Ceza Genel Kurulu 2019/325 E. , 2021/590 K.
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Sayısı : 444-91
Sanıklar ... ve ... hakkında; inceleme dışı sanıklar .....ın maktûl ...'e karşı gerçekleştirdikleri 'tasarlayarak kasten öldürme' suçuna yardım eden sıfatıyla katıldıkları iddiasıyla, 5237 sayılı TCK'nın 39. maddesi delaletiyle 82/1-a, 53, 63. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında, eylemlerinin 'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçunu oluşturduğu gerekçesiyle TCK'nın 281/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 4'er yıl 2'şer ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına ilişkin Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.03.2014 tarihli ve 31-83 sayılı hükümlerin, sanıklar müdafileri, Cumhuriyet savcısı ve katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 06.10.2015 tarih ve 998-4703 sayı ile;
'...sanıklar.....’in öldürme planı doğrultusunda daire kiraladığını ve maktulü takip ettiğini bildikleri, imkânları bulunduğu hâlde, sanıklara engel olmaya çalışmadıkları, takip edildiğini maktule bildirmedikleri, olay sırasında gelen güvenlikçileri de diğer bloka yönlendirmek suretiyle faillere zaman kazandırarak tasarlayarak öldürme eylemine yardım eden olarak katıldıklarının anlaşılması karşısında maktul tarafından kendilerine gönderilen maillerin içeriği üzerinde de durularak sanıklar hakkında tasarlayarak öldürmeye yardım suçlarından mahkûmiyet hükümleri kurulması yerine olaya uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde suç delillerini gizleme suçundan mahkûmiyet kararları verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de; sanıklar hakkında tasarlayarak öldürmeye yardımdan dolayı TCK’nun 82/1-a, 39. maddeleri uyarınca kamu davası açılmasına, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasında da aynı maddelerin uygulanması talep edilmesine rağmen ek savunma hakkı tanınmadan TCK'nun 281/1 maddesi gereğince hükümler kurularak CMK'nun 226. maddesine aykırı davranılması,...' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş;
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece, 21.03.2016 tarihli ve 444-91 sayılı kararla; sanıklar ... ve ...'in eylemlerinin 'tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım etme' suçunu oluşturduğundan bahisle TCK'nın 82/1-a, 39/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 12'şer yıl 6'şar ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba ilişkin kurulan hükümlerin, sanıklar müdafi ile katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 24.01.2018 tarih ve 4231-238 sayı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 16.02.2019 tarih ve 93914 sayı ile;
'...Sanıkların baştan beri değişmeyen savunması ve tanık ...'nın beyanından da anlaşıldığı gibi sanık...'in ölenin Facebook hesabından sanıklara ulaştığı, dolandırıldığını, bu alacağını almak istediğini söylemesi üzerine sanıkların hukuki yollara başvurmasını, isterse kendi avukatına söyleyebileceğini, düzenini bozmamasını söyledikleri, olaydan üç saat önce ve olaydan sonra diğer sanıkların aradıkları, ölen ile kavga ettikleri sırada görüşmelerinin bulunmadığı, öldürme suçuna yardım ettiklerine dair bir delilin bulunmadığı, şüpheden sanık yararlanır kuralı gereği, tasarlayarak öldürme suçundan cezalandırılmalarına delillerin kesin ve yeterli olmadığı ancak sanıklar ... ve ...'dan güvenlik görevlilerini uzaklaştırmak amacıyla onların B-2 blokta kavga olduğu ihbarı yapmalarını istediği, bunun üzerine sanıklar ... ve ... tarafından güvenlik görevlilerinin arandığı ve B-2 blokta kavga olduğu ihbarının yapıldığı, sanıklar ... ve ...'ın eylemlerinin bu şekilde sabit olduğu, sanıkların savunmalarında diğer sanıkların gerçekleştirdikleri öldürme olayına karışmadıklarını, diğer sanıkların eylemlerini önceden bilerek iştirak etmediklerini, diğer sanık... ile görüştüklerini ancak kendisini hukuki yollara başvurmaya yönlendirdiklerini beyan ettikleri, sanıklar ... ve ...'nın diğer sanıklara şuçun işlenmesinde yardımcı olduklarına dair savunmalarının aksini gösterecek nitelik ve derecede her türlü kuşkudan uzak yeterli delil elde edilemediği, sanıklar ... ve ...'in eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nun 281/1 maddesi kapsamında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturduğu....' görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 08.05.2019 tarih ve 773-2659 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar..., ..., ..., ... ve ... hakkında, maktûl ...'i iştirak hâlinde tasarlayarak kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri, Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme; sanıklar ... ve ... hakkında tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar ... ve ...'in eylemlerinin nitelendirilmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sitenin özel güvenlik amiri ... tarafından düzenlenen tutanakta; 06.07.2012 tarihinde saat 23.45 sularında, İnnovia-1 sitesi B3 blok 62 numaralı dairede oturan site sakini ...'nın site yönetimini arayarak B3 blok 15. katta kavga olduğunu söylemesi üzerine bahse konu bloka doğru intikal edildiği sırada, B2 blok 60 numaralı dairede oturan site sakini sanık ...'in de güvenliğe B2 blokta kavga olduğu ihbarında bulunması ile birlikte B2 bloka doğru gidildiğinin, B2 blokta herhangi bir olumsuzluk görülmemesi üzerine tekrar ilk ihbarın yapıldığı B3 bloka dönüldüğünün, B3 blokta o gün kullanımda olan tek asansörün içinde, aynı blokun 15. ve 16. katındaki ortak kullanım alanlarında kan izleri olduğunun, izlerin 16. kattaki 67 numaralı dairenin kapısının önünde bittiğinin, derhal 155 Polis İmdat Hattının arandığının, saat 00.30 sıralarında ilk polis ekibinin siteye giriş yaparak B3 bloka geldiğinin, zaman içinde diğer ekiplerin de olay yerine geldiklerinin ve yaklaşık üç saatlik bekleyiş sonunda 67 numaralı dairenin kapısının çilingir marifetiyle açıldığının, içerideki beş kişinin etkisiz hâle getirildiğinin, aynı daire içinde ayakları ve elleri arkadan bağlı vaziyette hareketsiz bir şekilde yerde yatarken bulunan şahsın ise site sakini ... olduğunun anlaşıldığının yazılı olduğu,
07.07.2012 tarihli kolluk tutanaklarında; 06.07.2012 tarihi saat 00.30'da Haber Merkezi'nden Güzelyurt Mahallesi, İnnovia-1 sitesindeki B3 blokta kavga olduğu anonsu gelmesi üzerine olay yerine gidildiğinin, site içindeki B3 blokun asansöründe, 15. ve 16. katların ara koridorlarında ve yangın merdiveni çıkışında kan izlerinin bulunduğunun, ayrıca sitedeki özel güvenlik görevlilerinin B3 blokta bir adet araba anahtarlığı, bir adet bluetooth kulaklık ve siteye giriş pulu bulduklarını söylediklerinin, B3 blokun 72 numaralı dairesinde ikamet eden ... isimli şahsın kendilerine; eşinden haber alamadığını, bulunan eşyaların eşine ait olduğunu, birlikte yaşadığı kocası ...’in alacak borç meselesi nedeniyle kaçırılmış olabileceğini, kocasının uzman jandarma iken meslekten ayrıldığını ve iş adamı olduğunu, en son B2 blokta oturan ... ve ... isimli şahıslarla aralarında 6.500 TL’lik bir alacak meselesi olduğunu, ancak bu parayı tahsil edemediklerini, bu kişilerden şüphelendiğini söylemesi üzerine; Gasp Büro Amirliği ve Olay Yeri Büro Amirliği ekiplerine de bilgi verildiğinin, B3 bloktaki kan izlerinin 16. kattaki 67 numaralı dairenin kapısının önüne kadar devam ettiğinin, dairenin kapısının kapalı olduğunun, olay yerine ilk gelen ekip tarafından gerekli güvenlik tertibatının alındığının, kapının önüne özel güvenlik ve kolluk görevlilerinin yerleştirildiğinin, olay yerine iki ekip daha gelene kadar beklendiğinin, diğer ekiplerin gelmesiyle birlikte özel güvenlik görevlileriyle yapılan görüşmede; ihbar yapıldığında hemen B3 bloka gitmek için hareket ettiklerini, ancak o sırada B2 bloktan da ihbar gelmesi üzerine önce B2 blok 60 numaraya gittiklerini, buradaki şahısların kavganın nerede olduğunu bilmediklerini söylemeleri üzerine tekrar B3 bloka geldiklerini beyan ettiklerinin, bu arada 67 numaralı dairenin... ve ... isimli şahıslarca kiralandığı bilgisine ulaşıldığının, darp edildiği düşünülen ... isimli şahsın tüm aramalara rağmen bulunamadığının, site dışına çıkmış olabileceği ihtimaline binaen yapılan araştırmada ... adına hastanelerde herhangi bir kayıt olmadığının, siteye giriş çıkışlarda herhangi bir şüpheli durumla karşılaşılmadığı bilgisine ulaşıldığının, arabası hâlen otoparkta olduğu anlaşılan aranan şahsın güvenliğe ihbar yapıldıktan sonra B3 bloktan çıkmadığı izleniminin uyandığının, nöbetçi Cumhuriyet savcısına haber verildiğinin, kapının çilingir marifetiyle açılması talimatı üzerine çilingir çağrıldığının, arkadan ve üstteki kelepçeden kilitlenen kapının zor da olsa açıldığının, 67 numaralı daireden içeri girildiğinde ışıkların sönük olduğunun, yerde kan izleri olduğunun, koridorun sonunda yatak odası olduğu tahmin edilen odada beş şahsın bulunduğunun, şahısların önce direnmeye kalkıştıklarının ancak orantılı güçle etkisiz hâle getirilerek yakalandıklarının, daire içinde eşya bulunmadığının, bir odada yer yataklarının bulunduğunun, yatak odası olarak kullanıldığı tahmin edilen odada bir şahsın yerde yatar vaziyette, ayakları ve elleri arkadan plastik kelepçe ile kelepçelenmiş ve kafasından kanlar akmış bir şekilde yüzükoyun uzandığının görüldüğünün, içeride bulunan diğer şahısların şortlu veya yarı çıplak vaziyette bulunduğunun, şahısların isimlerinin..., ..., ... ve ... olduğunun, yerde yatan şahsın ise ... olduğunun tespit edildiğinin, olay yeri incelemesi devam ettiği sırada yerde yatan şahsın eski eşi ...’ye içerideki kişileri tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; ...isimli şahısla ortaklık yapmak amacıyla internet üzerinden tanıştıklarını, bir süre çalıştıktan sonra anlaşamadıklarını ve aralarında alacak verecek meselesi oluştuğunu, daha önce isimlerini söylediği ... ve ...’in ise eski eşine borçlu olduklarını, bu şahısların birbirilerini tanıdığını bildiğini, hatta...’in ... ve ...'in oğlu ...’i de tanıdığını, bu şahısların...’i yaklaşık on gün önce aynı bloktaki 67 numaralı daireye yerleştirdiklerini duyduğunu söylediğinin, ...’ye neden kapı açılmadan önce bu dairede...’in oturduğunu söylemediği sorulduğunda ise olayın heyecanı ile bunu unuttuğunu, kapı açılınca...’i gördüğünü ve tanıdığını söylediğinin, bu nedenle çelişkili beyanlarda bulunduğunun gözlemlendiğinin, yakalanan beş şahıs ile birlikte B2 blokta oturan ..., ... ve ... isimli şahısların da polis merkezine götürüldüğünün belirtildiği,
Olay yeri görgü tespit ve ölü muayene tutanağında; olay yerine bir zabıt katibi ve adli tabip ile birlikte intikal edilerek yapılan harici muayenede; maktulün takriben 1,75 metre boyunda 100 - 110 kg ağırlığında olduğunun, göbeğinin üst kısmında sigara yanığına benzeyen yüzeysel bir yanık bulunduğunun, kafasının vücuduna göre daha yoğun biçimde siyanüze olduğunun, kafasının saçlı deri sol arka kısmında bulunan 2 x 0,5 cm'lik yaranın hâlen kanadığının, ölü katılığının ve vücutta soğumanın kısmen başladığının, yaralanmanın muhtemelen sert bir cisim vurulması sonucu oluştuğunun, kesin ölüm sebebinin ancak otopsi ile tespit edilebileceğinin, cesedin klasik otopsisinin yapılması amacıyla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılması talimatı verildiğinin yazılı olduğu,
11.07.2012 tarihli kolluk tutanağında; Büyükçekmece Cumhuriyet savcılığının, suçun işlendiği dairede ele geçen dürbünle dairenin pencerelerinden nerelerin görüldüğünün araştırılması ve raporlanması talimatı vermesi üzerine, olayın yaşandığı 67 numaralı daireye girilerek olay sırasında ele geçen ve üzerinde USB girişi bulunan Akita marka dürbünle yatak odasındaki pencereden bakıldığında; sitenin havuz ve müştemilatı ile 6A, 6B, 7A ve 7B bloklarının, karşıdaki çocuk parkının, Hürriyet Caddesi'nin ve Cumhuriyet taksi durağının net olarak göründüğünün, salon penceresinden bakıldığında yine aynı yerlerin ve sitenin 4A, 5A ve 5B blokları ile spor salonunun net olarak göründüğünün, mutfaktan bakıldığında ise karşı siteye ait çocuk parkı ve bahçesinin, resim galerisinin net olarak göründüğünün, ancak dairenin hiçbir penceresinden otoparkın girişi veya sitenin ana giriş kapısının görülmesinin mümkün olmadığının, bu yerler sitenin ön tarafında olduğundan görüş açısının bulunmadığının tespit edildiği,
İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 21.09.2012 tarihli otopsi raporunda; vücudunda çok sayıda küt travmatik lezyon, her iki el ve ayak bileğinde bağ izi bulunan maktul ...’in ölümünün; boyuna basıya dayalı olarak mekanik asfiksi (boğulma) sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği,
Cep telefonu görüşme kayıtları analizi içeren bilirkişi raporunda; tüm sanıkların cep telefonu hattına dair ayrıntılı görüşme kayıtlarının, suç tarihinden geriye dönük son üç aylık periyotta incelenmesi sonucunda,
- İnceleme dışı sanıklar..., ..., ..., ... ve ...'ın kullandıkları tespit edilen cep telefonu hatları üzerinden birbirleri arasında 2012 yılının Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında değişik zaman aralıklarıyla toplamda 100'ü aşkın görüşme ve mesajlaşma kaydı bulunduğunun,
