10. Ceza Dairesi 2021/5644 E. , 2021/10749 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki ... 49.Asliye Ceza Mahkemesinin 04/11/2019 tarihli ve 2019/342 esas, 2019/352 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 11/03/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 10/08/2012 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2012 tarihli, 2012/162286 soruşturma, 2012/66335 esas ve 2012/32073 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
2- ... 87.Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2014 tarihli ve 2014/54 esas, 2014/101 sayılı kararı ile; sanık savunması alınmadan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2.maddesi gereğince sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 12/11/2014 tarihinde şüphelinin MERNİS adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/1.maddesine göre tebliğ edilerek 20/11/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştirildiği,
3- ... ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 16/12/2014 tarihli ve 2014/18986 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan sanığın MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, MERNİS adresinde 21/01/2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/1.maddesine gore tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılarak 26/02/2015 tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4- Dosyanın devredildiği ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2016 tarihli ve 2015/404 esas, 2016/225 sayılı kararı ile; sanık savunması alınmadan sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 16/03/2016 tarihinde tebliğ edilerek 08/04/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5- Sanığın denetim süresi içerisinde 29/11/2017 tarihinde işlediği 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan ... 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 12/06/2019 tarihli ve 2018/443 esas, 2019/354 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine;
6- ... 49.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 04/11/2019 tarihli ve 2019/342 esas,2019/352 sayılı kararı ile , tensiple birlikte UYAP'tan yapılan kontrolde sanık hakkında suç tarihinde devam eden ... 4.Sulh Ceza Mahakemesinin 2011/1530 Esas, 2012/300 Karar sayılı tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunduğu, TCK'nun değişik 191/5.maddesi gereğince ikinci işlenen eylemin ilk eylem nedeniyle verilen kararın ihlal nedeni sayılacağı ve ikinci eylemin ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, kararın 25/11/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
7- Kararın gerekçesinde geçen ... 4. Sulh Ceza Mahakemesinin 24/02/2012 tarihli ve 2011/1530 esas, 2012/300 karar sayılı kararının incelenmesinde;
Sanığın 27/11/2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında TCK’nın 191/2.maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 12/11/2012 tarihli yazısında; çağrı kağıdının 23/10/2012 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmadığı, bu nedenle dosyanın kapatıldığı hususunun bildirildiği,
8- Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce, kanuna aykırılık ihbarında bulunulduğu,
Anlaşılmıştır.
B- Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair ... (Kapatılan) 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2014 tarihli ve 2014/54 esas, 2014/101 sayılı kararını müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin gereklerine uymadığının ihbar edilmesi üzerine yargılamaya devamla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2016 tarihli ve 2015/404 esas, 2016/225 sayılı kararının itiraz edilmeden 08/04/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 29/11/2017 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, bu eylemin sanık hakkında daha önce ... 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/02/2012 tarihli ve 2011/1530 esas, 2012/300 sayılı kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının ihlali niteliğinde olduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine ilişkin ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/11/2019 tarihli ve 2019/342 esas, 2019/352 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/11/2019 tarihli ve 2019/342 esas, 2019/352 sayılı kararı ile her ne kadar sanık hakkında ... 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/1530 esas, 2012/300 sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik kararı bulunduğu, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi gereğince ikinci işlenen eylemin ilk eylem nedeniyle verilen kararın ihlal nedeni sayılacağı ve ikinci eylemin ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı, mahkemedeki eylemin ikinci eylem olduğunun belirlendiği gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de;
... 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/1530 esas, 2012/300 sayılı dosyasına konu suçun suç tarihinin 27/11/2010, inceleme konusu dosyadaki suçun işlendiği tarihin ise 10/08/2012 olduğu gözetildiğinde, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” düzenlemenin suç tarihinde yürürlükte olmadığı, dolayısıyla anılan maddenin sanık bakımından uygulama imkanı bulunmadığı kaldı ki, 6545 sayılı Kanunun 191/5. maddesinin uygulanma imkanı olsaydı bile düşme yerine durma kararı verilmesi gerektiği cihetle; yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde,
Kabule göre de;
Sanık hakkında ... (Kapatılan) 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2014 tarihli ve 2014/54 esas, 2014/101 sayılı kararı 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair sanığın
yokluğunda verilen kararın sanığın aynı zamanda mernis adresi olan bilinen son adresine mernis şerhsiz olarak 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince 12/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat mazbatasında, komşusundan sorularak sanığın işte olduğunun öğrenilmesini takiben, beyanda bulunan ve haber bırakılan komşu ismi tespit edilmeksizin tebliğ işlemi tamamlanarak kesinleştirildiği anlaşılmakta ise de;
