1. Ceza Dairesi 2022/1353 E. , 2022/3319 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dairemizin 08/12/2021 tarih, 2020/4403 Esas ve 2021/14775 Karar sayılı ilamı ile sanık ... hakkındaki, “maktuller ..., ..., ... ve ...’e yönelik olası kastla nitelikli öldürme, maktuller ..., ..., ..., ...’a yönelik olası kastla öldürme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması, maktuller ... ve ...’ya yönelik olası kastla öldürme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden bozulması yönündeki oy çokluğuyla verilen kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 10/02/2022 tarih ve 2020/89806 sayılı itiraznamesi ile;
“Başsavcılığımız ile Yüksek Daire arasında uyuşmazlık konusu olan husus, sanık ...’un sabit kabul edilen eylemi ile meydana gelen ölüm sonucu arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, meydana gelen sonucun objektif olarak sanığa yüklenip yüklenemeyeceği ve sanığın olası kastla öldürme suçunun müşterek faili sayılıp sayılmayacağına ilişkindir.
... Basmane semtinde göçmen kaçakçılığı işleri yaparak geçimini sağlayan sanık ... ile yine göçmen kaçakçılığı ve emlakçılık yapan sanık
...’nun suç tarihinden bir hafta önce ortaklaşa para vermek suretiyle ...’nun yanında çalışan sanık ... adına Güzelbahçe ilçesindeki tekne satış işletmesinden, 'Koç Marine 4.95C' model yaklaşık 4 metre boyunda maksimum 6 kişi taşıma kapasiteli ve azami 575 kg. yük veya yolcu kapasiteyle sınırlı fiber tekne ve motorunu satın aldıkları, ...'ın tekneyi Gümüldür balıkçı barınağına götürdüğü ve tekneyi bir kaç kez tespit edilemeyen göçmen kaçakçılığı olaylarında kullandıkları,
01/02/2016 günü arıza yapan tekneyi sanık ...'in, sanık ...’ın yanında çalışan 'Vado' lakaplı sanık ... ve meçhul üç Suriye uyruklu kaçakçıyla birlikte tamir etmeye çalıştıkları, tekne tamir edilemeyince “Tamirci ...' isimli meçhul şahsı sanık ...'ın kiraladığı araçla ...'den alarak Ürkmez'e teknenin yanına götürdüğü, bu sırada sanık ...'ın da Ürkmez'e geldiği, tamirci ...'nin tekneyi tamir ederek denize indirdiği,
Sanık ...’ın aynı gün sanık ... ile birlikte Basmane'de yurt dışına yasa dışı geçiş için toplanan göçmenleri sanık ... ve '...' isimli meçhul şahısla birlikte organize ettikleri, sanık ... ile birlikte göçmen kaçakçılığı yapan meçhul şahsın, abisi adına kayıtlı ...plakalı minibüsle kaçak göçmen taşımacılığı yapan sanık ...’u telefonla arayarak kaçak göçmenlerin Seferihisar'a nakli için 400 dolar karşılığı anlaştığı, bu şekilde açık kimliği tespit edilemeyen ..., sanıklar Ahmed, ... ve ortağı...'ın organize ettikleri göçmen kaçakçılığı olayında; sanık ...'in ... plakalı minibüsle Basmane’de Siesta otelin yanındaki otoparka geldiği, burada sanık ... ve ortakları ile ... ve ... adlı meçhul şahısların getirdiği toplam 23 kaçak göçmenin sanık ... ile birlikte sanık ...'e ait minibüse bindirildikleri,
Sanık ...’in 'Tamirci ...' ile birlikte Seferihisar'a gittiği, ardından sanık ...’in minibüsüyle göçmen yolcularla birlikte 02/02/2016 günü saat 00:30 sıralarında Basmane’den yola çıktığı, sanık ...’in minibüsünün önünde sanık ...’ın kullandığı kiralık otomobil ile eskortluk yaptığı, yanında yol kontrollerinde aile süsü vermek amacıyla kız arkadaşı şüpheli Semire Uluoğlu’nun da bulunduğu, ...’ın aracının önünde ise gri renkli Fiat marka aracıyla sanık ...'ın minibüse eskortluk yaptığı,
Göztepe semtinden geçerken Göztepe köprü ayağına yaklaştıklarında polis kontrol noktasında minibüsün görevli polis memuru tarafından durdurulduğu, ekip aracına çağrılan sanık ...’in kendisini telefonla yönlendirmek için arayan sanık