- İnceleme dışı sanık...’in (93 98) ile biten cep telefonu hattı ile sanık ...’in kullandığı ancak eşi ... adına kayıtlı (03 99) ile biten cep telefonu hattı arasında; 06.06.2012 ila 24.06.2012 tarihlerinde toplamda 58 adet görüşme kaydı ve mesaj trafiği bulunduğunun, sanıkların aralarındaki ilk görüşmenin 06.06.2012 tarihinde inceleme dışı sanık...’in sanık ...’yı araması ile başladığının,
- İnceleme dışı sanık...’in kullandığı (93 98) ile biten cep telefonu hattı ile sanık ...'in kullandığı (08 94) ile biten cep telefonu hattı arasında; 07.06.2012 tarihinde 2 kez görüşme ve 11.06.2012 tarihinde 1 kez mesaj kaydı; inceleme dışı sanık Muhamet ...'in kullandığı (93 98) ile biten cep telefonu hattı ile ...’in kullandığı (31 51) ile biten cep telefonu hattı arasında ise 11.06.2012 ve 12.06.2012 tarihlerinde toplamda 2 kez görüşme kaydı bulunduğunun tespit edildiği,
Suçun işlendiği 07.07.2012 tarihi gece saatlerinden geriye dönük son iki haftaya kadarki görüşme kayıtlarının ayrıntılı olarak incelenmesi sonucunda,
- İnceleme dışı sanıklar..., ..., ..., ... ve ...'ın kullandıkları tespit edilen cep telefonu hatları üzerinden birbirleri arasında; 06.07.2012 tarihine kadar, çoğunluğu inceleme dışı sanıklar... ile ... arasında olmak üzere, toplam 800'ü aşkın görüşme ve mesajlaşma kaydı bulunduğunun, ancak inceleme dışı sanık ...'ın 22.06.2012 ila 06.07.2012 tarihleri arasında diğer sanıklarla aralarında hiçbir görüşme kaydına rastlanmadığının,
- İnceleme dışı sanık...’in (65 18) ile biten cep telefonu hattı ile sanık ...’in kullandığı (08 94) ile biten hattı arasında 03.07.2012 tarihinde 3 adet görüşme kaydı bulunduğunun,
- İnceleme dışı sanık...’in (65 18) ile biten cep telefonu hattı ile sanık ...’in kullandığı (03 99) ile biten hattı arasında 26.06.2012’den olayın yaşandığı günü takip eden 07.07.2012 tarihi gece saatlerine kadar toplamda 29 adet kayıt bulunduğu, bu kayıtlardan ilk üçünün sanık...’in sanık ...’yı 26.06.2012’de bir kez araması ve iki kez mesaj atmasından ibaret olduğunun,
- İnceleme dışı sanık ...'in kullandığı telefon hattı ile sanık ...'in kullandığı telefon hattı arasında 06.07.2012 tarihinde toplamda 6 adet görüşme ve mesaj kaydı bulunduğunun, 06.07.2012 tarihi saat 15.20’de inceleme dışı sanık ... hattından ilk kez sanık ...’in hattına bir adet mesaj gönderildiğinin, aynı gün saat 15.24’te sanık ...’in inceleme dışı sanık ...’in telefonunu arayarak 10 saniye görüştüğünün, bundan sonra saat 15.32’de sanık ...’in inceleme dışı sanık ...'in telefonunu arayarak bu kez 358 saniye görüştüğünün, olayı izleyen 07.07.2012 tarihi gece saatlerinde ise; inceleme dışı ...’in hattından sanık ...’in telefonuna saat 02.08, 02.24 ve 02.38’de üç kez kısa mesaj gönderildiğinin tespit edildiği,
İnceleme dışı sanık ...'in kullandığı cep telefonuna ait ayrıntılı görüşme ve baz istasyonu sinyal bilgilerini gösterir kayıtların incelenmesine dair bilirkişi raporunda; İnceleme dışı sanık ...'in kullandığı cep telefonu hattı ile inceleme dışı sanık...'in kullandığı (65 18) ile biten cep telefonu hattı arasında; olayın gerçekleştiği 06.07.2012 tarihi saat 18.28 ile 19.31 sıralarında yapılan görüşmeler esnasında; inceleme dışı sanık...'in cep telefonunun 'İnnovia-1' baz istasyonundan sinyal aldığının, ...'in cep telefonunun ise 'Kartal/İstanbul' baz istasyonundan sinyal aldığının; yine aynı sanıklar arasında olayın gerçekleştiği 06.07.2012 tarihi saat 23.02 ve 23.18 saatlerinde yapılan görüşmeler esnasında; inceleme dışı her iki sanığın cep telefonunun da 'İnnovia-1' baz istasyonundan sinyal aldığının,
- İnceleme dışı sanık ...'in kullandığı cep telefonu hattı ile sanık ...'in kullandığı bilinen ancak sanık ... adına kayıtlı (03 99) ile biten cep telefonu hattı arasında; 06.07.2012 tarihi saat 15.24'te yapılan görüşme sırasında, sanık ...'in cep telefonunun 'Beylikdüzü/İstanbul' baz istasyonundan sinyal aldığının, ...'in cep telefonunun ise 'İnnovia-1' baz istasyonundan sinyal aldığının; olayın gerçekleştiği 07.07.2012 tarihi saat 02.08'te gerçekleşen mesajlaşma esnasında; inceleme dışı sanık ...'in ve sanık ...'in kullandığı cep telefonlarının 'İnnovia-1' baz istasyonundan sinyal aldığının tespit edildiği,
Sanıklar ... ve ... tarafından dosyaya sunulan e-mail yazışma içeriklerinde; maktul ...'in, sanık ...'e gönderdiği 30.04.2012 tarihli elektronik postada “...... abi, öncelikle görüşemiyoruz, nasılsın dayıoğlu,...” şeklinde başlayan mesajla, Beylikdüzü'nde ortak bir ofis açtıklarını ancak sanık ...'ın bir medya şirketinde tam zamanlı çalışmaya başlaması nedeniyle gelemediği, ekte çıkarttığı maliyetleri bir an önce ödemesini istediği, sanık ...'in maktul ...'e gönderdiği 02.05.2012 tarihli elektronik postada; '...sevgili dostum teyzooğlu...' şeklinde başlayan mesajla, aralarındaki iş ilişkisinin maktulün söylediği gibi olmadığını, maktulün hareketleri nedeniyle mahcup olduğunu, birlikte çalışmamalarının en doğrusu olacağını, maktulün çıkardığı maliyeti kabul ettiğini, sonuna kadar ödeyeceğini, ancak yeni araba aldığı için aylık taksitlerle ödeyebileceğini yazarak cevap verdiği, maktul ...'in sanık ...'e gönderdiği 03.05.2012 tarihli elektronik postada; “...Peki abi, öncelikle cevapların için sağolasın,...” şeklinde başlayan mesajla, sanık ...'ın birlikte yaptığı işlerde medya sektöründeki gibi titiz olmadığını, istese her şeyi halledebileceğini, böyle olsaydı ve işler yolunda gitseydi sanık ...'a bir ev ve bir araba vereceğini ancak hayal kırıklığına uğradığını, gün içinde ödeme için kendisine mutlaka dönmesini istediği, sanık ...'in maktul ...'e cevaben gönderdiği 03.05.2012 tarihli elektronik postada; '...... kardeşim,...' şeklinde başlayan mesajla, kendisini üçkağıtçı gibi suçladığını, bu üslubunun hoş olmadığını, banka hesabını göndermesi hâlinde parayı göndereceğini yazdığı, sanık ...'in 05.05.2012'de maktulün elektronik posta adresine gönderdiği mesajda; “500 TL bugün...’e teslim edildi, bilgine, G.U.” yazılı olduğu, katılan ...’nin 21.06.2012 tarihinde sanık ...’e gönderdiği elektronik postada; '...;...” şeklinde başlayıp “...yaptığın pisliğin ve nankörlüğü unuttum sanma ... evinde benim ve ailemin canına kast edip bir tertip yapan orospu evladını ağırladığını söylüyorsun o eroinman seni, yani senin gibi abla bildiğimiz bir yılanı kullanarak bir menfaat elde etmek peşinde...” şeklindeki ifadelerde bulunduğu, mesajın; '...bize 5-6 ay boyunca bir aile gibi yaklaşarak bize en büyük dolandırıcılığı sen yaptın, ha bir de o aracın kirası dışında bir de trafik cezaları gelmeye başladı, artık yasal faiziyle birlitke ödeyeceksin,... yasal olarak sana en zor anı ben yaşatacağım...” şeklinde sona erdiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Kollukta; eski eşi olan maktul ... ile ekonomik sebeplerle boşandıklarını, ancak birlikte yaşamaya devam ettiklerini, İstanbul'a bir buçuk yıl önce geldiklerini, 'İnnova-1' sitesinde kiracı olarak oturmakta olduklarını, eşinin eskiden Orman İşletme Müdürlüğü'nden ağaç kesim ihalesi aldığını, onun işlerinde çalışmak için yurt dışında çalışan... isimli bir şahısla tanıştığını, internet üzerinden görüştüklerini ve...’in ortaklık evrakını imzalayıp postayla gönderdiğini, bu şahsın bu işle ilgili olarak en son 45-50 bin TL civarında parayı eşine verdiğini, ancak kısa bir süre sonra yanlış ve kalitesiz kesim yapılınca Orman İdaresi’nin iş akdini feshettiğini, daha sonra eşi ... ... ile birlikte İstanbul'a geldiklerini, maktulün kardeşi ... ile birlikte kalırken...'in maktulle görüşmeye geldiğini, ...ve ailesini İstanbul'da ağırladıklarını, sonra da Hollanda'ya yolcu ettiklerini, aynı şahısla telefon numarasını kaybettikleri için görüşemediklerini, yaklaşık üç ay kadar sonra...adındaki birinin kanser hastası olduğunu söyleyip eşinden yardım istediğini, eşinin de bir doktor tanıdığının olduğunu, onun para almadan yardım edeceğini ona söylediğini, ... hanımın kendilerini “...anladığım kadarıyla siz iyi birilerine benziyorsunuz, ...beni sizi aramam ve tuzağa düşürmem için tutmuştu, ben vazgeçtim, kendinize dikkat edin...” şeklinde uyardığını, sonrasında...hanımın eşiyle görüştüğünü, hatta...'in kendisine aldığı cep telefonunu SIM kartıyla birlikte eşine verdiğini, sonra 'polise tanık olarak ifade verebilirim' dediğini, bunun üzerine eşi ....m'in sanık...'in memleketteki babasını arayarak kendisi ile uğraşmamasını söylediğini, İnnova-1 sitesine yaklaşık bir yıl önce taşındıklarını ve televizyon yapımcısı olan sanıklar ... ve ... ile tanıştıklarını, sanık ...’in ortak iş yapabileceğini ancak kendilerinden komisyon istediğini, sanık ... için bir araç kiralayıp ona ortak işler için kullanması için tahsis ettiğini, bir süre sonra eşinin bu işten zarar ettiğini anlayınca aracın kira bedeli ile elden verdikleri 1600 TL'yi sanık ...'dan geri istediğini, ancak ... bu parayı ve kirayı ödemeyeceğini söyleyince aralarında sorun çıktığını, sonra ...'i defalarca telefonla aramalarına rağmen telefonlara bakmadığını, aralarında elektronik posta yazışmaları olduğunu, ancak sanıklar ... ve ...'nın yine parayı vermediklerini, bunun üzerine kendisinin sanık ...'in yanına giderek; “...ne yapmak istiyorsunuz? Neden beni ve eşimi kötüleyip duruyorsunuz amacınız nedir?...” diye sorduğunda sanık ...’in kendisine; “...siz dolandırıcısınız, bizi de dolandırdınız, hatta... isimli bir kişi var, onu da dolandırmışsınız, bu şahıs iki aydır evimde kalıp sizi takip ediyor...' şeklinde cevap verdiğini, “...madem böyle bir olay var, o hâlde neden bize bilgi vermiyorsunuz, bu şahsı neden bize yönlendirmiyorsunuz...” dediğini, ancak sanık ...’nın “...ben sizin tüm pisliklerinizi öğrendim, konuyu kapattım, gerisi sizi ilgilendirir, siz zaten evli değilsiniz, ama aynı evde kalıyorsunuz, ben bu durumu bütün siteye yayar, sizi rezil ederim, bunun için bizden istediğiniz paradan vazgeçin artık...” dediğini, tüm bu diyaloğu eşine anlattığını, 06.07.2012 günü saat 19.00 sıralarında İnnovia-1 sitesindeki evlerinde, maktul ..., oğlu ve eşinin eski bir tanıdığı olan ... ile birlikte oturup sohbet ettiklerini, saat 22.30 sıralarında misafir tanık ...'ın kalkmak istemesi üzerine eşinin arkadaşını Avcılar metrobüs durağına bırakmak istediğini ve birlikte evden çıktıklarını, yaklaşık yarım saat sonra eşinin telefonuna “...misafiri nereye bırakacaksın...” diye mesaj attığını, kısa bir süre içinde eşinin kendisine “...siteye girdim...” şeklinde mesaj gönderdiğini, balkona çıktığını, eşinin arabayla otoparka girdiğini gördüğünü, havanın sıcak olduğunu, içeride de sinek olduğundan eşine gelirken sinek ilacı da almasını söylemek için tekrar telefonla aradığını, ancak eşinin telefonu açmadığını, sürekli meşgule alınca meraklandığını, aşağı inmek için asansörü çağırdığını ancak içeride kan izleri olduğunu gördüğünü, hemen asansörün alarm butonuna bastığını, güvenliği aradığını, ancak güvenlik cevap vermeyince, dış kapıdaki güvenlikçilere kadar giderek; “...ne var bir şey mi var, eşime ulaşamıyorum...” dediğini, güvenlikçilerin kendisine “...bir olay olmuş ancak biz görmedik, polise haber verdik geliyor...” dediklerini, bu sırada oturduğu B3 bloktaki katları dolaşırken, yerde eşinin arabasının anahtarının takılı olduğu anahtarlığı gördüğünü, ayrıca eşinin kullandığı bluetooth kulaklığı da görünce başına bir şey geldiğini anladığını, bu arada güvenlikçilerin konuşmalarından ihbarın B2 blokta oturan sanık ... tarafından yapıldığını duyduğunu, sonradan B3 blokun bu şekilde boş bırakılmaya çalışıldığını düşündüğünü, ihbarın kasıtlı yapıldığını anladığını, sonra polislerin geldiğini, eşinin oturdukları dairenin bir alt katındaki dairede beş kişi tarafından öldürülmüş olduğunu,
Savcılıkta; kollukta verdiği ifadeyi tekrarla, maktul eşinin güçlü bir yapıya sahip olduğunu, onu tek kişinin yere sermesinin çok zor olduğunu, sanıklar ... ve ...’in karate eğitimi almış olan oğlu ...'in olay yerine gelip eşini etkisiz hâle getirerek diğer sanıklara teslim ettiğini tahmin ettiğini, kaldı ki sanıklar ... ve ...'in site güvenliğini yanlış yönlendirmesinin amacının da bu olabileceğini, inceleme dışı sanık...'in Facebook üzerinden ilk konuştuğu kişinin sanıklar ... ve ...’in kızları olan ... olduğunu,
