T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2022
NUMARASI : ....
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/04/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ...’ın sahibi/sürücüsü olduğu, müvekkil .... sayılı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik/Artı Trafik) Poliçesi ile sigortalı, ... plaka sayılı vasıtanın, ... mevkiinde, 10.03.2013 tarihinde, alkollü olarak karayolunda yarış yaptığı sırada,... plakalı araca çarparak, ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, kazadan sonra tanzim edilen ifade tutanakları, görüntü kayıtları, bilirkişi raporları, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2013/318 E. - 2014/14 K. sayılı dosyası, vb. delillere göre, davalının ... plakalı aracı alkollü olarak kullandığını, ... plakalı araç ile karayolunda yarış yaptığını, yarış esnasında ... plakalı araca çarptığı olayda, ağır kusurlu olduğunun sabit olduğunu, sigortalı ile müvekkil şirket arasında münakit ve bir delil anlaşması mahiyetinde olan ... Poliçesi Genel Şartlarının B.4.maddesi ve K.T.K 48 vd. maddeleri amir hükmüne göre, müvekkilinin hasar bedelini ödedikten sonra sigortalıya rücu ederek, 3. kişilere ödediği tazminatı talep haklarına kanunen halef olduğunu, ... plakalı vasıtanın, 10.03.2013 tarihinde sebebiyet verdiği kazada, ... plakalı araçta bulunan ... ... yaralanması nedeni ile .... hasar nolu dosyadan, 18.689,62-TL işgöremezlik tazminat bedelinin, 25.08.2014 tarihinde ödendiğini, söz konusu ödemenin davalıdan rücuen tahsili için Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2014/21396 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, (Aynı dosyada, müvekkil şirketçe ...'a ödenen 37.247,00TL'nin de talep edildiğini). takibin kesinleştiğini ancak, dosya ödemesi yapılmadığından halen derdest olduğunu, kazada yaralanan ... ... tarafından sunulan evrak ve beyanlara istinaden, 05.12.2014 tarihinde, 19.900,94-TL ek tazminat ödemesi yapıldığını, bu ödemenin davalıdan rücuen tahsili için ise, Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2014/25879 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış olup, kesinleşen takip dosyasının, halen derdest olduğunu, eldeki rücu davasının ... ... müvekkil şirketçe yapılan ödemelerin eksik olduğundan bahisle, ... Tahkim Komisyonu'na yaptığı başvuru neticesinde, müvekkil şirket aleyhine başlatılan icra takip dosyasına yapılan ödemelere ilişkin olduğunu, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin, ... ... eksik ödeme iddiası ile yaptığı başvuruyu, 10.08.2015 tarih, K-2015/6502 sayılı kararı ile kabul ettiğini ve bu karara istinaden, müvekkil şirket aleyhine, Ankara 7. İcra Müdürlüğü'nün 2015/20118 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına, 17.09.2015 tarihinde müvekkil şirketçe ödeme yapıldığını ve dosyanın infaz olduğunu, davalının sigortalı ... plakalı aracı alkollü olarak kullanmasının, karayolunda yarış yapmasının, yarış esnasında diğer araçlara çarparak ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı kazaya sebebiyet vermesinin, ağır kusurlu olması, poliçe genel şartları ve 2918 sayılı KTK'ya aykırı davranışları nedeniyle, .... hasar nolu dosyadan, Ankara 7. İcra Müdürlüğü'nün, 2015/20118 sayılı dosyasına yapılan ödemelerden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 27.115,22 TL'nin, 17/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı müvekkilin trafik kazasına karışmış ve kaza sırasında taksirle ölüme sebebiyet verme gerekçesi ile Ankara 6.Ağır Ceza Mahkemesi 2013/31 Esas - 2014/14 Karar sayılı dosya kapsamında yargılanıp, cezalandırıldığını yine müvekkile yönelik Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/195 Esas, 2014/348 Karar sayılı kapsamında tazminat ödenmesine hükmedildiğini, davada davalı müvekkil ile müteveffa ...'in %50-%50 oranında kusurlu bulunduğunu, kazaya karışan müteveffa ...'in ehliyetsiz ve 18 yaşından küçük olduğunu, 15.09.2014 tarihli 7873146 dosya nolu davacı ... ... tarafından, alkollü araç kullanılarak kazaya ve zarara sebebiyet verildiği gerekçesi ile müvekkilden 18.689,62 TL istendiğini, bu talebe itiraz edildiğini, kaza sonrası, soruşturma kapsamında müvekkil ve müteveffadan alınan numune sonrası hazırlanan. “…... Duatepe Devlet Hastanesi 11.03.2013 tarih, 2290 sayılı ve Uzman Dr. ... imzalı raporda; ...’ın 8,3 miligram/dl, ... (müteveffa)’in 5 miligram/dl alkol tespit edildiği, referans değerlerine göre alkolsüz olarak değerlendirilmesi uygundur..” şeklinde rapor düzenlendiğini, raporda kusur olarak atfedilecek şekilde bir alkol söz konusu olmadığını, kaldı ki davalı müvekkilin ömrü boyunca alkol almadığını, raporda bahsedilen alkol değerlerinin; kola, sigara, enerji içecekleri, kahve gibi gıdalarda olan oranlar olduğunu, alkol söz konusu olmadığını, zaten raporda sonuç itibariyle alkol olarak değerlendirme yapılamayacağı şeklinde görüş bildirildiğini, hal böyle olunca davacı tarafın rücu gerekçesinin ortadan kalktığını belirterek davanın reddini, itirazlara rağmen icra takibi başlatan, davacıdan %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı tarafından rücuen tazminat talepli dava açıldığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/05/2011 tarih, 2011/11-233 esas, 2011/330 karar ve 04/04/2019 tarih, 2017/11-10 esas, 2019/401 karar sayılı kararlarında, yeni bir mahkemenin kurulması yada kanuna dayalı olarak mahkemelerin yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin düzenlemelerde mahkemenin kurulması yada yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin tarihten önce açılan davaların hangi mahkemelerde görüleceğine ilişkin bir düzenleme bulunmaması halinde davanın açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin yargılamaya devam etmesinin gerektiğinin ve yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik yada gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığının belirtildiği,