Ahmed’in yanındaki meçhul şahsı telefonla aradığı, ilk önce tanımadığı şahısla görüşen ...’in ardından sanık ... ile konuştuğu, telefonda sanık ...'in polislere 100-200 para verip göndermesini söylediği, sanık ...’in önce 'olur mu?' diye sorduğu, Ahmed’in'yolculardan al ve 100-200 ver' diye söylediği, bunun üzerine ...’in göçmen yolculardan aldığı 300 doları polis memuruna vermesinden sonra herhangi bir işlem yapmadan yoluna devam etmesine izin verdikleri, polislerin minibüsü durdurduğu sırada eskortluk yapan sanık ...'ın da polislerin minibüsü durdurduğu sırada ilerden bölünmüş yolda karşı şeride geçerek olanları izlediği, minibüsün hareket etmesi üzerine eskortluk yapmaya devam ettikleri ve gece geç saatlerde Seferihisar ilçesi Doğanbey Sıcaksu mevkiine vardıkları, sanık ...’in sahile yaklaşık 20 dakika yürüme mesafesinde tenha ve ormanlık bir yerde minibüsü durdurduğu, minibüsten inen yirmi üç kişilik kaçak göçmen kafilesinin yürüyerek teknenin bulunduğu sahile indikleri ve saat 04.00 sralarında sanıklar Ahmed, Vadullah ve açık kimlikleri tespit edilemeyen meçhul şahıslar tarafından 'Tamirci ...' lakaplı şahsın Ürkmezden Sıcaksu mevkiine getirmiş olduğu, Filistin uyruklu meçhul bir kaptanın kullandığı, 6 kişi taşıma kapasiteli ve azami 575 kg. yük veya yolcu kapasiteyle sınırlı fiber tekneye bindirilmelerinden sonra teknenin denize açıldığı, yaklaşık yarım saat ilerleyen teknenin kayaya çarparak motor arızası yapması ve su almaya başlamasıyla tekneyi geri döndüren kaptanın, sahile az bir mesafe kala tekneyi terk ettiği, daha sonra teknenin battığı ve altı çocuk toplam on göçmenin boğularak öldükleri on üç mağdurun ise sahil güvenlik görevlileri tarafından kurtarıldığı olayda;
Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’un göçmen kaçakçılığı suçuna kasten iştirak ederek bu suçu organize bir şekilde işledikleri konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
Nitekim tüm sanıkların göçmen kaçakçılığı suçundan müşterek fail sıfatıyla cezalandırılmalarına ilişkin hükümler istinaf ve temyiz denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Sanıkların göçmen kaçakçılığı eylemi, kaçak göçmenlerin ... yolu ile nakilleri sırasında, içinde bulundukları teknenin batması ile altı çocuk toplam on göçmenin boğularak ölmeleri ile sonuçlanmış olup, göçmen kaçakçılığı suçunu hep birlikte organize ettikleri ve olursa olsun düşüncesi ile öngörebildikleri sonucu kabul ettiklerinin zorunlu bulunduğu bu suretle tüm sanıkların meydana gelen ölüm sonucundan da olası kastla sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
5237 sayılı TCK’nin 21/2. maddesine göre; “Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır.'
Gerek doğrudan kasıtla öldürme suçunda gerekse olası kastla öldürme suçunda sanığın bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği fiil ile gerçekleşen netice arasında neden sonuç ilişkisinin bulunmasında, başka bir ifadeyle illiyet bağı kurulmasında zorunluluk bulunması ve neticenin fiili gerçekleştiren sanığa objektif olarak isnat edilebilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; Göçmen kaçakçılığı suçunu işlediği sabit olan sanıkların, kaçak göçmenlerin nakli sırasında meydana gelen altı çocuk toplam on göçmenin ölümü sonucundan olası kastla sorumlu tutulabilmeleri için, eylemlerinin ölüm sonucu bakımından illi bir değer taşıyıp taşımadığının ve ölüm sonucunun objektif olarak sanıklara isnat edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Aksi halde TCK’nin 79. maddesinde düzenlenen ve seçimlik hareketler öngören göçmen kaçakçılığı suçunun işlenişine fail veya şerik olarak katılan herkesin bu suçun işlenmesi sırasında meydana gelen ölüm sonucundan da kayıtsız ve şartsız olarak olası kastla sorumlu tutulması şeklinde hukuka uygun olmayan bir sonuç doğar.