Mahkemede; önceki ifadelerini tekrarla, olaydan on gün önce eski tanıdığı...nın eşi...nın kendisini telefondan arayarak; '...sizin aile dostu olduğunu söyleyen kişi, sizin hakkınızda 'bizi dolandırmaya çalışıyor' deyip, onları 6.500 TL kadar dolandırdığınızı, evli olmayıp metres hayatı yaşadığınızı söyledi. Şikâyette bulunmak isterseniz, ben şahitlik ederim...' dediğini, bunun üzerine sanık ...'i arayıp görüşmek istediğini, o gün karşılaştığı sanık ...'ya, arkadaşı ...'in eşini arayarak ne yapmaya çalıştığını sorduğunu, sanık ...’nın kendisine; '...ben sizin ne kadar dolandırıcı bir çift olduğunuzu araştırıp buldum, sıra...ya mı geldi. Hollanda'da... diye birini dolandırmışsınız, ben onu iki aydır evimde tutuyorum. Bizi de borçlu çıkardınız. Borcu istemeye devam ederseniz, sitedeki arkadaşlarınıza nikâhsız yaşadığınızı söylerim...' dediğini, eşi ... ...'in reklam filmi çektirdiğini, ancak bu reklam filminin çekiminde, sanıklar ... ve ...'in bir katkısı olmadığını, reklamı çeken Sinevizyon şirketinin sahibinin 'bu bizim tanışma işimiz olsun' diyerek para almadığını söylediğini, ancak sonradan kanallara para ödeyeceklerini söyleyip 50 bin TL hesap çıkardıklarını, daha sonra çağrı merkezi ve kargo bedeli olarak bunun üzerine 35 bin TL borç daha ilave ettiklerini, oysa kendileri için değil distribütörü oldukları bir firmanın ürünü için reklam filmi çektirdiklerini, sanık ...’nın kendisine inceleme dışı sanık...'i iki aydır barındırdığını söylediğini, buna karşı kendisinin sanık ...’ya '......'i dolandırmam seni ilgilendirmez, ben seni dolandırdım mı...' dediğini, sanık ...'nın inceleme dışı sanık... ile olan bağlantısının olduğuna ihbarın bu daireden yapıldığını öğrenince tam olarak emin olduğunu, kendileriyle ailece görüştüklerini, çok samimi olduklarını, sanıkları anne baba gibi gördüklerini, çevrelerinin çok iyi olduğunu bildiklerini, eşiyle sattıkları ürünün ağrı kremi, otellerde ve sosyal çevrelerde kullanıldığını, sanıklar ... ve ...'nın kendilerine elit müşteriler bulabileceklerini söylediklerini, maaş istemediklerini, ancak bağladıkları müşteri başına %3 komisyon istediklerini, bu esnada sanık ...'ın Eurostar'da görüşmelerinin olduğunu, işe başlayacağını, haftada üç gün onlara vakit ayırabileceğini söylediğini, ancak bu vakti de ayırmadığını, aradan üç ay kadar süre geçtikten sonra müşterilerle görüşmesi için, masrafları kendi cebinden gitmesin diye sanık ...'a bir araç verdiklerini, üç ay sonra da aracı geri aldıklarını ve masraflarını istediklerini, sanıklar hakkında şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
Tanık ... Kollukta; üç yıldır tanıdığı maktul ...'in, kendisinin Ankara'dan ziyaret için İstanbul'a geldiğini duyması üzerine görüşmek için maktulü aradığını, 06.07.2012 günü akşam saat 19.00 sıralarında, Beylikdüzü'ndeki Bauhaus isimli yapı marketin önünden kendisini araçla aldığını, birlikte oturdukları İnnovia-1 sitesindeki evine gittiklerini, eşi ve çocuğuyla birlikte oturdukları sırada kimsenin maktülü aramadığını, kimsenin evlerine gelmediğini, siteye girerken veya çıkarken herhangi bir olağanüstü durum yaşamadıklarını, saat 22.30 sıralarında kalkmak istediğini söylediğini, maktulün kendisini Avcılar metrobüs durağına kadar götürdüğünü, inerken '...abi indiğinde ara haberim olsun...' dediğini, saat 23.41 sıralarında İncirli durağında inince maktulü aradığını, maktulün kendisine '...ben de binaya girmek üzereyim...' dediğini, ertesi gün maktulü aradığını, ancak açan olmadığını, kardeşini aradığını, abimi kaybettik dediğini, çoğu işleriyle ilgili detayları paylaşmadığını, ancak maddi sıkıntıları olduğunu bildiğini, 2010 yılı içinde Ankara'ya geldiğinde kendisine '...abi ben izleniyorum bak...' dediğini hatırladığını, istinabe olunan mahkemede daha önce verdiği ifadeyi tekrar ettiğini, evden maktulle birlikte çıktıklarını, maktulün kendisini arabayla Avcılar metro istasyonuna bıraktığını, ertesi gün Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden bir doktor arkadaşı ile buluşacaklarını, ancak ertesi sabah saat 09.00 gibi maktulü aradığında telefonu cevap vermeyince kardeşini aradığını, kardeşinin ise maktulün öldüğünü söylediğini,
Tanık ... Savcılıkta; İnnovia-1 sitesi B3 blok 62 numaralı dairede oğlu ile birlikte oturduğunu, şüphelilerin isimlerini bilmediğini, ancak bu şahısların fotoğraflarını daha sonra gazetelerden görünce yüzlerini hatırladığını, bu şahısların üçünün olaydan 10 gün öncesinden beri gördüğünü, genellikle havuz başında gezen tipleri bozuk denilecek kişiler olduğunu, diğer site sakinlerinin de bu şahıslardan hoşlanmadıklarını, olay günü saat 23.35'te maktulle birlikte asansöre bindiğini, 15. katta kendisinin indiğini, asansörün yukarı çıktığını, kendi dairesinin kapısından içeri girerken 16. katta asansörün kapısının açıldığını ve merdivenlerden hızla inenlerin sesini duyduğunu, dairesine girdiğini, sonra bağrışma sesleri duyduğunu, önce seslerin üst katta oturan ve gürültü yapan kadının evinden geldiğini düşündüğünü, ancak sonra kavga sesi olduğunu anlayıp güvenliği aradığını, sonra asansörün 15. kata geri indiğini kapının gözetleme deliğinden baktığında bir şey görünmediğini, ancak birden fazla kişinin mücadele ettiğini, boğuştuğunu anladığını, şahıslardan birinin 'yeter vurmayın artık' dediğini, bu yalvarmadan sonra seslerin kesildiğini ve şahısların 16. kata çıktıklarını zannettiğini, tekrar güvenliği aradığı sırada site güvenliğinden üç kişinin kapısına geldiğini, neden geç geldiklerini sorduğunda, başka bir bloktan da kavga ihbarı geldiğini ve önce o bloka gittiklerini söylediklerini,
Mahkemede; olay günü maktul ile birlikte asansöre bindiğini, maktulü asansördeyken veya binmeden önce başka bir şahısla görmediğini, girişte kapının önünde her zaman mutlaka birilerinin oturduğunu, o akşam da girişte bir iki kişi oturduğunu, ancak bunun normal olduğunu, havanın karanlık olması ve kucağında çocuk olması sebebiyle kapıda oturan şahısların kim olduklarını bilemediğini, 15. katta asansörden indiğini, maktul ...'in yukarı çıktığını, 2-3 dakika sonra çocuğun pijamasını giydirmişken bir gürültü duyduğunu, kavgaya dair herhangi bir şey görmediğini, üst kat komşusunun gürültücü biri olduğunu, önce yine üstten gelen bir gürültü olarak düşündüğünü, ancak sesler devam edince kavga olduğunu anlayıp hemen güvenliğe haber verdiğini, daha sonra seslerin kesildiğini, güvenlik geldiğinde, koridorda kan izleri olduğunu, güvenlikçinin izleri takip ettiğini, o gün tek asansör çalıştığı için, asansör çağrıldığı anda hemen aşağı inebileceğini, maktulü şahsen tanımadığını, ancak olaydan sonra bir gazetenin internet sitesinde maktulün fotoğrafını görünce, asansörde birlikte çıktığı şahsın maktul olduğunu anladığını, savcılıkta bahsettiği ve daha önceden de sitede gördüğü üç kişiden birisinin huzurdaki inceleme dışı sanık ... olduğunu, bu sanığın daha önce bir keresinde çocuğuyla birlikte asansöre binmesine yardımcı olduğunu hatırladığını, asansörde 17. kat düğmesinin çalışmadığını, asansöre binen maktulün 17. kata basmak istediğini, kendisinin ise '...16'ya basın, bir kat yukarı çıkarsınız...' dediğini, maktulün 18'e basıp bir kat aşağı ineceğini söylediğini, asansörle çıkarken, başka bir şahsın çıkıp çıkmadığını hatırlamadığını, kapının önünün karanlık olduğunu, bina içine girince ışıkların açıldığını,
Tanık ... Kollukta; olay günü saat 23.15 sıralarında şortlu ve tişörtlü iki şahsın siteye gelerek...'in yanına gideceklerini söylediklerini, site sakini sanık...'ten onay aldıktan sonra şahısları içeri aldıklarını, yaklaşık beş veya on dakika sonra maktul ...'in siteye giriş yaptığını, site sakinlerinden birinin saat 23.40 sıralarında güvenlik telefonunu arayarak, B3 bloktan kavga ve gürültü sesleri geldiğini söylediğini, güvenlikçi arkadaşı tanık ... ile birlikte olay yerine gittikleri sırada, sanık ...'in güvenliği aradığını ve B2 blok 12,13 veya 14. katlarda bir kavga sesi olduğunu bildirdiğini, bu ihbarın doğru olabileceğini düşünerek B2 bloka yöneldiklerini, buraya gittiklerinde kavga olmadığını gördüklerini, buradaki 60 numaralı dairenin kapısını sanık ...'in açtığını, kavganın nerde olduğunu bilmediğini, sadece ses duyduklarını söylediğini, hemen B3 bloka gittiklerini, asansörde kan izleri gördüklerini, ayrıca bir adet bluetooth kulaklık ve site sakinlerinin kullandığı kapı açma pulunu görünce hemen polisi aradıklarını ve destek ekip istediklerini, 15. kata çıktıklarında yerde kan izleri olduğunu, takip edince kan izlerinin 16. katta 67 no'lu dairenin kapısına kadar devam ettiğini, aynı katta yangın çıkış merdiveni tarafında boş bir anahtarlık bulduklarını, 67 no'lu dairenin kapısını çaldıklarında içeriden sesler geldiğini, ancak kapıyı açan olmadığını, bu sırada polis ekiplerinin geldiğini ve maktulün eşi katılan ... hanımla karşılaştıklarını, eşinden haber alamadığını söylediğini, polislerin çilingir marifetiyle kapıyı açtığını ve içeri girildiğini, içeride beş şahsın olduğunu, maktulün elleri ayakları bağlı bir şekilde yerde yattığını, boynunda beyaz bir tişört bağlı olduğunu gördüklerini,
Mahkemede; olay günü sitenin güvenlik amiri olduğunu, kavga var anonsu üzerine olay yeri olan B3 bloka gittiğini, bir yıldır orada çalışmadığını, hatırladığı kadarıyla B3 blok olduğunu, olay yerine gittiğinde ikinci bir anons gelip, 'kavga başka yerde' dediklerini, o esnada asansörü çağırmış olduklarını ve asansörün içinde kanlar olduğunu gördüklerini, anons üzerine, 'herhalde kavga burada bitti, başka yerde devam ediyor' diye düşünerek ikinci anonstaki B2 bloka gittiğini, ancak bir şey göremediğini, güvenliği arayan sanık ...'in kapısını çaldıklarını, onun 'kavga yok muymuş' dediğini, buradan ayrılıp önceki bloka, kan gördükleri bloka gittiklerini, asansöre bindiklerini, yerde kan izleri ve bluetooth cihazının olduğunu, dairenin önünde kan izlerinin bittiğini, kapının önüne görevli koyduğunu, polisi çağırdıklarını, elini dürbüne kapatıp kapıyı çaldığını, kapıyı açan olmadığını, fakat içeriden sesler geldiğini, çıkış yapmasınlar diye etrafı çevirdiklerini, kapının polis ekiplerinin gelmesinden sonra çilingir vasıtasıyla açıldığını, içeri girdiklerini, içeride beş kişi ve maktulü bulduklarını, toplam sekiz güvenlik elemanı olarak görev yaptıklarını, o anda kimlerin görevli olduğunu tam hatırlamadığını, ancak ... ve ... isimli arkadaşların görevli yaptığını hatırladığını, kamera kayıtlarının haftalık tutulduğunu ancak geceleri kimsenin yüzünün görülemeyecek şekilde kayıt yaptığını, siteye ve asansöre ilk gelen iki şahısla onların hemen arkasından gelen maktul ...'in karşılaşma ihtimali açısından, bu şahıslar doğrudan daireye çıkarlarsa karşılaşmayacaklarını, fakat asansörün otoparka inmesi hâlinde karşılaşabileceklerini, çünkü önce gelen iki şahsın yaya olduğunu, maktul ...'in otomobiliyle otoparka indiğini, karşılaşmalarının muhtemel olduğunu, şahıslar girdiği sırada tanık ...'nın siteye giriş yapmadığını, gittiklerinde kendisinin 15. kattaki dairesinde olduğunu, B3 blokun önüne gittiklerinde kalabalık olmadığını, kalabalığın havuz tarafında olduğunu, kavga var denilince, tüm ekip olarak B3'e gittiklerini, 67 no'lu dairenin kapısına personel bırakıp, 'buradan ayrılma' dediğini, o blokların iki çıkışı olduğunu, birisinin normal yol güzergâhına, diğerinin ise havuz tarafına çıktığını, oradan iki üç kişi ile birlikte B2'ye gittiklerini, giriş çıkışlara personel bırakmış olduğunu, daire kapısında da adam olduğunu, kendisinin iki kişiyle yukarı çıktığını, polislerin sonradan geldiğini, sanık ...'in B2 bloktaki dairesine gittiklerinde polislerin henüz gelmediğini, polisler geldiğinde B3 blokta olduğunu ve polisleri karşılamaya çıktığını, B2 bloka gittiklerini söyleyen kişinin, yönetimdeki telefonlara bakan güvenlikçi ... bey olduğunu, o zaman yeni amir olduğunu, asansörün içinde kan görünce ciddi bir olay yaşandığını anladığını, normalde ihbar edenlerin kapısını çalmadıklarını, ancak böyle bir kan görünce, gidip sanık ...'in dairesinin kapısını çaldığını, B2 bloktan B3 bloka geçtiği sırada, saatin kaç olduğunu tam bilemediğini, bu blokların birbirine yakın olduğunu, birinden diğerine geçişin 2 - 3 dakika bile almadığını konuşmasının belki 3 - 4 dakika sürdüğünü, sanık ...'e 'kavga varmış, nerede' dediğini, onun ise 'biz ses duyduk, camdan koşanları gördük' demesi üzerine hemen oradan ayrıldıklarını, normal olarak güvenlikten geçen bir şahsın B3 blokun asansörüne yürüyerek 4 dakikada gidebileceğini,
Tanık ... Kollukta; İnnovia-1 sitesinde güvenlik vardiya amiri olduğunu, olay günü 23.15'te şortlu ve tişörtlü iki şahsın siteye gelerek...'in yanına gideceklerini söylediklerini, ......'in “bilgim var” demesi üzerine şahısları içeri aldıklarını, bunlardan yaklaşık beş veya on dakika sonra maktul ...’in siteye giriş yaptığını, site sakinlerinin saat 23.40 sıralarında güvenlik telefonunu arayarak B3 bloktan kavga ve gürültü sesleri geldiğini söylediklerini, güvenlikçi ... ile birlikte olay yerine gittikleri sırada, site sakini sanık ...'in güvenliği aradığını ve B2 blok 12,13 veya 14. katlarda bir kavga sesi olduğunu bildirdiğini, bu ihbarın doğru olabileceğini düşünerek B2 bloka yöneldiklerini, buraya gittiklerinde kavga olmadığını gördüklerini, buradaki 60 numaralı dairenin kapısını sanık ...'in açtığını, kavganın nerede olduğunu bilmediğini, sadece ses duyduklarını söylediğini, hemen B3 bloka gittiklerini, asansörde kan izleri gördüklerini, 15. kata çıktıklarında yerde kan izleri olduğunu, takip edince kan izlerinin 16. katta 67 numaralı dairenin kapısına kadar devam ettiğini, aynı katta yangın çıkış merdiveni tarafında boş bir anahtarlık bulduklarını, 67 numaralı dairenin kapısını çaldıklarında içeriden sesler geldiğini, ancak kapıyı açan olmadığını, bu sırada polis ekiplerinin geldiğini ve maktulün eşi... hanımla karşılaştıklarını, katılan ...'in eşinden haber alamadığını söylediğini, polislerin çilingir marifetiyle kapıyı açtığını ve içeri girildiğini, içeride beş şahsın bulunduğunu ve maktulün elleri ayakları bağlı bir şekilde yerde yattığını, maktulün boynunda beyaz bir tişört bağlı olduğunu gördüklerini,