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 19/09/2018 tarihli ve 2016/12791 esas, 2018/8413 karar sayılı ve 3. Hukuk Dairesinin 11/02/2019 tarihli ve 2017/5224 esas, 2019/901 karar sayılı ilâmlarında belirtildiği üzere, beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı ve tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahip olup, isim vermekten imtina edemeyeceğinden bu haliyle sanığa yapılan tebliğin usulsüz olduğunun anlaşılmasının karşısında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı cihetle, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gözetilmeden, durma kararı yerine yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/11/2019 tarihli ve 2019/342 esas, 2019/352 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C- Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 10/08/2012 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında, ... (Kapatılan) 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2014 tarihli ve 2014/54 esas, 2014/101 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin gereklerine uymadığının ihbar edilmesi üzerine yargılamaya devamla, ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2016 tarihli ve 2015/404 esas, 2016/225 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden 08/04/2016 tarihinde kesinleşmesini takiben , sanığın denetim süresi içerisinde 29/11/2017 tarihinde işlediği 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/11/2019 tarihli ve 2019/342 esas, 2019/352 sayılı kararı ile; bu eylemin sanık hakkında daha önce ... 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/02/2012 tarihli ve 2011/1530 esas, 2012/300 sayılı kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, anlaşılmaktadır.
1- ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/11/2019 tarihli ve 2019/342 esas, 2019/352 sayılı kararı ile sanık hakkında ... 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/1530 esas, 2012/300 sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik kararı bulunduğu, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi gereğince ikinci işlenen eylemin ilk eylem nedeniyle verilen kararın ihlal nedeni sayılacağı ve ikinci eylemin ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı, mahkemedeki eylemin ikinci eylem olduğunun belirlendiği gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir.
Sanık bu suçu, daha önce 27/11/2010 tarihinde işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında ... 4.Sulh Ceza Mahkemesince hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise , 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl
nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Yargılamaya konu suçun, diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlendiği hususunun açıkça tespit edilmediği, mahkemece, yargılamaya konu suçun daha önce verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlendiği hususunun tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesinden sonra,sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği, ... 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/1530 esas, 2012/300 sayılı kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kesinleşme ve infaz tarihlerinin kesin olarak tespit edilmediği, eksik araştırma ile düşme kararı verildiği anlaşıldığından; kanun yararına bozma istemi bu değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
2- Kabule göre de;
a- Sanık hakkında ... (Kapatılan) 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2014 tarihli ve 2014/54 esas, 2014/101 sayılı kararı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair sanığın yokluğunda verilen kararın sanığın aynı zamanda MERNİS adresi olan bilinen son adresine MERNİS şerhsiz olarak 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1. maddesi gereğince 12/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat mazbatasında, komşusundan sorularak sanığın işte olduğunun öğrenilmesini takiben, beyanda bulunan ve haber bırakılan komşu ismi tespit edilmeksizin tebliğ işlemi tamamlanarak kesinleştirildiği anlaşılmakta ise de; beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı ve tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahip olup, isim vermekten imtina edemeyeceğinden bu haliyle sanığa yapılan tebliğin usulsüz olduğunun anlaşılmasının karşısında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı anlaşıldığından , kovuşturma şartının gerçekleşmediği gözetilmeden, durma kararı yerine yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, kanuna aykırıdır.
b- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 193. maddesinde yer alan,
(1) Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.
(2) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında; mahkemece sanığın sorgusu yapılmadan mahkumiyet kararı verilemeyeceği, ... 49.Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2016 tarihli ve 2015/404 esas,2016/225 sayılı kararı ile sanık savunması alınmadan mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.
c- Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2016 tarihli ve 2015/404 esas,2016/225 sayılı kararının kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde işlediği 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi üzerine, 5271 sayılı Kanun'un 231/11. maddesinde yer alan, ('11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.' şeklindeki düzenleme uyarınca hükmün açıklanması ve açıklanacak hükmün kanun yollarına tabi olması gerektiği gözetilmeden, kamu davasının düşmesine karar verilmesi, kanuna aykırıdır.
Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D- Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle, eksik araştırma ile düşme kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/11/2019 tarihli ve 2019/342 esas, 2019/352 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
27/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.