6. Ceza Dairesi 2014/11474 E. , 2017/3235 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Hükmedilen cezanın miktarına göre duruşmalı inceleme olanağı bulunmadığından sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanlarının duruşmalı inceleme istemlerinin 5320 sayılı Yasanın ...maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 421. maddeleri gereğince REDDİNE,
I-Sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan beraat hükmünün temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; katılanlar ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
a-Sanıklar ... ve ...’a yüklenen yağma eylemi için kanun maddesinde öngörülen cezanın alt sınırına göre, hükmün açıklandığı oturumda 5271 sayılı CMK'nın 150/3, 188/1. maddeleri uyarınca sanık müdafileri hazır bulundurulmadan hükümlülüklerine karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
b-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ...,.., ... yönünden incelemeye gelince;
Katılan ...’un beyanlarında özetle;... kuyumculuğun sahibi olduğunu olay tarihinde... Kuyumculuk adlı işyerindeki altın ve pırlantaların tamamının ticari alışverişinin bulunmadığı sanıklar ..., ... ve ... tarafından yağmalandığını, ayrıca kardeşi ve çalışanı katılan ...’ya zorla senetler imzalatarak elinden aldıklarını, bütün bunları ...’dan öğrendiğini, gerçekte olayların nasıl meydana geldiğini görmediğini, dükkanındaki 33.000.-Dolar değerindeki pırlanta dışında alınan diğer malların tamamının kendisine ait olduğunu ileri sürüp buna yönelik bir kısım mallara ilişkin fatura örnekleri sunduğu,
Katılan ...’un beyanlarında özetle; ağabeyi Mevlüt ile birlikte çalışmaya başlamadan önce kendisinin ayrı bir kuyumcu dükkanı olduğunu, o dükkanda sadece sanık ...’den 2 yıldır mal aldığını, bu süre zarfında ödemelerini düzenli yaptığını, olay tarihinde ise ağabeyi Mevlüt’e ait... Kuyumculuk adlı işyerinin sadece işletmecisi olduğunu, ağabeyi Mevlüt’ün dükkanına sanık ...’ten kendi dükkanı için aldığı 33.000.-Dolar değerinde pırlanta getirip, altın getirmediğini, söz konusu pırlantaların adı geçene iade edileceğini, olay günü bahse konu pırlantaları çalışanına toplatıp sanık ...'nin çalışanı sanık ...’e verildiğini, sanıkların aldığı altınların ise faturalı olup, sanıklar ile bir ilgisinin bulunmadığını, sanıkların bahsi geçen 33.000.-Dolar’lık pırlanta haricinde fazladan muhtelif altın ve 80.000.-Dolarlık pırlanta aldıklarını, ayrıca tehditle 14.000.-TL ve 31.000.-TL'lik 2 adet senet imzalattıklarını, sanıklar ... ve ...’ın da “14 ayar altınları da alacağız” demeleri üzerine altınların ödemelerinde hiçbir sorunu olmadığı gibi bu altınların ağabeyine ait... Kuyumculuk dükkanında olmadığını, kendisine ait diğer dükkanda olduğunu, bu nedenle iade edemeyeceğini söylemesine karşın katılan ...’ün dükkanındaki altınları sanıkların aldığını ileri sürdüğü,
Katılan ...’un beyanlarında özetle; Katılan ...’a ait kuyumcu dükkanında işçi olarak çalıştığını dükkandaki malların ise toptan elden ./..