Mahkemede; olay günü nöbetçi olduklarını, kavga olduğu belirtilen B3 bloka girdiklerinde yerde kanlar gördüklerini, asansöre yaklaştıkları anda telefonlara bakan güvenliğin, onları B2 bloka yönlendirip, kavganın orada olduğunu söylediğini, bu anons üzerine belirtilen B2 bloka gittiklerini, fakat bir şey olmadığını gördüklerini, tekrar kan izi gördükleri ilk bloka gittiklerini, asansörün içinde kulaklık ve birtakım malzemeler bulduklarını, ihbarın yapıldığı 15. kata yöneldiklerini, orada da birtakım kan lekeleri görünce, 155'i arayıp polise bilgi verdiklerini, sonra polislerin geldiğini, kan lekelerini takip ettiklerinde, lekelerin 67 numaralı daire kapısına kadar devam ettiğini gördüklerini, kapıyı çalınca açan olmadığını, o esnada maktulün eşini gördüklerini, katılan ...'in eşinin eve gelmediğini ancak siteye girdiğini söylediğini, maktülün siteye giriş yaptığını bildiklerini, aracının da otoparkta olduğunu gördüklerini, kapı açılmayınca, polislerle etrafta araştırma yapmaya başladıklarını, polisin hastaneleri sorguladığını, kan lekelerinin B3 blokun çıkışında olmadığını, sadece asansörün olduğu yerde ve daire kapısının önünde olduğunu, kapı kapalı olmasına rağmen içeriden seslerin geldiğini, hatta 'cırt' sesine benzer bir ses geldiğini, sonradan maktulün elinde de plastik kelepçe olduğunu gördüğü için bunu plastik kelepçe sesi olabileceğini tahmin ettiğini, havuzlar tarafında kim olduğunu hatırlamadığı güvenlik görevlilerinin bulunduğunu, ancak personel sayısı az olduğu için devriye gezen güvenlik olmadığını, sitenin kamera sisteminin sıfır denilebilecek düzeyde olduğunu, sadece site çevresini gösterdiğini ondan da %20 verim alınabileceğini, B3'te olay olduğu iddia edilince, oraya doğru koşmaya başladıklarını, asansörü açtıklarını, yerlerde kan lekeleri ve diğer şeyler olduğunu, bu esnada girişteki güvenlik personelinin B2'de kavga olduğunu söylemesi üzerine, B2'ye yöneldiklerini, B3'e gitmeden önce güvenlik şefinin büyük ihtimalle polise haber vermiş olduğunu hatırladığını, daireye geldiklerinde B3 blokun önünde güvenlik görevlisi olup olmadığını hatırlamadığını, normalde bir ihbar gelince sadece o katı kontrol ettiklerini, bir şey bulamazlarsa daire sahibine megafondan ya da yüz yüze bilgi verdiklerini, kaç dakika içinde B2 bloka geçtiklerini hatırlamadığını, sanık ...'in kapısını çalıp sorduklarında, kendisinin sesler duyduğunu söylediğini, konuşmanın ne kadar sürdüğünü hatırlamadığını,
Tanık ... Kollukta; olayın meydana geldiği 67 numaralı daireyi vekaleten kiralayan emlakçı olduğunu, olaydan bir ay kadar önce inceleme dışı sanık...'in kendisine Hollanda'dan geldiğini, İstanbul'a bir aylığına tatil yapmak için ailesiyle geleceğini, kiralık daire olup olmadığını sorduğunu, kendisinin ise 'bir yıldan az süreli daire kiralamıyoruz' dediğini, aynı şahsın 23.06.2012 tarihinde yanında inceleme dışı sanık ... ile birlikte ofise geldiğini, yıllık kiralama yapacağını söylediğini, kendisinin Muahmmet'e havuza bakan bir daireyi kiralamasını önerdiğini, ancak inceleme dışı sanık...'in doğrudan B3 blokta bulunan 67 numaralı daireyi kiralamak istediğini beyan ettiğini, diğer dairenin manzarasının daha güzel olduğunu söylemesine rağmen...'in ısrarla 67 numaralı daireyi kiralamak istediğini söylediğini, hatta daireyi görmediğini söyleyince gerek olmadığını, akrabalarının da aynı blokta oturduğunu beyan ettiğini ve bu daireyi kiraladığını söylediğini, inceleme dışı sanık ...'ın kira sözleşmesine kefil olduğunu, olayın gerçekleştiği gün sanık ...'in emlak ofisine gelerek B3 blok 72 numaralı dairenin kime ait olduğunu sorduğunu hatırladığını, kendisinin ise portföyünde olmadığı için bilmediğini söylediğini,
Savcılıkta; önceki ifadesini tekrarla, inceleme dışı sanık...'e havuza bakan ve aynı fiyatta olan 1+1 dairenin daha avantajlı olduğunu söylemesine rağmen, inceleme dışı sanık...'in ısrarla olayın meydana geldiği daireyi tutmak istediğini, kira sözleşmesini önce üç aylık yaptıklarını, ancak bir ayın sonunda ailesinin de gelebileceğini ve süreyi uzatabileceğini söylediğini, daha sonra bu daireyi kiraladığını site yönetimine bildirdiğini,
Mahkemede; suçun işlendiği dairenin inceleme dışı sanık...'e kiralanmadan önce sanıklar ... veya ...'in kendisine bir şey sormadıklarını, ancak evi...'e kiraladıktan sonra, olay günü sanık ...'in aidat ödemesi sırasında bu daireyi inceleme dışı sanık...'e kendisinin kiralayıp kiralamadığını sorduğunu, kendisinin ise '...doğrudur ben kiraladım..' dediğini,
Tanık ... Kollukta; İnnovia-1 sitesinde muhasebeci olarak çalıştığını, 07.07.2012 tarihi saat 09.00'da site toplantısı nedeniyle geldiğinde olayı duyduğunu, 06.07.2012 tarihinde öğle saatlerinde site sakini olan sanık ...'in aidat ödemek için yanına geldiğini, iki buçuk ay kadar önce başka bir dairede oturan maktul ...'in B3 blok 72 numaralı daireye taşınıp taşınmadığını sorduğunu, ancak kendisine bilgi vermediğini, neden böyle bir soru sorduğunu öğrenmek istediğinde ise; '...yakında olacakları göreceksiniz bu işin içine savcılık girecek...' dediğini, kendisine '...eğer bir problem varsa site yönetimi olarak biz devreye girelim çözelim...' dediğini, kendisinin site yönetiminin almış olduğu kararlar gereği bilgi vermediğini, o anda bunu önemsemediğini, ancak bu olayın olduğunu öğrenince karakola bilgi vermesi gerektiğini düşünerek ifadeye geldiğini,
Mahkemede; önceki beyanlarını tekrarla, 06.07.2012 tarihinde sanık ...'in aidat ödemek için yönetim binasına gelerek aidatı ödedikten sonra maktul ... ile ilgili sorular sorduğunu, maktulün hangi dairede oturduğunu sorduğunu, daha sonra sanık ...'ın maktul ...'in oturduğu dairenin blokunu bildiğini söylediğini, kendisinin yine bir cevap vermediğini, sanık ...'ın maktulün daha önce aynı site içinde A2 blok 78 numarada oturduğunu, sonra buradan B3 bloka taşındığını kendisine söylediğini, ancak güncelliğini teyit etmek istediğini, ancak hiçbir şekilde onaylamadığını, 'niye soruyorsunuz, konu nedir, herhangi bir probleminiz varsa yönetimi bilgi verin, biz ilgilenelim' dediğini, sanık ...'ın ise 'yakında görürsünüz, bu işin içine polis, savcı girecek' deyip gittiğini,
Tanık ... Kollukta; maktulü ve eşini aynı sitede oturmaları nedeniyle tanıdığını, zaman zaman misafirliğe gelip gittiğini, sanıklar ... ve ...'i de aynı sitede komşusu olmaları nedeniyle tanıdığını, ancak maktul ve eşinin, sanıklar ... ve ... ile kendisinden daha samimi olduklarını, hatta sanık ...'ın maktulle birlikte ortak iş de yapacaklarını bildiğini, sonra ne olduğunu bilmediğini, maktul ve eski eşi ...'yi ilk tanıdığında aralarındaki konuşmalardan rahatsız olduğunu, çünkü tutarsız şeyler söylediklerini, bu nedenle bu şahıslardan uzak durmaları için sanıklar ... ve ...'yı önceden de uyarmak istediğini, bir gün bu amaçla sanık ... ile görüşmeye gittiğinde, sanık ...'nın Hollanda'da oturan bir kişinin kendilerine maktul ... ile ilgili bir elektronik posta gönderdiğini, maktul ...'in kendisini dolandırdığını ve dikkat etmeleri gerektiğini yazdığını öğrendiğini, hatta bir gün sanık ... ile Hollanda'daki bu şahsın internet üzerinden görüntülü konuştukları sırada kendisinin de orada olduğunu, şahsın isminin... olduğunu hatırladığını, 1-2 hafta kadar sonra sanık ...'yı aradığını bildiğini, inceleme dışı sanık...'in bu konuşma esnasında, Türkiye'ye geldiğini, hatta kendileriyle de tanışmak istediğini söylediğini, sanık ...'nın...'i evine davet ettiğini, bu şahıs sanık ...'nın evine geldiğinde kendisini de çağırdıklarını, birlikte oturup sohbet ettiklerini, inceleme dışı sanık...'in sürekli maktul ...'ten intikamını alacağını, bunu yanına bırakmayacağını söyleyip durduğunu, kendilerinin ise bu şahsı kötü şeyler yapmaması için ikna etmeye çalıştıklarını, hatta sanık ...'ın bu görüşme sırasında bir avukat arkadaşını aradığını, avukatın da telefonda inceleme dışı sanık...'i ikna etmesi için sanık ...'a bir şeyler söylediğini, sanık ...'ın da avukattan aldığı telkin ve tavsiyeleri inceleme dışı sanık...'e ilettiğini, bu şahsın biraz ikna olmuş gibi evden çıkıp gittiğini, o günden sonra sanık ... ile bu konuda konuşmadığını,
Mahkemede; önceki ifadesini tekrarladığını, inceleme dışı sanık Muhammed'in, sanık ...'in Almanya'daki kızına internetten maktul ... ile katılan ...'nin mesajına cevaben mesaj atmasını görmesi üzerine ilk olarak sanık ...'in kızıyla iletişime geçtiğini, sonrasında sanık ... ile görüştüğünü, sonra kendisini evine çağırıp, '...böyle bir mesaj geldi...' diyerek gösterdiği elektronik postada, 'komşularınızdan biri dolandırıcı olabilir, bu maili kimseyle paylaşmayın, belki samimi, görüştüğünüz biri olabilir, gerekirse bana dönün iletişim kuralım' yazdığını gördüğünü, bunun üzerine sanık ...'nın da inceleme dışı sanık...'e e-posta gönderip iletişime geçtiklerini, daha sonra aynı kişinin bilgisayardan görüntülü olarak görüşmek üzere sanık ...'yı SKYPE isimli programa davet ettiğini, inceleme dışı sanık...'in eşi ve çocukları ile internet üzerinden sanık ... ile görüştükleri sırada tesadüfen kendisinin de orada olduğunu, inceleme dışı sanık...'in, maktul ... tarafından dolandırıldığını ve mağduriyetini anlattığına tanık olduğunu, Türkiye'ye gelmek istediğini de söylediğini, sanık ...'nın da kabul ettiğini, ...'in daha sonra sanık ...'nın evine geldiğini, bu sırada sanıklar ... ve ...'in kendisini de eve oturmak için çağırdıklarını, orada inceleme dışı sanık... ile yüz yüze tanıştığını, dolandırıldığından dolayı öfkeli olduğunu ancak sanıklar ... ve ...'ın ona kanuni yollardan bir çözüm bulabileceklerini söylediklerini, maktul ...'e herhangi bir tartışma sonucu zarar verirse, kendisinin de zarar göreceğini, ailesinin ve çocuklarının olduğunu söylediklerini, o gün sonunda...'in ikna olmuş bir şekilde ayrıldığını, hatta kendisinin de...'e yardımcı olabilmek için polis kardeşini aradığını, kardeşinin kendisine bu şahsın mali polise başvurması durumunda dolandıran kişinin takibe alınabileceğini söylediğini, sorun yaşanmadan işlerin hallolacağını söylediğini ve bu anlatılanları inceleme dışı sanık...'e ilettiğini, birkaç gün sonra sabah yürüyüşü yaparken inceleme dışı sanık...'in kendi oturdukları B2 bloktan çıktığını, yanında amcasının oğlu ve birisinin daha bulunduğunu, gece saat 03.30 gibi sanık ...'nın evine geldiklerini söylediklerini, orada ne konuştuklarını bilmediğini, bir keresinde de sanık ...'nın torunları geldiğinde, çıkışta...'i gördüğünü, o zaman karşılaştıklarını, sitenin içinde ne aradığını sorduğunda, kendisine bu sitede ev tuttuğunu söylediğini, hatta sanıklar ... ve ... ile de görüşmeye başladığını söylediğini, olayın olduğu gece, alerjik bir rahatsızlığı olduğu için evde yattığını, gece saat 23.00 civarında sanık ...'nın kendisini arayıp 'evde misin' dediğini, daha sonra onun yanına gittiğini, sanık ... ile altlı üstlü oturduklarını, eve gelince kendisine, 'Ayşegül bir şeyler oluyor, sen de gel' dediğini, uyku sersemi ne olduğunu anlamadan, alt kata sanık ...'in evine indiğini, sanık ... hanımların evinin, arka cepheye baktığını, hem yolu, hem de katılan ...'in dairesini gördüğünü, sona polisin geldiğini gördüklerini, merak edip içeride oturduklarını, dışarı hiç çıkmadığını, sabah ezanına kadar sanık ...'in evinde oturduğunu, aslında daha önceden katılan ...'e inceleme dışı sanık...'in geldiğini söyleyip uyarmak istediğini, ancak...'in anlattıklarından sonra, zaten hareketlerinden şüphelendiği katılan ... ile araya mesafe koyduğunu ve konuşmamaya başladıklarını, sanık ...'nın bir keresinde, '...hele çocuk gelsin, bir karşılarına çıksın, eğer haberleri olursa şimdi onlar kaçarlar...' dediğini, o nedenle de bir şey söylemediğini, ancak ...'in böyle bir şey yapacağını tahmin edemediğini, zaten ondan sonra bir daha katılan ... ile mesajla veya yüz yüze görüşmediğini, karakolda polislerin kendisine ilk geldiğinde ne yaşadığını sorduklarını bu nedenle bu kadarını anlattığını, olayın olduğu gece sanık ...'nın evine gittiğinde, inceleme dışı sanık...'in telefonla tekrar tekrar aradığını, ancak sanık ...'nın telefonu açmadığını konuştuğuna da şahit olmadığını,
Tanık ... Kollukta; sanık ... ile her pazar günü Eurostar isimli kanalda birlikte hukuk programı yapmaları nedeniyle tanıştığını, bir gün kendisine oturduğu sitede ... isimli bir şahıs olduğunu, bu şahsın bazı ekonomik sıkıntılar yaşadığını, şahsın hâl ve hareketlerinin iyi olmadığını söylediğini, daha sonra karşılaştıklarında ... isimli şahsın... isimli bir şahsı da mağdur ettiğini öğrendiğini kendisine söylediğini, olay tarihinden yaklaşık bir ay önce sanık ...'in kendisini arayarak; ...isimli gurbetçi şahsın evlerine geldiğini, maktul ... tarafından çok eskiden mağdur edildiğini ve intikam almak için İstanbul'a geldiğini söylediğini, kendisini olumsuz bir şey yapmaması için ikna etmeye çalıştıklarını, ancak bu şahsa hukuk dışında yollara başvurması hâlinde göreceği zararları bir de kendisinin anlatmasını istediğini, bunun üzerine... isimli şahsa söylemesi için hukuken neler yapabileceğini ve hukuk dışına çıkarsa uğrayabileceği yaptırımların neler olduğunu anlattığını, ... isimli şahıs hakkında suç duyurusunda bulunmasını söylediğini, olay günü ise ... isimli şahsın, sanık ...'in evinde iken daha önce konuştuğu... isimli şahıs tarafından öldürüldüğünü öğrenince kolluğa gelip ifade verdiğini,
