T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ... Esas - ...
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ...
KARAR NO : ...
HAKİM : ...
KATİP : ...
DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI :1-...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : 2- ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVA İHBAR OLUNAN :1- ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVA İHBAR OLUNANLAR : 2- ...
3- ...
4- ...
5- ...
6- ...
7- ...
8- ...
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ...
KARAR TARİHİ : ...
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... plakalı aracın davalı ...Sigorta A.Ş.nezdinde ... poliçe nolu ... bitiş tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile kayıtlı bulunduğunu, ... tarihinde sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plakalı ... BŞB'ye bağlı belediye otobüsünün ... idaresindeki ... plakalı aracına çarpması sonucu iki araçlı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, ... plakalı araç içerisinde bulunan müvekkilinin baygınlık geçirdiğini, hastaneye kaldırıldığını, kaza neticesinde oluşan travmaya bağlı olarak müvekkilinde hafıza kaybı, konuşma bozukluğu, içe kapanıklık, ailesini tanımama ve istememe kişilik değişikliği, intihar ve yaralama girişimleri, hafif derecede kognitif bozulma ve ansiyete belirtileri oluştuğunu, ... tarihinde sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, bir sonuç alınamadığını, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ... BŞB vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını, işleticilerin şoförler ve taşımacılık için istihdam ettiği diğer porsonellerin özlük haklarından araçtan veya görevin yapılmasından kaynaklanan nedenlerle üçüncü kişilere vereceği her türlü zarardan bizzat sorumlu olduğunu, bu konularda belediyenin herhangi bir kanuni ve hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, manevi tazminatın ancak haksız fiile sebep olan araç sürücüsünden talep edilebileceğini, dolayısıyla müvekkilinden manevi tazminat talebinde bulunulamayacağını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; Yazılı olarak sigorta şirketine başvuru dava şartının yerine getirilmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte ... plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ... -... numaralı poliçe ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin işbu poliçeden doğan sorumluluğunun sakatlanma ve ölüm kişi başına 390.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacı vekilinin müvekkilinin daimi sakatlığının bulunduğunu ispat etmek zorunda olduğunu, dava konusu sigortalı araç poliçesinin genel şart değişikliği sonrasında tanzim edilmiş olduğundan yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri bakımından müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını sorumluluğun SGK'da olduğunu, manevi zararların teminatın dışında kaldığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile hükmedilebilecek faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezlinde ZMSS'sı bulunan ... plakalı halk otobüsünün ... plakalı araç ile aracın kazaya karıştığını, ilgili aracın kusurlu olduğunu, malul olduğundan bahisle Kayseri ... Belediyesi'nden işleten sıfatıyla sorumlu olduğu gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat dilemiştir.
Davalı cevap dilekçesi başvuru şartının karşılanmadığını, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Kayseri ... Belediyesi ise aracın işleteni olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
... plakalı aracın trafik kayıtlarının incelenmesinde dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu ve otobüs vasfında olduğu görülmüştür. Davalı idare tarafından sunulan Kayseri ... Noterliği ... tarihli ve ...yevmiye numaralı sözleşme uyarınca özel halk otobüsü olduğu ve bu kapsamda çalıştığı görülmüştür.
Dava dosyası kapsamında kaza ile ilgili ... Cumhuriyet Başsavcılığının ...Esas sayılı dosya kapsamında kazaya karışan otobüs sürücüsü olan ... hakkında soruşturma yapıldığı, soruşturma kapsamında dosyanın uzlaştırmacıya tevdi edildiği, uzlaştırmacının rapor düzenlediği ve davacı ile sürücü imzaladığı davacının ise '' sigorta şirketinden doğacak haklarım saklı kalması kaydı ile hastane masraflarım 7.000,00 dir, şüphelinin bu masrafları karşılaması halinde hiçbir maddi ve manevi tazminat talebim olmayacaktır'' şeklinde beyanda bulunmak suretiyle uzlaştığı ve dosya kapsamındaki ödeme evrakı ile 7.000,00 TL'yi tahsil etmiştir. Dosya uzlaştırma nedeniyle kapatıldığı görülmüştür.
-Davalı Kayseri ... Belediyesi'nin sorumluluğuna dair değerlendirmede;
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK'nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay'ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK'nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin E. 2015/6031, K. 2015/13494)
Somut olayda, davalı belediyenin sözleşme kapsamına göre işleten vasfında olmadığı ve aracın özel halk otobüsü olduğundan dolayı zarardan sorumlu değildir. Açıklanan gerekçeler ilgili yönünden dava dayanaksız olduğundan reddedilmiştir.
