10. Ceza Dairesi 2020/20913 E. , 2022/9664 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2018 tarihli ve 2017/251 esas, 2018/248 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 11/11/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 05/07/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 23/06/2016 tarihli ve 2016/27722 soruşturma, 2016/459 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, itiraz mercii ve süresinin gösterildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek infazı için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, şüphelinin uyarılmasına rağmen yükümlülüklerini ihlalde ısrar etmesi nedeniyle infaz dosyasının kapatılması üzerine, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararının kaldırılarak 17/04/2017 tarihli ve 2017/19140 soruşturma, 2017/4145 esas, 2017/3801 sayılı iddianame ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Küçükçekmece 13.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3- Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 11/05/2018 tarihli ve 2017/251 esas, 2018/248 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
4- Sanığın denetim süresi içerisinde 19/10/2019 tarihinde işlediği “hükümlü veya tutuklunun kaçması” suçundan Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2020 tarihli ve 2019/579 esas, 2020/32 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine; Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/06/2020 tarihli ve 2017/251 esas, 2018/248 ek kararı ile erteli hapis cezasının “aynen infazına” karar verildiği,
5- Dosya arasında bulunan Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/460 esas ve 2019/286 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
a-) Sanığın 14/10/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 17/01/2014 tarihli ve 2014/2158 soruşturma, 2014/804 esas, 2014/466 sayılı iddianamesi ile Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
b-) Dosyanın devredildiği Küçükçekmece 15.Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2015 tarihli ve 2014/563 esas, 2015/60 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 26/03/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
c-) Kanun yararına bozma incelemesine konu Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesince ihbarda bulunulması üzerine; Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/04/2019 tarihli ve 2018/460 esas, 2019/286 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın istinaf kanun yoluna başvurduğu,
d-) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 11/03/2020 tarihli ve 2019/2308 esas, 2020/699 karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine, 05/07/2015 tarihli eylemin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için ihbarda bulunulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun'un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine ilişkin Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2018 tarihli ve 2017/251 esas, 2018/248 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, bahse konu hapis cezasının aynen infazına dair Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/06/2020 tarihli ve 2017/251 esas, 2018/248 sayılı ek kararının, 11/05/2018 tarihli ilk kararın kanun yararına bozma yoluyla bozulması halinde, infaz kabiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
6545 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup anılan maddenin 5. fıkrasında, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.”, 8. fıkrasında “Bu Kanunun; a)188'inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, b)190'ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” ve 9. fıkrasında ise 'Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır' şeklindeki düzenlemelere yer verildiği,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 07/10/2019 tarihli ve 2019/2219 esas, 2019/6135 karar sayılı ilâmında da kabul edildiği üzere, ilk suçtan dolayı 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi kapsamında verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen ikinci suça ilişkin yargılama yapan Mahkemesince, ilk suça ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veren mahkemeye birleştirme talepli ihbardabulunarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ilk suça ilişkin davanın derdest hale gelmesi sağlandıktan sonra, ikinci suça ilişkin davanın ilk suça ilişkin dava ile birleştirilmesine karar verilmesi, birleştirme kararı verildikten sonra her iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek, ikinci suç bakımından mahkûmiyete yeterli delil bulunduğu ve bu suçun ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde işlendiği tespit edilirse, bu suç sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılarak ilk suça ilişkin hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerektiği,
Somut olayda, sanığın ilk suçu olan 14/10/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 17/01/2014 tarihli iddianameyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2015 tarihli ve 2014/563 esas, 2015/60 sayılı kararıyla mahkumiyetine, 6545 sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanun'un geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 26/03/2015 tarihinde kesinleştiği,
Sanığın denetim süresi içerisinde aynı nitelikte suç işlediğinin inceleme konusu olan ve ikinci suça ilişkin yargılama yapan Mahkemesince ihbarda bulunulması üzerine, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 25/04/2019 tarihli ve 2018/460 esas, 2019/286 sayılı kararıyla hükmün açıklanması ile adı geçen sanığın mahkumiyetine karar verildiği,
Anılan kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 11/03/2020 tarihli ve 2019/2308 esas, 2020/699 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek anılan kararın kesinleştiği,
Tüm bu bilgiler karşısında, inceleme konusu olan ve ikinci suça ilişkin yargılama yapan Mahkemesince, ilk suça ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veren mahkemeye birleştirme talepli ihbarda bulunup davanın derdest hale gelmesi sağlandıktan sonra, ikinci suça ilişkin dava ile birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği, ancak ilk suça ilişkin kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmesi nedeniyle her iki dosyanın birleştirilerek görülme imkanının kalmadığının anlaşıldığı,
Bu durumda, sanığın 05/07/2015 tarihli ikinci eyleminin, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/03/2015 tarihinde kesinleşen, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/8. maddesi gereğince zorunlu olarak verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 27/01/2015 tarihli kararının 5 yıllık denetim süresi içinde işlenmiş olması nedeniyle bu kararın ihlali olarak değerlendirileceği ve 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı nedeniyle ihlal olarak nitelilendirilen ikinci suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2018 tarihli ve 2017/251 esas, 2018/248 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 05/07/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 23/06/2016 tarihli ve 2016/27722 soruşturma, 2016/459 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, şüphelinin uyarılmasına rağmen yükümlülüklerini ihlalde ısrar etmesi nedeniyle infaz dosyasının kapatılması üzerine, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararının kaldırılarak 17/04/2017 tarihli iddianame ile Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2018 tarihli ve 2017/251 esas, 2018/248 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, 2 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, erteli hapis cezasının aynen infazına dair Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/06/2020 tarihli ve 2017/251 esas, 2018/248 sayılı ek kararının, 11/05/2018 tarihli ilk kararın kanun yararına bozulması halinde, infaz kabiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan 'Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır' şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında;
Somut olayda, sanık hakkında daha önceden 14/10/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 17/01/2014 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2015 tarihli ve 2014/563 esas, 2015/60 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 26/03/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, kanun yararına bozma incelemesine konu Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesince ihbarda bulunulması üzerine; Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/04/2019 tarihli ve 2018/460 esas, 2019/286 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın istinaf kanun yoluna başvurduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 11/03/2020 tarihli ve 2019/2308 esas, 2020/699 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca verildiğinin kabulü gerektiği, bu kabule göre; kanuni zorunluluk üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, bu durumda, incelemeye konu suç tarihinin 05/07/2015 olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlenmesi nedeniyle Cumhuriyet savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye ihbarda bulunması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılarak kamu davası açılması ve yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
Sanığın 05/07/2015 tarihli eylemini, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesince kanuni zorunluluk üzerine verilen ve 26/03/2015 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle açılan kamu davasında mahkemesince “düşme kararı” verilip mahkemesine ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince “düşme kararı” verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde olduğundan, Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2018 tarihli ve 2017/251 esas, 2018/248 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
28/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.