İstinabe olunan Mahkemede; önceki ifadelerini tekrarla, maktul ...'in, sanıklar ... ve ...'e zaman zaman hakaret ve tehdit içeren mesajlar attığını bildiğini, cinayetten bir gün önce sanık ...'nın kendisine maktul ...'e hitaben bir ihtarname göndermesi için vekaletname çıkarttığını, suç duyurusu ile birlikte maktule ihtarname gönderme kararı aldıklarını, bu sırada olayın olduğunu öğrendiğini,
Tanık ... Kollukta; Almanya'da yaşadığını, yaz aylarında ailesinin yanına geldiğini, maktul ... ve eşini ailesinin Facebook hesabından gördüğünü, yüz yüze konuşmadıklarını, olay günü 00.15 sıralarında anne ve babasıyla evde olduğunu, Playstation'da oyun oynadığı sırada dışarıdan bir cam kırılma sesi duyduğunu, bir erkek bir bayanın bağırma sesini duyduğunu, babasının uyuduğunu, onu kaldırdığını, sonra aşağıya baktıklarını, babasının güvenlikçilere haber verdiğini, güvenlikçilerin geldiğini, B2 blokta bir şey olmadığını söylediklerini, sonra gittiklerini, sonra polislerin geldiğini, olayla bir ilgisi olmadığını,
Savcılıkta; kollukta verdiği ifadeyi tekrarla, güvenlikçilerin olayın B3 blokta olduğunu, orayı kan götürdüğünü söyleyip hemen döndüklerini, olay günü annesini telefondan birkaç kez arayan biri olduğunu, ancak ses gelmediğini, annesinin arayanı duyamadığını ve anlamayınca kapattığını, yurt dışındaki kardeşi ...ın da olay günü babasını aradığını, konuştuklarını, kendisinin karate bilmediğini ancak kardeşi ...ın karate şampiyonu olduğunu,
İnceleme dışı sanık... Kollukta; sanık ... ve ...'e, maktul ...'in Facebook'taki fotoğraflarına bakarken, sanık ... ve kızı ...ı gördüğü için mesaj attığını, bu şahısların kendisine inanmayınca maktul ...'in kendisini nasıl dolandırdığını anlatmak için onlarla iletişime geçtiğini, hatta bir kez evlerine gittiğini, oğlu ... veya kızlarıyla tanışıklığı olmadığını, ancak bu insanların maktul ... ile arasında geçen suçla bir ilgisi olmadığını, maktul ... ile aynı sitede havuz başında tek başına görüştüklerini, maktulün kendisine “...birkaç güne ödemem gelecek merak etme halledeceğim dediğini...” ancak beklemesine rağmen bir gelişme olmayınca yine kandırıldığını zannederek harekete geçtiğini,
Savcılıkta; sanıklar ... ve ... ile site içinde birkaç kez görüştüğünü, ancak ... ile hiç görüşmediğini,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; savcılıktaki ifadesini aynen tekrarladığını,
Mahkemede; kolluktaki ifadelerini kabul etmediğini, amacının maktulü öldürmek olmadığını, sadece parasını istemek olduğunu, maktul ...’in kendisini başka 50 kişi ile birlikte dolandırdığını, aslında girdikleri işin 1.000 - 2.000 TL ile yapılabileceğini öğrendiğini, yurt dışındaki tüm birikimini bu işe verdiğini öğrenince bunu kabul edemediğini, olay anında maktulün elini ayağını bağlayıp ses çıkarmaması için ağzını tıkadıklarını, maktulün hareketsiz şekilde yatması üzerine, evdeki diğer sanıkların “...senin bir tanıdığın yok mu, ara da bize akıl versinler...” dediklerini, kapıya güvenlik gelince kaçamadıklarını, bunun üzerine onları panik ve telaş hâlinde defalarca aradığını, ancak kapıdakilerin duymaması için kısık sesle konuştuğunu, ne yaptığını bilemediğini, sanık ...'nın ise sesini duyamadığından bir cevap veremediğini,
İnceleme dışı sanık ... Kollukta; eve girdiğinde maktulün yerde hareketsiz yattığını gördüğünü, çıkmak istediğinde...’in kendisine maktulün cebindeki araba anahtarını verip, al bununla çık git istersen dediğini, ancak o sırada güvenlik görevlilerinin sesinin geldiğini ve dairenin kapısının çalındığını, bu sırada ...’ın '...sakın açmayın, ses çıkarmayın çalarlar giderler, sabaha kadar burada sessiz duracağız...' dediğini, ......’in telefonuyla ve sonra şarjı bitince de kendisinin kullandığı telefonla ... isminde bir kadını aradığını arayıp ses çıkarmadan konuşmaya çalıştığını, o sırada ...’ın kapıyı açmamasını söyleyerek maktulün üzerindeki kol saatini ve cep telefonunu da kendisine verdiğini,
Savcılıkta; güvenlikçiler kapıya geldiğinde, inceleme dışı sanık...’in ... isimli birini aradığını, “polis var mı, yoksa sadece güvenlikçiler mi var” diye sorduğunu, bu şahıslara abi ve abla diye hitap ettiğini, sonrasında şarjı bitince kendi telefonuyla da bu şahısları aradığını,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; dairenin içindeyken kendi telefonundan 155 polis hattına “abi beni arayın” şeklinde bir mesaj gönderdiğini,
Mahkemede; inceleme dışı sanık...'in ... hanım isimli biriyle konuştuğunu, bu sırada 'güvenlikçileri başka tarafa çek, biz buradan çıkalım son kez yardım istiyorum' dediğini, karşı taraftakilerin de 'biz sana yardımcı olacağımız kadar olduk adresi verdik gerisine karışmıyoruz' diye söylediğini, mutfaktaki konuşmaları duymadığını ancak odadaki konuşmaları duyduğunu,
İnceleme dışı sanık ... Kollukta; şahsın boğazına bağlı tişörtünü aslında sıcak olduğu için çıkarttığını, sonra inceleme dışı sanık...’in bu tişörtü maktulün boynuna ses çıkartmaması için bağladığını, sonra şahsın nabzının atmadığını söyleyince boynundan kendisinin çözdüğünü,
Savcılıkta; inceleme dışı sanık...’in evde bulunan dürbünle maktülü takip etmek için aşağıya baktığını söylediğini,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; inceleme dışı sanık...’in güvenlikçiler kapıya dayanınca kapıyı açtırmadığını, ... isimli bir kadınla telefon görüşmesi yaptığını, görüşmede; “...... hanım ne olur bizi kurtarın, güvenlikçileri başka yere çekin...” dediğini,
Mahkemede; soruşturma aşamasında verdiği beyanı tekrar ettiğini, sanıklar ... ve ...’i tanımadığını,
İnceleme dışı sanık ... Kollukta; olay günü inceleme dışı sanık... dışında herkesin aşağıya indiğini, evin içindeki şahsı sonradan gördüğünü, çıkmak istediğinde güvenlikçilerin kapıya geldiğini, tişörtünü sıcak olduğu için çıkarttığını, banyodaki sopaları hiç görmediğini,
Savcılıkta; evde ele geçen dürbünle inceleme dışı sanık...’in havuzdaki kızlara baktığını,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; savcılıktaki ifadesini tekrar ettiğini,
Mahkemede; inceleme dışı sanık...’in maktulden alacağı olduğunu daha önce kendilerine hiç söylemediğini, sanıklar ... ve ... isimli şahısları tanımadığını,
İnceleme dışı sanık ... Kollukta; susma hakkını kullanmak istediğini,
Savcılıkta; Maktulle asansörde başlayan tartışmanın evde sona erdiğini, olayın şokuyla baygın olduğunu, arkadan sitenin güvenlik görevlileri kapıyı çalarken inceleme dışı sanık...’in cep telefonuyla bir şahısla konuştuğunu duyduğunu, kapının deliğinden baktığında daha önce site içerisinde yakasında rozet olan bir sivil polisin kapıda olduğunu gördüğünü, inceleme dışı sanık...’in kendilerine '...bu adamdan çok alacağım var, bana yardım edip suçu üstünüze alırsanız size cezaevinde bakarım...” şeklinde bir şeyler söylediğini,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği sorgu hakimliğinde; savcılık ifadesini tekrar ettiğini,
Mahkemede; kendisinin olay anında bayıldığını inceleme dışı sanık ...’ın kendisini daireye taşıdığını, inceleme dışı sanık...’in karanlık olan dairenin içinde “kimse ışığı yakmasın yakanı da bu hâle getiririm” dediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; maktul ...'le 2011 yılının yaz aylarında tanıştıklarını, eşiyle birlikte yanına havuzdayken gelip 'tanışmak bugüne nasipmiş' dediğini, kendisinin iş adamı olduğunu söylediğini ama ne iş yaptığını söylemediğini, sonra ailece görüşmeye başladıklarını, maktulün eşiyle birlikte kozmetik ürünleri pazarlama şirketleri olduğunu söylediğini, hatta evlerine numune olarak birkaç kozmetik ürün bıraktığını, bir gün yemeğe davet ettiklerini, o sırada sadece kozmetikle uğraşmadığını, pek çok alanda büyük işler yaptığını da söylediğini, bir anlam veremediğini, sonra ayda bir iki kez görüşmeye başladıklarını, hatta 2012 yılbaşını evlerinde birlikte kutladıklarını, bunun üzerine maktul ...'in kendisine 'abi sen medyacısın birlikte iş yapalım mı senin tanıdığın çoktur' dediğini, kendisinin 'tamam yapalım da hangi işi yapacağız' diye sorduğunda; '...her daldan yaparız...' dediğini, maktul ...'in de kendisine fabrikasında ürettiği kozmetik ürünlerinin tanıtımını yapabileceklerini söylediğini, sonra 'televizyonda doğrudan satış üzerine bir iş yapabiliriz' dediğini, reklam filmi çeken iki arakadaşını maktul ...'e yönlendirdiğini, onların da üç tane reklam filmini çektiğini, eşinin metin yazarlığını yaptığını, arkadaşların ilk önce ücretten bahsetmediğini, sonra hallederiz dediklerini, kendisini tanıdıklarını, reklam filmlerinin bir yerel ve iki ulusal kanalda yayınlandığını, sonradan ücretinin 50.000 TL civarı olarak tespit edildiğini, bu ücreti maktulün ödeyeceğini, bu arada bu filmler beğenilince 8-10 tane daha iş teklifi yaptğını, bu iş teklifleri arasında Almanya'daki fabrikasından finansal kiralama işi yapmak istediğini, hatta kendisine Almanya'dan endüstriyel makinaların kiralanması ve Türkiye'ye getirilmesi işi ile ilgili teklif yaptığını, kendisinin de Almanya'daki arkadaşlarına bu işlerle ilgili olarak e-posta yoluyla bilgi verdiğini, sonra Almanya'daki arkadaşlarının oradaki Türk bankaları ile birlikte bu işi yapabileceklerini söylediğini, ancak maktulün Türk bankası şartını duyunca bunu kabul etmediğini, sonra bu konunun da kapandığını, daha sonra yaptığı 5-6 teklifte Almanya'da nasıl iş kurulabilir diye sorduğunu, bunları öğrenip geri döndüğünü, ancak bunların şartlarını da kabul etmediğini, 4-5 ay kadar önce; maktul ...'in evlerine gelerek; '...... abi, İzmir gümrüğünde 27 palet euro banknot var, her palette 100 milyon euro var, bu paraları Alman Deutsche Bank gönderdi, ancak paralar İzmir gümrükte duruyor...' deyince, kendisi 'buna dair bir belge var mı' diye sorduğunda, maktulün kendisine üzerinde Almanca yazılı bir belge verdiğini, belgede Deutsche Bank mührü olduğunu, belgeyi aynı bankada çalışan üst düzey bir arkadaşına gönderdiğinde; arkadaşının '..... bey siz bunu bana gösteren beşinci kişisiniz, yok böyle bir şey, Türkiye'de büyük bir dolandırıcılık şebekesi var, milleti dolandırıp para alıyorlar sakın ha arkadaşınıza söyleyin bu belge sahte, bu paraların çıkışı falan yok.. girmesin bu işlere...' dediğini, bunu maktule söyleyince; '...abi ben özel timdeyim, biz bunu tespit ettik, bu belgenin doğruluğunu öğrenmek için aradım seni...' dediğini, bunu duyunca garibine gittiğini, bu olaydan hemen sonra daha önce bahsettiği reklam programı bitince yeni yayınların pazartesi günü başlayacağını, reklamcı arkadaşlara parasını ödemeyince maktulün kendisini aradığını, '...... abi, ben çeki çarşamba günü vereceğim, ama arkadaşlara söyle reklam filmi pazartesi yayınlanmaya başlasın...' dediğini, huylandığı için kimseyi arayıp reklam için bir şey söylemediğini, maktulün tekrar kendisini arayıp 'abi halletin mi' dediğini, kendisinin ise 'reklam şirketini aramadım, madem sen çarşamba çeki keseceksin, o hâlde reklam da çarşamba başlar, bir iki günden bir şey olmaz' dediğini, bunu duyunca 'siz bu işi bilmiyorsunuz, bir işi beceremedin' gibi sözler söyleyince aralarına bir soğukluk girdiğini, sonra maktulün eşi katılan ...'in eşi sanık ... ile aynı meseleyi konuştuğunu duyunca maktulü aradığını, '... bey, biz dost kalalım, seninle iş yapmayalım, bu şekilde olmaz, tartışıyoruz, anlaşamıyoruz' dediğini, sonra konuyu kapattıklarını, bu arada, reklam filmi çekimleri için maktul ...'in kozmetik satış elemanlarından birinin kullandığı aracı kendisine tahsis ettiğini, bu aracı kullandığını, aracın 2,5 ay kadar kendisinde kaldığını, bu tartışma olduktan sonra aracı iade ettiğini, üç gün sonra maktulün kendisine e-posta gönderdiğini ve üç aylık kullanım bedeli ile servis ücreti olan toplam 6.500 TL civarında borcu olduğunu söylediğini, kendisinin de borcu kabul ettiğini, ancak yeni araba aldığı için ödemeyi aylık 500'er TL taksitlerle ödeyeceğini söylediğini, ilk iki taksidini de ödediğini, bu süreçte maktul ...'in iş yerine mülk sahibinin geldiğini, borcu olduğu için elemanlarını çıkarttığını duyduğunu, eşine de '...iyi ki bu şahısla aramızı soğutmuşuz, mümkünse bu şahısla bir daha görüşmeyelim..' dediğini, yaklaşık bir ay öncesinden düne kadar eşine e-posta yoluyla bir sürü mesaj geldiğini, eşine atfen '...yılan, Allah senin belanı verecek...' gibi bir sürü hakaret ve tehdit içeren mesajlar gönderildiğini, ayrıca olaydan bir gün önce 05.07.2012 tarihi saat 18.30 gibi maktul ...'in kendisini arayıp çaldırdığını, telefonlarına bakmadığını çünkü konuşmadıklarını, daha sonra avukat arkadaşı ... ile görüşmesini istediğini, hem telefondan hem de e-posta yoluyla söylediğini, ancak kendisine mesaj atarak; '...senin avukatın beni ilgilendirmez, bana borcun var, adam gibi aç telefonunu...' gibi mesajlar gönderdiğini, olayın gerçekleştiği 06.07.2012 tarihinde eşinin avukatları ...'e vekaletname çıkartıp hukuki süreci başlatmasını söylediklerini, olay günü yakalanan... isimli şahsı tanıdığını, bundan 1-1,5 ay önce, bu şahsın Facebook adresine 'momo' adıyla 'sizinle çok acil görüşmem lazım' diye bir mesaj attığını, eşine ve kızına bir daha böyle bir mesaj gelirse mesajı açmamalarını, tehlikeli olabileceğini söylediğini, aynı şahsın aynı isimle 'sizinle ... ... hakkında görüşmek istiyorum' şeklinde bir mesaj daha attığını, bunun üzerine cevaben ' siz ... ...'i