çıkartılması, eritilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, olay günü ilk önce sanıklardan İlker, Metin, Hasbi ve Atacan’ın birlikte geldikleri, içlerinden sanık ...’in, ...’dan daha önce satmış oldukları pırlantaları istediğini, ...’un talimatı üzerine pırlantaları tek tek sayıp sanık ...’e teslim ettiğini, daha sonra diğer sanıkların da dükkana geldiklerini ve mallarını almak istediklerini, veremeyeceklerini söylediklerinde “sizleri öldürürüz, altınlarımızı verin, siz bizim kim olduğumuzu bilmiyorsunuz” dediklerini, sanıklardan ...’ün elini masaya vurup tehdit ettiğini, akabinde de terazi kefesini kendisinin üzerine attığını, bu sırada dükkan komşuları ve jandarmanın dükkana geldiğini, sanıklar ile dükkan sahibi ve patronu katılan ... ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmayıp, mal alımının söz konusu olmadığını, sadece sanık ...’den alınan pırlantanın teslim edildiğini, sanıkların dükkandan aldığı altınların patronunun iş yaptığı Altınkale ve Altınbüken firmalarına ait fatura karşılığında alınan altınlar olduğunu beyan ettiği,
Sanıkların aşamalardaki savunmalarında özetle; toptancı diye isimlendirilen altın ve pırlanta tedarikçisi olup, katılanlara konsinye altın ve pırlanta verdiklerini, konsinye ismiyle anılan alış verişe göre, toptancının önce altın ve pırlantayı verip, satış sonrası kuyumcunun borcunu ödediğini, kuyum piyasasında belgeli alışverişin olağan olmadığını, toptancılar tarafından kuyumculara altının “konsinye” yani satıldığında bedeli ödenmek üzere verildiğini, altın piyasasında uygulama ve teamülün bu şekilde olduğunu, kendilerinin de yıllardır bu şekilde çalıştıklarını ve müşterilerini yakınen takip ettiklerini, mal tesliminden sonra belirli aralıklarla toptancı veya elemanlarının müşterileri olan dükkanları dolaşarak satılan malların parasını tahsil ettiklerini ve yeni mal verdiklerini, sezon sonunda kesin hesap çıkarıldığını ve satılmayan malların iade edildiğini, ödenmeyen bir satış var ise bunlar içinde borç senedi verildiğini, katılanların bedelsiz olarak “konsinye” aldıkları malları normalde kar payı koyduktan sonra perakende satış yerine toptan fiyatına ellerinden çıkardıklarının duyumu üzerine verdikleri malları parasını alamayacakları ve/veya mallarını koruyamayacakları kaygısıyla altın ve pırlantayı geri istediklerini, malın iade edilmemesi üzerine olay günü iadenin sağlanması için birlikte... kuyumculuğa gittiklerini, kendi vermiş oldukları malların hesabını yaparak, tartarak ve sayarak katılan ...’nın rızasıyla geri aldıklarını, geri kalan alacakları için ise senet düzenlendiğini, şikayetin yapıldığı 02/07/2008 tarihine kadar da yüz yüze görüşmelerin devam ettiğini, katılanlar vekili tarafından ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2008/36408 sayılı soruşturma dosyasına sunulan 23/07/2008 günlü dilekçede, katılan ...’nın sanık ...’ten (açık hesap) ziynet eşyası aldığı, bu tür alışverişlerde fatura ve yazılı belge kullanılmadığını açıklayıp iddialarının bir ölçüde doğrulandığını savundukları,
./..