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 02/11/2021 tarih, 2021/1511 esas, 2021/1353 karar sayılı kararında da, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların devredilmesine ilişkin hüküm bulunmaması nedeniyle davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanmasının gerektiğinin belirtildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 17.11.2021 tarihli 2021/1939 esas 2021/1732 karar sayılı kararında ise Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesine ilişkin kararın görev kuralı niteliğinde olmadığı, kararın, karar tarihinden sonra açılacak davalar yönünden görevli mahkemenin belirlenmesi amacını taşıdığı, görevin ve kesin yetkinin ancak Kanun ile belirlenmesinin gerektiğinin belirtildiği, bu hali ile davanın açıldığı tarih ve Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih, 608 sayılı kararı içeriğinde yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin kararın yürürlüğe gireceği belirtilen 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların yeni belirlenen yargı çevresindeki mahkemelere görevsizlik yada gönderme kararı ile gönderilmesine ilişkin bir hükmün bulunmaması nedeniyle mahkemelerinin görevli olmadığı, Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile yargılamayı yürütme ve sonlandırma konusunda görevli ve yetkili olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih, 608 sayılı kararında derdest dosyaların devredilmesine ilişkin hüküm bulunmaması nedeniyle mahkemenin görevsizliğine davanın açıldığı tarih dikkate alınarak davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/68 Esasına kaydedilen dosyada mahkemece, 03.02.2022 tarih ve 2022/61 K. sayılı karar ile Polatlı 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargılamayı yürütme ve sonlandırma konusunda görevli ve yetkili olduğundan bahisle, mahkemenin görevsizliğine dair karar verildiğini, 6102 Sayılı Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ile Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan doğan davaların ticari dava olduğunun açık bir biçimde ifade edildiğini, eldeki davada, uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen ... sözleşmesinden kaynaklandığı ve ... hukukunun Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlendiği konusunda şüphe bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava; trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesince Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı, 08.07.2021 tarihli ve 31535 sayılı ... Gazete'de yayımlanan karar ile 'Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Ankara ilinin mülki sınırları (Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) ' olarak belirlenerek ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilerek faaliyete başlama tarihi belirlenmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiş, Asliye Ticaret Mahkemesi’nce, Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuruluşuna dair özel bir yasa bulunmaması, görevlerinin 5235 Sayılı Yasada genel mahkemeler kapsamında belirlenmesi, 08 Temmuz 2021 tarih ve ... sayılı ... Gazete’de yayınlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu'nun 07.07.2021 tarih ve 608 Sayılı kararında 4787 Sayılı Yasa’da belirtildiği şekilde davaların devredileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı gibi 5235 Sayılı Yasada da Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı sınırları dışında sonradan faaliyete geçen Asliye Ticaret Mahkemesi bulunması halinde davaların devredileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı, bir mahkemenin kurulmasından veya faaliyete geçmesinden önce açılan davalara yeni mahkeme tarafından bakılmasının ancak yasal düzenleme ile mümkün olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1'inci maddesi mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceğini ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Kesin yetki halleri de bu çerçevede değerlendirilir.
Bu yasal düzenlemeye paralel olarak görev ve kesin yetki halleri dava şartları arasında sayılmıştır (HMK m.114/1-c ve ç). Bir diğer ifade ile görev ve kesin yetkiye ilişkin koşullar yerine getirilmeden bir davanın esasına girilemez ve bu noktadaki eksiklik, istinaf ve temyiz de dâhil olmak üzere yargılamanın her aşamasında dikkate alınır.
Nitekim Anayasa'nın 'Kanuni hâkim güvencesi' başlıklı 37'nci maddesinde 'Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.' denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur. Bu bağlamda belirtilmelidir ki, yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi (yani izleyeceği yargılama usulü) belirlenmiş olan mahkemenin hakimine tabii hakim, bunu öngören ilkeye de tabii hakim ilkesi denir (Tanrıver, S.: Tabii Hakim İlkesi ve Medeni Yargı, TBB Dergisi, 2013, S.104, s.12; Bilge, N.: Son Anayasa Değişikliğine Göre Tabii Hakim ve Savcı Teminatı, Prof. Dr. Hüseyin Cahit Oğuzoğlu'na Armağan, Ankara 1972, s.574).
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
Hâkimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği, davanın 12/12/2016 tarihinde açıldığı, 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararda derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığı anlaşılmakta olup, dosyanın Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 07/03/2022 tarih ve 2022/3152 Esas - 2022/3715 Karar sayılı ilamı)
Bu gerekçelerle, mahkeme tarafından belirtilen esaslar doğrultusunda verilen, görevsizliğe dair kararın yasaya uygun olması nedeni ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
....
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.