9. Hukuk Dairesi 2022/4308 E. , 2022/6514 K.
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 30. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : DİSİPLİN CEZASININ İPTALİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 44. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki disiplin cezasının hukuka aykırılığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının hâlen işverenin dava dışı Elektrik Üretim A.Ş. olduğu, ... Linyitleri Takip Koordinasyon ve İşletmesi Müdürlüğü bünyesinde işçi statüsünde çalıştığını, aynı zamanda davalı Sendikanın üyesi olduğunu, 11.08.2018 tarihinde yapılan Genel Kurulda davalı Sendikanın ...Şube Başkanlığı Yönetim Kurulu yedek üyeliği görevine seçildiğini, davacının bu yöneticilik görevi devam ettiği sırada dava dışı işvereni Elektrik Üretim A.Ş. tarafından 25.11.2019 tarihinde başka bir işyerine atamasının yapıldığını, 'İşyeri Sendika Temsilciliğinin Güvencesi' başlıklı 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında asıl veya yedek üye ayrımı yapılmadığını, davacının işverenin söz konusu işyeri değişikliğinin 6356 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ile getirilmiş güvenceye aykırı olduğu gerekçesiyle işyeri değişikliği işleminin iptali için dava açtığını, Afşin İş Mahkemesinin 21.01.2021 tarihli ve 2020/146 Esas, 2021/19 Karar sayılı ilâmı ile davasının kabulüne ve işyeri değişikliğine ilişkin işlemin 6356 sayılı Kanun'un ilgili maddesine aykırı olması nedeniyle iptaline karar verildiğini, söz konusu kararın henüz kesinleşmediğini, ancak dava dışı işverenin bahse konu davayı kaybetmesi üzerine davalı Sendika ile adeta işbirliği içine girdiğini, davalı Sendikanın davacının haberi dahi olmadan, neyle suçlandığı bildirilmeden, en önemlisi savunması dahi alınmadan mevzuata ve Sendikanın Ana Tüzüğü'ne aykırı olarak Disiplin Kurulu Kararı ile davacıyı Şube Yönetim Kurulu üyeliğinden ihraç ettiğini, 6356 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereği, işyerinde çalışmaya devam eden ve yönetici sıfatına sahip olan davacının yazılı rızası olmadıkça işyerini keyfi olarak değiştiremeyeceğini anlayan işverenin davalı Sendika ile işbirliği içinde davacının öncelikle işbu davaya konu ihraç kararını aldırdığını ve hemen akabinde yeniden davacının başka bir işyerine naklini yapmak istediğini, gerek 6536 sayılı Kanun'da gerekse de davalı Sendikanın 'Merkez Genel Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri' başlıklı Ana Tüzüğü'nde görüleceği üzere, davacı gibi yönetici pozisyonunda olan birinin yöneticilik görevinden el çektirilmesi adı altında bir yetkinin Sendika Disiplin Kuruluna veya Sendika Yönetim Kuruluna verilmediğini, el çektirme denilen işlemin ihraç niteliğinde olduğunu, 6356 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesinin dördüncü fıkrası gereği bu konuda sadece Sendika Genel Kurulunun tek yetkili olduğunu, davacının yazılı savunmasının alınmadığını, hakkında devam ettirilen disiplin soruşturması sürecinden, Disiplin Kurulu kararının tebliği ile haberdar olduğunu iddia ederek Sendika Genel Yönetim Kurulunun, Genel Merkez Disiplin Kurulunun 14.07.2021 tarihli yazısına istinaden davacı hakkında vermiş olduğu ...Şube Başkanlığı Yönetim Kurulu yedek üyeliğinden el çektirme (ihraç) işleminin mevzuata ve sendika Ana Tüzüğü'ne açıkça aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Sendika Merkez Disiplin Kurulunca verilen kararın hukuka uygun olduğunu, davacının üye olduğu Elbistan Afşin Şubesinin 10. Olağan Genel Kurulunda yönetici olarak değil yedek yönetici olarak seçildiğini, davacının bu görevi devam ederken çalıştığı işveren Elektrik Üretim A.Ş. tarafından başka bir işkolunda faaliyet gösteren bir işyerine 25.11.2019 tarihinde atamasının yapıldığını, davacının çalıştığı Kuruma karşı açmış olduğu dava neticesinde, işverence iadesinin kabul edilip daha sonra işyerine alımının gerçekleştirildiğini, daha sonra davalı Sendikanın yetkisi ve bilgisi dışında Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yeniden başka bir ilde ve başka bir işkolundaki faaliyet sahası içindeki işyerine davacının naklinin yapıldığını, davacının işyerine yeniden göreve iade edilmesini müteakip Sendika Şube yöneticileri hakkında haksız isnatlarda bulunarak işyerindeki çalışma barışını zedelediğini, bunun üzerine davacıya sözlü uyarılarda bulunulduğunu, ancak davacının bu tarz eylemlerine devam ettiğini, bunun üzerine Şube Disiplin Kurulunun toplandığını ve işyeri baş temsilcisi dahil bir kısım çalışanların konu hakkında ifadesinin alındığını, Şube yöneticisi olarak görev yapan B.