null 2018/144 E. , 2018/145 K.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/144 Esas
KARAR NO : 2018/145 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ...11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/848 D.iş 2017/860 Karar
TARİH : 30/10/2017 (Ek Karar)
TALEP : İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili dava dilekçesi ile, borçlu tarafından tanzim edilen 30/07/2017 tarih 100.000,00.TL bedelli çekin ilgili bankaya ibraz edildiği ve karşılığı bulunmadığından banka tarafından çeke istinaden işlem yapıldığını, borçlu tarafından ödeme yapılmadığını, borçlunun mal kaçırma tehlikesi bulunduğunu ileri sürerek, borçlunun menkul, gayrimenkul mallarının ve 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesini talep etmiş,
İlk derece mahkemesi 16/08/2017 tarihli kararı ile, alacaklının borçludan alacağı olan 100.000,00.TL'nin tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği İ.İ.K.'nun 257.maddesi 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve karşı tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yeterli teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçlunun gösterilen malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanunu'nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
Karara itiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesi ile, müvekkilinin adresi ve alacaklının adresi itibariyle yetkili mahkemenin Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri'nin olduğunu, inşaat işleri ile uğraşan müvekkilinin adresinin sabit olduğunu ve mal kaçırma şüphesinin bulunmadığını, verilen ihtiyati haciz kararına istinaden müvekkilinin tüm banka hesaplarına ve şirket araçlarına haciz konulduğunu bu sebeplerle şirketin iflas etmesinin söz konusu olduğunu savunarak, itirazlarının kabulüne, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve alacaklı tarafından yatırılan teminatın kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 30/10/2017 tarih 2017/848 D.iş 2017/860 sayılı ek kararında;
'Mahkememizden talep edilen ihtiyati haciz kararı, talep eden .....yönünden verilmiş, ancak karar takibe konulurken takip alacaklısı olarak ..... Ltd.Şti olarak giriş yapılmış olduğu görülmüştür.İhtiyati hacize konu alacağa ilişkin, alacağın temliki yapılmadığından, bu konuda sunulmuş bir temlikname bulunmadığından, alacaklı .... Şti tarafından mahkememizden alınan kararın İİK 261 maddesi uyarınca verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde infazının istemiş olması gerektiği, aksi takdirde kararın kendiliğinden ortadan kalkacağı yasa hükmü olup, dosyada yapılan incelemede lehine ihtiyati haciz kararı verilen ...... Şti. tarafından mahkememiz kararına ilişkin yapılan herhangi bir ihtiyati haczin icra takibine konu edildiğine dair dosyanın olmadığı, bu durumda da itiraz edilebilecek uygulanmaşı bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığından, itiraz edenlerin talebi yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. İtiraz edenlerin diğer taleplerinin ise mahkememize değil icra müdürlüğünün eylemine karşı İcra Hukuk Mahkemesinde mahkemeden verilen ihtiyati haciz kararının lehine verilen kişi dışında kararda yer almayan bir başka kişi adına takibe konulmasının şikayet yoluyla dile getirilebileceği cihetiyle...'gerekçesi ile,
İhtiyati hacze itiraz konusunda İİK 261 maddesi uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf dilekçesi ile,
Esas takibe doğru vekaletname, karar ve çek aslı ile geçildiğini, Uyap sisteminde kayıtlı vergi numarası alacaklı şirkete ait olduğunu,
Ünvandaki hatanın HGK kararları nazara alınarak düzeltildiğini,
Borçlu şirketin hali hazırda İcra Hukuk Mahkemesinde dava ikame ettiğini, borçlunun bir kısım değil tüm itirazları şikayet niteliğine haiz olup İcra Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında olduğunu,
Mahkeme kararının 1.fıkrasında karara gerekçe olarak belirtilen İİK 261.maddesinin, davaya konu vakıayı aydınlatmadığını, mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararının İstanbul. İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı icra takibi ile esasa geçildiği, takibin 28.08.2017 tarihinde kesinleştiğini,
İhtiyati haczin tamamlayıcı muamelesi gerçekleştirildiğini, davalı şirkete karşı esas takibe geçildiği ve takibin kesinleştirildiğini, kesin hacze geçildiğini, davalı şirketin maliki bulunduğu malvarlığına karşı yürütülen haciz işlemlerinin tümü kesin haciz işlemi ile yürütüldüğünden ihtiyati haciz kararına karşı iptali isteminde hukuki yarar bulunmadığını,
