4. Ceza Dairesi 2019/3048 E. , 2019/11772 K.
Basit yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/03/2018 tarihli ve 2016/113111 soruşturma, 2018/14638 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/05/2018 tarihli ve 2018/3986 Değişik İş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 08/11/2018 gün ve 94660652-105-34-10753-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/11/2018 gün ve 2018/91414 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesi, Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin 11/03/2019 tarihli ve 2018/7665 Esas, 2019/4630 sayılı görevsizlik kararıyla Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müştekinin her iki şüphelinin de taşınmazlarının bulunduğu binayı yapan müteahhit olduğu ve binanın yapımından kaynaklı kentsel dönüşüm sebebiyle taraflar arasında husumet bulunduğu, müştekinin beyanında binanın yapımından kaynaklı aleyhine Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığını ve bu davanın 15/11/2016 tarihli duruşmasından çıkan şüpheli ...'ün kendisine karşı tehdit ve hakarette bulunduğunu, diğer şüpheli ...'un ise kafa atarak kendisini yaralamaya çalıştığını ifade etmesi üzerine olayla ilgili yürütülen soruşturmada, güvenlik kamera kayıtlarında iddiaya yönelik bir kayıt bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; müştekinin beyanında olayı gören ve duyan ismini bilmediği bir kısım şahısların da olduğunu ifade ettiği görülmekle, söz konusu şahısların kamera kayıtlarından veya yasal her türlü delille tespitinden sonra ifadelerine başvurulup sonucuna göre delil tartışması yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Basit yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/03/2018 tarihli ve 2016/113111 soruşturma, 2018/14638 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/05/2018 tarihli ve 2018/3986 Değişik İş sayılı kararının, müştekinin her iki şüphelinin de taşınmazlarının bulunduğu binayı yapan müteahhit olduğu ve binanın yapımından kaynaklı kentsel dönüşüm sebebiyle taraflar arasında husumet bulunduğu, müştekinin beyanında binanın yapımından kaynaklı aleyhine Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığını ve bu davanın 15/11/2016 tarihli duruşmasından çıkan şüpheli ....'ün kendisine karşı tehdit ve hakarette bulunduğunu, diğer şüpheli ...'un ise kafa atarak kendisini yaralamaya çalıştığını ifade etmesi üzerine olayla ilgili yürütülen soruşturmada, güvenlik kamera kayıtlarında iddiaya yönelik bir kayıt bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; müştekinin beyanında olayı gören ve duyan ismini bilmediği bir kısım şahısların da olduğunu ifade ettiği görülmekle, söz konusu şahısların kamera kayıtlarından veya yasal her türlü delille tespitinden sonra ifadelerine başvurulup sonucuna göre delil tartışması yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Basit yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/03/2018 tarihli ve 2016/113111 soruşturma, 2018/14638 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/05/2018 tarihli ve 2018/3986 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, 'Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. '2. fıkrasında, 'Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.' 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.' 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
CMK'nın 173. maddesi; ' (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.' biçimindedir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada;
Şikayetçi Hasan Yeğin'in 14/12/2016 tarihli müracaatı üzerine alınan ifadesinde; 'Kendisinden şikayetçi olduğum ... ve ...'u geçmişte müteahhitlik yaptığım dönemde babalarına daire satmış olmam sebebiyle tanırım. Bu dairenin kentsel dönüşüm kapsamında bir sorunu var bu sebeple kendisiyle davalık olduk. ...'un da aralarında bulunduğu bir grup davacı hakkımda dava açtı, bu dava Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/828 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmektedir. 15/11/2016 günü bu davanın duruşmasından çıktıktan sonra ... koridorda yanıma geldi, kendisi öfkeliydi bir anda bana kafa atmak ister gibi bir hareket yaptı, ben elimle kafasını tuttum. Diğer davacılar araya girdi ancak isimlerini bilmediğim için söyleyemiyorum. ... bana hitaben 'sen babamı kandırmışsın ' gibi sözler de söyledi. Ben savcılığa gidiyorum şikayet edeceğim dedim, ... boynuma sarıldı, gitme dedi. Ben yürüdüm gittim, 550 numaralı odanın önünde ... tekrar yanıma geldi bana hitaben 'bina yıkılırsa ben seni vururum' dedi. Güvenlik buradan uzaklaşın deyince alt kata indim, ... tekrar geldi yanımdan geçerken bana hitaben 'pezevenk' şeklinde küfür etti. Diğer davalı ... bu esnada yanımdaydı, olaya tanık oldu. Her iki şüpheliden de şikayetçiyim, uzlaşmayı kabul ederim' şeklinde beyanda bulunduğu, şüpheli ... alınan ifadesinde; şikayetçiyle konuştuğunu, ona vurma, kafa atma gibi düşüncesinin olmadığını, kötü söz söylemediğini savunduğu, diğer şüpheli ...'un alınan ifadesinde; şikayetçiyle konuştuğunu, küfür veya tehdit etmediğini savunduğu, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığı, kolluk tarafından düzenlenen 16/01/2017 tarihli CD inceleme tutanağında, görüntüler incelendiğinde, herhangi bir kavga, şiddet, itiş kakış veya şahısların durup konuşması gibi herhangi bir olumsuz duruma rastlanılmadığının ve ses kaydının olmaması sebebiyle hakaret olayıyla ilgili bir tespit yapılamadığının belirtildiği, soruşturma neticesinde basit yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca '...Müştekinin iddia ettiği olayın yaşandığı yere ait güvenlik kamera kayıtları kolluk görevlileri tarafından incelenip görüntülerde herhangi bir kavga, şiddet durumunun yada herhangi bir şahsın başka biriyle durup konuştuğuna dair kaydın bulunmadığının tespit edildiği, Şüphelilerin müştekiye yukarıda belirtilen eylemleri gerçekleştirdiklerine dair müştekinin soyut iddiasının dışında delil bulunmadığından...' biçimindeki gerekçeyle 16/03/2018 tarihli ve 2016/113111 soruşturma, 2018/14638 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, anılan karara şikayetçinin itiraz ettiği, itirazın mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/05/2018 tarihli ve 2018/3986 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla reddedildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya dosyada yer alan delillerin itirazla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için yeterli olmadığı durumlarda soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
Somut olayda, şikayetçinin, olay sırasında diğer davacıların araya girdiğini beyan etmesi nedeniyle bu kişilerin tespit edilerek ifadelerinin alınması, olaya tanık oluğu belirtilen ...'ın beyanının tespiti, şüphelilerin şikayetçiyle konuştuklarını kabul etmesine karşın kolluk tarafından düzenlenen CD inceleme tutanağında, şahısların durup konuşması gibi herhangi bir olumsuz duruma rastlanılmadığının belirtilmesi sebebiyle söz konusu görüntülere ilişkin CD'nin yöntemince çözümlenmesi ve sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun belirlenmesinin gerektiği gözetilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; belirtilen eksiklikler tamamlanıp soruşturmanın neticelendirilmesinden sonra bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kurulan, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara yönelik şikayetçi tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/05/2018 tarihli ve 2018/3986 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/05/2018 tarihli ve 2018/3986 Değişik İş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 25/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.