1. Hukuk Dairesi 2021/4570 E. , 2022/4226 K.
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dahili davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 101 ada 40 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedildiğini ancak taşınmazın mera ile bir ilgisinin bulunmadığını, taşınmazın Milas Asliye Hukuk Mahkemesinin 1967/176 Esas, 1967/600 Karar sayılı kararı uyarınca müvekkilinin annesi ... adına tescil edilen yer içerisinde bulunduğunu ve taksimen de müvekkiline kaldığını ileri sürerek, sınırlandırmanın iptali ile dava konusu taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Söğütçük köyü tüzel kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiş; köy muhtarı ... 07/04/2011 tarihinde yapılan duruşmada, dava konusu taşınmazın mera ile bir ilgisinin bulunmadığını, taşınmazın davacıya ait olup, yıllardır davacı tarafından nizasız ve fasılasız olarak kullanıldığını beyan etmiştir.
2. Dahili davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacak bu yerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, taşınmaz üzerinde yalnızca 3 adet 25 yaşlarında zeytin ağacı bulunduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Milas Sulh Hukuk Mahkemesinin 31/01/2012 tarihli ve 2011/257 Esas, 2012/75 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanıklarının beyanları ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 101 ada 40 parsel sayılı taşınmazın mera vasfında olduğu ve bu nitelikte bir yerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı asil ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı ... temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın annesinden kendisine taksimen kaldığını, taşınmazın mera ile bir ilgisinin bulunmadığını ve yıllardır kendisinin zilyetliğinde bulunduğunu, taşınmaz üzerinde nizasız ve fasılasız şekilde sürdürdüğü zilyetliğin süresinin 40 yılı aştığını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13/02/2013 tarihli ve 2013/1101 Esas, 2013/876 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar vermek için yeterli bulunmadığı, davacının dayandığı tapu kaydının tescil ilamıyla oluştuğu ancak Mahkemece tescil ilamının krokisinin getirtilmediği ve usulünce uygulanmadığı, dava konusu taşınmazın mera vasfında olup olmadığı ve taşınmaz üzerinde davacı tarafça sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi hususunda yeterli araştırma yapılmadığı belirtilerek, sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı tarafın dayandığı tescil ilamı ile oluşan tapu kaydının haritasının getirtilmesi, dava konusu taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgelerin getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları huzuruyla keşif yapılması, yapılacak keşifte uzman teknik bilirkişi eliyle davacının dayandığı tescil ilamı ile oluşan tapu kaydının haritası zemine uygulanarak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca kapsamının haritasına göre belirlenmesi, dava konusu taşınmazın, davacının dayandığı tapu kaydının kapsamı dışında kalması halinde tapu kaydının oluştuğu tarih ile tespit tarihi arasında 20 yıllık sürenin dolduğu göz önünde bulundurularak taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak vasfında olup olmadığı, zaman içerisinde sınırlarında bir genişleme olup olmadığı hususunda, yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde dava konusu taşınmazın toprak yapısı, eğimi ve bitki desenini açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması, teknik bilirkişiye keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle karar bozulmuştur.
4. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Milas Sulh Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, 13/07/2015 tarihli ve 2013/596 Esas, 2015/566 Karar sayılı kararla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanıklarının beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın mera vasfında olmadığı, taşınmazın uzun süredir davacı tarafından kullanıldığı ve taşınmazın sınırında bulunan diğer taşınmazların da tarım arazisi vasfında olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu 101 ada 40 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
5. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili, dahili davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
6. Temyiz Nedenleri
6.1. Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verildiğini ve davalıların yasal hasım olduğu gerekçesiyle, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini beyan ederek, kararın bu yönüyle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
6.2. Dahili davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın mera vasfında olup, özel mülkiyete konu olamayacağını, taşınmazdaki imar-ihya faaliyetlerinin ve zilyetlik süresinin, taşınmazın iktisabı için yeterli olmadığını beyan ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
6.3. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın mera vasfında olmadığının davacı tarafından ispatlanamadığını, Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğunu, bilirkişilerden aldırılan raporların yeterli bilimsel veriye dayanmadığını beyan ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
7. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20/03/2019 tarihli, 2016/6545 Esas, 2019/2031 Karar sayılı kararıyla; karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince, Muğla ilinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırları olup, yasal hasım konumunda bulunan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığına gerekçeli kararın yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, Mahkemece geri çevirme kararının gereği yerine getirildikten sonra karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12/06/2019 tarihli ve 2019/2220 Esas, 2019/4347 Karar sayılı kararıyla; “dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, davacı vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince, dava tapu iptali ve tescil davası olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesi gerekirken, Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davalıların yasal hasım olduğundan bahisle davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin isabetsizliğine” değinilmek suretiyle karar bozulmuştur.
8. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Milas Sulh Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, 26/12/2019 tarihli ve 2019/928 Esas, 2019/1451 Karar sayılı kararla, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca, davanın kabulüne, dava konusu 101 ada 40 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın yargılama sırasında vefat eden ... mirasçıları olan ...ve ... adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
9. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde dahili davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
10. Temyiz Nedenleri
10.1. Dahili davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu taşınmazın mera olarak sınırlandırılmış olmasının hukuka uygun olduğunu, taşınmaz üzerinde yalnızca 3 adet zeytin ağacı bulunduğunu, ağaçların imar-ihyasının eksik olduğunu, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, zamanında davacının taşınmazın tespitine itiraz etmediğini, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğunu beyan ederek, re’sen göz önünde bulundurularak nedenlerle de kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
10.2. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
10.3. Dahili davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; müvekkil Belediyenin dava konusu taşınmazın kayıt maliki olmadığını, 6360 sayılı Yasa sebebiyle yasal hasım konumunda olan müvekkil aleyhine Mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, davaya dahil edilmelerinin yalnızca söz konusu Yasa’dan kaynaklı olduğunu, bu taşınmazın Yasa uyarınca müvekkil Belediyeye de devredilmediğini beyan ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
11. Gerekçe
11.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda..., ili, ..., ilçesi, Söğütçük Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 40 parsel sayılı 1.033,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, dava dışı 101 ada 3 ve 39 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte 27/02/1968 tarihli, 133 sıra numaralı tescil ilamıyla oluşan tapu kaydının kapsamında olup, kaydın doğu hududunun köy merası okuması nedeniyle, 101 ada 3 ve 39 parsel sayılı taşınmazların miktar fazlası olarak sınırlandırılarak mera vasfıyla özel siciline kaydedilmiştir.
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
11.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesinde
“Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
11.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine ve Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; harç kamu düzeni ile ilgili olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardan olduğundan, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olan eldeki davada, Hazine harçtan muaf olduğu halde, bakiye harçtan Hazinenin de sorumlu tutulmuş olması isabetsizdir. Öte yandan, ziraat mühendisi bilirkişilerden aldırılan raporlarda, dava konusu taşınmazın tarla vasfında olduğu anlaşıldığı halde, Mahkemece taşınmazın tapu kaydının iptali ile yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları adına tesciline karar verilirken, taşınmazın hangi vasıfla adı geçenler adına tesciline karar verildiğinin hüküm yerinde belirtilmemiş olması da isabetsiz olup, bozmayı gerektirmekte ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. SONUÇ
1. Dahili davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Hükmün 1. fıkrasında yer alan “payları oranında” kelimelerinden sonra, “ tapuya kayıt ve tesciline” kelimelerinden önce gelmek üzere, “tarla vasfıyla” kelimelerinin yazılmasına, yine hükmün 2. fıkrasında yer alan, “133,63 TL’nin” ibaresinden sonra, “davalılardan müştereken” kelimelerinden önce gelmek üzere, “ dahili davalı Hazine haricindeki” kelimelerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alının harcın istek halinde yatıran iadesine, 26/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.