nereden tanıyorsunuz, benimle ne görüşeceksiniz, benim bu şahsı tanıdığımı nerden çıkarttınız' diye mesaj attığını, şahsın 'ben sizi yaklaşık 1,5 yıldır Face ortamında bu şahsı ararken sizinle olan yazışmalarını paylaşımlarını gördüm, 1,5 ay kadar önce de bu şahsın sizinle olan yazışmalarından bunu tanıdığınızı öğrendim' şeklinde cevapladığını, maktulün eşi katılan ... ...'in kızının Facebook hesabına gönderdiği 'ne zaman geleceksiniz, çayı koydum' gibi yazışmalarını gördüğünü söylediğini, '...lütfen vaktiniz varsa benim yazacaklarımı okuyun ondan sonra beni dinleyin...' dediğini, sonra yazdığı uzun mesajda; maktul ...'in dolandırıcı olduğunu, kendisinin Hollanda'da çalışırken bu şahısla tanışması üzerine her şeyini bırakıp Antalya'ya yerleştiğini, Orman İşletmesinden ağaç kesme işi ihalesi aldıklarını, kereste kesim işi için kendisini çalıştırdığını, bu işler sırasında bir gün Orman İşletmesinden 3-4 memurun gelerek usulsüz ağaç kesme işi yaptıkları gerekçesiyle kesilen ağaçları almayacaklarını söylediklerini, bunun öğrenilmesi üzerine maktul ... ile birlikte Antalya ilinden kaçtıklarını, sonrasında zarar ettiklerini, maktulün bu iş için 35.000 ila 50.000 Avro civarı para harcadığını, bu şahsı tüm aramalarına rağmen bulamadığını, ancak 1,5 yıldır nerede oturduğunu bulmaya çalıştığını, en sonunda bu yazışmalardan gördüğünü söylediğini, peki 'buldun da sonra ne olacak şimdi senin niyetin ne' diye sorduğunda cevaben 'ondan hesap soracağım' şeklinde cevap verdiğini, sonra üslubunu ciddileştirerek; bu konuları görüşmek istemediğini, kendisiyle bir hesabı varsa gidip onunla hukuk önünde konuşması gerektiğini söylediğini, bundan sonra, aynı şahsın eşi ve eşinin arkadaşı... hanımın evinde olduğu bir gün SKYPE programı üzerinden yine 'momo' ismi ile görüntülü şekilde konuştuğunu, onlara kendi eşini, çocuklarını gösterip yine mağduriyetini anlattığını, '...bak eşin var, çocukların var, evin araban var, bırak artık bunun peşini, hırs yapma ne istiyorsan hukuk önünde iste..' şeklinde nasihatte bulunduğunu, bu görüşmeden bir hafta sonra şahsın kendilerinin sitesine geldiğini ve kendisine 'beni tanıdın mı ... abi' diye seslendiğini, tanıdığını söyleyince eşini de tanıdığından evime aldığını, akşama kadar konuşup sohbet ettiklerini, o gün önceden söylediklerini aynen tekrarlayınca ve hatta '...ben geçen gün sitenize geldim, ...'e ulaşmaya çalıştım, oralarda geziniyorum...' deyince avukat dostu ...'i şahsa hukuki olarak bilgi vermesi için aradığını, onun da kendisine olayın hukuki boyutunu ve olumsuz şeyler yapmaması gerektiğini anlattığını, avukatın anlattıklarını inceleme dışı sanık...'e aynen söylediğini, hatta sert bir dille uyardığını, o gece onu ikna etmeye çalıştıklarını, evine ailesine geri dönmesini söylediğini, şahsın ikna olmuşa benzediğini, hatta en son '...ben sadece şahsı bulup, ne kadar kaçsın onu bulabileceğimi söyleyip yüzüne tükürüp gideceğim..' dediğini, bu şahısla yüz yüze bir daha konuşmalarının olmadığını, ancak evlerine gelmeden öncesinde de telefon görüşmelerinin olduğunu, şahsı tanımadan önceki görüşmelerin maktul ...'in dolandırıcılığıyla ilgili olduğunu, tanıdıktan sonra ise hâl hatır sorma gibi görüşmeler olduğunu, maktulle ilgili görüşmelerin ayrıntılarıyla bu şekilde geliştiğini, inceleme dışı sanık...'in olay günü yanında bulunan 4 şahsı tanımadığını, ilk defa duyduğunu, olay günü saat 18.30'da eve geldiğini, evde oğlu ... ve eşi olduğunu, gece 00.15 civarında dışarıdan sesler geldiğini duyduklarını, 00.30 civarı oğlu ...’ın aşağıya bakıp 'kavga var herhalde' dediğini, diyafona basarak “...çocuklar aşağıdan ses geliyor, kavga var herhalde bir kontrol edin...” dediğini, güvenlikçilerin 2-3 dakika içinde kapıya geldiklerini, “...... abi senin blokta değil de B3 blokta asansör kan revan olmuş burada bir şey yok...” deyip ayrıldıklarını, daha sonra aşağıya baktığımızda polislerin geldiğini, maktulün öldürüldüğünü polisler evine gelince öğrendiğini,
Mahkemede; maktul ve ailesiyle yaklaşık bir yıl önce tanışıp ailece görüşmeye başladıklarını, ancak maktulün kendisinin işleri yoğunlaşınca kiraladığı aracı ve kullandığı süredeki masraflarını istediğini, bunları kabul ettiğini ve ödemeye de başladığını, bunun aralarındaki e-posta mesajlarından rahatlıkla anlaşılabileceğini, ancak maktul ve eşinin şirketi için çektikleri reklam filmi nedeniyle arkadaşlarına olan borcunu ödemeyince mahcup olduğunu, maktule bunu söylediğini, sonra ödeme için kendisine ulaşamadığını, ödemeyi yapmadığını, eşine tehdit ve hakaret dolu mesajlar gönderilince, eşi sanık ...’in 06.07.2012 tarihinde Avukat ...’e noterden vekaletname çıkarttığını, hatta o sırada yine inceleme dışı sanık...’in, eşi sanık ...’yı aradığının telefon kayıtlarından da anlaşılacağını, noterde olduğu ispatlanan eşinin inceleme dışı sanık...’e sadece avukata vekalet verdiğini söylediğini, kendisinin de isterse vekalet verebileceğini, davasını hukuk yoluyla araması gerektiğini, bir an önce ailesinin yanına dönmesini söylediğini, maktul ...’in açık adresini bu nedenle olay günü aidat ödemek için gittiği muhasebeciye sorduğunu, inceleme dışı sanık...'in kendilerine internet üzerinden ulaştığını, maktul ile aralarındaki hikayeyi anlatınca, ona hukuk yoluyla taleplerini iletmesini söylediklerini, tüm bunlara komşuları... hanımın da şahit olduğunu, inceleme dışı sanık... dışındaki diğer sanıkları ilk kez karakolda gördüğünü, kendilerinin medya ve yapımcılık sektöründe çalıştıkları için rehberlerinde çok sayıda telefon numarası bulunduğunu, inceleme dışı sanık...’in (93 98) ile biten cep telefonu hattının eşi veya kendisi tarafından telefonlarına kaydedilmediğini, ancak ayrıntılı görüşme kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, olayın olduğu gece eşinin de kendisinin de daha önce hiç karşılaşmadıkları bir numara olan ve inceleme dışı sanık...’in kullandığı ikinci telefon numarası olarak görünen (65 18) ile biten cep telefonu hattından 7-8 kez çok kısık sesle gelen aramalara eşinin cevap veremediğini, konuşulanları anlamadığını, güvenlik görevlilerinin beyanlarından da anlaşılacağı üzere, ihbarı yaptığı andan önce güvenlikçilerin olaydan haberdar olduğunu, olayın B3 blokta olduğunu ortalığı kan götürdüğünü söylediklerini, katılan ... tarafından yapılan suçlamaların gerçeği yansıtmadığını, çünkü sanık ...’nın katılan ...’e inceleme dışı sanık...’ten söz ettiğini, ancak onun bunu ciddiye almadığını, katılan ...’nin inceleme dışı sanık...’i evlerinde sakladıklarına dair iddialarının gerçek dışı olduğunu, hatta sanık ...’nın katılan ...’e bunu söylediğinde alaycı bir tavırla “sen...’ten mi bahsediyorsun,” şeklinde soru sorarak ondan korkmadıklarını ima ettiğini, inceleme dışı sanık...’in amacına ulaşmak için olaydan 10 gün öncesinde aynı bloktan daire kiraladığının maktul ... ve eşi katılan ... tarafından bilindiğini, diğer bir sanığın ifadesinde yer alan ve olay sırasında telefonda “biz yapacağımızı yaptık, artık karışmayız” şeklinde ifadeler söylediklerine dair iddiaların tamamen uydurma ve gerçek dışı beyanlar olduğunu, olay anında inceleme dışı sanık...’e kesinlikle böyle bir şey söylemediklerini, bilakis sürekli alacağını hukuken istemesi gerektiğini, başka yapacakları bir şey olmadığını defalarca söylediklerini, olay günü muhasebeci Seda hanımdan maktul ...’in adresini sormak amacının ise o gün eşinin avukata çıkarttığı vekaletnameye istinaden göndereceği ihtarname için avukatının açık bir adres istemesinden kaynaklı olduğunu, kendisi ve eşinin üç çocuğu olduğunu, iyi insanlar yetiştirmeye çalıştıklarını, bugüne kadar evde veya dışarıda yüksek sesli bir tartışmaya dahi girmediklerini, olayın yaşanmasından ötürü üzgün olduklarını, bırakın bir insanın ölümünü istemeyi, buna vesile olmayı dahi istemelerinin mümkün olmadığını,
Sanık ... Kollukta; senaristlik ve metin yazarlığı yaptığını, eşinin yapımcı olduğunu, 2011 yılı yaz aylarında önce maktul ...'in eşi katılan ... ile sonra da maktulle tanıştıklarını, katılan ...'in iyi birisi olduğunu, önceleri kızlarıyla birlikte görüşmeye başladıklarını ve iyi anlaştıklarını, maktul ...'in, eşi sanık ... ile ortak iş yapmaya başladığını, işlere dair ayrıntılı bilgisi olmadığını, ancak bir gün katılan ...'in çocuğunun kendisine '...... anne biliyor musun polisler gelip benim bisikletimi ve eşyalarımı aldılar...' deyince bunların hacizlik olduğunu anladığını, katılan ...'e bunu söyleyince maktul ...'in görevli olmasından dolayı sık sık yer değiştirdiklerini, yeni eşyalar aldıklarını, bunları ödeyemeyince evlerine bir keresinde haciz geldiğini söylediğini, maktul ... ile eşinin ortak iş yapmaya, önce kozmetik ürünlerinin reklamını çekip pazarlama teklifi gelmesiyle başladıklarını, sonra kendisine yardımcı olup olmayacağı sorulunca kabul ettiğini, maktul ve eşinin Beylikdüzü'nde bir ofis kiralayıp bu işe başladıklarını, kendisine maaş teklif ettiklerini, önce kabul etmediğini, durumlarını düzeltmelerini sonra bakacağını söylediğini, o sıralarda iş yerinde çalışan elemanların altındaki bir aracı eşine kullanması için verdiklerini, bu sırada reklam filmini çekip hazırladıklarını, ancak ortada pazarlanacak ürünlerin olmadığını, reklam filminin yayınlanması için de para gerektiğini, maktul ...'in reklam filminin yayınlanması için vereceği parayı pazartesiye yetiştiremediği, sanık ...'a çarşamba günü çekle ödeyeceğini, yardımcı olmasını istediğini, ancak eşinini bunu kabul etmediğini, arkadaşlarını aramadığını, maktulün bunun üzerine evlerine gelerek; 'senin sözün geçmiyor demek ki, istesen yayınlatırdın, bir işi beceremedin' gibi sözlerle hakaret ettiğini, bunun üzerine aralarında soğukluk başladığını, konuşmamaya başladıklarını, ertesi gün eşinin maktulün kendisine verdiği aracı iade ettiğini, bundan bir hafta sonra maktulün eşine 6.500 TL borç çıkarttığını, eşinin de bunu kabul edip 500'er TL'den iki ay 1.000 TL para ödediğini, ancak enayi yerine konulduklarını, bunların bu araca para ödeyip ödemediklerini bilmediklerini eşine söylediğini, bu arada maktulün kiraladığı ofise de haciz geldiğini, maktulün elemanlarına da parasını ödemediğini öğrendiklerini, aynı sitede oturmaya devam ederken, civardaki esnafa borcu olduklarını da duyduğunu, ailecek görüşürken maktulün kendilerine '...Antalya'da evim var satacağım, buradan alacağım, 1 milyon veriyorum, ama benden 2,5 milyon istiyorlar vermiyorlar...' sözler söylediğini, aralarına soğukluk girdiği sırada katılan ...'in kendisine hakaret içeren e-posta mesajları gönderdiğini, inceleme dışı sanık... ile tanışmalarına gelince; bundan yaklaşık 3 ay önce kızı ...ın Facebook adresine 'momo' ismiyle gelen bir mesajda; '...size çok yakın, evinize girip çıkan birisi var size düşman dikkatli olun...' yazdığını, bunu eşine söylediğinde sanık ...'ın '...momo diye isim mi olur, bırakın dikkate almayın bu mesajları da açmayın..' dediğini, sonra kızının okulundan birilerinin kendisine şaka yapabileceklerini düşündüğünü, ancak sonra aynı isimle bir mesaj daha geldiğini, '...bu mesajı en yakınlarınıza bile okutmayın, muhtemelen siz yeni kurbanlarısınız, ben emin olduğumda bu şahısların ismini size açıklayacağım...' şeklinde olduğunu, gelen mesaja 'ben ...ın annesiyim, siz kimden bahsediyorsunuz?' diye cevap yazdığını, gelen mesajda; '...bahsettiğim kişiler ... ve eşi... ...'dir. Bu şahıslar beni dolandırdı, Antalya'daki ev sahibini dolandırdı, muhtemelen siz yeni kurbanlarısınız, sonra marketçiyi, petrol ofisi sahibini dolandırdı, benim çocuğum 6 ay bana süt yok diye ağladı, eşim ağladı,...' şeklinde uzun bir mesaj gönderdiğini, kendisinin 'benim sizi görmem lazım, senden emin değilim skype var mı görüşmek istiyorum...' dediğini, sonra bu şahısla ve ailesiyle görüntülü konuştuklarını, hatta şahsın eşi ve kucağında 4 yaşında ikiz çocukları olduğunu, sonra eşinin '...... abla bunlar çocuklarım, ben bu şahsa 1,5 yıldır beddua ediyorum...' diye ağladığını, inceleme dışı sanık...'in Antalya'da başına gelenleri anlattığını, hatta Antalya'daki ev sahibinin telefonunu bunların doğruluğunu ispatlamak için verdiğini, şahsa '...şimdi benden ne istiyorsun peki..' diye sorduğunda, '...paramı istiyorum o para benim 15 yıllık birikmişimdi...' dediğini, kendisine elinde bir belge olup olmadığını sorduğunda, yok dediğini, sonra 'siz İnnovia sitesinde oturuyorsunuz değil mi' dediğini, evet deyince oraya gelmek istediğini, bu şahısla görüşmek ve parasını almak istediğini söylediğini, sonra bu şahısla bir kez daha SKYPE isimli programdan görüntülü görüştüklerini, o sırada yanında komşuları... hanımın da olduğunu, eşinin sonradan geldiğini, tüm anlatılanları dinlediklerini, eşinin bunları duyunca, '...peki ne yapmak istiyorsun amacın ne...' dediğinde; '...ben bu şahsın karşısına dikilip paramı isteyeceğim, bu para çocuklarımızın rızkı...' dediğini, ona elinde bir belge olmadan bu parayı alamayacağını söylediklerini, sonra hukuki olarak birşey yapabilir mi diye avukat ...'i aradıklarını, ... beyin hukuki süreçten bahsettiğini, ancak şahsın '...... ...'in karşısına dikilip parayı isteyeceğim...' demesi üzerine, avukatın böyle bir şey yapmamasını, en azından üç şahit bulup bir dava açması gerektiğini söylediğini, sonra şahsı ikna edip başını belaya sokmamasını telkin ettiklerini, daha sonra...'in kendilerini telefonla aradığını, ancak her defasında...'e istediğini hukuk yoluyla halletmesini, olayları unutmasını, buralardan gitmesini söylediklerini, olay günü yaşananlara gelince; akşam saat 23.00-23.30 sıralarında, eşi ve oğlu ... ile evde olduklarını, saat 00.15 gibi aşağıdan sesler geldiğini, cam kırılması sesi duyduklarını, eşinin güvenliğe haber verdiğini, 3 dakika içinde güvenlikçilerin kapıya geldiklerini, sanık ...'ın kapıyı açtığını, kendisinin ise 'ne oldu kimmiş' diye kapıya geldiğini, '...kavga mı olmuş' dediğini, güvenlikçilerin daha sonra diğer bloğa gittiklerini, polisler gelince olayı öğrendiklerini,