-Sigorta şirketinin sorumluluğunda dair değerlendirmede;
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, 'Sigortanın Kapsamı' başlıklı A.1 maddesinde 'sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği... ' öngörülmüştür.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
“Aşağıdaki hususlar, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışındadırlar.
a)İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b)İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c)İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d)Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e)Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f)Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.( Bknz. 4. Hukuk Dairesi 2021/11134 E. 2022/5000 K. Sayılı ilamı)
Somut olayda davalı sigorta şirketi geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararından sorumlu iken manevi tazminat davasından sorumlu değildir. Davacının davalı sigorta şirketine karşı manevi tazminat talep etmesi dayanaksız olduğundan yersiz görülmüştür.
-Uzlaştırmaya ilişkin değerlendirmede;
CMK'nın 253/19 maddesi; 'Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.' şeklinde düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesinde Zarar verenlerin birden fazla olması halinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi yapılmış, yine TBK 61. maddesinde “ Dış ilişkide, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” denilmiş, 62. madde de ise “tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” düzenlemesi ile birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Türk Borçlar kanunun müteselsil borçluluk ve dış ilişki de borçluların sorumluluğu başlıklı 163. maddesinde “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder” denilerek zarar verenlerin zarar görenlere karşı sorumluluğunun kapsamını düzenlemiştir.
TBK'nın 166. maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçlularda borçtan kurtulur. Aynı kanunun 168/2 maddesinde ise alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerekir.
Davalı şirket kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, sorumluluğu 2918 sayılı KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteninin üçüncü kişilere olan hukuki sorumluluğunu, sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstleneceğinden ve nihai sorumlu olan haksız fiil faili araç sürücüsü ile yapılan uzlaşmanın dolayısı ile davalı sigorta şirketine sirayet edeceğinin kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle, dava açılmadan önce soruşturma aşamasında davacı tarafından karşı araç sürücüsünden talep edilen edimli uzlaşma sağlandığı, CMK 253/19. maddesine göre artık davacının maddi tazminat davası açma hakkı bulunmadığı gibi açılmış davadan da feragat edilmiş sayılacağı düzenlemesi gereğince bu feragatin müteselsil sorumlu olan davalı sigorta şirketine de sirayet edeceğinin kabulü gerektiğinden ve haklarını saklı tutmasının sonucu değiştirmeyeceğinden maddi tazminat talepleri sigorta şirketine karşı yerinde değildir. Mahkememizce Kayseri ... Belediyesi işleten kabul edilmemiştir, bir an olsun işleten vasfı olduğu düşünülse dahi uzlaşma hususunu Kayseri ... Belediyesi'ne sirayet edecektir. (Bknz. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi ... E., ... K. Ve ... E., ... K. sayılı ilamı, Yargıtay ... Hukuk Dairesi ... E., ... K.sayılı ilamı,Yargıtay ... Hukuk Dairesi ... E. ... K. Sayılı ilamı)
Nihai olarak davacının talepleri dayanaksız olmakla reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının maddi ve manevi tazminat davası isteminin reddine,
2-Davacının maddi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 1.195,43 TL harçtan mahsubu ile artan 1.114,73 TL harcın peşin harç olarak ele alınmasına,
3-Davalının manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 1.114,73 TL harçtan mahsubu ile artan 1.034,03 TL harcın karar harcı olarak ele alınmasına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacı tarafından yatırılan bakiye 1.034,03 TL harçtan mahsubu ile 325,97 TL'nin davacıdan alınarak HAZİNE'YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ... BŞB tarafından yapılan 4 tebligat gideri 124,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ... BŞB'ye verilmesine,
7-Davalı ...Sigorta A.Ş. tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK'nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden AAÜT'ye göre hesap edilen 5.100,00'er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ayrı ayrı verilmesine, (AAÜT 3/2 uyarınca red sebebleri farkı olduğundan ayrı takdir edilmiştir.)
10-Manevi tazminat davası yönünden AAÜT'ye göre hesap edilen 5.100,00'er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ayrı ayrı verilmesine, (AAÜT 3/2 uyarınca red sebebleri farkı olduğundan ayrı takdir edilmiştir.)
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin, ihbar olunan ...'ın yüzüne karşı, davalı ...Sigorta A.Ş.vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK'nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. ...
Katip ...
¸e-imzalı
Hakim ...
¸e-imzalı
*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*