Sanık savunmalarına, mağdur anlatımlarına, HTS sinyallerine, tanık beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre;
Sanık ...’un kanıtlanan eyleminin, olay günü gece 21.00 ile 22.00 sıralarında, kaçak göçmenleri bedeli karşılığında minibüsü ile ... ili Basmane semtinden alarak, Seferihisar İlçesi Doğanbey Soğuksu mevkiine nakledip, sahile yaklaşık 20 dakika yürüme mesafesinde bulunan ormanlık bir alanda indirmekten ibaret olduğu, göçmenlerin buradan yürüyerek sahile indikleri, sanığın ise minibüsü ile ...’e geri döndüğü anlaşılmış, yerel Mahkemece de ...’in eyleminin göçmenlerin indirilmesi ile son bulduğu kabul edilmiştir.
Sanık savunmalarında para karşılığı kaçak göçmenleri taşıma işi yaptığını beyanla, göçmenlerin ... yolu ile kaçırılmasında kullanacak tekneyi gördüğüne ilişkin bir beyanda bulunmamıştır. Diğer sanıklarla süreklilik gösteren bir nakliye anlaşması yapmayan sanığın olaydan önceki aşamalarda diğer sanıklarla teknenin tamir edilmesine dair eylemlere katıldığı de tespit edilememiştir.
Bu durumda; teknenin teknik donanımını, istiap haddini, teknenin denize açılmaya müsait olup olmadığını, teknede yeterli araç ve personel bulunup bulunmadığını bildiğine dair aleyhine herhangi bir delil bulunmayan ve göçmenlerin bir tekne ile mi birden çok tekne ile mi nakledileceği veya bir tekneye kaç göçmenin bindirileceği hususlarında bilgisi de bulunmadığı anlaşılan sanığın göçmenlerin karayolu üzerinden nakil işini yapmasının, göçmenlerin tekneye ulaşması için illi bir değeri olsa da gerçekleşen ölümler objektif olarak sanığa isnat edilemeyeceğinden, sanığın, dört kişiyi olası kastla nitelikli öldürme ve altı kişiyi olası kastla öldürme suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, ilk derece mahkemesinin sanığın dört kişiyi (çocuk) olası kastla nitelikli öldürme ve altı kişiyi olası kastla öldürme suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümlerin bozulması yerine maktuller ..., ..., ... ve ...’e yönelik olası kastla nitelikli öldürme, maktuller ..., ..., ..., ...’a yönelik olası kastla öldürme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanmasına, maktuller ... ve ...’ya yönelik olası kastla öldürme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden, TCK’nin 82/1-e, 21/2. maddeleri uyarınca uygulama yapılması yerine 81/1, 21/2. maddeleri uyarınca uygulama yapılmak suretiyle eksik cezalara hükmolunması gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi nedeniyle Yüksek Dairenizin kararına karşı itiraz olağan üstü yasa yoluna başvurulması gerekmiştir.” gerekçe gösterilmek suretiyle itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmakla,
05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesine eklenen 2 ve 3. bentler ile aynı Kanun'un 101. maddesi gereğince dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dairemizce verilen, sanık ... hakkındaki, “maktuller ..., ..., ... ve ...’e yönelik olası kastla nitelikli öldürme, maktuller ..., ..., ..., ...’a yönelik olası kastla öldürme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanmasına, maktuller ... ve ...’ya yönelik olası kastla öldürme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden bozulmasına” ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden, üyeler ... ve ...’in karşı oyları ve oy çokluğu ile İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.04.2022 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ... hakkında kişisel deliller tüm dosya ile birlikte değerlendirildiğinde, göçmen kaçakçılığı suçuna kasti olarak iştirak ederek bu suçu işlediği konusunda duraksamaya yer yoktur.
Diğer sanıkla birlikte olası kast ile adam öldürme suçu yönünden bir farklılık olduğu ise açıktır.
Göçmen kaçakçılığı suçunun bu davadaki şekli ile işleniş biçimine göre faillerden herhangi birine “adam öldürme suçunu yükleyebilmek için failin, hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini biliyor ve istiyor olması gerekecek olup, işlemiş olduğu fiilin muhtemel bazı sonuçlar doğurabileceğini öngörüyor ve fakat buna rağmen muhtemel sonucu kabullenip fiili işliyor ise bu defa eylemdeki kasıt “olası kasta” dönüşecektir.
Her iki ihtimalde de ön ve vazgeçilemez koşul fail ile fiil arasında net bir illiyet olmasıdır.
Mevcut davada sanık ..., göçmenleri tekneyi kalkacağı noktaya yakın bir yere getirmiştir. Bu doğrudur. Ne var ki, sanık getirdiği 23 göçmenin;
a) Nasıl bir tekneye bineceğini (fiber veya ahşap vs.)
b) Kaç metre büyüklüğünde bir teknenin hazırlandığını,
c)Suç tarihine göre (şubat) teknede yolcuları soğuk ... ve sudan koruyacak kamara olup olmadığını,
d)Teknenin teknik anlamda mevcut ... ve çalkantı koşullarına dayanıklı olup olmadığını,
e)Teknenin motor gücüne göre 23 insanı taşımaya elverişli olup olmadığını,
f)Teknenin motoryat, gulet, yelkenli bir niteliğe sahip olup olmadığını bilmemektedirler.
