10. Ceza Dairesi 2014/1391 E. , 2014/1357 K.
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : a) Suç işlemek için örgüt kurma: Sanık ...hakkında
b) Suç işlemek için kurulan örgüte üye olma: Diğer sanıklar hakkında
c) Suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma: Sanıklar ... ve ... hakkında
d) Çocuğun cinsel istismarı: ... ve ... hakkında (3'er kez)
e) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma: Sanıklar..... ve ...hakkında (5'er kez)
f) Ruhsatsız silah bulundurma: Sanıklar ..., .. ve ... hakkında
g) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma: Sanıklar ... ve ... hakkında
Hükümler : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanıklar ...... ve ... müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, hükmolunan hapis cezalarının sürelerine göre, 5320 sayılı Kanun'un 8/1, 1412 sayılı CMUK'nın 318 ve 5271 sayılı CMK'nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, temyiz incelemesi duruşmasız olarak yapılmıştır.
Sanık ... müdafii olarak hükümleri temyiz eden Av. ...'un 26.11.2007 tarihli vekaletnamesinin bulunduğu anlaşıldığından; aynı sanığın diğer müdafii Avukat ...'nun hükmü süresinde temyiz etmesinden sonra sanık tarafından azledilmesi, adı geçen avukatın temyizinin geçerliliğini etkilemeyeceğinden, bu avukatların sanık hakkındaki hükümlere yönelik temyiz talebinin reddine ilişkin tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
A) Sanık ... hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma”; sanıklar ..... ve ... hakkında “suç işlemek için kurulan örgüte üye olma” ve “suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma” suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK'nın 53. maddesi uygulanırken, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisinden yoksun bırakılmasına' karar verilmemesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; bu suçlara ilişkin TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına“ ibaresinin yazılması suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmolunan hapis cezalarının miktarı ile tutuklama tarihine göre, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki salıverme isteklerin reddine,
B) Sanıklar ... ve ... hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi:
Sanıkların örgüt kurduklarına veya diğer sanıklar tarafından oluşturulan örgüte üye olduklarına ilişkin, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanıklar hakkında bu suçtan beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
C) Sanıklar ... ve ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden önce 19.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanıklar hakkında öngörülen seçeneklerden biri uygulanırken yasal gerekçe gösterilmesi, gerekçenin somut olgulara ve davranışlarına bağlı olarak, sanıkların tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyup uymayacağının değerlendirilmesine dayanması gerektiği gözetilmeden ve gerekçesi gösterilmeden, sanıklar hakkında cezayla birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri seçeneğine göre hüküm kurulması,
2- Kabule göre; 10 ay hapis cezası ile birlikte 'tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine' hükmolunmasının, hapis cezasıyla ilgili 'özel erteleme' niteliğini taşıdığı gözetilmeden, TCK'nın 53. maddesinin 4. fıkrasına aykırı olarak, sanıklar hakkında aynı maddenin 1. fıkrasının uygulanması,
Kanuna aykırı, sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
D) Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; mağdureler Eda, Vildan ve Gizem'e yönelik “çocuğun cinsel istismarı” suçundan üçer kez kurulan hükümlerinin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK'nın 53. maddesi uygulanırken, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisinden yoksun bırakılmasına' karar verilmemesi,
Yasaya aykırı, sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; bu suçlara ilişkin TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına“ ibaresinin yazılması suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmolunan hapis cezalarının miktarı ile tutuklama tarihine göre, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki salıverme isteklerin reddine,
E) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında; tüm mağdurelere yönelik “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan beşer kez kurulan hükümlerin incelenmesi:
Sanık ... hakkında “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan kamu davası açıldığı halde bu suçla ilgili karar verilmemiş ise de, ayrıca hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükmün gerekçe bölümünde “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçunun 'cinsel amaçla' işlendiği kabul edilerek hüküm fıkrasında TCK'nın 109. maddesinin 5. fıkrası uygulanmış gibi sonuç ceza belirlenmesine rağmen, sözü edilen fıkra ile yapılan uygulamanın hüküm fıkrasında gösterilmemesi,