Tanık Türker Kale’nin beyanında özetle; kuyum toptancılığı yaptığını, olay tarihinden önce kendisinin fatura karşılığında ...’a satmış olduğu altınları olaydan bir gün önce ...-Finike tarafına geçerken katılan ...’un dükkanının vitrininde gördüğünü ancak ertesi gün bu altınların vitrinde olmadığını daha doğrusu katılan ...’un dükkanında hiç altın olmadığını,
Katılan ...’a sorduğunda herhangi bir durumun olmadığını ancak akşam saatlerinde gelip altınları toplandıklarını anlattığını, söz konusu dükkanın ...’a ait olduğunu ancak ... dükkanla ilgilenmediği için dükkanla ilgilenen kişinin ... olup mal alışverişlerinin ... tarafından yapıldığını, pırlanta alım satımlarında senet düzenlendiğini, altın alım satımında ise senet düzenlenmediği,
Katılan ...’a sattığı pırlanta karşılığında aldığı 30.000.- Dolar meblağlı senedi olaydan 15-20 gün kadar önce kuyum sektöründe toptancılık yapan ...’nun bakmak istediğini söyleyerek kendisinden aldığını, daha sonra istemesine rağmen söz konusu senedi geri iade etmediği yönünde açıklamalarda bulunduğu,
Tanık ...’ın 03/07/2008 günlü jandarmada alınan beyanında özetle; 29/06/2008 günü işyerinde iken yan komşusu olan ve işletmeciliğini ...’un yaptığı kuyumcu dükkanından 'sinkaf ederim, döverim' gibi bağırma ve tehdit sesleri duyması üzerine bu dükkana girdiğinde 8-9 kişi olduğunu gördüğünü, bunlardan Zafer isimli şahsı tanıdığını, “ne bağırıyorsunuz burada, millet var esnaf, yatan uyuyan var” şeklinde sözler söylemesi üzerine 'herhangi bir şey yok' dediklerini ve ismini bilmediği bir şahsın kendisini dışarı çıkarıp “bu bizim alacak verecek meselemiz” dediğini, bu şahısla dışarıda kaldığını, diğerlerinin ise içeride bekleyerek kuyumcu dükkanının kapısını kapattıklarını, dükkanına gidip yattığını, altın alınması veya senet imzalatılması olayını görmediğini,
Mahkemedeki beyanında ise özetle; olay tarihinde geceleyin katılanın dükkanından bağırma sesleri gelince ne olduğunu sormak üzere kuyumcu dükkanına girdiğini, “niye gürültü yapıyorsunuz” diye sorduğunda sanık ...’in “alacak verecek meselesi seni ilgilendiren bir şey yok” demesi üzerine dükkandan kendi isteği ile çıkarak sanık ... ile dışarıda biraz sohbet edip ayrıldığını, altınların alınması veya tehdit, senet imzalatma olayını görmediğini, kendi dükkanında iken sinkaf ederim, döverim şeklinde tehdit sözleri duymadığını, söylediği,
./..
Tanık ...’in 02/07/2008 günü jandarmada alınan beyanında özetle; olay günü 22.30 sıralarında kendi dükkanında iken 4-5 şahsın... kuyumculuk önünde toplandıklarını gördüğünü, fakat bu dükkana gitmediğini, bu şahıslardan Mehmet Zafer’i tanıdığını selamlaştıklarını, ...’in dükkanının önüne gelerek kendisine Mustafa ile hesap görmeye geldiklerini söylediğini, “bu kadar kişiyle mi hesap görmeye geldiniz” deyince, “fazla kurcalama karışma yoksa aradan sende kaynarsın” şeklinde cevap verildiğini, gecenin ilerleyen saatlerine kadar bu işyerinde kalan 9-10 kişinin ellerinde çantalarla... kuyumculuktan çıkıp arabalarla ayrıldıklarını,
Mahkemedeki beyanında ise özetle; olay tarihinde ...'da esnaflık yaptığını, kuyumculuğunu ...’un yaptığı işyerinin dükkanına komşu olduğunu, olayı görmeyip sadece kuyumcuya gelen kişilerden birisini ... vasıtasıyla önceden tanıdığını, bu kişinin sürekli olarak kuyumcuya gelip gittiğini, olay günü kuyumcuda bir hareketlilik olup çok sayıda girip çıkan insan olduğunu, bu şahsen tanıdığı kişinin kendi dükkanına gelerek hal hatır sorduklarını, kuyumcudaki hareketliliği sorduğunda “hayır birşey yok siz karışmayın dediğini” beyan ettiği,