Velev ki, tekneyi göre bile, 23 kişinin aynı anda tekneye bindiğini görmemiş ve bilmiyor ise 23 göçmenin gruplar halinde taşınmasının mümkün olduğu da olasılıktır.
Yine göreceli olarak küçük bir teknenin güçlendirilmiş bir motor sistemi ile daha çok güç üretmesi ve daha çok ağırlık taşıması izahtan varestedir.
Mevcut davada olası kast ile adam öldürme suçunu doğuran eylem aslında 6-7 kişi alabilecek bir fiber tekneye 6’sı çocuk 23 kişiyi aynı anda bindirip, şubat ayı iklim koşullarında denize açılmakla olmuştur.
Sanık ... teknenin özelliklerini bilmediği gibi, 23 kişinin aynı anda böyle bir tekneye bindiğini de görmemiştir. Dolayısıyla sadece “varsayım” ile ...’in getirdiği 23 göçmenin “bir şekilde” bir ... aracı ile yola çıkabileceğini bilmesi ve öngörmesi kendisinden beklenemez.
Sanık ... ile ölümler arasında bu nedenle bir illiyet yoktur. O aracı ile 23 göçmenin bedeli karşılığında bırakılması istenen yerde bırakmış ve oradan ayrılmıştır.
Bu gerekçelerle sanık ...’in “olası kast altında adam öldürme” suçundan beraati gerektiği düşüncesinde olduğumdan, mahkumiyeti hususunda irade açıklayan sayın çoğunluğun görüşüne katılmadığım için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatiyle muhalifim.
KARŞI OY
Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin 2020/4403 Esas sayılı dosyasında verilen kararın çoğunluk görüşüne, sanık ... hakkında olası kastla nitelikli öldürme ve olası kastla öldürme suçlarının unsurlarının gerçeklemediği, sanığın öldürme fillerine iştirak etmediği ve bu suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan bahisle katılmamaktayım.
Kasten öldürme suçunun manevi unsuru kasttır. Kast, suç tipinin gerçekleştirilmesinin bilinmesi ve istenmesidir. TCK'nin 21. maddesinin 1. fıkrasına göre doğrudan kast 'suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.' Anılan maddenin 2. fıkrasında ise olası kast düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre, 'kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır.' Gerek doğrudan kasıtla öldürme suçunda gerekse olası kastla öldürme suçunda sanığın bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği fiil ile gerçekleşen netice arasında neden sonuç ilişkisinin bulunmasında, başka bir ifadeyle illiyet bağı kurulmasında zorunluluk bulunmalı, neticenin fiili gerçekleştiren sanığa objektif olarak isnat edilebilmesi gerekmektedir.
Dosya içeriğine ve Mahkemenin kabulüne göre; sanıklar ..., ... ve ...’ın suç tarihinden yaklaşık 1 hafta kadar önce 20.000 TL'ye Güzelbahçe ilçesindeki tekne satış işletmesinden sanık ... adına 'Koç Marine 4.95C' model yaklaşık 4 metre boyunda maksimum 6 kişi taşıma kapasiteli ve azami 575 kg. yük veya yolcu kapasitesiyle sınırlı fiber tekne ve motorunu satın aldıkları, Gümüldür Balıkçı Barınağındaki teknenin olaydan birkaç gün önce çalındığı ve karaya oturmuş şekilde bulunduğunda motorun benzin deposunun hortumunun çalınmış olduğu, arızalı olan teknenin 01.02.2016 günü sanık ...’ın emlakçı dükkanında birlikte çalıştığı 'Vado' lakaplı sanık ... ve yanındaki meçhul şahısların tamir etmeye çalıştıkları, tekne bulunduğu yerde tamir edilemeyince 'Tamirci ...' isimli meçhul şahsın teknenin yanına getirtilerek tamir edildiği ve olay günü saat 04:00 sıralarında Sıcaksu mevkiinde 6 kişilik fiber tekneye 23 kaçak göçmenin bindirilerek denize indirildiği, kurtulan müşteki göçmen ...'nun beyanına göre Filistin uyruklu meçhul bir tekne kaptanının tekneyi kullandığı, fiber teknenin denize açıldıktan yaklaşık yarım saat sonra, kaptanın tekneyi kayaya vurması ve motor arızası yapması ile su almaya başlaması üzerine geri dönüp tekneyi sahile götürmeye çalışan tekne kaptanının sahile az mesafe kala, teknenin aşırı yükten su alıp batması üzerine tekneyi terk ettiği, fiber tekne içerisindeki 4'ü çocuk, 2'si bebek ve 4'ü kadın olmak üzere toplam 10 kaçak göçmenin boğularak öldüğü, 13 göçmenin ise sahil güvenlik tarafından kurtarıldığı anlaşılmış, sanıklar ..., ..., ... ve ...’ın olası kastla nitelikli öldürme ve olası kastla öldürme suçlarına iştirak ettiği ve kurulan mahkumiyet hükümlerinin kanuna uygun olduğu Dairemiz tarafından oybirliği ile kararlaştırılmıştır.
