16. Ceza Dairesi 2016/3686 E. , 2018/5436 K.
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Anayasayı ihlal, Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs,
6136 sayılı Kanuna muhalefet, Silahlı terör örgütü
yöneticiliği ve silahlı terör örgütüne üye olma
... yönünden 21.07.2010; sanıklar
... ve ... yönünden
22.07.2010; sanık ... yönünden 27.09.2010;
sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...., ..., ..., ...,
..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden 16.07.2010
Hüküm : I- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ...,. ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,
..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Hakkında:
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; CMK'nın
223/2-e maddesi uyarınca beraat,
II-Sanık ... Hakkında:
1-Anayasayı ihlal suçundan; TCK’nın 309/1, 3713
sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9 ve 63.
maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan;
TCK’nın 309/2, 38/1, 82/1-a, 3713 sayılı Kanunun 5,
TCK’nın 35/2, 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca
mahkumiyet,
III-Sanık ... Hakkında:
1-Anayasayı ihlal suçundan; TCK’nın 309/1, 3713
sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9 ve 63.
maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan;
TCK’nın 309/2, 37/1, 82/1-a, 3713 sayılı Kanunun 5,
TCK’nın 35/2, 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca
mahkumiyet,
3-Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan;
TCK’nın 309/2, 38/1, 82/1-a, 3713 sayılı Kanunun 5,
TCK’nın 35/2, 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca
mahkumiyet,
4-6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan; 6136 sayılı
Kanunun 13/1, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62,
53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
IV-Sanık ... Hakkında:
6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan; 6136 sayılı
Kanunun 13/1, TCK’nın 62, 53, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “Sanık ... yönünden 21.04.2010; sanık ... yönünden 21.07.2010; sanıklar ... ve ... yönünden 22.07.2010; sanık ... yönünden 27.09.2010; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden 16.07.2010” yerine “16.07.2010 ve öncesi” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinden sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik olarak temyiz talebinde bulunulmadığı, temyiz dilekçesi içeriğinde sanık ...’in adının geçmediği anlaşıldığından, adı geçen sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan beraat hükmü incelenmemiştir.
I-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan kurulan beraat hükümleri ile sanık ...’in “6136 sayılı Kanuna muhalefet” suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen “silahlı terör örgütüne üye olma” suçunun sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan; sanık ... hakkında “6136 sayılı Kanuna muhalefet” suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden ise yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla;
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik o yer Cumhuriyet savcısının; sanık ... hakkında “6136 sayılı Kanuna muhalefet” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
A-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümler yönünden;
Dairemizin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, syf. 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin 'suç işlemek amacı' olması aranır (Toroslu özel kısım syf. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf. 280).
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmıştır.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Suç tarihi itibariyle sanık ...'ın satış temsilciliğini yaptığını, sanık ...’ın reklam temsilciliğini yaptığını, sanık ...’in imtiyaz sahibi olduğunu, sanık ...’ın kar amacıyla sattığını ikrar ettiği “...” adlı derginin El Kaide silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğuna dair yapılan bir tespit bulunup bulunmadığı ve bu itibarla anılan dergi hakkında verilen el koyma ve toplatma kararı bulunup bulunmadığı; sanıklar ... ve ...’in ... adlı cezaevinde bulunan kişiyi ve diğer örgüt mensuplarını ziyaret ettiği ve yardımda bulundukları yönündeki iddia ile birlikte iletişimin tespiti yoluyla elde edilen deliller göz önünde bulundurulduğunda, ...’in cezaevine giriş tarihi ile sanıkların adı geçen bu kişiyi cezaevinde kaldığı süre içerisinde ziyarete gidip gitmediği, ziyarete gitmiş ise hangi tarihlerde ziyarete gittiği ilgili birimden sorulup, sanıkların eylemlerinin tespiti açısından gerekli görülmesi halinde ... adlı kişinin duruşmada tanık olarak dinlenilmesinden sonra; sanık ...’ın savunmasında adı geçen ... adlı kişinin El Kaide silahlı terör örgütüne üye olma suçu ile ilgili olarak yürütülen bir soruşturma ya da kovuşturma yahut hüküm nedeniyle cezaevinde bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra; sanık ...’ın ise savunmasının doğrulunun tespiti açısından savunmasında adı geçen ... adlı kişi hakkında El Kaide silahlı terör örgütüne üye olma suçu ile ilgili olarak yürütülen bir soruşturma ya da kovuşturma bulunup bulunmadığı, varsa söz konusu dosyanın getirilip incelenmesinden sonra, dosya kapsamındaki deliller bütün halinde değerlendirilip sonucuna göre, dosya kapsamına göre El Kaide silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil oldukları yönünde yeterli delil bulunmayan sanıkların eylemlerinin TCK'nın 220/7. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 314/2. maddesi uyarınca silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi gerekir iken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
B-Sanıklar ... ve ... hakkında “Anayasayı ihlal” ve “Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs” suçlarından, sanık ... hakkında ayrıca “6136 sayılı Kanuna muhalefet” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
1-Sanıklar ... ve ... hakkında “Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs” suçlarından kurulan hükümler yönünden;
a-Sanık ...'in azmettirmesi sonucu sanık ...’in müşteki ...'in kullandığı aracı hedef alarak gerçekleştirdiği silahlı saldırıda; müşteki ...'in beyanları, görüntü inceleme tutanağı, tanık beyanı ve sanıkların savunmalarına göre, gerek duyulması halinde olay yerinde keşif yapılarak, atış mesafesi, silahlı saldırıda mermilerin isabet ettiği yerler ile aracı sevk ve idaresine bulunduran müşteki ...'in yaralanmamış olması, müştekinin olaydan daha sonra aracında kurşun izi olduğunu fark ettiğine dair beyanı ve olayda kullanılan silahın özellikleri, tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilip göz önünde bulundurulup, oluşa göre kullanılan araçların öldürmeye elverişli olup olmadığı belirlenerek, sanığın eyleminin öldürmeye teşebbüs ya da silahlı tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığı değerlendirildikten sonra hukuki durumunun takdir ve tayinin gerekmesi,
b-Kabul ve uygulamaya göre de; sanık ... hakkında hükmün 6-a numaralı fıkrasında nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan hüküm kurulmuş olmasına rağmen, sanık ... hakkında aynı suçtan kurulan 6-b numaralı hüküm fıkrasında “Sanık ...’in, ...’in” yazılmak suretiyle, sanık ...’in mükerrer cezalandırılmasına karar verilmiş olması,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında “Anayasayı ihlal” suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Anayasayı ihlal suçu yönünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 'B-1-a' numaralı bozma gerekçesi ile bağlantı nedeniyle,
3-Sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiği kabul edilen 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan dolayı kurulan hükümde, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca artırım yapılmaması,
b-Örgüt üyesi olan sanık tarafından örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan dolayı sanık hakkında TCK'nın 58/9. maddesi ile uygulama yapılmaması,
c-TCK’nın 62. maddesinin uygulanması ile sonuç ceza 1 yıl 3 ay hapis cezası olarak belirtilmiş olmasına rağmen hüküm fıkrasının son kısmında sonuç hapis cezasının 10 ay olarak yazılmış olması,
d-Adli para cezasının belirlenmesine ilişkin uygulama maddesi olan TCK’nın 52/2’nin hüküm fıkralarında gösterilmemesi,
e-Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3 maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçunun hüküm fıkrasında TCK'nın 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hükmedilen beraat kararları yönünden o yer Cumhuriyet savcısının; sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümleri yönünden adı geçen sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321 maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 27.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.