Hukuk Genel Kurulu 2017/1843 E. , 2021/1100 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki 'itirazın kaldırılması ve tahliye' isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Ankara 12. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen istemin reddine ilişkin karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda onanmasına karar verilmiş, alacaklı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. İNCELEME SÜRECİ
Alacaklı İstemi:
4. Alacaklı vekili istem dilekçesinde; müvekkili ile borçlu .. İnş. Rek. Gıda Turizm Maden İth. İhr. Ltd. Şti. arasında 01.11.2010 tarihli kira sözleşmesi akdedildiğini, borçlu-kiracının 2012 yılı Mayıs ve Temmuz ayı kiralarını ve sözleşmeden kaynaklanan %5 gecikme cezasını ödemediğini, bu nedenle Ankara 15. İcra Dairesinin 2012/11282 E. sayılı dosyasında kira alacağının tahsili ve tahliye istemli takip başlattıklarını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, kira sözleşmesine göre aylık kiranın her ayın 5’ine kadar ödenmesi gerektiğini, borçlunun sunduğu belgede 2012 Temmuz ayı kirasının 06.08.2012 tarihinde ödendiğinin görüldüğünü, takip tarihinin ise 26.07.2012 (27.07.2012) olduğunu, borçlunun ödemesinin gerçek ise yine de icra vekâlet ücreti ve masraflar ile kira sözleşmesinden kaynaklanan 270TL cezai şartı ödemesi gerektiğini, borçlunun sunduğu 27.03.2012 tarihli belgenin de sahte olduğunu, bu belge üzerinde Ankara 12. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 2012/615 E. sayılı dosyasında imza incelemesi yapıldığını, imza incelemesinin sonucunun beklenmesi gerektiğini, borçlu ...’nın ise ... İnş. Rek. Gıda Tur. Mad. İth. İhr. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğunu, kira sözleşmesini hem şirket adına hem de kendi adına imzaladığını, ...’nın da borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek borçlunun haksız itirazının kaldırılmasına ve borçlu aleyhine %40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, borçlunun taşınmazdan tahliyesine, borçlu ...’nın da itirazı ile takibin durdurulması karşısında %40 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Borçlular Cevabı:
5. Borçlular vekili cevap dilekçesinde; takip tarihinden önce alacaklı tarafından 27.03.2012 tarihli belgede 2012 yılının Mart, Nisan ve Mayıs ayı kiralarından feragat edildiğini, belgede belirtilen 2012 yılı Mayıs ayı kirasının bu davanın (ve takibin) konusu olduğunu, 2012 Temmuz ayı kirasının ise 06.08.2012 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin borcunun bulunmadığını, borç bulunmadığından tahliye talebinin de reddinin gerektiğini, borçlu ...’nın da kira sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, temerrüt oluşmadığından faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunarak, alacaklının ayrı ayrı %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararı:
6. Ankara 12. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 06.06.2013 tarihli ve 2012/948 E., 2013/612 K. sayılı kararı ile; borçlu ...'nın kira sözleşmesine itiraz ettiği, bu durumda alacaklının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 269/b maddesinde gösterilen belgelerle itirazın kaldırılması isteminde bulunabileceği, yanlar arasında düzenlenen (alacaklının dayandığı) kira sözleşmesi adi yazılı olduğundan borçlu ... hakkındaki davanın reddinin gerektiği, borçlu ... İnş. Rek. Gıda Turizm Maden İth. İhr. Ltd. Şti.’nin borca itiraz ettiği, borçlu vekili tarafından sunulan 27.03.2012 tarihli belgede 2012 yılının Mart, Nisan ve Mayıs ayı kiralarından feragat edildiğinin belirtildiği, belgede yer alan imzaya itiraz edilmesi nedeniyle Ankara 12. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 2012/615 E. sayılı dosyası üzerinden inceleme yaptırıldığı, belgede yer alan imzanın alacaklının eli ürünü olduğunun yapılan bilirkişi incelemesi ile anlaşıldığı, 27.03.2012 tarihli belgeye göre 2012 Mayıs ayı kirasından feragat edildiği, takibe konu 2012 Temmuz ayı kirasının ise yasal sürede ödendiği, alacağın likit olduğu, miktarın alacaklı tarafından bilindiği gerekçesi ile davanın reddine, 11.340TL asıl alacağın %40'ı oranında tazminatın alacaklıdan alınarak borçlulara verilmesine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Ankara 12. İcra (Hukuk) Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince 23.09.2013 tarihli ve 2013/11633 E., 2013/12830 K. sayılı kararı ile karar onanmıştır.
9. Özel Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
10. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince 20.02.2014 tarihli ve 2013/16061 E., 2014/1900 K. sayılı kararı ile; “…Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılmış olan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını, kiralananın tahliyesini ve inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece istemin reddine dair kararın onanması üzerine davacı vekilince karar düzeltme istenmiştir.
1-Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada bulunan mevcut belgeler karşısında davacı alacaklının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yerinde değildir.
2-Davacı alacaklının davalılardan ... İnşaat Reklam Gıda Turizm Madencilik İthalat ve İhracat Limited Şirketi yönünden gecikme cezasına ilişkin karar düzeltme itirazlarına gelince;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçmişe etkili olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı kanunun görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ncı, faize ilişkin 88'nci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Kiracıyı koruma amacıyla getirilen TBK.nun 346. maddesindeki bu yasal düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53.maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanunun'da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.