İcra takibi alacaklısı olarak sehven alacaklı ile aynı isimle başlayan ..... Şti. gösterilmiş olsa da dosyada bulunan vekaletname lehine ihtiyati haciz kararı verilen müvekkili ..... Şti.’ne ait olduğunu, alacaklının unvanında gerçekleşen hatanın, maddi hatadan öteye geçmediğini,
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu şirketin tüm itirazlarının Mahkemenin gerekçesinde belirttiği şekilde bir kısmının değil hepsinin olması gerektiğinden ihtiyati hacze itiraz yoluna gidilmesi tümden hukuka aykırı olduğunu,
Takipte sıfata yönelik maddi hata ihtiyati haczi ortadan kaldırmayacağı gibi, takibin ve dahi ödeme emrinin iptaline konu edilemeyeceğini,
Yüksek mahkeme kararlarına göre maddi hataların düzeltilmesi için davacının/borçlunun muvafakatine ihtiyaç bulunmadığını,
Müvekkili şirketin kambiyo senedinden kaynaklı alacağı için İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/848 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı verildiğini,
Müvekkili şirket yetkili hamil olup ihtiyati hacizde unvan hatası bulunmadığını,
İcra takip dosyasına müvekkili....Şti’nin vekaletnamesi takip sırasında dosyaya ibraz edildiğini, ancak takip talebinde sehven müvekkil şirketin unvanı ile benzer nitelikte olan “İma İnşaat Mim.Alm.San ve Tic.Ltd.Şti.’nin” ünvanı yazıldığını,
Yapılan işlem maddi hata niteliğinde olduğunu, Uyap sisteminde kayıtlı vergi numarası da müvekkil ....Şti’ne ait olduğunu,
HMK’nun 124.maddesi gereğince borçlu şirketin muvafakatine gerek olmaksızın açık maddi hatanın 10/11/2017 tarihli İcra Müdürlüğü’ne sunulan dilekçe ile düzeltildiğini,
Alacaklı isminin hatalı yazılması hallerinde HMK’nun 124.maddesinin borçlunun muvafakati olmadan uygulanabileceğine dair YHGK’nun 2014/12-1190 Esas, 2016/964 Karar ve 12.10.2016 tarihli kararı ile YHGK’nun 2012/6-338 Esas, 2012/586 Karar, 19.09.2012 tarihli kararlarının sunulduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının İİK'nun 261.maddesi uyarınca karar verilmesine yer olmadığına ibaresi yönünden düzeltilerek, itirazın reddine dair olmak üzere onanmasına, aksi halde kaldırılarak itiraz edenin tüm itirazlarının reddine, yargılama giderlerinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf dilekçesi ile,
İhtiyati haciz kararına konu çek aslının, İstanbul .. İcra Müdürlüğü .. E. sayılı dosyası kapsamında icra müdürlüğü kasasında olduğunu, çek aslı incelendiğinde, ... Şti. kaşesi altında silik olduğu sebebi ile çok net görülmeyen ancak var olan başka bir şirkete ait kaşe ve imza bulunduğunu, söz konusu kaşe ve imza ne mahkeme ne de icra müdürlüğü tarafından incelenmediğini, kaşe sahibi şirketin, ... Ltd. Şti. olduğunu, çekin arkasında bu ciro işleminden sonra herhangi bir ciro işlemi bulunmadığını, dolayısı ile davacı şirketin, yetkili hamil olmadığını, icra takip yetkisi bulunmadığını, davacı tarafından yürütülen tüm hukuki işlemlerin usulsüz olduğunu,
Mahkemece ortada ihtiyati haciz kararına dayanan bir takip olmadığının tespit edildiğini, söz konusu takibin ihtiyati haciz kararına dayanmamakta olup, davacı şirketin buna rağmen icra takibinde alacaklı tarafı değiştirdiğini, Mahkemeden herhangi bir karar veya yetki alınmadığını, gerekli icrai işlemler yerine getirilmediğini,
Bu durumun Yargıtay HGK kararları ile de sabit olduğunu, böyle bir taraf değişikliğinin mümkün olması için, ihtiyati haciz kararı alınan mahkemeden karar alınması, karar uyarınca icra müdürlüğünde işlem yapılması ve yeniden ödeme emri gönderilmesi, maddi hata olması ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan bir şekilde taraf değişikliğinin gerçeklemiş olması gerektiğini,
Davacı şirketin, unvanları benzer iki şirketin de vekili olduğunu mürafaa duruşmasında beyan ettiğini, böyle bir durumda sorumluluğunun gereği olarak gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiğini, davacı şirketi, bu durumun maddi hatadan kaynaklı olduğunu, icra takibini takip programlarından yapmaları sebebi ile böyle bir hatanın meydana geldiğini belirtse de davacı şirketin tüm bu beyanları kötü niyetine dayandığını, İstanbul .. İcra Ceza Mahkemesi .. E. sayılı dosyasında müşteki görünen taraf ... Ltd. Şti. olduğunu ve dosyada mübrez vekaletname olarak vekalet veren.... Şti. olarak göründüğünü, dolayısı ile hata olarak bahsedilen bu durumun, bir hata olmaktan öte bir kötü niyet göstergesi olduğunu, .... Ltd. Şti. sicil kaydı kapalı bir şirket olduğunu ve bu şirket yetkilileri ile... Şti. yetkilileri aynı kişiler olduğunu,