Savcılıkta; ilk ifadesini tekrar ettiğini, güvenlikçiler geldiğinde 'burada bir şey yok ancak B3 blokta kan revan olmuş' deyip gittiklerini, o sıralarda kullandığı cep telefonunun bilmediği bir telefon numarasından 7-8 kez arandığını, telefonu açtığını ancak ses gelmediğini, önce yurt dışındaki kızının aramış olabileceğini düşünerek merak ettiğini, ancak kızının babası sanık ... ile konuşmasıyla bu merakının gittiğini, evden aşağıya gelen polisleri izlemeye başladığını, sonra olayın ne olduğunu öğrendiklerini, maktulün kendilerini de dolandırmaya çalıştığını, ancak başarılı olamadığını, tahsis ettiği araç karşılığında 6.500 TL bir borç çıkarttığını, eşinin bunu kabul edip ödemeye de başladığını,
Mahkemede; önceki ifadelerini tekrarla, maktul ve ailesiyle yaklaşık bir yıl önce tanışıp ailece görüşmeye başladıklarını, maktulün ne iş yaptığının belli olmadığını, ama kendilerine her defasında değişik tekliflerle gelip iş yapmak istediğini söylediğini, aralarında maktulün fabrikasında ürettiğini söylediği kozmetik ürünlerinin reklam çekimleri için bir yardımlaşma olduğunu, eşinin reklamcı arkadaşlarına rica ettiğini, onların 3 ayrı reklam filmi çektiklerini, bu filmlerin parasının zamanında ödenmediğini, eşinin mahcup olduğunu, buna dair e-posta yazışmalarını dosyaya sunduğunu, yazışmalarında kendilerine hakarete varan sözler yazılınca avukatları ...'e vekaletname çıkarttıklarını, maktul ve eşini hukuken şikâyet etmeye hazırlandıklarını, inceleme dışı sanık...’le sonradan kızının Facebook hesabı üzerinden gelen bir mesajla tanıştıklarını, başına gelenleri kendilerine anlattığını, telefonla defalarca arayarak onlara maktul ...’den alacağını almak istediğini söylediğini, kendilerinin ise hukuki yollara başvurması gerektiğini hatırlattıklarını, buna komşuları... hanımın da şahit olduğunu, olay günü 06.07.2012 tarihi öğle saatlerinde noterden Avukat ...’e vekaletname çıkarttığını, hatta o sırada yine inceleme dışı sanık...’in aradığını, ona noterde olduğu avukata vekalet verdiğini söylediğini, kendisinin de isterse vekalet verebileceğini, davasını hukuk yoluyla araması gerektiğini, bir an önce ailesinin yanına dönmesini söylediğini, eşi ...’in, maktul ...’in açık adresini olay günü aidat ödemek için gittiği muhasebeciye bu nedenle sorduğunu, diğer sanıkları ilk kez karakolda gördüğünü, kendilerinin medya ve yapımcılık sektöründe çalıştıkları için rehberlerinde çok sayıda telefon numarası bulunduğunu, inceleme dışı sanık...’in (93 98) ile biten cep telefonu hattının telefonlarında kayıtlı olmadığını, ancak ayrıntılı HTS kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, olayın olduğu gece daha önce hiç karşılaşmadıkları bir numara olan ve inceleme dışı sanık...’in kullandığı ikinci telefon numarası olarak görünen (65 18) ile biten telefon hattından 7-8 kez çok kısık sesle gelen aramaları duyamadığını ve cevap da veremediğini, güvenlik görevlilerinin beyanlarından da anlaşılacağı üzere, eşinin yaptığı ihbardan önce güvenlikçilerin olaydan haberdar olduğunu, olayın B3 blokta olduğunu, güvenlikçilerin ortalığı kan götürdüğünü gördüklerini söylediklerini, katılan ... tarafından yapılan suçlamaların gerçeği yansıtmadığını, çünkü katılan ...’e inceleme dışı sanık...’in geldiğinden söz ettiğini, ancak onun bunu ciddiye almadığını, katılan ...’nin inceleme dışı sanık...’i evinde sakladığına dair iddialarının gerçek dışı olduğunu, hatta katılan ...’e bunu söylediğinde alaycı bir tavırla “sen...’ten mi bahsediyorsun' şeklinde sorarak ondan korkmadıklarını ima ettiğini, inceleme dışı sanık...’in amacına ulaşmak için olaydan 10 gün öncesinde aynı bloktan daire kiraladığının açıkça bilindiğini, diğer bir sanığın ifadesinde yer alan ve olay sırasında inceleme dışı sanık...’e “biz yapacağımızı yaptık, artık karışmayız” şeklinde ifadeler söylediklerine dair iddiaların tamamen uydurma ve gerçek dışı beyanlar olduğunu, olay anında kesinlikle böyle bir şey söylemediğini, bilakis sürekli alacağını hukuken istemesi gerektiğini, başka yapacakları bir şey olmadığını defalarca söylediklerini, olay günü sanık ...’ın muhasebeci Seda hanımdan maktul ...’in adresini sormasının nedeninin o gün avukata çıkarttığı vekaletnameye istinaden göndereceği ihtarname için avukatın kendilerinden muhatabın adresini istemesi olduğunu, kendisi ve eşinin üç çocuğu olduğunu, şayet bir insanın öldürülmesi ile ilgili bir yardımda bulunmuş veya bunu planlamış olsaydı, olay günü Türkiye’de değil yurt dışında bulunması gerektiğini, insanların kendilerine inanmamasının kendilerini mahvettiğini,
Savunmuşlardır.
Türk Ceza Kanunu'nda suça iştirak için faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 'Faillik' başlıklı 37. maddesi;
'(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır.' şeklinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında müşterek faillik, ikinci fıkrasında ise dolaylı faillik tanımlanmıştır.
Kanunda suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak halinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nun 37/1. maddesinde düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Öğretideki görüşler de dikkate alındığında müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
1- Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.
2- Suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulmalıdır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır. Suç ortaklarının, suçun işlenmesinde yaptıkları katkının, diğerinin fiilini tamamladığı durumlarda da müşterek faillik söz konusu olacaktır. Buna göre her müşterek fail, suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel bir katkıda bulunmaktadır.
TCK'nın 'Yardım etme' başlıklı 39. maddesi;
'(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.',
TCK'nın 'Bağlılık kuralı' başlıklı 40. maddesi;
'(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir' şeklinde düzenlenmiştir.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup, TCK’nda şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden TCK'nun 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olmaktadır.
TCK’nun 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
1- Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
a) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
b) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak
Olarak sayılmıştır.
2- Manevi yardım ise;
a) Suç işlemeye teşvik etmek,
b) Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
c) Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vadetmek,
d) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek,
Şeklinde belirtilmiştir.
Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira 'yardım etme'yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hâkimiyetinin bulunmamasıdır.
5237 sayılı TCK'nın “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrası ise; 'Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.' şeklinde düzenlenmiştir.
Madde ile daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulması, işlenen suçtan bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
Bu suçun konusunu, daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserleri oluşturmaktadır. Bir suçtan elde edilmiş olan eşyayı da suçun eser ve delili olarak kabul etmek gerekir. Bu itibarla söz konusu suç, önceden işlenmiş bir suçun varlığını gerekli kılmaktadır.
Söz konusu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler, suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulmasından ibarettir.
Bu suçun oluşabilmesi için, failin gerçeğin meydana çıkarılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerekir. Ancak fıkra metninde bir şahsi cezasızlık sebebine yer verilmiştir. Buna göre, kişiye kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçun delillerini yok etmesi, gizlemesi veya değiştirmesi dolayısıyla ayrıca ceza verilmez. Ancak kabul edilen bu şahsi cezasızlık sebebi sadece suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu ile sınırlı olup sanığın eyleminin ayrıca başka bir suç oluşturması durumunda, örneğin resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, hırsızlık mala zarar verme; o suçtan dolayı cezalandırılabilmesi mümkündür.
Sanıkların suça konu eylemlerinin isabetli şekilde nitelendirilebilmesi için TCK'nın 283. maddesinde düzenlenen 'Suçluyu kayırma' suçuna da kısaca değinilmesinde fayda bulunmaktadır.
TCK'nın 'Suçluyu kayırma' başlıklı 283. maddesi;
'(1) Suç işleyen bir kişiye araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için imkan sağlayan kimse, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer suç ortağı tarafından işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.' şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin gerekçesinde; “Madde metninde, işlenmiş olan bir suçun failine, suçun işlenişine herhangi bir şekilde iştirak etmeksizin, yardımda bulunulması cezaî müeyyide altına alınmıştır. Bununla güdülen amaç, suç işlendikten sonra failin herhangi bir şekilde yardım görmesini engellemektir. Bu suretle ceza adaletinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Ceza muhakemesinin amacını oluşturan maddî gerçeğin araştırılıp ortaya çıkarılması ve bu suretle adil bir yargıya varılması, suç şüphesi altında bulunan kişinin dahi esasta menfaatine bir husustur. Çünkü insan şahsîyetinin tekâmülü, ancak hakikat ve adaletle mümkün olabilecektir. Maddî gerçeğin tespitine dayalı olarak mahkemece hükmolunan ceza veya tedbirin infazı, suçlu kişinin işlediği suçtan dolayı içinde bulunduğu kusurluluk durumundan ibra olmasını, yani yeniden topluma kazandırılmasını sağlayacaktır. Bu bakımdan, suç şüphesi altında bulunan kişinin yargılanmasının veya hükümlü kişinin mahkûm olduğu cezanın veya tedbirin infazının engellenmesi, ceza adaletinin gerçekleşmesini engelleyecektir.
Bu suçun konusu, daha önce işlenmiş olan bir suçun işlenişine herhangi bir şekilde iştirak etmiş olan bir kişidir. Kayrılan kişi, önceki suçun faili veya şeriki olabilir. Bu kişi, önceden işlenen bir suçtan mahkûm olmuş bir kişi olabileceği gibi, sadece şüpheli veya sanık olması nedeniyle aranan bir kişi de olabilir.
Sanık veya mahkûm olan kimsenin saklanmasına yönelik her hareket, bu suçun oluşmasını sağlayacaktır. Sanık veya mahkûmun belli bir yerde saklanmasının temin edilmesinden başka; bu kişi, soruşturmanın veya infazın engellenmesi amacıyla örneğin bir başka ülkeye kaçırılmış olabilir. Bu tür fiilleri de söz konusu suç kapsamında değerlendirmek gerekir.
Belirtmek gerekir ki, hakkında tutuklama veya mahkûmiyet kararı verilen kişinin bir yerde barınmasını temin etme durumunda dahi, bu suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Bu suçun oluşabilmesi için, kayrılan kişinin araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması amacıyla hareket edilmesi gerekir. Böyle bir amaç güdülmemekle beraber, kişinin insani mülahazalarla bazı ihtiyaçlarının karşılanmış olması durumunda, söz konusu suç oluşmayacaktır.
Bu suçun faili herkes olabilir. Ancak, izlenen suç siyaseti gereğince, kayırma suçundan dolayı cezalandırılabilmesi için, kişinin önceden işlenmiş olan suça herhangi bir şekilde iştirak etmemiş olması aranmıştır. Keza, kayırma suçunun konusunu belli akrabalık ilişkisi içinde bulunan kişilerin oluşturması hâlinde de cezaya hükmedilmeyecektir.
Kişinin önceden işlenmiş olan asıl suça fail veya şerik olarak iştirak etmiş olması veya suçun konusunu oluşturan kişilerle belli akrabalık ilişkisi içinde bulunması, bu suç açısından sadece bir şahsî cezasızlık sebebi oluşturmaktadır. Şahsî cezasızlık sebebinin bulunduğu hâllerde işlenen fiil suç ve dolayısıyla haksızlık oluşturma özelliğini muhafaza etmektedir. Ancak, kişinin ceza hukuku açısından sorumluluğu cihetine gidilmemektedir.” şeklinde açıklamalar yapılmıştır.
Suçluyu kayırma suçu, adliyeye karşı işlenen suçlar arasında düzenlenen suçlardan biri olarak suçların önlenmesi ve adil yargılanma, ceza adaletini gerçekleştirmeyi amaçlayan adliyenin saygınlığı, adil, dürüst ve usulüne uygun bir yargılama anlamında adliye, adliyenin ceza muhakemesini düzgün bir biçimde yürütmesine ilişkin menfaatini koruma altına altına almak maksadıyla Kanun'da bağımsız bir suç olarak düzenlenmiştir. Bu suçun faili herhangi bir kimse olabilir ancak failin önceden işlenmiş olan suçun faili veya şeriki olmaması zorunludur. Failin kamu görevlisi olması ve suçun görevde bağlantılı olarak işlenmesi ikinci fıkradaki nitelikli hâle girmektedir. Son fıkra ise şahsi cezasızlık hâline ilişkindir.
