Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/15068 E. , 2021/2922 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/15068
Karar No : 2021/2922
TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN (TARAFLAR) :
DAVACI : ...
DAVALI : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Avukat …
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dava; 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, 2. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine yönelik 10/5/2014 günlü, 2014/1 sayılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile işlem nedeniyle mahrum kaldığı mali ve özlük hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
.... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:… sayılı karar ile; davacının terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin iptali, özlük ve parasal hak isteminin ise kabulüne hükmedilmiş, anılan kararın temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay Beşinci Dairesinin 19/12/2018 günlü, E:2016/26056, K:2018/18508 sayılı kararıyla Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmı gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmış, kabule ilişkin kısmı ise bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : .... İdare Mahkemesince, bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararla; '... davacının terfi edip etmeyeceğinin yeniden yapılacak bir değerlendirme sonucunda belirlenecek olması nedeniyle, bu aşamada davacının özlük ve parasal hak kaybının varlığından söz edilemeyeceğinden, davacının maaş ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir.' gerekçesiyle dava reddedilmiş, yargılama giderlerinin yarısı davacı üzerinde bırakılmış ve davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Yüksek Değerlendirme Kurulu tarafından verilen kararda 'kıdem ve liyakat durumunun değerlendirildiği' hususuna yer verildiği, karar verilirken değerlendirme yapılmadığı yolundaki kanaatin isabetli olmadığı, davanın reddi yolundaki kararın bozulması ve parasal ve özlük haklarının iadesi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Davacının terfi ettirilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, Mahkemece verilen 'kısmen iptal, kısmen ret' kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
DAVALI İDARENİN CEVABI : Davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DAVACININ CEVABI : Davalının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının, İdare Mahkemesi kararının esasına yönelik temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanmasına; davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığından, bu kısma yönelik temyiz talebinin kabulüyle Mahkeme kararının yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik kısmının düzeltilerek onanmasına; davalı idarenin temyiz talebinin ise incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının 'Ortak Hükümler' kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davacının, Mahkeme kararının esasına yönelik temyiz istemi yönünden;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının, Mahkeme kararının yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 'Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar' başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''Kararlarda bulunacak hususlar'' başlığını taşıyan 24. maddesinin (f) bendinde; kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği, 31. maddesinin göndermede bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde de; davaya göre Kanun uyarınca takdir olunacak vekalet ücretlerinin yargılama giderlerinden olduğu, 326. maddesinin birinci fıkrasında; kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 330. maddesinde; davayı kaybeden taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedileceği, 331. maddesinin 1. fıkrasında ise; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedileceği kuralına yer verilmiştir.
Bilindiği üzere, yargılama sonucu bir tarafa yargılama giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o tarafın, dava açmak ya da dava açılmasına sebebiyet vermek suretiyle karşı tarafın yargılama masrafı yapmasına neden olmasıdır.
Somut olayda, davacının '2. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlem' hakkında verilen iptal kararı 'yeniden değerlendirme yapılması gerektiği' gerekçesiyle onanmış olup, nihayetinde 'iptal kararı' bu şekilde kesinleşmiştir. Bu işleme bağlı olan parasal hak talebi ile ilgili olarak verilen nihai kararda ise, 'işlem hakkında yeniden yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verileceği belirtilerek, bu aşamada davacının parasal hak kaybının varlığından söz edilemeyeceği' gerekçesiyle davanın reddi yolunda hüküm kurulmuştur. Ancak, bu 'ret hükmü' işlemin hukuka uygunluğunu saptayan ya da davacının haksız olduğunu ortaya koyan nitelikte bir hüküm olmayıp, yalnızca konuyla ilgili henüz karar verilemeyeceğini tespit etmektedir. Başka bir ifade ile davanın esası hakkında bir karar verilmiş değildir.
Bu itibarla, parasal hak talebinin bağlı olduğu işlem hakkında iptal kararı verildiği ve temyizen incelenen kararda, dava konusu parasal hak talebi hakkında 'hukuka aykırılık' yolunda bir tespit yapılmadığı dikkate alındığında, yargılama giderlerinin yarısının davacı üzerinde bırakılarak, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, İdare Mahkemesince verilen kararın hüküm fıkrasında yer alan '...aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama gideri ile davacının karar düzeltme aşamasında yapmış olduğu …-TL yargılama giderinin toplamı olan …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderinden kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, davanın reddedilen kısmı sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin ve davalı idarenin temyiz ve karar düzeltme aşamasında yapmış olduğu toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL'nin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, yargılama giderinden kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına...' ibaresinin '...aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL'nin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kalan …-TL'nin davalı idare üzerinde bırakılmasına, karar düzeltme aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderinin taraflar üzerinde bırakılmasına...' şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinde; Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 49. maddesinin 5. fıkrasında ise; kararların kısmen onaylanması ve kısmen bozulması hallerinde kesinleşen kısmın Danıştay kararında belirtileceği kurala bağlanmış olup, temyiz yoluna, aleyhine karar verilen taraflarca başvurulabileceği açıktır.
İdari işlemler hakkında iptal davası açılabilmesi için öncelikle idari işlemin ilgilinin hukuki menfaatini ihlal etmesi koşulunun varlığı arandığı gibi, kanun yoluna başvurmada da hukuki yarar bulunması gerekmektedir. Başka bir deyişle, kanun yoluna başvuranın, aleyhine kanun yoluna başvurduğu kararın bozulması veya değiştirilmesinde korunmaya değer hukuki menfaatinin bulunması şarttır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı özlük ve parasal hakların yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen Mahkeme kararının, iptale ilişkin kısmının Danıştay Beşinci Dairesinin 19/12/2018 günlü, E:2016/26056, K:2018/18508 sayılı kararıyla gerekçeli olarak onanmasına, yoksun kalınan özlük ve parasal hakların davacıya ödenmesine ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verildiği, tarafların karar düzeltme isteminin de reddedilmesi nedeniyle kararın iptale ilişkin kısmının kesinleştiği, daha sonra Mahkemece bozma kararına uyularak, yoksun kalınan özlük ve parasal hakların ödenmesi istemi yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı idare tarafından dosyaya sunulan temyiz dilekçesinde ise; Mahkeme kararının, davalının lehine olan özlük ve parasal hakların ödenmesi istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmı ile onanarak kesinleşen iptale ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.
Bu durumda; davalının lehine olan Mahkeme kararının bozulmasında hukuki menfaati olmadığı gibi bozma kararı sonrasında hakkında hüküm kurulmayan ve kesinleşen kısma yönelik olan temyiz isteminin incelenmesine de yasal olanak bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE oybirliğiyle,
2. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN REDDİ ile davanın reddi yolunda .... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın ONANMASINA oybirliğiyle,
3. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN KABULÜ ile .... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,
4. Davacı tarafından yapılan …-TL temyiz yargılama giderinin yarısı olan …-TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, diğer yarısının davacı üzerinde bırakılmasına, davalı idare tarafından yapılan …-TL temyiz yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,
5. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2021 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 'Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar' başlıklı 49. maddesinde; '1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.' hükmüne yer verilmiştir.
Temyiz incelemesinde; incelemeye tabi karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonucunu, kapsamını değiştirecek şekilde düzeltme yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararı sonucunda haksızlığı yolunda bir tespit yapılmayan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu husus, yukarıda belirtildiği üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar' başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunmayıp; kararın bozulmasını gerektiren 'hukuka aykırılık' teşkil etmektedir.
Bu sebeple, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla, aksi yönde oluşan düzeltilerek onama kararına katılmıyoruz.