna itiraz şeklinde tapu kayıtlarına dayalı olarak açıldığına göre; taşınmazın öncesinin en eski tarihli hava fotoğrafı ve memeleket haritası ile amenajman planından oluşan resmi belgelerdeki konumları ile hukuki durumunun belirlemesi suretiyle olacaktır.
Bu nedenle mahkemece, davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kayıtlarının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, ayrıca kamulaştırma plan harita ve krokileri ile müsbit evrakı, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir harita mühendisi ile bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; keşif sırasında uygulanan orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası, kesinleşen orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritalarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu haritaların ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar birbiri üzerine aplike edilerek düzenlenecek bu haritalarda komşu ve yakın komşu parsellerin birlikte gösterilmesi, yine, değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazların, memleket haritası, kadastro paftası, orman kadastro haritası ile aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritasına göre konumu ve orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları bu haritalar ile paftaların tümü üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilip gösterilecek şekilde kendilerinden krokili müşterek imzalı rapor alınması, Bu yöntemle, ana dosya yanında birleşen dosyalarda dava konusu taşınmazlar hakkında da ayrı ayrı keşif yapılaması, denetlemeye olanak verecek şekilde rapor alınması, ileri sürülen iddia ve savunmalar çerçevesinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilemleidir.
Davacı ... İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin temyizleri kabul edilerek hükmün bu nedenlerle bozulması gerekirken dairece onanması maddi hata ve hukukî yanılgıdan kaynaklanmakta olup, maddi hata usûlî kazanılmış hakların istisnasını teşkil edeceğinden karşı tarafa bir hak bahşetmez.
Bu nedenle; davacı ... İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile dairenin düzeltilerek onama kararının kaldırlarak yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklana nedenlerle, davacı ... İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Darenin 20/02/2014 gün ve 2013/10671 E. - 2014/2142 K. sayılı düzeltilerek ONAMA kararının ortadan KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 12.06.2013 gün ve 2013/1 Esas - 2013/7 sayılı kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 27/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.