10. Hukuk Dairesi 2022/2962 E. , 2022/6287 K.
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/1853-2019/506
İlk Derece
Mahkemesi :... 20. İş Mahkemesi
No :2015/59-2017/680
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum ve davalılardan ... ile ... Turizm İnş. Ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair hüküm verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili ... Turz. İnş. ve Tic. A.Ş. ile ... Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Aleyhine açtığı dava dilekçesinde özetle; davalı ... Elektrik Mühendislik ve İnşaat Ltd. Şirketi işyerinde elektrik ustası olarak çalışan kurum sigortalısı ...'nın 05/05/2001 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu yaralandığını, davalılardan ... Elektrik Mühendislik ve İnşaat Ltd. Şirketinin taşeron, diğer davalı ... Turizm İnş. ve Tic. A.Ş.'nin müteahhit firma olduğunu, 28/09/2001 tarih ve Ar.-Sor./11 sayılı müfettiş raporunda, olayın iş kazası olduğunun belirtildiğini, bu iş kazası nedeniyle sigortalıya SYZ dahil 78.492,00 TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını belirterek, Kurum zararından şimdilik 3.013,00 TL tedavi gideri, 39.246,00 TL peşin sermaye değerli gelir ve 1.377,00 TL geçici iş göremezlik ödeneği olmak üzere toplam 44.236,00 TL kurum alacağının gelirin onay, masraf ve ödemelerin sarf ve tediye tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 506 sayılı yasanın 26.maddesine istinaden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, davacı vekili ... Turz. İnş. ve Tic. A.Ş., ..., ... Müh. İnş. San ve Tic. Ltd. Şti. ve ... aleyhine açtığı 17/05/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; kazalı işçinin yeniden tespit edilen işgöremezlik ödeneğine esas günlük kazancı üzerinden ... 3. İş Mahkemesinin 2009/804 E. 2010/644 K. sayılı kararıyla 16/05/2011 onay tarihli 638.243,38 ₺ peşin sermaye değerli ilk gelir bağladığını, ayrıca 08/08/2011 tarihinde ücret farkından dolayı 4.545.15 TL fark geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini, kazalı işçinin tedavi gideri olarak 18/10/2011 tarihli ödeme emri ile 524.88 TL, 12/12/2011 tarihli ödeme emri ile 524.88 TL ve 08/03/2012 tarihli ödeme emri ile 524.88 TL tedavi gideri ödediğini belirterek, kusur yönünden fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, yargılama sonunda belirlenecek kurum zararının gelirin onay, masrafların sarf ve ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasar faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilsen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 02/05/2017 tarihli talep artırım dilekçesi ile, taleplerini peşin sermaye değerli gelir yönünden 382.946,03 TL’ye, tedavi giderleri yönünden 944,78 TL’ye, geçici işgöremezlik ödeneği yönünden 2.727,09 TL’ye çıkardığını belirterek bu miktarlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
29/09/2017 tarihli açıklama dilekçesinde, peşin sermaye değerli yönünden asıl davada 38.960,00 TL, ek davada 343.986,03 TL olan taleplerini 382.946,03 TL, tedavi giderleri yönünden asıl davadaki 3.013,00 TL olan taleplerini 944,78 TL, ve geçici işgöremezlik ödeneği yönünden asıl davada 1.377,00 TL, ek davada 1.350,58 TL olan taleplerini 2.727,09 TL’ye çıkardığını belirtmiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... Turz. İnş. Ve Tic. A.Ş. vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; kazazedenin, diğer davalı şirketin çalışanı olduğunu, müvekkili şirketin iş bu olayda herhangi bir sorumluluğunu olmadığını, işin anahtar teslimi diğer davalı şirkete verildiğini, bu nedenle alt-üst işveren ilişkisi olmadığını, kazalı tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasının beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... Turz. İnş. ve Tic. A.Ş. ve ... vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde Kurum zararının belirtilmediğini, davalı ..., davalı ... Turz. İnş. ve Tic. A.Ş.’nin yetkilisi olduğu, işveren olmadığını, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini, her iki davalı yönünden alacağın zamanaşımına uğradığını, kazazedenin, diğer davalı şirketin çalışanı olduğunu, müvekkillerinin iş bu olayda herhangi bir sorumluluğunu olmadığını, işin anahtar teslimi diğer davalı şirkete verildiğini, bu nedenle alt-üst işveren ilişkisi olmadığını, kazalıya bağlanan gelirlerde sonradan meydana gelen artışların talep edilemeyeceğini, kazalı tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasının beklenmesi gerektiğini belirterek belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; “asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile, 386.617,90 TL kurum alacağının 16/05/2011 onay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 944,78 TL tedavi gideri ve 2.727,09 TL geçici işgöremezlik ödeneğinin sarf tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacı kurum ve davalılar ... Turz. İnş. ve Tic. A.Ş. ile ... vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Kurum vekili, iş kazasının meydana gelmesinde işçinin kusurunun olmadığı belirtilerek, kararın bozulması talep edilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 05.05.2001 tarihinde meydana gelen ve Kurum sigortalısının sürekli işgöremezliği ile sonuçlanan iş kazası nedeniyle, sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir, geçici işgöremezlik ödeneği ve tedavi giderinden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanununun 26. maddesidir. Anılan madde uyarınca Kurumun rücu alacağından sorumluluk ancak kusurun varlığı halinde mümkündür.
Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, tazminat davasında verilen kararın güçlü delil oluşturduğu hususu ile ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu da gözetilmek suretiyle sigortalı ile davalının ve varsa dava dışı kişilerin kusur oran ve aidiyetleri konusunda rapor alınması gereklidir.
Kusur raporlarının, olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun, 4857 sayılı Kanunun 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2. vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı kanunun 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; İhlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 53. madde) hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof. Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır
Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmüne göre, kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini hususunda hukuk hakimi ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de ceza mahkemesinde saptanan maddi olgularla bağlı olduğundan, mahkumiyetin kesinleşmesi halinde mahkum olanlara az da olsa bir miktar kusur verilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, 05/05/2001 tarihinde ... Turz. İth. İhr. A. Ş. tarafından yapılan bina inşaatının, elektrik tesisatlarını yapan taşeron ... Elektrik San. ve Tic. Ltd. Şti. çalışanlarından elektrik işçisi ...’nın, binanın zemin katındaki dairenin salon kısmında kablo döşemek için rulo halindeki kabloyu pencere önünden geriye doğru giderek, açtığı esnada salon ortasında moloz atmak için bırakılan 80X80 cm ebadındaki üzeri açık kısımdan bodruma düşüp, belinden yaralanması şeklinde gerçekleşen olaya ilişkin olarak hükme esas alınan kusur raporunda, davalılardan ... Turizm İnşaat ve Tic. A.Ş.’nin asıl işveren olarak %30, ... Mühendislik İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin alt işveren olarak %30, sigortalının % 40 oranında kusurlu olduğu tespiti yapılarak hüküm kurulmuş ise de, gerçek kişi davalılar yönünden, yapılan irdeleme ve incelemenin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Konuya ilişkin olarak, sigortalı ... tarafından ... Turizm İnş. İth. İhr. Tic. A.Ş., ... Müh. Ltd. Şti., ... ve ... aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasında, ... 4. İş Mahkemesince 21/04/2015 tarih, 2009/774 E. – 2015/453 K. sayılı Karar ile “gerçek kişi davalılara yönelik davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalılar yönünden % 60 kusur oranına göre davanın kısmen kabulüne” karar verildiği, kararın davacılar vekili ile davalılardan ... Tur. İnş. İth. İhr. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 01/03/2016 tarih, 2016/329 E. –2016/3202 K. sayılı kararı ile; “Davalı itirazı üzerine yapılan inceleme ve davalı yararına yapılan bozma sonrasında davacı tarafından açılan maluliyetin tespiti davası sonucu belirlenen % 100,00 sürekli iş göremezlik oranının maddi ve manevi tazminatın belirlenmesinde hükme esas alınması davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olup bozma nedenidir. Ek dava konusu maddi tazminat isteminin artırılmasına ilişkin ıslah üzerine, süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'i nin kabul edilerek ek davada ıslahla artırılan maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, ıslah konusu miktarı da kapsar biçimde ek dava konusu maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Ret edilen kısım yönünden davalılar lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.” gerekçesiyle bozulduğu, iş bu tazminat dosyasında alınan 04/05/2007 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, asıl işveren ... Turz. İth. İhr. A.Ş.’nin % 20, alt işveren ... Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin % 20, kazazede ...’nın % 60 oranında kusurlu olduğu, 11/01/2008 ve 03/04/2008 tarihli bilirkişi raporlarında ise asıl işveren ... Turz. İth. İhr. A.Ş.’nin % 30, alt işveren ... Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin % 30, kazazede ...’nın % 40 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, meydana gelen kaza nedeniyle, ... Turz. İnş. Ve Tic. A.Ş. ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan sanık ... ve ... hakkında ... 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/675 E. 2006/142 K. sayılı dosyası kapsamında, dikkatsizlik ve tedbirsizlikle yaralamaya sebebiyet verme suçundan dolayı sanıkların adli para cezası ile cezalandırıldığı, cezanın tecil edilmesine karar verildiği, kararın sanıklar ... yönünden temyiz edilmeden, ... yönünden temyizde onanmak suretiyle kesinleştiği, iş bu dava dosyasında hükme esas alınan kusur raporunda, işveren ... A.Ş. ortağı ...’a 2/8, ... Elektrik Ltd. Şti. ortağı ...’e 2/8, kazalı ...’ya 4/8 oranında kusur atfedildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, kesinleşen ... 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/740 E. sayılı dosyasında alınan kusur raporu ile eldeki dosya kapsamında hükme dayanak kılınan kusur raporu arasındaki kusur oranlarında çelişki bulunduğu gözetilip, ceza davasında tespit edilen kusurun varlığına ilişkin maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından, mahkemece, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile mahkum olanlara da bir miktar kusur verilmesi gerektiği gözetilmeli, konuya ilişkin tazminat dosya içeriği de dikkate alınarak, davalıların temyizinin olmamasına göre davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman başka bir bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, oluşması halinde çelişki de giderilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf istemlerinin esastan reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 25/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.