“Suçluyu kayırma” kavramı Kanun'da tanımlanmamış, ancak suç tipinin işlenebilmesi için çeşitli hareketler öngörülmüştür. Suç kapsamında yaptırım altına alınan fiil, suç işleyen bir kişiye araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için imkân sağlamaktır. Madde metninde imkân sağlamanın hangi şekilde değil hangi amaçla gerçekleşmesi gerektiği düzenlenmiştir. İmkân sağlamaya örnek olarak şüpheli, sanık veya mahkûmun saklanması, ele geçirilmesinin engellenmesi, bu amaçlarla ona imkân sağlanması gösterilmiştir. Sahte deliller uydurmak, mevcut delilleri gizlemek, değiştirmek, ortadan kaldırmak gibi davranışların bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olduğu ifade edilebilir. Suçluyu kayırma suçu, Kanun’da seçimlik hareketli, ancak her bir seçimlik hareket bakımından serbest hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Yani failin, suçluyu araştırma, yakalama, tutuklama, hükmün infazından kurtulması için imkân sağlayıcı her türlü hareketi madde kapsamında cezalandırılmaktadır. (Zahit Yılmaz, Suçluyu Kayırma Suçu, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, c.18, s.1.)
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Maktul ...'in, 06.07.2012 tarihinde evine gelen misafiri tanık ...'ı Avcılar metrobüs durağına bırakmak için arabasıyla birlikte saat 22.30 sıralarında siteden çıkış yaptığı, misafirini bıraktıktan sonra 23.00-23.30 sıralarında siteye geri döndüğü, arabasıyla otoparka girip 17. kattaki dairesine çıkmak için asansöre bindiği, tanık...'nın maktulle asansörde karşılaştıkları, ...'nın 15. katta asansörden indiği, maktulün tek başına 17. kata çıkmak için asansörde kaldığı, ancak asansörün bir kat yukarıda yani 16. katta durduğu, maktulün bu sırada inceleme dışı sanıklar tarafından darbedilmeye başlandığı, asansörün bir kat aşağıya geri indiği ve kavganın 15. katta devam ettiği, tanık...'nın yukarıdan koşarak inenlerin seslerini duyması üzerine saat 23.45 civarında güvenliğe haber verdiği, 15. katta 'yeter vurmayın artık' şeklinde bağıran maktulün kısa bir süre sonra sesinin kesilerek etkisiz hâle getirildiği ve yangın merdivenlerinden 16. kata çıkartılarak 67 numaralı daireye kapatıldığı, yapılan ihbar üzerine olayın gerçekleştiği B3 bloka doğru yola çıkan site güvenlikçilerinin B3 blokun zemin katına çağırdıkları asansörde kan izlerini gördükleri, ancak sonra yan bloktan ikinci bir ihbar gelmesi üzerine B2 bloka gittikleri, B2 blokta bir olay olmadığını görmeleriyle birlikte B3 bloka geri döndükleri, B3 blokun 15. katına çıktıkları, 15. katın ortak alanlarında kan izlerinin devam ettiğini gördükleri, tanık...'nın kapısını çaldıkları ve katılan ...'in de gelmesi üzerine site sakini ...'in kaybolduğunu anladıkları, maktûlü bulmak için kan izlerini takip ettikleri, kan izlerinin bir üst katta bulunan 67 numaralı dairenin kapsının önünde son bulduğunu gördükleri, güvenlikçilerin dairenin kapısını çalmaları üzerine içeriden kimsenin kapıyı açmadığı, polise haber verildiği, bu sırada güvenlikçilerin kapının başından ayrılmadıkları, içeriden sesler geldiğinin duyulduğu, kolluk ekiplerinin olaydan saat 00.30'da yapılan telsiz anonsu üzerine haberdar olmasıyla geldikleri, yaklaşık üç saat boyunca site içinde ve etrafta yapılan araştırmaya rağmen maktulün bulunamadığı, 67 numaralı dairenin kapısının saat 03.00 sularında çilingir marifetiyle açıldığı ve içerideki beş sanıkla birlikte maktulün cansız bedeninin bulunduğu olayda;
Sanıklar ... ve ...'in, inceleme dışı sanıkların müşterek fail olarak işledikleri tasarlayarak kasten öldürme suçundan 'şerik' olarak sorumlu tutulabilmeleri için sanıkların suça 'katkı' mahiyetinde değerlendirilecek eylemlerinin; fiilin işlenişini kolaylaştırması veya failin suç yolunda ilerlemesini sağlaması, diğer bir anlatımla asıl failin eylemi ile şeriklerin katkı mahiyetindeki eylemi arasında nedensel bir bağ bulunduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanması gerekmektedir.
Sanıklar ... ve ... çifti, maktul ... ve katılan ... (...) ile olaydan yaklaşık bir yıl önce tanışmışlar ve aralarında yakın bir aile dostluğu kurmuşlardır. Sanıklarla maktulün ailesi arasında iş ortaklığına varan bu ilişki, olaydan yaklaşık bir iki ay öncesinde çıkan anlaşmazlıklar ve 6.500 TL miktarındaki araç kiralama bedeli nedeniyle zedelenmiş, sanık ... bu borcun tamamını kabul etmiş ve paranın 1.000 TL'sini maktule geri ödemiş ancak kalan kısmı aylık taksitler hâlinde ödeyeceğini söyleyip olay tarihine kadar başka bir ödeme yapmamıştır. Sanıklar ... ve ..., maktûl ve eşinin son zamanlardaki davranışlarından hareketle kendilerini kandırdıklarını düşünmeye başlamışlar ve ilişkilerini soğutmuşlar, hatta maktulün ve eşinin çevrede olumsuz birtakım davranışlarla insanlara zarar veren kişiler olduklarını anlatmaya başlamışlardır. Maktul ve eşi ise; sanıklar ... ve ...'ya karşı önceleri çok samimi biçimde davranmalarına rağmen sonradan araya giren 6.500 TL'lik alacak borç meselesi nedeniyle ilişkilerini soğutmuşlar, hatta kendilerini dolandırıcı olarak niteleyen sanıklara karşı aynı duygu ve düşüncelerle davranmaya başlamışlardır.
Sanık ...; inceleme dışı sanık...'in suç tarihinden yaklaşık bir ay öncesinde önce kızlarına sonra kendisine şüpheli mesajlar göndermesi ve bu mesajlarda...'in hikayesinin kendilerinin borç meselesi nedeniyle husumetli oldukları maktul ... ile ilgisi olduğunu anlaması üzerine... ile tanışmış, inceleme dışı sanık...'i evine davet etmiş, eşi ... ve hatta komşusu... hanım ile de tanıştırmış, bir süre sonra aynı siteye yerleşmesine tanık olmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki; maktulün eşi katılan ...'in, inceleme dışı sanık...'in sanık ...'nın evlerine geldiğinden haberdar olduğu ve bunu maktûl eşi ...'e de söylediği dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmaktadır. Ancak maktul ve eşinin, çok önceden beri takıntılı biçimde kendileri ile iletişim kurmaya çalışan ve oturdukları siteye geldiğinden haberdar oldukları...'i pek de önemli bir tehdit olarak algılamadıkları değerlendirilmiştir. Bu nedenle, Özel Dairenin bozma ilamında ve bozmaya uyan Yerel Mahkeme tarafından kurulan hükmün gerekçesinde, sanık ...'nın sanık...'in aynı siteye gelip gittiğini maktûlün eşi olan katılan ...'e söylemediği veya maktûlün ailesinden sakladığı yönünde yer alan değerlendirmelerin dosya kapsamındaki delillerle ve özellikle de katılan ...'in beyanlarıyla uyuşmadığı görülmektedir.
Sanıklar ... ve ...'in suç tarihinden önce inceleme dışı sanık...'in maktulün karşısına dikilip parasını vermesini isteyeceği yönündeki niyetini gösteren beyanlarına rağmen...'in suç işlemeye yönelik kararını kuvvetlendirmeye dair bir söylem veya eylemleri olmaması, aksine...'i yasa dışı bir yola başvurmaması için ikna etmeye çalışmaları karşısında; ...'in asıl fail olarak işlediği suça manevi bir katkılarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Suçun işlenmesinden önce veya suçun işlendiği sırada, sanıklar ... ve ...'in inceleme dışı sanıklara yol gösterdiklerine veya suçun işlenmesinde kullanılacak araçları temin ettiklerine dair dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Ancak, sanıklar ... ve ...'in suçun işlenmesi sırasında, tanık...'nın ihbarından sonra site güvenliğine yaptıkları asılsız ihbarın, inceleme dışı sanıkların yan blokta gerçekleştirdikleri suça nedensel bir katkı sunup sunmadığı ile sanıklar ... ve ...'nın bu ihbarı inceleme dışı sanıklara yardım etme kastıyla yapıp yapmadıklarının belirlenmesi için sanıklar ile inceleme dışı sanık... arasında suçun işlendiği andaki cep telefonu görüşme kayıtlarının, dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tanık...'nın ilk ihbarı yapmadan önce yukarıdan gelen seslerin daha önceden de gürültü yapan komşusundan geldiğini zannettiği, ancak asansörün 15. kata geri inmesiyle yukarıdan hızla aşağıya koşanların ayak seslerini ve maktûlün 'yeter vurmayın artık' şeklinde bağırmasını duyması üzerine kavga olduğunu düşünerek güvenliğe haber verdiği bilinmektedir. Tanık...'nın güvenliğe haber verdiği sırada, inceleme dışı sanıklar 15. katta maktulü çoktan darbetmeye başlamışlar, devamla sopalarla maktulün kafasına vurmak suretiyle bayıltarak merdivenlerden bir kat yukarıdaki 67 numaralı daireye taşımışlardır.
Sanıklar ... ve ...'in suçun işlenmesi sırasında oturdukları B2 bloktaki dairelerinin diyafonundan asılsız bir ihbar yapmak suretiyle gerçekleştirdikleri eylemi, diğer sanıklara yardım etme kastıyla işlediklerinin, dolayısıyla iştirak iradelerinin var olduğunun kabulü için yan blokun içinde yaşanan suçun işlenmeye başladığından ve tanık...'nın ihbarından haberdar olmaları, suçun işlenmeye başladığını bilmeleri gerekmektedir.
BTK'dan dosyaya gönderilen cep telefonu görüşme kayıtlarına göre; suçun asıl faili olan inceleme dışı sanık...'in 'olayın gerçekleştiği gece' sanık ...'i ilk defa saat 00.11'de aradığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında ifadelerine başvurulan tanıklar, her ne kadar da ilk ihbarın saat 23.45'te yapıldığını hatırladıklarını beyan etmişlerse de; gerek özel güvenlik görevlilerinin bu ihbar üzerine harekete geçtikleri saat gerekse ikinci ihbarın yapıldığı saat dosya kapsamında tam olarak tespit edilememiştir. Yan blokta bulunan sanıklar ... ve ...'nın, olayın gerçekleştiği andan maktulün 67 numaralı daireye kapatılana kadar geçen süreçte diğer blokta olan bitenden haberdar olduklarına dair BTK'dan gönderilen görüşme kayıtları dışında dosyada bir delil de bulunmamaktadır. İnceleme dışı sanık...'in, maktulle 16. katta duran asansörde karşılaştığını, aralarında maktulün 67 numaralı daireye kapatılmasına kadar devam eden bir kavganın başladığını, hatta bu sırada maktulün ağzını kapatmaya çalıştığını ancak maktulün elini ısırdığını savunması ve dosya kapsamındaki diğer delillerin bu savunmayı doğrulaması karşısında; inceleme dışı sanık...'in, sanık ...'yı ancak maktûlü 67 numaralı daireye kapattıktan sonra aradığının kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla, sanıklar ... ve ...'in asılsız ihbarda bulunmak suretiyle gerçekleştirdikleri eylemin, inceleme dışı asıl faillerin işlediği suçu kolaylaştırdığının veya suç yolunda ilerlemelerini sağladığının dosya kapsamındaki delillerle hiçbir şüpheye yer vermeksizin ispatlanamadığı değerlendirilmelidir.
Ancak, sanıklar ... ve ...'in, site güvenlik görevlilerinin yan taraftaki B3 bloktan gelen ihbar üzerine oraya doğru hareket etmelerinden sonra sanık...'in telefonu üzerine yaptıkları asılsız ihbarın, işlenen suça iştirak mahiyetinde olmadığının; keza inceleme dışı sanıkların zaten maktulü 67 numaralı daireye kapattıklarının, henüz ölüm neticesinin meydana gelmediğinin ve sanıkların eyleminin bu netice ile aralarında bir bağın da bulunmadığının, dolayısıyla sanıkların eyleminin, başlı başına site güvenlik görevlilerini 67 numaralı dairenin kapısından uzaklaştırıp sanık...'i yakalamalarını engellemeye, sanık...'in kaçmasına imkan sağlamaya yönelik olduğunun, bu hâliyle eylemin TCK'nın 283/1. maddesinde düzenlenen suçluyu kayırma suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Dairenin düzeltilerek onama ilamının kaldırılmasına, Yerel Mahkemece sanıklar hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin sanıkların eyleminin suçluyu kayırma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozulmasına, tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım etme suçundan hükümlü olarak cezaevinde bulunan sanıkların tahliyelerine karar verilmesi gerekmektedir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...; 'Somut olayda, Genel Kurulun sayın çoğunluğu ile aramızdaki görüş farklılığı, sanıklar ... ve ...’in maktul ...’in inceleme dışı sanıklar tarafından öldürülmesi fiiline TCK’nın 39. maddesi kapsamında “yardım eden” sıfatıyla katıldıklarına ilişkin düşüncemize dayanmaktadır.
Yapılan yargılama ve incelenen dosya kapsamına göre;
Olay öncesi dönemde maktulle yaptıkları iş nedeniyle maktule borçları bulunan sanıklar ... ve ...'nın, hakkında tasarlayarak öldürme suçundan kurulan hüküm Yüksek 1. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleşen ve maktulden olan alacağını tahsil edemediği için onunla husumetli olduğunu bildikleri... ile kurdukları temastan sonra onunla sürekli iletişimde kaldıkları. bu iletişimin olay günü ve hatta olayın yaşandığı saatlere kadar da devam ettiği, sanıkların...’in öldürme planı doğrultusunda maktulün oturduğu siteden daire kiraladığını ve maktulü takip ettiğini bildikleri, imkanları bulunduğu halde, sanıklara engel olmaya çalışmadıkları, takip edildiğini maktule bildirmedikleri, başka bir site sakini tarafından yapılan kavga ihbarı üzerine olaya müdahale etmek için olayın yaşandığı dairenin önüne kadar gelen site güvenlik görevlilerini de yaptıkları asılsız bir başka ihbarla diğer bloğa yönlendirmek suretiyle, faillere darp ederek ellerini plastik kelepçeyle arkadan bağladıkları maktulün boğularak öldürülmesi eyleminin tamamlanması bakımından zaman kazandırdıkları anlaşılan olayda,
Haklarındaki hükümler onanarak kesinleşen diğer sanıkların gerçekleştirdikleri öldürme fiiline yaptıkları katkı tek başına suçun yasal tanımına uygun bulunmayan, bu itibarla fiil üzerinde hakimiyetleri bulunmayan ancak “şerik” olarak kabul edilmeleri gereken sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 39. maddesi bağlamında suçun icrasındaki nedensel katkılarının incelenen dosya kapsamı karşısında sabit olduğu ve buna göre maktulün öldürülmesi fiiline “yardım eden” sıfatıyla iştirak ettikleri' düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan yedi Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanıkların eyleminin tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme suçunu oluşturduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının, değişik gerekçeyle KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 24.01.2018 tarihli, 4231-238 sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.03.2016 tarih ve 444-91 sayılı kararıyla sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin, sanıkların eyleminin TCK'nın 283/1. maddesinde düzenlenen suçluyu kayırma suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğince BOZULMASINA,
4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilip, Özel Daire onama kararının kaldırılarak, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi nedeniyle; cezanın İNFAZININ DURDURULMASINA ve sanıklar ... ve ...’in TAHLİYELERİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadıkları takdirde derhal salıverilmeleri için YAZI YAZILMASINA,
5- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 09.11.2021 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 25.11.2021 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.