Bu nedenle yapılan işlemlerde muvazaa olduğunu, müvekkilinin zarara uğratılmaya çalışıldığını, ihtiyati haciz kararı alabilmek için dosyaya yatırılmış olan teminatın, dosyaya halen iade edilmediğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, teminatın dosyaya iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/848 D.iş 2017/860 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İhtiyati haciz talep eden vekilinin talebe dayanak gösterdiği çeke ilişkin olarak borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlu vekilinin ihtiyati haciz kararına yetki yönünden ileri sürdüğü itiraz üzerine, ilk derece mahkemesince İİK 261. madde kapsamında ihtiyati haciz kararının yasa gereği kendiliğinden ortadan kalkmış olacağından itiraz üzerine karar verilmesine yer olmadığına dair verdiği karara karşı her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta borçlu hakkında İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/848 D.iş E. 2017/860 K. sayılı ihtiyati haciz kararının borçlu yönünden infaza konu edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince İİK 261/1. maddesindeki 'Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar' şeklindeki düzenleme dikkate alınarak sonuca gidilmiş isede; Yargıtay 11. H.D. 2012/1779 E. 2012/3231 K. 05.03.2012 T. emsal karar içeriği de gözetildiğinde bu husus İİK 265. maddesi kapsamında ihtiyati hacize itirazda değerlendirilemeyecek hususlardandır. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı doğru olmamıştır. Bununla birlikte borçlunun ihtiyati haciz kararına yetki yönünden itirazda bulunduğu ancak ilk derece mahkemesince bu hususun incelenip karara bağlanmadığı ve alacaklı vekilince istinaf başvurusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak borçlu itirazının reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar borçlu vekilince ihtiyati haciz kararını veren İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisine itiraz ileri sürülmüş ise de, talebe konu çekte keşide yerinin ...olduğu anlaşılmakla, çekteki keşide yeri itibariyle İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi ihtiyati haciz kararı vermeye yetkilidir. Bu itibarla alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin yanılgılı değerlendirme ile verdiği kararın ortadan kaldırılarak, HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca borçlunun ihtiyati haciz kararına yetki yönünden ileri sürdüğü itirazının reddine dair dairemizce hüküm kurulması gerekecektir. Borçlu vekilinin istinafında ileri sürdüğü nedenler de İİK 265. maddesi kapsamında incelenebilecek hususlardan olmamakla ve dairemizce ulaşılan sonuca göre borçlu vekilinin istinaf başvurusunun ise HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK'nın 353/1-b2 maddesi gereğince İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 30/10/2017 tarih 2017/848 D.iş 2017/860 Karar sayılı ek kararın KALDIRILMASINA, aynı mahkemenin 16/08/2017 tarihli ihtiyati haciz kararına borçlu tarafından yapılan YETKİ itirazının reddine, İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati haciz kararına ilişkin itiraz reddedilip ihtiyati haciz kararı geçerliliğini devam ettirdiğinden, yeniden ihtiyati haciz hükmü kurulmasına yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca istinaf yönünden yatırılan 85,70'er.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
4-İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından yatırılan 31,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcından, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından yatırılan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50.TL'nin borçludan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6- İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcı ile 23,50.TL istinaf posta gideri toplamı 109,20.TL'nin ihtiyati hacze itiraz eden borçludan alınarak ihtiyati haciz talep eden alacaklıya verilmesine,
7-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/02/2018 tarihinde İİK.265/son ve HMK'nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.