2- TCK'nın 53. maddesi uygulanırken, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisinden yoksun bırakılmasına' karar verilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1- Hüküm fıkrasının bu suçla ilgili bölümünün TCK'nın 62. maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafından önce gelmek üzere “Suçun cinsel amaçla işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 109. maddesinin 5. fıkrası gereğince sanıkların cezaları yarı oranında artırılarak ayrı ayrı beşer kez 3'er sene müddetle hapis cezası ile cezalandırılmalarına' ibaresini içeren paragrafın eklenmesi,
2- Bu suçlara ilişkin TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına“ ibaresinin yazılması,
Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, hükmolunan hapis cezalarının miktarı ile tutuklama tarihine göre, sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki salıverme isteklerin reddine,
F) Sanık ... hakkında mağdureler ... ve ...'a yönelik “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan üç kez kurulan hükümlerin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükmün gerekçe bölümünde “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçunun 'cinsel amaçla' işlendiği kabul edilerek hüküm fıkrasında TCK'nın 109. maddesinin 5. fıkrası uygulanmış gibi sonuç ceza belirlenmesine rağmen, sözü edilen fıkra ile yapılan uygulamanın hüküm fıkrasında gösterilmemesi ,
2- TCK'nın 53. maddesi uygulanırken, sanığın kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisinden yoksun bırakılmasına' karar verilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının sanık ... hakkındaki bu suçla ilgili bölümünün;
a) Sanığın, mağdureler... ve ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı TCK'nın 109/1 maddesi gereğince üçer kez 1'er yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b) Suçun birden fazla kişi tarafından, çocuk ve beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan mağdurelere karşı işlenmesi nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 109/3-b-f maddesi gereğince cezaları bir kat artırılarak üçer kez 2'şer yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
c) Suçun cinsel amaçla işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 109. maddesinini 5. fıkrası gereğince cezaları yarı oranında artırılarak üç kez 3'er yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
d) Sanığın fiillerden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları ile geleceği üzerindeki olası etkileri yararına takdirî hafifletici neden kabul edilerek, cezalarından 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince takdiren altıda bir oranında indirim yapılarak üç kez 2'şer yıl 6'şar ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
e) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin 7, 8 ve 9. fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,
f) Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş sürelerin 5237 sayılı TCK'nın 63. maddesi gereğince mahsubuna'
Şeklinde değiştirilmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
G) Sanık ... hakkında mağdureler ... ve ...'e yönelik “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan iki kez kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Sanığın, mağdureler... ve ...'e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma fiilini gerçekleştirdiğine ilişkin, sanığın savunmasının aksine, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında adı geçen mağdurelere yönelik eylemleri nedeniyle beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA,
H) Sanıklar ... ve ... hakkında 'ruhsatsız silah bulundurma' suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- TCK'nın 62. maddesi uyarınca sanıkların hapis cezalarından indirim yapıldığı halde, adlî para cezalarından indirim yapılmaması,
2- TCK'nın 53. maddesi uygulanırken, sanıkların kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisinden yoksun bırakılmasına' karar verilmemesi,
Yasaya aykırı, sanıkların müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, bu suçla ilgili hüküm fıkrasının;
1- TCK'nın 62. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümünde yer alan '10'ar ay müddetle hapis' ibaresinden sonra gelmek üzere 've 375'er TL adli para' ibaresinin eklenmesi,
2- TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına“ ibaresinin yazılması ,
Suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
I) Sanık ... hakkında “ruhsatsız silah bulundurma” suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik'in 3. maddesinde, 'taşıma ve bulundurma ruhsatlarının 5 yıl geçerli olduğu, sürenin sona ermesinden bir ay önce tebligat için gerekli işlemlerin başlatılacağı, zabıtaca yapılacak tebliğden itibaren altı ay içinde ruhsatlarını yeniletmeyenlerin ruhsatlarının iptal edileceği ve yenileme halinde ise verilecek yeni ruhsatın eski ruhsat süresinin bitiminden itibaren geçerli olacağı' öngörüldüğünden; ruhsatını yeniletmesi konusunda kendisine tebligat yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
a) TCK'nın 62. maddesi uyarınca sanığın hapis cezasından indirim yapıldığı halde, adlî para cezasından indirim yapılmaması,
b) TCK'nın 53. maddesi uygulanırken, sanığın kendi alt soyu dışındaki kişilerle ilgili, bu maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülen “velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma yetkisinden yoksun bırakılmasına' karar verilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.