Ö.'nün bizzat davacı ile davacının bürosunda görüşme yaparak konu hakkında bilgi verdiğini, ifadeleri alınan tanık beyanları ile davacı ile yapılan görüşme sonucunda Şube Disiplin Kurulunun 08.07.2021 tarihli ve 2021/28 sayılı yazısı ile konuyu Merkez Disiplin Kuruluna havale ettiğini, Sendika Merkez Disiplin Kurulunca 14.07.2021 tarihli toplantıda Sendika Ana Tüzüğü'nün 24 üncü maddesine istinaden davacının Yönetim Kurulu yedek üyeliğinden bir yıl süre ile işten el çektirilmesine karar verildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6356 sayılı Kanun'un sendika üyeliğinin sona ermesini düzenleyen 19 uncu maddenin dördüncü fıkrasına göre, üyelikten çıkarılma kararı Genel Kurulca verilebileceği, ayrıca yerleşik Yargıtay kararları dikkate alındığında geçici olarak görevden el çektirme cezasının geçici kavramı anlamına uygun düşecek kısa bir süreyi ifade etmesi gerektiği, Sendika Tüzüğü'nün 24 üncü maddesinde, Sendika Disiplin Kurulunun geçici olarak işten el çektirme cezası verebileceği düzenlenmişse de el çektirme cezasının hangi eylemlerin karşılığında verileceğine ilişkin açık ve net bir düzenleme bulunmadığı, bu durumun keyfiliğe yol açabileceği, ayrıca davacı hakkında verilen 1 yıllık el çektirme cezasının ihraç yani üyelikten çıkartma niteliğinde olduğu ve bu kararın Merkez Genel Kurulunca verilebileceği, Merkez Disiplin Kurulunun Sendika Tüzüğü'ne göre üyelikten çıkarma kararı verme yetkisi bulunmadığı, seçilmiş sendika çalışanı olan davacı hakkında verilen bu kararın sendika içi demokrasiye aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde savunma doğrultusunda beyanda bulunarak ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin karar ile nihai kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda davacının, el çektirme kararının verildiği 14.07.2021 tarihinde Şube Yönetim Kurulu yedek üyesi olup anılan tarihte davalı Sendika Ana Tüzüğü'nün 31 inci maddesi kapsamında Şube Yönetim Kurulu üyeleri arasında olan davacının 6356 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinden yararlanmasına engel bir durum bulunmadığı, davacının 6356 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinde düzenlenen işyeri sendika temsilciliğinin güvencesi hükümlerinden faydalanması gerektiği, davalı vekilinin, davacının sendika üyeliğinin sona ermesi sebebi ile yedek yönetim kurulu üyeliği sıfatının da kendiliğinden sona ereceği ve davacının açılan davada hukuki yararının bulunmadığı noktasındaki istinaf itirazının yerinde bulunmadığı, öte yandan davacı tayin ile başka bir işkolunda olan bir işyerine gönderildiğinden işkolu değişikliği nedeniyle üyeliğinin düştüğünü öğrendiği, davacının üyeliğinin bu işlemler yapılmasaydı devam etmesi gerekeceği ve 6356 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi gözetildiğinde, ...Şubesi delege seçimlerine katılma hakkının engellendiği, davalı Sendika tarafından ...Şubesinin 11.Dönem Olağan Genel Kurulunu oluşturacak delege seçimlerinin 22.09.2021 tarihinde yapılacak olması dikkate alındığında bu tarihte yapılacak delege seçimlerinin tamamlanması ve akabinde şubenin genel kurulunun teşekkülü hâlinde davacının delege olamadığı için genel kurulda aday da olamayacağı, davacının eldeki davaya konu işlemin sonucu olarak başka bir ile tayin edilmesi, işkolunun değiştirilmesi ve sendika üyeliğinin sona ermesi sebebi ile neticeten seçme ve seçilme hakkının engellendiği, bu durumun ise telâfisi imkansız zararlar doğuracağının açık olduğu, İlk Derece Mahkemesinin davalı Sendika Genel Merkez Disiplin Kurulunun 14.07.2021 tarihli kararı görevden el çektirilmesine dair 14.07.2021 tarihli kararının uygulanmasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına ve ihtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına dair 17.09.2021 tarihli kararı ile davalı tarafın tedbir kararına itirazının reddine yönelik 30.09.2021 tarihli kararının yerinde olduğunun anlaşıldığı, ayrıca Tüzük'te gösterilen geçici el çektirme cezasındaki geçicilik kavramının kısa bir süreyi ifade ettiği (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30/10/2012 tarih, 2012/32410 E. ve 2012/35288 K.), Tüzük'te geçici işten el çektirme süresi gösterilmemekte olup Yargıtay içtihatları çerçevesinde Dairelerince yapılan değerlendirmede, ...