Somut olaya gelince; takipte dayanılan ve hükme esas alınan 1.11.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar bölümünün 20. maddesi ile kiracının kontrat tarihinden itibaren en geç 5 gün içinde kirayı ödemekle yükümlü olduğu ve zamanında ödenmediği takdirde %5 gecikme cezası ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Davalı ... İnşaat Reklam Gıda Turizm Madencilik İthalat ve İhracat Limited Şirketi tacir olduğundan taraflar arasında kararlaştırılan cezai şart niteliğindeki bu hüküm geçerli olup adı geçen davalıyı bağlar. Davacı alacaklı 26.7.2012 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile Mayıs ve Temmuz 2012 aylar kira parası ile birlikte 540 TL gecikme cezasının tahsilini istemiştir. Takibe konu Temmuz 2012 ayı kirası Temmuz ayının 5'in de yatırılması gerekirken 6.8.2012 tarihinde yatırılmıştır. Bu durumda gecikme cezası tahakkuk etmiştir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı bu defaki incelemeden anlaşıldığından, onama kararının kaldırılarak İcra Mahkemesinin kararının bu yönden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçesi (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle alacaklının karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının kaldırılmasına, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı:
11. Ankara 12. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 22.05.2014 tarihli ve 2014/338 E., 2014/495 K. sayılı kararı ile; takip talebi ve ödeme emrinde alacağın asıl alacak ve işlemiş faizle sınırlandırıldığı, istemin (takip talebinin) 8. maddesinde %5 gecikme cezası istemi yer almışsa da miktar olarak herhangi bir bedelin talep edilmediği, sınırlandırılan alacak miktarı dışında itirazın (kaldırılmasının) değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, alacaklının dava dilekçesinde de bu konuda isteminin görülmediği gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; alacaklı tarafından başlatılan tahliye talepli ilamsız icra takibinde, takip talebinde gecikme cezasının tahsilinin istenip istenmediği, buradan varılacak sonuca göre icra mahkemesince gecikme cezası yönünden itirazın kaldırılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; icra mahkemesince davanın reddine, 11.340TL asıl alacağın %40'ı oranında tazminatın alacaklıdan alınarak borçlulara verilmesine karar verildiği, alacaklı vekilinin temyiz itirazları üzerine Özel Dairece mahkeme kararının onanmasına karar verilmiş ise de alacaklı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Özel Dairece alacaklının 2 nolu bent kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazlarının yerinde olmadığı, 2 nolu bentte takibe konu Temmuz 2012 ayı kirasının Temmuz ayının 5'in de yatırılması gerekirken 06.08.2012 tarihinde yatırıldığı, bu durumda gecikme cezası tahakkuk ettiği, mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile onama kararının kaldırılarak icra mahkemesinin kararının bu yönden bozulmasına karar verildiği gözetildiğinde uyuşmazlık konusu miktarın (Temmuz ayı gecikme cezası 270TL’nin) İİK’nın 4949 sayılı Kanun ile değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı Kanunun ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2014 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında 5.440TL’yi geçmediği, bu nedenle 22.05.2014 tarihli direnme kararının temyizi kabil nitelikte olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
IV. GEREKÇE
15. 02.03.2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle İİK’na eklenen Geçici 7. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında İİK’nın 5311 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinin uygulanması gereklidir.
16. İcra ve İflas Kanunu’nun 363. maddesinde kanun yollarına başvurma koşulları düzenlenmiş olup, 02.03.2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değiştirilmesinden önceki madde metninde, icra mahkemesinin vereceği kararlardan hangilerine karşı kanun yoluna başvurma imkânı olduğu 18 bent hâlinde sınırlı olarak belirlenmiştir.
17. Temyize konu karar İİK'nın 363. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi kapsamında olup anılan maddenin 1. fıkrasının son bölümünde icra mahkemesi kararının temyiz edilebilmesi için takip konusu alacakta ihtilaflı kalan değer veya miktar 2.000TL olarak belirlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu'na 4949 sayılı Kanun'un 102. maddesi ile eklenen ek 1. maddesi uyarınca parasal sınır her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan parasal sınırların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında arttırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların 10TL'sini aşmayan kısımları dikkate alınmaz. 01.01.2014 tarihinden itibaren İcra (Hukuk) Mahkemelerinde uygulanacak temyiz (kesinlik) sınırı 5.440TL olup; direnme kararının verildiği 22.05.2014 tarihinde de bu miktar geçerlidir.
18. Somut olayda, Özel Dairenin bozma kararı kapsamı dışında kalan tahliye isteminin reddine ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği, yerel mahkemenin Temmuz ayı gecikme cezası olan 270TL’ye ilişkin önceki hükmünde direndiği anlaşılmaktadır.
19. Direnme kararının verildiği 22.05.2014 tarihinde, İİK’nın 363. maddesi kapsamında temyiz (kesinlik) sınırı 5.440TL olmakla; 270TL açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
20. Hâl böyle olunca, alacaklı vekilinin temyiz isteminin miktar itibariyle reddi gerekir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Alacaklı vekilinin temyiz isteminin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen 'Geçici Madde 7' atfıyla uygulanmakta olan aynı Kanunun 363. maddesi uyarınca miktardan REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.