Göçmen kaçakçılığı suçunu işleyenlerin olası kastla gerçekleşen ölüm ve yaralanmalardan da sorumlu tutulabilmeleri için, eylemlerinin ölüm sonucu bakımından illi bir değer taşıyıp taşımadığının ve ölüm sonucunun objektif olarak isnat edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Aksi bir düşünce TCK’nin 79/1. maddesinde düzenlenen ve seçimlik hareketler öngören göçmen kaçakçığı suçunun işlenişine fail veya şerik olarak katılan herkesin kayıtsız şartsız ölüm sonucundan olası kastla sorumlu tutulması sonucunu doğurur. Bu sonuç kanaatimizce mümkün değildir.
Sanık savunmalarına, mağdur anlatımlarına, HTS sinyallerine ve tanık beyanlarına göre ...’in kaçak göçmenleri Seferihisar’a götürdüğü, yolda diğer sanıklarla iletişim kurduğu, bir süre bekledikten sonra gece yarısı denizden yaklaşık 20 dakika yürüme mesafesinde olan ormanlık bir alanda göçmenleri indirdiği, göçmenlerin yürüyerek teknenin bulunduğu yere gittikleri, ...’in ise minibüsü ile ...’e geri döndüğü anlaşılmakta, Yerel Mahkemece de ...’in eyleminin göçmenlerin indirilmesi ile son bulduğu kabul edilmektedir.
Sanık ... diğer sanıkların işlediği göçmen kaçakçılığı suçuna müşterek fail sıfatıyla katılmış, göçmen kaçakçığı suçundan TCK’nin 79/1-b, 79/2-a, 43/1-2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ve 18.740 TL adli para cezası ile cezalandırılmış ve karar kesinleşmiştir. Göçmen kaçakçılığı suçuna iştirak eden sanığın olası kastla işlenen öldürme eylemlerine iştirak ettiğini söyleyebilmek için öldürme eyleminin kendisine objektif olarak isnat edilebilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamına göre diğer sanıklar ile süreklilik gösteren bir nakliye anlaşması yapmayan sanık ...’in olası kastla öldürme suçlarından sorumlu tutulmaması gerekmektedir. Şöyle ki; göçmenleri kendi minibüsü ile ... Basmane’den alarak Seferihisar’a götüren sanık ...’un göçmenleri taşıyacak tekneyi görmemesi ve olaydan önceki aşamalarda diğer sanıklarla teknenin tamir edilmesine dair eylemlere katılmaması karşısında teknenin teknik donanımını, teknenin denize açılmaya müsait şartları taşıyıp taşımadığını, teknede yeterli araç ve personel bulunup bulunmadığını bildiğine dair kesin bir delil bulunmamaktadır. Tekne denize açılmadan önce kaç kişinin tekneye bindirileceğini bilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle göçmenlerin nakil işini yapmasının, göçmenlerin tekneye ulaşması için illi bir değeri olsa da ölüm sonucu sanık ...’a objektif olarak isnat edilemez.
Yerel Mahkemece sanıkların göçmen kaçakçılığı suçunu hep birlikte organize ettiği ve “olursa olsun” düşüncesi ile öngörebildikleri sonucu kabul ettiğinin zorunlu bulunduğu ve olası kastla hareket ettikleri kabul edilmiş ise de göçmen kaçakçılığı suçunun müşterek faillerinden biri olan sanık ...’un dosya kapsamı ile kanıtlanan eylemine göre ölüm sonucu sanığa objektif olarak isnat edilemez, Bu nedenle olası kastla nitelikli öldürme ve olası kastla öldürme suçlarından beraatine karar verilmesi ve hükümlerin bu nedenle BOZULMASI gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmadığım için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatiyle muhalifim.