Şubesinin 11. Dönem Olağan Genel Kurulunu da kapsayacak şekilde verilen işten el çektirme cezasının uzun bir süreyi kapsadığı (bir yıl süreli) dikkate alındığında, bu bir yıllık sürenin geçici bir süre olarak kabulünün mümkün olmadığı, tüm bu nedenlerle davacının bir yıl boyunca görevden el çektirilmesi şeklinde verilen Disiplin Kurulu Kararının kanun ve tüzük hükümlerine uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden, istinafa konu Mahkeme kararının isabetli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin karar ile nihai karara karşı istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendine göre ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının işkolu değişikliği nedeniyle sendika üyeliğinin kendiliğinden sona erdiğini, eldeki davada hukuki yararının bulunmadığını, istinaf kararında davacının üyeliğine ilişkin olarak yapılan değerlendirmenin varsayıma dayalı olduğunu, davacının sendika yöneticileri hakkında haksız isnatlarda bulunduğu, sendikal düzeni ve çalışma barışını bozacak iş ve eylemlere giriştiğinden Sendika Ana Tüzüğü'nün verdiği yetkiye dayanılarak ve yerleşik Yargıtay uygulamaları kapsamında geçici süreyle işten el çektirilmesine karar verildiğini, bu işlemin usul ve kanuna uygun olduğu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Genel Merkez Disiplin Kurulunun 14.07.2021 tarihli yazısına istinaden Sendika Genel Yönetim Kurulunun davacı hakkında vermiş olduğu ...Şube Başkanlığı yönetim kurulu yedek üyeliğinden el çektirme işleminin mevzuata ve davalı Sendika Ana Tüzüğü'ne aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6356 sayılı Kanun'un 19 uncu ve 24 üncü maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesi ile davalı Sendikanın Ana Tüzük hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Medeni usul hukukunda davacının, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir dava açabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukuki korunma istemekte haklı bir yararının bulunması gerekir. Öte yandan, bu hukuksal yararın, hukukî ve meşru, doğrudan ve kişisel,, doğmuş ve güncel olması gerekir (Hanağası Emel, Davada Menfaat, ..., 2009, sh.135).
2.Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) yürürlükte olduğu dönem içinde öğreti ve yargısal kararlar, dava açarken hukuki yararın bulunması gereğini, dava şartı olarak kabul etmiştir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan olumlu dava şartları arasında sayılmaktadır.
3.01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Kanun'da, öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
4.Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
5.Dava açmaktaki hukuki yarar için, hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada hâlen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez H., Atalay, O./Özekes, M., Medeni Usul Hukuku, ..., 2011, sh.297).
6.Diğer taraftan bir dava şartı olan hukuki yarar, kararın kesinleşmesine kadar yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken bir husustur.
7.Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir: Somut uyuşmazlıkta; davalı Sendikanın Genel Merkez Disiplin Kurulunun 14.07.2021 tarihli kararı ile davacının yönetim kurulu yedek üyeliğinden bir yıl süre ile el çektirilmesine karar verildiği, eldeki dava ile de söz konusu kararın iptalinin talep edildiği, davacının bu karardan sonra EÜAŞ Genel Müdürlük makamının 27.07.2021 tarihli oluru ile Ermenek HES İşletme Müdürlüğü emrine makina tamir bakım ustası unvanı ile naklen tayinin gerçekleştirildiği, bilahare işkolunun değişmesi sebebi ile de davacının sendika üyeliğinin 26.08.2021 tarihinden itibaren düşürüldüğü sabittir.
8.6356 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesinin 7 nci fıkrasında da “İşkolunu değiştirenin sendika üyeliği kendiliğinden sona erer.” düzenlemesi mevcuttur.
9.Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, davacının davalı Sendikaya olan üyeliği kendiliğinden son bulduğundan, davacının inceleme konusu davada hukuki yararı kalmamıştır. Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereğince hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
10.Anılan hususlar gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2022. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.