Bir kısım sanık vekilleri tarafından temyiz aşamasında; olay nedeniyle katılan ... tarafından ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/28 Esas sayılı dosyası ile sanıklar aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı belirtilerek bu davaya dair 05/03/2014 günlü duruşma zaptı ile Asliye Hukuk Mahkemesince ... Ticaret Odası ve ... Kuyumcular Odasından istenilen yazı örneklerini sundukları, buna göre ... Kuyumcular Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın 18/12/2013 günlü, 2013/278 sayılı yazısında; “..Kuyumculuk sektöründe toptancı ve esnafın karşılıklı anlaşarak konsinye mal alışverişleri bulunmaktadır. Bu tarz ticari alışverişlerde yasalar gereği konsinye satış irsaliyesinin düzenlenmesi ve karşılıklı konsinye satış sözleşmesinin yapılması gerekmektedir. İlgili sözleşmeye dayalı konsinye ürünlerden satılan malın aynı gün içerisinde tedarikçi firmaya haber verilerek fatura edilmesi gerekmektedir. Sektörümüzde karşılıklı anlaşarak yasal çalışma çerçevesi dışında hareket edip herhangi bir sözleşme ya da irsaliye kesmeksizin açık hesap şeklinde çalışma yapan firmalarda bulunabilmektedir” denildiği,
Dosya içeriğindeki jandarma görevlileri tarafından düzenlenen 28/06/2008 günlü tutanakta; 28/06/2008 günü saat 01.30 sıralarında jandarmanın önleyici hizmet devriyesi sırasında kontrol amaçlı olarak... Kuyumculuğa girildiğinde katılanlar ... ve ...’un içerideki şahısların toptancıları olduğunu, işle ilgili olarak konuştuklarını ve herhangi bir sorun olmadığını beyan ettiklerinin belirtildiği,
Dosyada bulunan jandarma görevlileri tarafından düzenlenen 28/06/2008 günü... kuyumculuk kamera kayıt görüntüsü inceleme tutanakları, 28/06/2008 günü Has kuyumculuk kamera kayıt görüntüleri inceleme tutanağı, 01/07/2008 günü Berk kuyumculuk kamera kayıt görüntüleri inceleme tutanağı ile Mahkemece düzenlenen 15/06/2012 günlü CD inceleme tutanağı ile dosya değerlendirildiğinde;
Ceza yargılamasının amacı usul kurallarının öngördüğü ilke doğrultusunda somut gerçeğin her türlü kuşkudan uzak bir biçimde kesin olarak saptanmasıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu adil, etkili ve hukuka uygun bir yargılama ile maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Hüküm kesinleşinceye kadar inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi yani yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp, temin edilip, iddia, savunma ve tüm delillerin değerlendirilerek tartışılması zorunludur.
Hal böyle olunca;
1- Katılan ...’un olay tarihinden önce kendisine ait olup kapattığı kuyumcu dükkanının adı, anılan işletmenin aktif faaliyetinin kapsadığı dönem ile bu işletmeye ait varsa defter kayıt ve belgeler re’sen araştırılıp, işletmeye altın ve/veya pırlanta satan toptancı ve/veya esnafın kimler olduğu saptanıp gereğinde andlı beyanları alınıp,
2- Katılan ...'un dükkanındaki 33.000.- Dolar değerindeki pırlanta haricindeki malların kendisine ait olduğunu ileri sürüp bir kısım mallara ilişkin fatura örnekleri sunduğu dikkate alındığında, bu faturalar geriye dönük zincirleme olarak incelenip, malları aldığı ileri sürülen işletme sahipleri belirlenip gereğinde beyanları alınıp; tanık ....'nin katılan ...'a yaptığı altın satışına ilişkin fatura ve belgeler ile katılan ...'in beyanında geçen ...–... firmalarının olay tarihi itibariyle sahipleri saptanıp, katılan ...'a herhangi bir mal satımı olup olmadığı buna ilişkin varsa belgeler resen araştırılıp saptandıktan sonra olay günü katılan ...'a ait işletmedeki aktif ile bu malların uyumlu olup olmadığı ve ...'daki kuyumculuk sektöründe “konsinye” mal (altın, pırlanta vs.) alım satım usulü resen sorulup gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılarak sanıkların alacaklarından daha fazla yani katılanların borcunu aşan bir miktarda mal ve senet alımı olup olmadığı belirlenip sonucuna göre delillerin bir bütün halinde takdiri gerektiği düşünülmeden, eksik soruşturmayla yetinilip yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, 'seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan' ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanı ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye kısmen uygun olarak ... ve ... açısından diğer yönleri incelenmeyen, diğer sanıklar yönünden esastan incelenen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
...